31 Aralık 2014 Çarşamba

Yılbaşı gecesi neyi, nasıl yemeli?

Yeni yıl yaklaşırken hepimiz kendi kendimize sözler verir, dileklerde bulunur ve bazen de değişim kararları alırız. Kararınız yeni yılı fit ve formda karşılamak ve Yılbaşı gecesinin yıldızı olmak ise değişim için bir an önce harekete geçin. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, bu gecenin yıldızı olmanız için size harika ipuçları veriyor. İşte Yılbaşı gecesi verdiğiniz kiloları nasıl koruma altına alabileceğiniz hakkında detaylı bilgiler…



Ev daveti için yemek hazırlarken kilo almayın!

Evdeki parti için yemeği siz hazırlıyorsanız; öncelikle ağzınıza şekersiz bir sakız atmayı unutmayın. Yemek hazırlarken en lezzetlisine ulaşmak için minik tadımlar yaparız ancak bu gecenin özel bir gece olduğunu göz önünde bulundurursak yapacağımız çeşit de artacak dolayısıyla tadım yaptığımız yemek miktarı da o oranda artacaktır, bu durumda daha gece başlamadan gereksiz kalorilerle dolmuş olursunuz.

İşte Uzman Diyetisyen  Gamze Şanlı Ak’tan yeni yılı evde karşılayacaklar için altın öneriler;

Kendinizi iyi hissettirecek yemek seçimleri yapın ve yemeğe çok aç oturmamaya özen gösterin. Bu durumda “yağsız protein ve kompleks karbonhidratlar” imdadınıza yetişip, kurtarıcınız olacaktır. Örneğin; 1-2 dilim yağsız dil peyniri ve grisini, taze meyve ile sütlü kahve veya 1-2 adet kuru meyve ile 10 fındık/badem iyi seçimlerdir.

Yemek öncesi peynir, salata ve zeytinyağlı/ızgara sebze ile başlangıç yapılabilir ana yemek olarak yılbaşının vazgeçilmezi hindi eti iyi bir seçimdir çünkü kırmızı ete göre daha az yağ içerir. Yanında kestaneli pilav tercihiniz varsa ekmek ve püre yemeyin ve çorba içmeyin çünkü hepsi karbonhidrat grubunda yer almaktadır. Tatlı yemek istiyorsanız pilav almamanızı öneririm.

Yılbaşı tatlısı olarak cevizli kabak tatlısı, kaymaksız ayva tatlısı, fırında armut veya elma, dondurma, sorbe gibi yağ içermeyen hafif meyve tatlıları seçilebilir.

Yemek sonrası gece devam ederken yüksek kalori almamak için, taze sebze ve meyveleri atıştırmalık olarak tercih edebilirsiniz. Salatalık, havuç, renkli biber, çiğ karnabahar, brokoli, kereviz sapı, brokoli, kuşkonmaz gibi sebzeleri bir kaseye doldurun, yanına da yağsız yoğurt, light labne peynir, kuru nane, kekik ve kırmızıbiber ile kendi dip sosunuzu yaratın. Sizi gece boyunca oyalayacaklardır.

Kuruyemiş seçiminizde de dikkatli olun, kendinize ufak bir kase seçin; içine 5 fındık, 5 badem, 5 parça ceviz, 5 şam fıstığı, 5 fıstık, 10 kuru yaban mersini ve kuru üzüm ile 3-4 kuru erik, son olarak 1 yemek kaşığı dolusu beyaz leblebi ekleyin ve gece boyunca tüketin.

Restoranda yemek

Yılbaşını evde geçirmek istemeyenlerin en çok rağbet ettiği alternatif “restoranda” yemektir. Burada amaç; hem yemek organizasyonuyla uğraşmamak hem de aynı ortamda eğlenceye devam etmektir. Yılbaşı gecesi yediklerinize dikkat etmek istiyorsanız bu programların menülerine önceden ulaşabilirsiniz, böylece alternatiflere göz gezdirip, ne seçeceğinize karar verebilirsiniz. Ordövr tabağından; mayonezsiz onun yerine yoğurtlu mezeler tercih edilebilir. Ara sıcaklar genelde yağda kızartılmış oldukları için es geçilip, ana yemekle devam edilebilir. Yemeğin hemen sonrasında ikram edilen meyve veya tatlı seçimlerinden ise meyveyi seçmeniz daha uygun olacaktır. “Limitsiz meze ve içki” alternatifi sunan restoranlardan uzak durmanızı öneririm çünkü bu durumda kontrolün sizin elinizden çıkması olasıdır. Yemekler yerine, arkadaşlarınıza ve eğlenceye odaklanın.

Partide atıştırma

Partiye katılacaksanız, asla aç gitmemeye özen gösterin çünkü sunulan minik atıştırmalıklar kalori yüklü olabilir ve sizde bunlara hayır diyemeyebilirsiniz. Bunun için evden çıkmadan önce sağlıklı mini öğünler yapmak oldukça önemlidir. Açık büfe için; öncelikle küçük bir tabak seçin ve tabağınızın yarısının çeşitli sebzeler ile dolu olduğuna emin olun ve size önerim tabağınıza seçtiğiniz yemekleri koyduktan sonra açık büfenin etrafından hemen ayrılın ve bir daha uğramayın.

Alkolü limitleyin. Ertesi sabah şiş uyanmak istemiyorsanız alkol ile birlikte bol su tüketmeyi ve az tuzlu seçimler yapmayı unutmayın. Alkolün 1 gramının 7 kalori; yağın 1 gramı ise 9 kaloridir. Bu da demek oluyor ki alkol aldığımızda neredeyse yağ içmişiz gibi kalori alıyoruz vücudumuza. Bu durumda iki seçeneğimiz var;

1.seçenek; Bir şişe bira veya bir kadeh şarap tercihi yapmak votka, viski, martini, rakı, rom veya kokteyllere göre çok daha iyi bir seçenektir. Hazırlanan alkollü karışımlar sırasında içkiniz neredeyse 400-600 kaloriyi bile bulabilir. Bu seçenekte, ertesi sabah çok içmediğiniz için pişmanlık duymayacak ve yeni yılın ilk gününe enerjik başlayacaksınız.

2.seçenek; Maalesef tahmininizden çok içtiniz ve ertesi gün nasıl ayılacağınıza dair şüpheleriniz var bu durumda;  bitki çayını (papatya, adaçayı, rezene, melisa), 1 dilim limonla tercih etmek, hem midenizi yatıştıracak, hem erken ayılmanızı sağlayacak hem de kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacaktır ya da ertesi gün arınma içeceği imdadınıza yetişecektir; 1 adet yeşil elma, 1 adet salatalık, 1 adet havuç, 1 adet enginar kalbi,  ½ ceviz büyüklüğünde taze zencefil, 1 tatlı kaşığı keten tohumu, 1 tatlı kaşığı çörek otu ve ½ limon suyunu katı meyve sıkacağından geçirerek içmenizi öneriyorum.  Gün içinde de bol limonlu ve taze naneli su tüketmek ve sebze ağırlıklı beslenmek yardımcı olacaktır. Toksinlerden arınmak için sauna veya buhar banyosu yapmayı da düşünebilirsiniz. Her iki yönetimde aynı zamanda vücuttan su atacağı için daha fazla su içmeye özen gösterin. Ayran, taze nane ve maden suyu karışımı da denenebilir.

Hayır demeyi öğrenin

Sağlık lügatınızda bulunması gereken en önemli sözcük “hayır” olmalıdır. Lezzetli gözüken ve Yılbaşına özel olarak hazırlanmış olan birçok ikram aynı zamanda çok kalorili de olabiliyor bu nedenle içeriğinden tam olarak emin olmadığınız yiyeceklerden uzak durun. Limitlerinizi kendiniz belirleyin. Kendinizi tanıyın ve duygularınızdan emin olun. İkramlar ve ısrarlar karşısında iradenizi test edin; “evet, çok güzel gözüküyor ancak teşekkürler” demeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın. Unutmayın, mideniz çöplük değil. Sözcü

30 Aralık 2014 Salı

Kilolu insanların olağanüstü değişimi

Bir zamanlar kilolu olan insanlar, zayıfladıkları halleriyle kamera karşısına geçerek sosyal ağlarında paylaşıyor.

İşte daha sağlıklı bir hayat yaşamaya karar verenlerin ne kadar değiştiğini ortaya koyan fotoğraflar...
















3 Günlük detox ile yeni yıla hazırız

İdeal ancak sağlıklı bir yılbaşı sofrasına oturmak yeni yılı zinde karşılaşmak isteyenler için önem taşıyor.

Milliyet'in haberine göre; Birbirinden lezzetli yemeklerin buluşacağı yılbaşı sofraları için son hazırlıklar yapılıyor. İdeal ancak sağlıklı bir yılbaşı sofrasına oturmak yeni yılı zinde karşılaşmak isteyenler için önem taşıyor.

Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Yeşim Çelik, yeni yılı enerjik ve formda geçirmek isteyenler için 3 günlük detoks programı hakkında bilgi verdi

Aşırı yeme güdüsünü kontrol altına almak için…

Fazla Alkol, aşırı yağlı ve şekerli gıdalar, ağır yemeklerin üzerine hemen tatlı yemek, sınırsız kuruyemiş tüketimi… Yılbaşı gecesi yapılan başlıca ve hayati hataların başında yer alıyor. Sofra içeriğine ne kadar dikkat edilse de kişi elinde olmadan bol miktarda kalori alıyor. Aşırı yeme güdüsünü kontrol altına almak istiyorsanız; yemeğe başlamadan önce iki bardak su için, daha sonra çorba ve salata ile devam edin ve en son ana yemeği tüketin.

Ne de olsa bir gün, her isteğimi yerim derseniz…

“Yılbaşı gecesi sınırsız yemek yemenin hiçbir zararı olmaz” fikri sağlığınızı ciddi anlamda etkilemektedir. Aşırı yağlı yemek; mide rahatsızlıkları başta olmak üzere bir sürü sağlık problemine neden olabilir. Kontrolü kaçırmamak için kendinize bir servis tabağı alın, yarısını salata ile doldurun ve geri kalan kısmına menüde ne varsa hepsinden birer ikişer kaşık ekleyin. Aynı şeyi meyve, kuruyemiş ve tatlı için de yapabilirsiniz.

Yeni yıla yorgun, halsiz ve de mide sorunlarıyla girmek istemiyorsanız…

· Yılbaşı sofrasında mevsim sebzelerinden oluşan bir salata bulundurun.

· Hindiyi fırında pişirin.

· Kızartma ve kavurma türü yemekleri sınırlandırın.

· Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tercih edin.

· Tatlı olarak meyve ve sütlü tatlıları seçin.

· Kuruyemişleri yemekten 1 saat sonra, en fazla bir avuç tüketin.

· Meyveyi yemekten 1 saat sonra ikram edin. Ananas ve muzdan oluşan meyve tabağının mutluluk hormonu salgılatacağını ve yorgunluğu alacağını da unutmayın.

Adım adım detoks programı

Aşırı kalori almış bir vücut, 3 günlük detoks programı ile hafifletilip, eski beslenme düzenine hızlıca dönüş yapılabilir. Bunun için:

· Güne kahvaltıyla başlanmalı, hafif bir kahvaltı yapılmalı.

· Uykusuzluk, fazla alkol ve aşırı yemek nedeniyle oluşan ödem, bol su tüketimi ile atılmalı.

· Gün içinde 1-2 kupa yeşil çay içilmeli.

· Sık aralıklarla sağlıklı ara öğünler yapılmalı.

· Yarım saatlik yürüyüş ile vücudun yeniden denge kurması sağlanmalı.

Detoks öneri listesi

Sabah: 1 bardak badem sütü, 2-3 dilim ananas

Ara: 1 fincan yeşil çay

Öğlen:Avokadolu cevizli salata

Ara:Elma ve yulaf ezmeli yoğurt (1 küçük kase)

Akşam:1 tabak zeytinyağlı sebze yemeği + 1-2 dilim tahıllı ekmek

Ara: 1 fincan yeşil çay + 1 elma

Avokadolu cevizli salata nasıl yapılır?
2-3 dilim olgun avokado,1 adet kırmızıbiber
2-3 dal yeşil soğan, 2 diş taze sarımsak
3- adet chery domates,
4-5 adet haşlanmış brokoli, 10-12 dal nane-maydanoz, 10 dal roka
1 çorba kaşığı ince doğranmış yeşil zeytin
2-3 adet ceviz (dövülmüş)
Sos için:1 tatlı kaşığı balzamik sirke+ 1 çorba kaşığı limon+1 tatlı kaşığı zeytinyağı

Yeni dönem diyet yöntemi

Kilolardan kurtulmaya yeni yöntem; 4 yapraklı yonca!

Yepyeni bir yılın arifesinde alacağımız yeni kararların hayatımızı değiştirebileceğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle sağlıklı bir hayat için tavsiyelerde bulunuyor. 4 yapraklı yonca dengesi ile sağlıklı beslenmek mümkün!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi beslenme ve Diyet uzmanı Gizem Köse, 2015’in daha sağlıklı bir yıl olması için hayatımızda bazı yenilikler yapmamız gerektiğinin altını çizdi.

Köse, şu tavsiyelerde bulundu:
“Dünya Sağlık Örgütü, ‘sağlıklı olmayı’ sadece hastalıklardan ve mikroplardan korunma değil, ‘Bir bütün olarak fiziki, ruhi ve sosyal açıdan iyi olma hali’ olarak açıklıyor. Bu da demek oluyor ki bir bütün olarak iyi olabileceğimiz yeni bir başlangıç sizlerin elinde...

Hareket edin, hafifleyin!
Hem sağlıklı hem formda olmak için sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite şart. Fiziksel aktivite demek illa ki her gün spor yapmanız gerekiyor anlamına gelmez. Gün içinde hareketlerinizi arttırın. Örneğin iki saatten fazla oturmayın, on dakika kadar dolaşın, hava alın. Asansör yerine merdiven kullanın. Televizyon ya da bilgisayar başındayken esneme hareketleri yapın.

Yiyecek için strese girmeyin!
Yenilmemesi gereken bir yiyeceği tüketmek istiyorsanız kendinizi strese sokmayın. Evet, tüketebilirsiniz. Haftada bir gün yiyeceğiniz 1 dilim pasta size zarar vermez asıl size kilo aldıracak olan bu durumu alışkanlık haline getirip her gün yemenizdir. Bu yüzden ara sıra kendinizi şımartın.
Fazla yediğinizi düşünüyorsanız ve rahatsız hissettiyseniz de 1 saat yürüyüş yapın, hem kalorinizi harcarsınız hem de mutluluk hormonunuzun artması ile stresten kurtulursunuz. Aslında ne kadar kolay değil mi? Çalışmalarda fiziksel aktivite yaparken müzik dinlemenin motivasyonu arttırdığı kanıtlanmış durumda. Fiziksel aktivite için sizin belirlediğiniz küçük bir motivasyon sağlarsanız yürüyüş yapmak inanın zor değil.

İçecek olarak suyu tercih edin
Her yemeğin yanında yutmayı ve sindirimi kolaylaştırmak için bir şeyler içiyorsunuz. İçecek tüketirken her zaman ilk önce suyu tercih edin. Günde en az 2 litre önerisi hep aklınızda bulunsun. Günde 2 litre içmek danışanlarımdan da gördüğüm kadarıyla bazen zor olabiliyor ancak iki hafta zorlu süreçten sonra artık vücudunuz kendisi su tüketmek istiyor ve metabolizmanız hızlanıyor. Organların daha dengeli çalışması ve metabolizmanızın hızlanması için günde 2 litre suyu mutlaka tüketin.

Beslenmede dört yapraklı yonca dengesi
Hızlı kilo vermeyi vaad eden tek yönlü diyetler size hiç bir zaman yarar sağlamayacak. Bunu illa deneyerek öğrenmeyin, sağlıklı beslenmenin uygulaması gerçekten çok kolay. Hayatta bir şeyi tek başına uygulamak, tek yönde davranışlarda bulunmak hiçbir zaman doğru değildir.

Beslenmenin temelleri de tek yönlü olmamalıdır. 
Türkiye’de yapılan çalışmalarla beraber besin grupları dört yapraklı yonca adı verilerek gruplandırılmıştır. Et grubu (et, tavuk, yumurta, kurubaklagil vs), süt grubu (süt, yoğurt, peynir vs), tahıl grubu (ekmek, bulgur, makarna, çorba vs) ve meyve-sebze grubu şeklindedir. Her öğününüzde bu gruptan bir miktar besini eşit miktarlarda tüketirseniz hem yeterli hem dengeli beslenmiş olursunuz. Örneğin: öğlen yemeğinde 1 kase çorba, 1 porsiyon etli sebze yemeği, 1 kase yoğurt ve 1 ince dilim tam buğday ekmeği gibi…

Duygusal açlık şişmanlatıyor!
Açlık bazen durdurulamayıp tıkınırcasına yeme nöbetlerine giriyorsanız duygusal açlığınız olabilir. Duygusal açlığınız var ise giderilmesi için davranış kontrolü ve beslenmenin doğru yollarını öğrenmeniz gerekir.

Öğrenme gerçekleştikten sonra fark edilmeden dikkat edilecek noktalarla yaşam kaliteniz yükselecektir. Kendi kendinize denemiş buna rağmen duygusal yemenizi kontrol edemiyorsanız da profesyonel bir terapi ile beraber beslenme uzmanı ile görüşmeniz gerekir. Terapi, duygusal yemenizin arkasında saklı olan motivasyonların ortaya çıkmasını ve başarı çıkma becerilerinin bulunmasını sağlar. “

1 ayda 11 kilo verdi

Fazla kilolarınızdan kurtulmanın yolu artık yağları önce ısıtıp sonra eksi 10 dereceye düşüren vücudu şaşırtan tedavi yönteminden geçiyor.

Ameliyatsız tek seansta yağ hücrelerini yok eden yöntem Ultra Ice Lipo teknolojisi birçok kilo problemi yaşayan insanın hayatını değiştirdi.

77 yaşındaki Yaşar - Müzeyyen Ertuğrul çifti, şeker hastalığı nedeniyle aldıkları kiloları Ultra Ice Lipo yöntemiyle verdi. 4 ayda 13 kilo verip bel çevresinden 13 santim incelen çift, şeker hastalıklarının yok denecek kadar azaldığını söyledi.


Fazla Kilolar Şaşırtılarak Yok Ediliyor

Diyet yapılarak ya da kilo verilerek kurtulamayan bölgesel yağları hedef alan Ultra Ice Lipo, İtalya Ferere üniversitesinde Dr. Fabrizio ve ekibi tarafından yüzlerce hastaya uygulandı ve sonra Amerika ve Brezilya Dr. Kostas tarafından uygulanmaya başlandı. Mucizevi yöntemi Türkiye’ye getiren, Estetik uzmanı ve güzellik koçu Meltem Şarkışlalı, “Yağ aldırma operasyonlarına alternatif olan bu yöntem önce ısıtma sonra soğutma ile vücudu şaşırtıp, yağ hücrelerini tek seansta yok ederek vücuttan süreç içinde sağlıyor. Acısız, ağrısız ve ameliyatsız olarak uygulanan yöntem ortalama 1 ya da 2 saat sürüyor” şeklinde konuştu.

Şeker Hastalığı Yok Denecek Kadar Azaldı

Liposuction yaptırmadan göbek, basen, bacak içi, sırt bel çevresi bölgesine uygulanan bu yöntem; yağ hücrelerinin önce ısıtılıp, sonra eksi 10 dereceye kadar getirilerek vücut tarafından bloke edilmesini sağlıyor. Yan etkisi olmayan ve doktor kontrolünde uygulanan yöntem; kalp, diyabet ve tiroit hastalarında da başarılı sonuçlar veriyor. 77 yaşındaki Yaşar - Müzeyyen Ertuğrul çifti, şeker hastalığı nedeniyle aldıkları kiloları 4 ayda bu yöntemle 13 santim incelerek verdi. Ertuğrul çifti, daha rahat hareket ettiklerini, nefes alıp verişlerinin düzeldiğini ve şeker hastalıklarının yok denecek kadar azaldığını söyledi. Şeker hastalığından dolayı kilo veremediklerini, ayakkabılarını bile bağlamakta zorluk çektiklerini belirten Ertuğrul çifti, “Birçok zayıflama tekniği uyguladık, çeşitli diyetler yaptık. Sonunda bu yöntemle zayıflayıp, inceldik. Çok mutluyuz” açıklamasında bulundu.

Doğum Sonrası Kiloları Kâbus Olmasın

Pek çok kadının kâbusu olan doğum sonrası kilolarda Ultra Ice lipo yöntemiyle giderilebiliyor. Ayten Kırca (43) 3 çocuk annesi, doğum sonrası oluşan kilolarını yaptığı hiçbir diyetle ve sporla veremedi. Özellikle göbek ve basen bölgesinde çok sert yağ dokusuna sahip olan Ayten Kırca, “Son çare olarak bu tedavi yöntemine teslim oldum. 1 Ayda 11 kilo verdim. 15 santim de inceldim. Sonuca inanamadım. Mutluluğumu ifade edemem” dedi.

29 Aralık 2014 Pazartesi

Yılbaşı geceniz kabusa dönmesin

Yeni yıla enerjik merhaba diyebilmek ve ertesi gün daha rahat uyanabilmek için yılbaşı gecesi yediklerimize ve içtiklerimize dikkat etmemiz gerekiyor.

Yılbaşı akşamında çok çeşitli meze ve yemeklerden oluşan sofralarda, sınırsız tüketim kâbusa dönüşebiliyor. Yılbaşı akşamı ve ertesi gün, hazımsızlık, fazla Alkol tüketimi, ishal ve kan şekeri yüksekliğinden kaynaklanan sağlık problemleriyle hastanelere başvuruların arttığı gözlemlenmekte. Liv Hospital Ankara Uzman Diyetisyeni Müge Özturna uyarıyor. "Yılbaşı akşamı fazla yemek yeneceği" fikrinden yola çıkılarak, gündüz aç kalınmasının yanlış olduğuna dikkati çeken Özturna; patlıcan ezmesi, yoğurtlu havuç gibi hafif sebze ağırlıklı mezelerin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. “Porsiyonu yinelemezseniz hem tadımlık hem de doyumluk bir keyif yaşarsınız.” Diyen Özturna, Alkol tüketimiyle ilgili de uyarılarda bulundu. “Hem yemek hem de alkol fazla alındığında kalori çok artar. Bu durumda baş ağrısı, yorgunluk, mide ağrıları, bulantı, kusma, ağırlık hissi ortaya çıkar. Rakı, votka, viski gibi yüksek alkol içerenler yerine, şarap, şampanya gibi düşük alkol içeren içkiler tercih edilebilir. Kadınlar için en fazla 2 kadeh, erkekler için de en fazla 3 kadeh gibi bir sınırlama faydalı olacaktır” dedi.

“Akşam ziyafet var” diye gün içinde aç kalmayın

"Yılbaşı akşamı fazla yemek yeneceği" fikrinden yola çıkılarak, gündüz aç kalınmasının yanlış ve aç kalan bir vücudun, aldığı besinleri yakmak yerine, bir sonraki açlıkta kullanmak üzere depolama eğilimine girdiği unutulmamalıdır. Akşamüzeri kan şekeri düşüklüğünün, akşam yemeğinde ise fazla açlığın engellenmesi amacıyla düşük kalorili 1-2 porsiyon meyve tüketilebilir. Yılbaşı günü kadar sonrası beslenmenin de önemli olduğunu vurgulayan Uzman Diyetisyen Müge Özturna yılbaşı sonrası meyve, sebze ve salata desteğiyle yapılacak birkaç günlük diyetin faydalı olacağına dikkat çekti.

Hafif yiyecekler tercih edin

Sofraları cipslerle ve kuruyemişlerle donatmak yerine patlıcan ezmesi, yoğurtlu havuç gibi hafif sebze ağırlıklı mezeler tercih edilmelidir. Peynir, salam, pastırma, mayonezli mezeler yüksek kalorili olduğu için ordövr tabağında yer alan şarküteri ürünlerinin yarısını veya üçte birini tüketin. Kalsiyum ve protein içeren süt ve yoğurt grubu mutlaka tüketilmelidir. Ayran, yoğurtlu salata, yoğurt, yoğurtlu makarna gibi seçenekler tercih edilebilir. Çok fazla çeşit ve yağlı besin tüketimi mide bulantısı, hazımsızlık, ishal gibi sağlık problemlerine yol açacağından, mümkün olduğu kadar yağsız, az çeşitte besin tüketmeye özen gösterin. Kırmızı etin ızgara, buğulama veya haşlama şeklinde pişirilmesi sağlık açısından daha doğrudur. Menüde vitamin, mineral ve posa içeriği yüksek salata ve zeytinyağlı sebzelerin de yer alması dengeli bir öğün için önem teşkil etmektedir. Yılbaşı akşamı hindi tüketilmesi de kaliteli protein içeriği nedeniyle faydalıdır.

Karbonhidratı sınırlı tüketin

Pilav, makarna, çorba, dolma, ekmek, kestane gibi besinler karbonhidrat grubundadır. Bu besinlerin enerji içerikleri yüksektir ve kan şekerini hızla yükseltir. Karbonhidrat grubundan besin seçilirken mutlaka posa miktarının yüksek olmasına dikkat edilmeli ve bu gruptan en fazla 1 veya 2 tür besin seçilmelidir. Bulgur pilavı, kepekli ekmek, kepekli makarna gibi glisemik indeksi düşük olanlar tercih edilmeli ve tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir.  Yılbaşı sofralarının vazgeçilmez yemeği kestaneli pilav tercih edilecekse, ekmek ve çorba yerine tüketilmeli ve 5-6 kaşıkla sınırlandırılmalıdır.

Hızlı ve büyük lokmalar kalbi sıkıştırabilir

Yılbaşı gecesi acil servislerde halk diliyle "mide fesadı" denilen, sindirim sorununu yaşayan ve midesi yıkanan çokça hastaya rastlayabilirsiniz. Yavaş yavaş ve azar azar yemek gerçekten çok önemlidir. Fazla miktarda, hızlı ve büyük lokmalar halinde besin tüketmek, tansiyonu artırıp, kalbi sıkıştırabilir. Hazımsızlık ve şişkinliğin engellenmesi için yemek yavaş yenmeli ve iyi çiğnenmelidir. Bu yöntem çabuk doymamıza ve daha az besin tüketimine de sebep olacaktır. Doygunluk sağlandıktan sonra, sofrada oturmak yemek miktarının artmasına sebep olur. Bu yüzden yemek bitiminde sofradan kalkılmalıdır. Yatmadan 2 saat önce yemek tüketimi sonlandırılmalıdır.

Tatlı ve kuruyemişe sınır koyun

Şekerli besinler yüksek enerji içerir ve kan şekerinin hızla artmasına sebep olur. Tatlıların yemekten sonra ara öğün olarak tüketilmesi gerektiğine vurgu yapan Liv Hospital Ankara Uzman Diyetisyeni Müge Özturna, kalorisi ve yağ içeriği yüksek hamurlu tatlılar yerine, tarçın ile fırında pişirilmiş incir tatlısı, kabak tatlısı gibi meyveli veya sütlü tatlıların tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Yemekten sonra ara öğün olarak miktarlarına dikkat edilerek, 2-3 porsiyon meyve tüketilebileceğini ifade eden Özturna, “kuruyemiş olarak ise en fazla bir avuç fındık ve ceviz tercih edilmelidir.” dedi.

Alkol kullanımına dikkat


Yılbaşı akşamı en önemli konulardan birinin de alkol tüketimi olduğunu belirten Özturna, “Hem yemek hem de alkol fazla alındığında kalori çok artar. Bu durumda baş ağrısı, yorgunluk, mide ağrıları, bulantı, kusma, ağırlık hissi ortaya çıkar. Rakı, votka, viski gibi yüksek alkol içerenler yerine, şarap, şampanya veya bira gibi düşük alkol içeren içkiler tercih edilebilir. Kadınlar için en fazla 2 kadeh, erkekler için de en fazla 3 kadeh gibi bir sınırlama faydalı olacaktır.” dedi.

Sobike Aquabiking artık Türkiye'de

Su içinde pedal çevirerek keyifle kalori yakın...

Sobike Aquabiking nedir?
Aquabiking en basit haliyle suda pedal çevirmektir. İlk olarak İtalya’da fitness ve fizik tedavi merkezlerinde yüksek kalori yakımı, lenf drenaj (ödem atımı) ve selülit tedavisindeki başarılarından dolayı kullanılmaya başladı, oradan Avrupa ve Amerika’ya yayıldı.

Fransız markası Sobike ise; Aquabiking konseptini, tek kişilik bir makinede, 18 hidromasaj ünitesi, renk terapisi, suya ilave edilen inceltici aromaterapik yağlar/tuzlar ve ekolojik bir teknik oda ile birleştirerek patentli “Sobike Aquabiking”i yarattı.  2014 itibarı ile sadece Fransa’da 300’den fazla aquabiking merkezi var, hızla büyüyen talepleri karşılamak için iki yılda bu sayının 600’e ulaşacağı tahmin ediliyor.

“Sobike Aquabiking” size egzersiz ve inceltici terapileri bir arada sunan bir konsept. Suda yapılan diğer egzersizler gibi sadece formu korumak amaçlı değil, varis ve ödem tedavilerine yardımcı olmak, sakatlanan sporcuların rehabilitasyonu, hamile ve ileri yaş egzersizlerinde de güvenle kullanılmakta.

Sobike Aquabiking
Egzersize keyif kattık, özel alan duyarlılığına saygı gösterdik..
Egzersiz yapmak birçoğumuz için sıkıcıdır. Suda egzersiz yaparken sadece suyun içinde olmak ve suyun sesi bile bizi rahatlatır. Biz bu konsepte; kilo vb. görünüm endişesi, dinsel gerekçelerle başkalarının yanında giyinip soyunmak istemeyenler için kişisel bir kabin konforu da ekledik. Egzersiz esnasında müzik dinleyebileceğiniz, TV izleyebileceğiniz bir odada, seansınızı kendiniz başlatıp bitirebilirsiniz. Renk terapisi ile gözleriniz, muhteşem kokulu, inceltici (% 100 Fransız) yağlarımızla koku duyunuz okşanır, kuvvetli hidromasaj ile dinçleşerek kabinden ayrılırsınız. Üstelik çalışan bir kadın kullanıcı iseniz; saç kurutma, makyaj silme derdiniz olmayacak, çünkü sadece belinize kadar su içindesiniz.

Faydası olur mu?
Pedal hızınıza göre her seansta 300 ila 500 kalori yakarsınız. Bu 45 dakikalık Zumba dersine eşdeğerdir!  Hangisinden daha fazla keyif alacağınızı bilemeyiz ama konunuz selülitlerinizi azaltmak, bölgesel incelme sağlamak ve fizik tedavi amaçlı eklem egzersizleri ise adresiniz Sobike Aquabiking olmalı!

Nasıl başlarım?
Çok kolay.  Sobike Aquabiking bulunan poliklinik, SPA, fitness salonlarına giderek 6 seanslık bir paket satın alır, suda egzersizin keyfini sürmeye başlayabilirsiniz. Başınızda bir fitness eğitmeni olması gerekmez. Pedal çevirebilen, bunun için bir sağlık engeli olmayan herkes formunu koruma, bölgesel incelme, selülitlerini azaltma ve doktorunun önerdiği fizik tedaviyi sürdürmek amacıyla aquabiking yapabilir.

Kullanan Ünlüler kimler?
Pippa Middleton, Beyonce, Laure Manaudou (Fransız milli yüzücü), Kate Middleton, Nolwenn Leroy, Melanie Laurent, Britney Spears;  Sobike Aquabiking kullanıcısıdır.

Doktorum önermeden  inanmam diyenlere:
Dr. Serge Hosana/ Paris Tıp Fakültesi Mezoterapi, Osteopati Uzmanı
“Suyun içinde bulunan hidromasajın bisikletle birleşimi ve cromoterapi (renk terapisi) incelme, zayıflama, daha iyi bir kan-lenf dolaşımı alanında etkili sonuçlar elde etmeyi sağlıyor, dingin ve sağlıklı olmaya yardımcı oluyor”.

Dr. Philippe Blance Maison/Dolaşım Bozuklukları ve Kardiyovasküler Hastalıklar Uzmanı
Suda egzersiz yaparken, suyun gittikçe güçlenen direnci dayanıklılığı artırıyor. Ayrıca, su jetlerinin ürettiği akım, vücuttaki fazla yağların atılmasına yardımcı oluyor.Yağ yakmanın halihazırda mevcut en iyi yöntemi suda pedal çevirmektir. Aquabiking; damar ve lenf ağlarının güçlendirilmesini, selülitlerin azalmasını sağlıyor ve vücutta su tutulmasını engelliyor”.

Sobike Aquabiking artık Türkiye'de

Fransa’da doğup ünlenen, birçok Avrupa ülkesi ve Amerika’da selülit, bölgesel incelme ve fizik tedavi amaçlı kullanılan “Sobike  Aqubiking” fitness konusunda ilk akla gelen isimlerden olan Ebru Şallı’yı tanıtım yüzü seçti ve M Onep Klinikleri güvencesiyle Türkiye’de hizmet vermeye başladı.

Sobike Aquabiking; tek kişilik bir makinede, 18 hidromasaj ünitesini, renk terapisini, aromaterapik uygulamaları; ekolojik bir teknik oda ile birleştirdi. Egzersiz ve inceltici terapileri bir arada sunan konsept; sadece formu korumak amaçlı değil, varis ve ödem tedavilerine yardımcı olmak, sakatlanan sporcuların rehabilitasyonu, hamile ve ileri yaş egzersizlerinde de güvenle kullanılıyor.

Dini ya da görüntüsüyle ilgili endişelerden dolayı başkalarının yanında giyinip soyunmak istemeyenler için de avantajlar sunan, kişisel bir kabinde, seansları kullanıcının başlatıp bitireceği şekilde ayarlanan sistem; TV izleyip müzik dinleyeceğiniz ve sadece size ait bir küvet ve odada uygulanıyor. Üstelik su belinize kadar geldiği için saç kurutma, makyaj bozulması gibi sorunlar da yok. 45 dakikalık seanslarda 300-500 arası kalori yakılan bu sistem, 6 seanslık paketler halinde satın alınıyor.

Sistem Dünyada Pippa Middleton, Beyonce, Laure Manaudou (Fransız milli yüzücü), Kate Middleton, Nolwenn Leroy, Melanie Laurent, Britney Spears tarafından da kullanılıyor.

Meyve aromalı gazoz ve sodalara dikkat!

Prof. Dr. Gültekin, market ve bakkallarda satılan içecekler üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarını AA muhabiriyle paylaştı.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Fatih Gültekin, bazı meyveli gazoz ve meyve aromalı sodalarda kullanılan koruyucu maddelerin güneş ışığı ve ısıya maruz kaldığında kanserojen etkisi bulunan "benzen" maddesine dönüştüğünü söyledi.

Prof. Dr. Gültekin, market ve bakkallarda satılan içecekler üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarını AA muhabiriyle paylaştı. Prof. Dr. Gültekin, yaptığı araştırmada meyveli gazozlarda ve meyve aromalı maden sularında antioksidan olarak C vitamini veya meyve suyu, koruyucu olarak da sodyum benzoat kullanıldığını tespit ettiğini belirtti. C vitamini ile sodyum benzoatın bir arada kullanılmasının ölümcül riskleri bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Gültekin, şöyle konuştu: "İçeceklerde mikroplar çoğalmasın diye koruyucu maddeler kullanılıyor. Ayrıca konulan bazı maddeler bozulmasın diye de C vitamini ekleniyor. Bu iki madde, yani C vitamini ve koruyucu olarak kullanılan sodyum benzoat, ikisi bir arada olduğu zaman, eğer bekleme esnasında ısıya veya ışığa maruz kalırsa o zaman C vitamini ile koruyucu olarak kullanılan sodyum benzoat birleşiyor ve insanlar için kesin, yüzde 100 kanserojen olan 'benzen' denilen bir madde oluşuyor. Maalesef çok büyük tehlike var." İçeceklerde görülmeyen bir başka tehlikenin daha söz konusu olduğunu dile getiren Gültekin, bazı içeceklerde antioksidan olarak C vitamini yerine doğal meyve suyu kullanıldığını, doğal meyve sularında da C vitamini bulunduğunu ve aynı şekilde koruyucu olarak kullanılan sodyum benzoatla birleşip kanserojen benzen maddesine dönüşebildiğine işaret etti. Yiyecek ve içeceklerde yaygın olarak kullanılan koruyuculardan sodyum benzoatın avantajı yanında sağlık riskleri taşıdığına değinen Gültekin, sodyum benzoatın alerjik özelliğinin bulunduğunu, özellikle astım hastalarının dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Gültekin, bunlara ilave olarak sodyum benzoatın, DNA'ya da zarar verme potansiyeli bulunan bir katkı maddesi olduğunu söyledi.

Üretici de, satıcı da, tüketici de bilmiyor

Kanser riski taşıyan bu konunun firmalar tarafından atlandığına dikkati çeken Gülkekin, üretici, satıcı ve tüketicileri uyardı. Gültekin, şöyle dedi: "Bunlardan birincisi üreticiler. Üretici, C vitamini ve sodyum benzoatı beraber kullanmasın. Formülasyonlarını kolaylıkla değiştirebilirler. Sodyum benzoat yerine başka bir koruyucu veya C vitamini yerine başka bir antioksidan kullanabilirler. İkisini bir araya getirmezlerse bu risk ortadan kalkar. İkincisi, bu ürünleri satan market, bakkal veya süper marketler bu ürünleri uygun şartlarda depolasınlar. Hiçbir içeceği güneşe maruz kalacak şekilde ve yüksek derecede ısınacağı şekilde muhafaza etmesinler. Özellikle sahil kesimlerinde bu konu biraz daha önem arz ediyor. Son olarak tüketiciler de dikkat etsinler. İnsanlar sürekli içtiği içeceklerin içindekiler bölümüne baksın. Benzoik asit veya sodyum benzoat ile C vitamini, diğer ismiyle askorbik asit, ikisinin beraber olduğu ürünleri tercih etmesinler." Gıdalarda kullanılan kombinasyonların Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olduğunu ancak risklerinin bilinmediğini öne süren Gültekin, şöyle devam etti: "Bunlar tabii ki bilinçli olarak seçilmiyor. Çünkü bunlar Türk Gıda Kodeksi'ne uygun. Gıda kodeksinde koruyucu olarak sodyum benzoat kullanılır, antioksidan olarak C vitamini kullanılabilir ancak bunun ikisinin bir araya gelmesi ve saklama koşullarının olumsuz denk gelmesi tesadüfi bir şey. Bunu da üreticilerin bilmesi gerekiyor. Muhtemelen gözden kaçmış bir nokta. Üreticilerin gözden kaçan bu noktaya göre düzeltme yapacaklarına inanıyorum."

Kanserdeki artış gıdalardaki kanserojen maddeler

yüzünden Gıdalarda kullanılan katkı maddelerinin kombinasyonlarının ve saklama koşullarının insanları ciddi şekilde kanser tehlikesine maruz bıraktığına değinen Gültekin, "Bu tüm toplumu ilgilendiren yaygın bir sorun. Kanser vakaları çok artıyor, artık kanserden ölüm sebepleri dünyada ikinci sıradan birinci sıraya yükselmek üzere. Belki kanserin artış sebeplerinden bir tanesi gıdaların içindeki, maruz kaldığımız kanserojen maddeler. Bu açıdan bunu çok önemsiyorum" diye konuştu. Halkın gıda katkı maddelerinin zararlarını öğrenmek istediğini anlatan Gültekin, ayrıca inançlar açısında da sorun olup olmadığını bilmek istediğini anlattı. "Gıda katkı maddeleri tüketiciler için bilinmez bir konu" diyen Gültekin, şunları söyledi: "Milyon tane katkı maddesi var. Bunlar kanserojen mi, zararlı mı, inançlarımıza uygun mu, hep bilinmezlik içerir. Çünkü katkı maddeleri alan olarak geniştir ve sadece bir bilim alanını ilgilendirmiyor. Dolayısı ile tüketicinin istediği bilgiyi derli toplu ve güvenilir olarak sunacak kaynak çok az." Gültekin, 10 yılı aşkın süredir katkı maddeleriyle ilgili çalıştığını ve 4 Kitap yazdığını belirterek, şunları kaydetti: "Yediğimiz ürünlerin tamamına yakınında katkı maddesi var ve bunlar çok yüksek miktarlarda. Türk insanı maalesef batı tipi besleniyor. Bu tip beslenmelerde insanlar bir yılda kendi ağırlıkları kadar gıda katkı maddeleri tüketiyorlar. Bunlar çok büyük rakamlar ve bu katkı maddeleri istisnaları bir kenara koyarsak bizim ihtiyacımızın olduğu vitamin, mineral veya besin değeri açısından zengin maddelerden ziyade gıdaların ticarileşmesi, yaşamı kolaylaştırmak, ekonomiklik sağlamak açısından kullanılan maddeler. Ama maalesef birçok sağlık riskini de beraberinde getiriyor. Doğal gıdalara yönelmemiz lazım, ancak katkı maddesiz bir yaşam da mümkün değil, riskli olacak katkı maddelerinden uzak kalacak yaşam tarzı geliştirmemiz lazım."

Sağlıklı bir vücut için bunları mutlaka yapın!

Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, hem yılbaşı gecesini güzel geçirmek hem de yeni yıl sabahına sağlıklı bir şekilde uyanmak için önerilerde bulundu.

Yılbaşı akşamları birbirinden çeşitli lezzetlerden oluşan sofralar hazırlanır. İyi dileklerle hazırlanan bu ziyafet sofralarında, yüksek enerjili ve yağlı besinlerin ağırlıkta olması ertesi gün bazı sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabilir. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, hem yılbaşı gecesini güzel geçirmek hem de yeni yıl Sabahına sağlıklı bir şekilde uyanmak için önerilerde bulundu.

Kahvaltı yapmadan güne başlamayın

Yılbaşı gününe diğer günlerde olduğu gibi sağlıklı bir kahvaltıyla başlanmalı, ara öğünler tüketilmelidir. “Akşam çok fazla yiyeceğim” düşüncesi ile bütün gün aç kalmak doğru bir yaklaşım değildir. Kahvaltıda 1–2 dilim peynir, az yağlı omlet veya haşlanmış yumurta, söğüş sebzeler ile tam buğday veya çavdar ekmeği tüketilebilir. Bunların yanı sıra 1 porsiyon meyve ve 1 bardak süt ilavesi ile güne enerjik başlamak mümkündür. Ayrıca sabah tüketilecek 4-5 adet zeytin, besin çeşitliliğini artırmış olur. Öğle yemeğinde ise salata veya zeytinyağlı sebze ve yoğurt ile 1-2 dilim tam tahıllı ekmek tüketmek kişiyi yılbaşı akşamına hazırlayacaktır.

Hindinin fırınlanarak pişirilmesi sağlıklı bir tercih

Sofralar zeytinyağlı ve yoğurtlu mezeler ile salatalarla süslenmeli, yağlı ara sıcaklardan kaçınılmalıdır. Hindi, yılbaşı için olmazsa olmazların içinde yer alırken fırınlanarak pişirilmesi uygun bir tercihtir. Beraberinde servis edilecek garnitür olarak glisemik indeksi yüksek patates püresi veya pirinç pilavı yerine, glisemik indeksi düşük olan bulgur pilavı tercih edilmeli; pilav et suyu veya tavuk suyuyla pişirilmemelidir.

Yemeğin üstüne hemen tatlı yemeyin

Yılbaşı gecesinde tatlı türü olarak; ayva tatlısı, kabak tatlısı, sütlaç, kazandibi ve dondurma gibi hafif meyve tatlıları veya sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Yemek ve içeceklerle alınan fazla kalorinin üzerine yenilen ağır tatlılar; tansiyon, kalp ve sindirim problemlerine yol açacaktır. Tatlı, yemekten en az 2 saat sonra tüketilmelidir.

Kuruyemiş tüketiminizi sınırlandırın

Kuruyemiş olarak leblebi ve kuru üzümü bol; fındık, fıstık, badem gibi yağ içeriği yüksek olan kuruyemişlerin az olduğu bir karışım tercih edilmelidir. Tüketirken miktarı kontrol edilmeli, fazla tüketimden kaçınılmalıdır. Alternatif olarak, az yağlı patlamış Mısır da yenebilir.

Yeni yılın ilk günü yaklaşık 3 litre su tüketmeye gayret edin

Yılbaşının ertesi gününe egzersiz yaparak başlamak kişinin kendisini zinde hissetmenizi sağlayacaktır. Açık alanda yürüyüş yapmak, iyi bir seçenek olabilir. Ardından hafif, düşük kalorili bir kahvaltı ile metabolizmayı çalıştırmak mümkündür. Ayrıca gün boyunca 3-3,5 litre su içmeye gayret edilmelidir. Mideyi rahatlatmak için ertesi gün taze meyve ve sebze tüketimine de özen gösterilmelidir.

24 Aralık 2014 Çarşamba

Yılbaşı öncesi 1 beden küçülün

Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, yılbaşı gecesinin yıldızı olmanız için size harika ipuçları veriyor.

Yeni yıl yaklaşırken hepimiz kendi kendimize sözler verir, dileklerde bulunur ve bazen de değişim kararları alırız. Kararınız yeni yılı fit&formda karşılamak ve yılbaşı gecesinin yıldızı olmak ise değişim için bir an önce harekete geçin. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, bu gecenin yıldızı olmanız için size harika ipuçları veriyor. Hem yılbaşı gecesine hazırlanırken nasıl kilo vereceğinizi anlatan Gamze Şanlı Ak, Yılbaşı gecesi de verdiğiniz kiloları nasıl koruma altına alabileceğinizi açıklıyor.

Yılbaşına Hazırlık

Yılbaşından bir hafta önce daha az yağ ve şeker içeren bir beslenme düzeni oluşturup, taze sebze, meyve, baklagil, tohumlar ve yağsız proteine ağırlık verirseniz yılbaşı akşamı için hazırlık yapmış olursunuz. Ön hazırlık ve daha sonra da dengeleme programı yaparak, hem keyifli bir akşam geçirirsiniz hem de yeni yıla fazla kilo ile girmemiş olursunuz.

Yılbaşı Gecesinin Yıldızı Siz Olun

1 haftalık Menü

Kahvaltı

·      3 gün; Moso- Süper smootie

Yeşil Detoks Smootie Tarifi: 1 avuç ıspanak, 1 adet elma, yarım muz, 1 yemek kaşığı yulaf ezmesi, 1 tatlı kaşığı keten tohumu, 1/2 çay kaşığı zencefil, 1 tatlı kaşığı tarçın, 1 bardak su ile hepsini blenderde karıştırıyoruz.

·      2 gün; 4 yemek kaşığı probiyotik yoğurt+ 3 yemek kaşığı yulaf+ 1 dilim ananas+ 1 kivi+ 1 çay kaşığı keten tohumu ve tarçın

·      2 gün; 2 yumurta akı ile sebzeli yağsız omlet (içine 1 yemek kaşığı yulaf ilave edilecek)+ 1/2 avokado

Ara

15 adet çiğ badem + yeşil çay

Öğle

·      3 gün; Moso-Ödem atıcı çorba (doyana kadar) + 2 adet wasa

Ödem Atıcı Çorba Tarifi: 3 orta boy kabak, 1 yemek kaşığı bulgur, 3 adet kuşkonmaz, 1 demet dereotu, 1 orta boy soğan, 1/2 çay kaşığı zencefil, 1 su bardağı light süt veya 3 adet light karper peynir. Yapılışı; kabak, bulgur, kuşkonmaz, dereotu, soğan 6 bardak su ile pişirin, blenderden geçirin kaynamaya başlayınca yavaş yavaş karıştırarak sütü veya peyniri ilave edin ve doyana kadar içilebilir.

·      3 gün; 6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze+ 4 yemek kaşığı yoğurt+ 1 dilim esmer ekmek

·      1 gün; Kinoa salatası+ 1 bardak ayran+ 1 adet wasa

Kinoa Salatası Tarif: 1/2 su bardağı kinoa, 1/2 avokado, 1 adet orta boy salatalık, 5 adet cherry domates, 1/4 demet maydanoz, 1/4 demet maydanoz, 1/2 limon suyu, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı nar ekşisi, tuz, çekilmiş karabiber. Yapılışı; Kinoayı pişirmeden önce 10-15 dakika oda sıcaklığında suda bekletin. Daha sonra orta ateşte yaklaşık 15 dakika taneler yumuşayana kadar pişirin. Üzerine avokadoyu ve salatalığı küp küp kesip ve diğer tüm malzemeleri de ekleyin.

Ara

1 yeşil elma veya ½ nar+ 1 bardak kefir veya probiyotik yoğurt

Akşam

·      3 gün; 200 gram ızgara balık+  Yeşil salata (1 tatlı kaşığı yağ, limon, sumak)

·      2 gün; Bol domates ve soğanlı mantar sote+ 4 yemek kaşığı yoğurt+ 1 dilim esmer ekmek

·      1 gün; Nohutlu Mercimek Salatası+ 1 bardak ayran

Nohutlu Mercimek Salatası Tarif: 1 çay bardağı yeşil mercimek, ½ çay bardağı nohut, yarım demet maydanoz,  1 adet domates, 1 küçük boy kuru soğan, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve nar ekşisi, limon. Yapılışı; Yeşil mercimek ve nohut haşlanıp, soğutulur. Üzerine domates, maydanoz ve kuru soğan ince ince doğranarak ilave edilir. Son olarak zeytinyağı, limon, nar ekşisi, bir küçük kapta karıştırılarak, salataya eklenip servis edilir.

    1 gün; 1 tatlı kaşığı yağ ile ıspanak sote+ 1 kase cacık+1 dilim tam buğday ekmeği

Ara

1 dilim ananas veya 1 adet mandalina

***Gün boyu kahve içilmeyecek ve ödem atıcı çay uygulanacaktır.

 Ödem Atıcı ve Tok Tutucu Çay Tarifi:

1.5 litre suda,  1 demet maydanoz, 1 tutam Mısır püskülü, 1 tutam kiraz sapı, 2 dal kabuklu tarçın, ½ ceviz büyüklüğünde taze zencefil (rendelenmiş olmalı), beraber kaynatılıp süzüldükten sonra içine 1 adet limon suyu, 6 -7 adet taze nane yaprağı, 2-3 adet karanfil eklenmelidir.

Yılbaşı Seçenekleri

 EV Daveti için Yemek Hazırlarken Kilo almayın!

Evdeki parti için yemeği siz hazırlıyorsanız; öncelikle ağzınıza şekersiz bir sakız atmayı unutmayın. Yemek hazırlarken en lezzetlisine ulaşmak için minik tadımlar yaparız ancak bu gecenin özel bir gece olduğunu göz önünde bulundurursak yapacağımız çeşit de artacak dolayısıyla tadım yaptığımız yemek miktarı da o oranda artacaktır, bu durumda daha gece başlamadan gereksiz kalorilerle dolmuş olursunuz.

İşte Uzman Diyetisyen  Gamze Şanlı Ak’tan Yeni yılı evde karşılayacaklar için Altın Öneriler;

Kendinizi iyi hissettirecek yemek seçimleri yapın ve yemeğe çok aç oturmamaya özen gösterin. Bu durumda “yağsız protein ve kompleks karbonhidratlar” imdadınıza yetişip, kurtarıcınız olacaktır. Örneğin; 1-2 dilim yağsız dil peyniri ve grisini, taze meyve ile sütlü kahve veya 1-2 adet kuru meyve ile 10 fındık/badem iyi seçimlerdir.

Yemek öncesi peynir, salata ve zeytinyağlı/ızgara sebze ile başlangıç yapılabilir ana yemek olarak yılbaşının vazgeçilmezi hindi eti iyi bir seçimdir çünkü kırmızı ete göre daha az yağ içerir. Yanında kestaneli pilav tercihiniz varsa ekmek ve püre yemeyin ve çorba içmeyin çünkü hepsi karbonhidrat grubunda yer almaktadır. Tatlı yemek istiyorsanız pilav almamanızı öneririm.

Yılbaşı tatlısı olarak cevizli kabak tatlısı, kaymaksız ayva tatlısı, fırında armut veya elma, dondurma, sorbe gibi yağ içermeyen hafif meyve tatlıları seçilebilir.

Yemek sonrası gece devam ederken yüksek kalori almamak için, taze sebze ve meyveleri atıştırmalık olarak tercih edebilirsiniz. Salatalık, havuç, renkli biber, çiğ karnabahar, brokoli, kereviz sapı, brokoli, kuşkonmaz gibi sebzeleri bir kaseye doldurun, yanına da yağsız yoğurt, light labne peynir, kuru nane, kekik ve kırmızıbiber ile kendi dip sosunuzu yaratın. Sizi gece boyunca oyalayacaklardır.

Kuruyemiş seçiminizde de dikkatli olun, kendinize ufak bir kase seçin; içine 5 fındık, 5 badem, 5 parça ceviz, 5 şam fıstığı, 5 fıstık, 10 kuru yaban mersini ve kuru üzüm ile 3-4 kuru erik, son olarak 1 yemek kaşığı dolusu beyaz leblebi ekleyin ve gece boyunca tüketin.

RESTORANDA Yemek

Yılbaşını evde geçirmek istemeyenlerin en çok rağbet ettiği alternatif “restoranda” yemektir. Burada amaç; hem yemek organizasyonuyla uğraşmamak hem de aynı ortamda eğlenceye devam etmektir. Yılbaşı gecesi yediklerinize dikkat etmek istiyorsanız bu programların menülerine önceden ulaşabilirsiniz, böylece alternatiflere göz gezdirip, ne seçeceğinize karar verebilirsiniz. Ordövr tabağından; mayonezsiz onun yerine yoğurtlu mezeler tercih edilebilir. Ara sıcaklar genelde yağda kızartılmış oldukları için es geçilip, ana yemekle devam edilebilir. Yemeğin hemen sonrasında ikram edilen meyve veya tatlı seçimlerinden ise meyveyi seçmeniz daha uygun olacaktır.  “Limitsiz meze ve içki” alternatifi sunan restoranlardan uzak durmanızı öneririm çünkü bu durumda kontrolün sizin elinizden çıkması olasıdır. Yemekler yerine, arkadaşlarınıza ve eğlenceye odaklanın.

PARTİDE Atıştırma

Partiye katılacaksanız, asla aç gitmemeye özen gösterin çünkü sunulan minik atıştırmalıklar kalori yüklü olabilir ve sizde bunlara hayır diyemeyebilirsiniz. Bunun için evden çıkmadan önce sağlıklı mini öğünler yapmak oldukça önemlidir. Açık büfe için; öncelikle küçük bir tabak seçin ve tabağınızın yarısının çeşitli sebzeler ile dolu olduğuna emin olun ve size önerim tabağınıza seçtiğiniz yemekleri koyduktan sonra açık büfenin etrafından hemen ayrılın ve bir daha uğramayın.

Alkolü limitleyin. Ertesi Sabah şiş uyanmak istemiyorsanız Alkol ile birlikte bol su tüketmeyi ve az tuzlu seçimler yapmayı unutmayın. Alkolün 1 gramının 7 kalori olduğunu daha önceki yazılarımda paylaşmıştım. Yağın 1 gramı ise 9 kaloridir bu da demek oluyor ki alkol aldığımızda neredeyse yağ içmişiz gibi kalori alıyoruz vücudumuza. Bu durumda iki seçeneğimiz var;

1. seçenek; Bir şişe bira veya bir kadeh şarap tercihi yapmak votka, viski, martini, rakı, rom veya kokteyllere göre çok daha iyi bir seçenektir. Hazırlanan alkollü karışımlar sırasında içkiniz neredeyse 400-600 kaloriyi bile bulabilir. Bu seçenekte, ertesi sabah çok içmediğiniz için pişmanlık duymayacak ve yeni yılın ilk gününe enerjik başlayacaksınız.

2. seçenek; maalesef tahmininizden çok içtiniz ve ertesi gün nasıl ayılacağınıza dair şüpheleriniz var bu durumda;  bitki çayını (papatya, adaçayı, rezene, melisa), 1 dilim limonla tercih etmek, hem midenizi yatıştıracak, hem erken ayılmanızı sağlayacak hem de kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacaktır ya da ertesi gün ARINMA İÇECEĞİ imdadınıza yetişecektir; 1 adet yeşil elma, 1 adet salatalık, 1 adet havuç, 1 adet enginar kalbi,  ½ ceviz büyüklüğünde taze zencefil, 1 tatlı kaşığı keten tohumu, 1 tatlı kaşığı çörek otu ve ½ limon suyunu katı meyve sıkacağından geçirerek içmenizi öneriyorum.  Gün içinde de bol limonlu ve taze naneli su tüketmek ve sebze ağırlıklı beslenmek yardımcı olacaktır. Toksinlerden arınmak için sauna veya buhar banyosu yapmayı da düşünebilirsiniz. Her iki yönetimde aynı zamanda vücuttan su atacağı için daha fazla su içmeye özen gösterin. Ayran, taze nane ve maden suyu karışımı da denenebilir.

Hayır demeyi öğrenin.

Sağlık lügatınızda bulunması gereken en önemli sözcük “hayır” olmalıdır. Lezzetli gözüken ve yılbaşına özel olarak hazırlanmış olan birçok ikram aynı zamanda çok kalorili de olabiliyor bu nedenle içeriğinden tam olarak emin olmadığınız yiyeceklerden uzak durun. Limitlerinizi kendiniz belirleyin. Kendinizi tanıyın ve duygularınızdan emin olun. İkramlar ve ısrarlar karşısında iradenizi test edin; “evet, çok güzel gözüküyor ancak teşekkürler” demeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın. Unutmayın, mideniz çöplük değil.

Yeni Yılda Yağlardan Kurtulun!

Yılbaşı yaklaşıyor, bu da demektir ki sosyal toplantılarda daha fazla boy göstereceksin! Yeni yıla en göz alıcı halinle girmek istiyorsan, vücudunu bu basit ve etkili yöntemlerle çalıştırmalısın...



Vücudunu şoke et!

Bazen vücudun egzersizler arasında molaya ihtiyacı vardır. Büyük değişimler de bu molalar esnasında olur. Senede birkaç kez gerçekten de ağır egzersiz planları uygulamayı denemelisin. Conneticutlı egzersiz uzmanı Tom HoIIand, kas gruplarını zorlayarak onları şaşırtacağını ve böylece daha çok gelişme sağlayacağını belirtiyor. Bu süre içinde belli kas gruplarını üç, dört gün arka arkaya, birkaç set halinde ara vermeden çalıştırmanı öneriyor.Yavaşla!

Florida'daki Fitnetic Fitness işletmecisi, Fitness Uzmanı Maren Piefer, egzersizin temposunu ayarlayarak kasları şaşırtıp uyarabileceğini söylüyor: "Kaslar ne kadar uzun süre çalışırsa o kadar gelişir." Mesela kol çalıştığın sırada ağırlığı kaldırırken ikiye, indirirken de dörde kadar say. Kasları gererek uzatırken daha fazla zaman harcayacaksın, böylece de zorlanıp daha verimli sonuç alabilirsin: Egzersiz esnasında ve sonrasında kalori yakımını hızlandıracaksın.

Farkı böl!

Bir egzersizi tam olarak tekrarladıktan sonra ikinci seferde, hareketi en zor yerinde yarım bırak. Piefer, ekstra tekrarlar yaptığında, kas gerginliğini aynı sürede arttırdığını söylüyor: "Bunu yaparken kas hücrelerine daha çok kan pompalanıyor, böylece kas gelişimi de hızlanıyor."Bunu dene: Ellerine birer dambıl alarak iki yanına al. Dambılları omuzlarına yaklaştırırken üst kollarını kıpırdatma, sonra da yavaşça indir; orada dur ve dambılları tekrar omuzlarına yaklaştır. Başlangıca dön.



Hızlan!

Hız, sadece kardiyo egzersizlerinde geçerli bir faktör değildir. Piefer, hangi egzersizi yaparsan yap, hız katınca daha fazla kalori yakacağını belirtiyor: "Ayrıca güç de kattığı için daha atletik olursun."Bunu dene: Piefer, kendi vücut ağırlığını kullanarak, hızlı bir tempoda hareket etmeni öneriyor. Böylece farklı kas gruplarını çalıştırarak daha fazla kas lifi yakacaksın. Mesela bir set 'chest press' hareketinden sonra 10-12 adet sınav çek ya da 12 adet dambıllı 'alternate lunge' sonunda 10-12 'body-weight squat' yap.

Haydi zıpla!

Zıplayarak uygulanan pliometrik antrenmanlar, kalori yakmanı sağlayıp kasları yağlardan arındırıyor. San Francisco'daki Twisted Twilight Personal Training işletmecisi Jeremy Cheung, yerçekimine karşı çalışmanın vücudu zorladığını, zıplamanın farklı kas gruplarını hareket ettirdiği için egzersizi daha yoğun kıldığını söylüyor.

Bunu dene: Egzersizden hemen sonra pliometrik antrenmana geç, kas gruplarını ve kas liflerine biriken yağları son damlasına kadar çıkarmayı başaracaksın. Eğer bunu egzersizden evvel yaparsan zıplamak için daha az enerjin olacak. Mesela birkaç set 'squat' egzersizinden sonra 10 adet 'squat jump' yap: Squat pozisyonunda başla, zıplayarak kollarını yukarı kaldır. Dizlerini hafifçe kırarak yere in, kollar da arkada kalsın.



Kardiyo egzersizi de yap!

Ağırlık ve kardiyo egzersizlerini kombinleyerek kalbinin hızlı atmasını sağla. Holland, ağırlık egzersizleri arasında kardiyo yaparak daha fazla yağ yakacağını kaydediyor.Bunu dene: Ağırlık kaldırdıktan sonra dinlenmek yerine 30 saniyelik yoğun kardiyo yap, ip atlamak ya da 'high-knee lift' gibi: "Yerinde koşmak gibi daha hafif bir kardiyo egzersizi yapmak istiyorsan, en az bir dakika devam etmelisin."

Womens Health

Yumurtayı artık böyle yiyin!

Beslenme Danışmanı Dr.Gönül Ateşsaçan , "Neyi neyle beraber ve ne zaman yediğinize dikkat etmelisiniz" dedi. Ateşsaçan, yumurtanın ekmeksiz tüketilmesi gerektiğini belirtti.

Dr.Gönül Ateşsaçan,''Yiyecekler birbirine çok karıştırıldığı zaman sorunlar oluşur. Karışık yemek yenildiği zaman, gıdalar birbirini beklemek zorunda kalır. Bu durumda da hazım gerçekleşmez, bekleyen gıdalar midede çürür veya mayalanır. Örnek olarak karbonhidratlar ve proteinler birbirine zıt çalışırlar. Hayvansal proteinler ile nişastalı karbonhidratları beraber yenilmemelidir. Et, yumurta,peynir ile ekmek, makarna, pilav birlikte yenilirse mide yavaşlar, hem sindirim geç oluşur, kilo artışı meydana gelir.İki ayrı tür hayvansal protein de çok sıklıkla karıştırılmamalıdır.Et, balık, tavuk ile süt, süt ürünleri, yumurta karıştırılmamalıdır.''diye belirtti.

Dr.Gönül Ateşsaçan ''Neden Açım Neden Şişmanım''adlı kitabında da belirttiği gibi,''İşlenmemiş buğday ürünleri ile sebzeler beraber tüketilebilir.Yağlar, karbonhidratlar ve tüm sebzelerle beraber tüketilebilir.Yağlar ile hayvansal gıdalar mide ve bağırsaklardaki en büyük çürüme nedenidir. Şeker ise en fazla asit oluşturan nedendir. Tüm yiyeceklerin sindirimini bozar. Canınız çok tatlı yemek isterseniz aç iken yenilmeli, üzerine bir bardak sıcak çay içilmelidir. 1-2 saat sonra da 1 bardak alkali su içmeyi unutmayınız. (1, 5 litre oda ısısındaki suya 1 çay kaşığı toz zencefil ve 3 damla limon ekleyin.''dedi.

Dr.Gönül Ateşsaçan,''Suyun tadı değişmeyecek). Tüm gün bu suyu tüketebilirsiniz.Meyveleri tek çeşit olarak tüketmeye çalışın. Turunçgiller ile kavunu diğer meyvelerle beraber tüketmemeye dikkat edin. Gaz oluşmasına neden olurlar.Sebzeleri tüm karbonhidratlar, proteinlerle beraber tüketebilirsiniz. Sindirime yardımcı olurlar (hardal otu, roka,tere gibi). Çiğ tüketilirse özellikle akşamları gaz oluşmasına ve hazımsızlığa yol açar. En iyisi buharda, kaynatarak veya fırında pişirmektir. Meyvelerle karıştırılırsa bazen sindirimi zorlayabilir.''diye ifade etti.

En etkili zayıflama yöntemi bulundu!

Japonya Waseda Üniversitesi’nden bilim adamları en etkili zayıflama yöntemini belirledi: İp atlamak!

Uzmanların yaptığı araştırmalar ip atlayan kişilerle bisiklete binenlerin açlık hormonu seviyelerini karşılaştırdı. İp atlayanlarda bu hormonun çok düşük seviyelerde olduğu gözlemlendi.

Uzmanlar özellikle stres sebebiyle yemeğe sarılan kişilere ip atlamalarını tavsiye ediyor.

İp atlamak neden faydalı?

Vücdunuzda bulunan bütün kasları çalıştıran neredeyse en etkili egzersizlerden biridir.

Kardiyo etkisine sahiptir.

Selülit azaltıcı etkisi vardır ve kalçanızı dikleştirmek için en kolay yöntemdir.

Kan ve lenf dolaşımını artırır.

En kolay kalori yakmanızı sağlayan egzersizdir

Kilo alamamanızın kola olabilir!

Kayseri Özel Tekden Hastanesi Diyetisyeni Duygu Deniz, kolanın, içeriğindeki asit oranından dolayı, zayıflıkla mücadele eden kişileri daha çok zayıflattığını söyledi.

Kayseri Özel Tekden Hastanesi Diyetisyeni Duygu Deniz, kolanın, normalde kilo aldıran bir içecek olmasına rağmen, zayıflıkla mücadele edenlerde tam tersi etkide bulunduğunu ifade etti. Vücut kitle endeksi 18.5’in, vücut yağ oranı da yüzde 10’un altında olan kişilerin, tıpta ‘aşırı zayıf’ olarak tanımlandığını dile getiren Diyetisyen Duygu Deniz, “Kola, basit karbonhidrat içerdiği ve tamamen boş enerji sınıfına girdiği için kesinlikle kilo aldırıyor. Ama bu, şişman hastalar için geçerli. Ama zayıflıkla mücadele eden ve vücut yağ oranı çok düşük olan kişilerde kola, aksine zayıflamaya neden oluyor. Bu da kolanın içindekilerle alakalı değil, asitli bir içecek olmasından kaynaklı. Kolanın içindeki bu fazla asit midede geniş yer kaplıyor ve kişinin kendisine kilo aldıracak besinleri almasını engelliyor.” diye konuştu.

Ayran iyi bir alternatif

Kolanın, özellikle karbonhidrat içeriği bakımından zararlı olduğuna değinen Diyetisyen Duygu Deniz, “Bir su bardağı yani 200 mililitre kolalı içecekte 120 kalori ve 22 gram basit karbonhidrat bulunuyor. Glisemik indeksi çok yüksek olan basit karbonhidratlar, kan şekerini çok hızlı yükseltiyor ve doğrudan kiloya dönüşüyor.” dedi. Ayrıca, kolanın içeriğindeki sodadan dolayı vücutta ödeme ve yüksek tansiyona neden olduğunu da belirten Diyetisyen Duygu Deniz, “İçeriğinden dolayı sağlıklı beslenmek için kolayı önermiyoruz. Onun yerine zayıflamak isteyen kişilere kalorisi düşük ve besleyici olduğu için ayranı; kilo almak için mücadele edenlerde de meyve sularını öneriyoruz. Çünkü hem içeriğinde iyi şeker bulunuyor hem de asit olmadığı için midede yer kaplamıyor.” ifadelerini kullandı.

23 Aralık 2014 Salı

Ünlü diyetisyeni şok eden ceza

Polonezköy'deki zayıflama kliniğinde Dila Kurt'un ölümüne ilişkin yargılandığı davada "taksirle ölüme neden olma" suçundan aldığı 3 yıl 6 ay 15 günlük hapis cezası Yargıtay'ca onanan Muzaffer Kuşhan, cezaevine girecek.

Kuşan'a ait Polonezköy'de bulunan zayıflama merkezinde kilo vermek için tedavi gören 19 yaşındaki Dila Kurt, 7 Eylül 2008'de kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma sonucunda, Kuşhan hakkında, ''taksirle ölüme neden olma'' suçundan Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

 Yargılama sonucunda Kuşhan'ı, ''taksirle ölüme neden olma'' suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptıran Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi, ayrıca işlediği suçtan dolayı yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluştuğundan sanığın cezasının ertelenmesine karar verdi.

 Davanın temyiz incelemesi yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği cezanın az olduğunu belirtti. Eylemin "bilinçli taksirle öldürme" suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken Kuşhan'ın "basit taksirle öldürme"den sorumlu tutulmasını hukuka aykırı bulan Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu.

 Davayı tekrar gören Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Kuşhan'a "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, hüküm kesinleşmesinden sonra, Kuşhan'ın 2 yıl süreyle hekimlik meslek ve sanatını yapmaktan yasaklanmasını kararlaştırdı.

 Kuşhan'a 10 gün süre

 Dosayayı tekrar inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Kuşhan'ın cezasını onadı. Yargıtay'ın onama kararını Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermesinin ardından, Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'nca cezanın infazı için Kuşhan'a yazı gönderildi.

 Kurt ailesinin avukatı Murat Kaan Oral, Kuşhan hakkındaki infaz işlemlerinin başladığını belirterek, "Kuşhan'ın 10 gün içinde teslim olması gerekiyor. Teslim olmazsa hakkında yakalama kararı çıkarılacak" dedi.

 Yargılama sürecinde, Kurt ailesinin başvurusu üzerine İstanbul Tabip Odası, Kuşhan'a 15 gün geçici meslekten alıkoyma ve 1564 lira para cezası vermişti.

22 Aralık 2014 Pazartesi

Türkler kendilerini olduğundan zayıf sanıyorlar

Türkiye'de beslenme alışkanlıklarının bozulmasıyla obezite hızla artıyor, ancak bu durum kimse tarafından farkedilmiyor...

Herbalife Beslenme Araştırması sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre Türk toplumunun sadece yüzde 17’si kendisini aşırı kilolu görüyor. Bu oran Avrupa’da yüzde 40. Türkiye bu oranla Avrupa’nın en düşük rakamlarına sahip. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer, bilimsel çalışmaların Türkiye’de obezitenin hızla arttığını ortaya koyduğunu ancak Türklerin kilolu olduklarını kabullenmekte zorlandıklarını belirtti

Herbalife tüm dünyada beslenme alışkanlıklarına yönelik bir araştırma yaptı. Araştırmanın Türkiye ayağında çıkan çarpıcı sonuçları Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer yorumladı.

Herbalife Beslenme Danışma Kurulu’na yeni katılan Aile Hekimliği Uzmanı Doç. Dr. İsmet Tamer, Herbalife Beslenme Araştırması’nın Türk halkının beslenme alışkanlıklarına ışık tuttuğunu ifade etti.

Doç. Dr. İsmet Tamer, dünyada ve ülkemizde hızla artan obezite tehdidine dikkat çekerek Türk toplumunun sadece yüzde 17’sinin kendisini aşırı kilolu görmesinin çarpıcı olduğunu söyledi. Yapılan bilimsel çalışmalarda, Türkiye’de her 100 kadından 40’ı her 100 erkekten de 20-22’sinin obez sınırını aştığının ortaya konduğunu ifade eden Doç. Dr. İsmet Tamer, bazı kilolu Türklerin de aslında kendisini zayıf kabul ettiğinin ortaya koyduğuna dikkat çekti.

Türkler kendilerini çok sağlıklı hissediyorlar
Doç. Dr. Tamer, araştırmada, toplumun yüzde 32’sinin kendisinin çok sağlıklı, yüzde 49’unun sağlıklı gördüğünü sonucuna ulaşıldığını belirtti. Doç. Dr. Tamer, sadece yüzde 2’lik bir dilimin kendisini çok sağlıksız hissettiğini, yüzde 17’nin biraz sağlıksız olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Ev yemeği en sağlıklı beslenme
Hangi ortamda daha sağlıklı besleniyorsunuz sorusuna yüzde 77 ailesiyle birlikteyken, yüzde 10’u sevgilisiyle buluştuğunda, yüzde 6’sı yalnızken, yüzde 3’ü tatilde, yüzde 3’ü ofiste, yüzde 2’si restoranda diye yanıt vermiştir. Doç. Dr. Tamer, ev yemeğinin hala toplumda en sağlıklı beslenme türü olarak görüldüğünü belirtti.

En kalorili yiyecek: Siyah çikolata
Doç. Dr. Tamer, tüketicilerin kalorili yiyeceklerle ilgili yeterli bilince sahip olmadığına dikkat çekerek, araştırma sonuçlarından çarpıcı şu verileri paylaştı: “Türklerin en kalorili olduğunu düşündükleri yiyecekler arasında yüzde 42 ile siyah çikolata ilk sırada geliyor. Çikolatayı, yüzde 23 ile domates soslu makarna, yüzde 22 ile bonfile, yüzde 13 ile yağlı süt izliyor.” Doç. Dr. Tamer, bu sonuçların tüketicilerin etraftan birçok şeyi duyduklarını ancak bu bilgileri yeterli bilince sahip olmadan içselleştirdiklerini ve bu durumun da birçok yanlış kanıya neden olduğunu söyledi.

Zayıflamak için her 4 kişiden 1’i bir yiyecek grubunu yemiyor
Araştırma sonuçlarına göre kilo vermek için kullanılan en popüler yöntemler şöyle; yüzde 45 Diyet ve egzersizi bir arada uyguluyor, yüzde 27’si spor salonuna gitmeyi tercih ediyor, yüzde 26’sı daha dengeli beslenmeye çalışıyor. Katılımcıların yüzde 25’i bir yiyecek grubunu tüketmeyerek diyet yapıyor, yüzde 18’i yürümek gibi geçici egzersizlere başvururken, yüzde 11’i günde 2 öğün yemek yemeyi tercih ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 11’i et yerine geçen ürünleri tüketmeyi diyet yerine kabul ederken, yüzde 5’i futbol, dans gibi benzer zevklere sahip olduğu kişilerle bir etkinliğe katılmayı tercih ediyor. Katılımcıların yüzde 4’ü ise diğer diyet ürünlerini seçiyor. Doç. Dr. İsmet Tamer, özellikle bir yiyecek grubunu yemeyerek yapılan diyetlerin metabolizma için sağlıksız olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Sağlıklı beslenmek için besin yoncasında yer alan tüm besinlerin dengeli bir şekilde tüketilmesi son derece önemli.”

Süpürerek fit kalmaya çalışıyoruz
Araştırma kapsamında, sağlıklı bir yaşamın en önemli parçası olan egzersizlerle ilgili Türklere alışkanlıkları soruldu. Araştırmaya katılanların yüzde 32’si her gün, yüzde 24’ü haftada 3 kez, yüzde 19’u haftada 1 gün, yüzde 9’u ayda 1 kez 20 dakika egzersiz yaptığını söyledi. Hiç egzersiz yapmayanların oranı ise yüzde 16’da kaldı.

Araştırmaya katılanlardan yaptıkları egzersizlere örnek vermeleri istendiğinde ise ilginç sonuçlar çıktı. Yüzde 55’i 20 dakika yürümeyi, yüzde 34’ü 45 dakika koşmayı, yüzde 16’sı 5 kat merdiven çıkmayı, yüzde 9’u hareketli bir şekilde ev süpürmeyi ve yüzde 8’i alışveriş yapmayı egzersiz olarak gördüğünü belirtti.

Trabzon Hurması her derde deva!

Halk arasında 'Cennet Meyvesi' olarak da bilinen 'Trabzon Hurması'nın yaşlanmayı önlediği ve kanserden koruduğu belirtildi.

Diyetisyen Esra Kula, pazar tezgahlarında sık görülen çoğu kişinin adını bile bilmediği Trabzon Hurması'nın lifli bir yapıya sahip olduğunu, kabızlığa iyi geldiğini söyledi. Kula, büyük bir Trabzon hurmasının yarısı tükettildiği zaman aşırı bir kalori alınmadığını, kabızlık ve bağırsak sisteminde rahatsızlıkla karşılaşma olasılığının düştüğünü anlattı.

Görüntüsü ile domatesi andıran ve pazar tezgahlarında sık görülen Trabzon Hurması'nın tam bir vitamin deposu olduğunu belirten Diyetisyen Esra Kula, şöyle dedi: "Bu meyvenin anavatanı Uzakdoğu. Türkiye'de 'Trabzon Hurması' olarak biliniyor. Halk arasında bilinen ismi ise; 'Cennet Meyvesi.' Trabzon Hurması en önemli antioksidanlardan. Bağışıklık sistemini korumda kalkan görevi yapıyor. Bu nedenle kanserin bir numaralı düşmanı. Trabzon Hurması bağırsakları düzenliyor kabızlığı önlüyor." Pazarda kilosu 2.5 TL'den satılan çok tatlı 'Trabzon Hurması'nın kış mevsiminde gözde olduğunu söyledi

19 Aralık 2014 Cuma

Zeytinyağının bilmediğiniz kullanımları


1.Tıraş köpüğü yerine


Tıraş köpüğünüz bittiyse sabunla uğraşmayın. Zeytinyağını cildinize sürdükten sonra gönül rahatlığıyla tıraş edebilirsiniz. Ayrıca sadece bıçağın kaymasını sağlamaz, cildinizi de nemlendirir.

2.Kuru saçlar için bakım losyonu


Uçları kırık ve kuru saçlar için zeytinyağı mucize etkisi yaratır. Yarım bardak zeytinyağını ısıtın ve saçınıza uygulayın. Havluyla saçınızı örtüp 45 dakika bekleyin. Ardından şampuanla yıkayın.

3.Akneleri temizler

Aknenin temel sebebi olarak yağ gösterilirken yüzünüze ekstra yağ sürmek garip gelebilir. Ancak pek çok insan zeytinyağının akneye iyi geldiğini savunmaktadır. 4 kaşık tuz ve 3 kaşık zeytinyağını karıştırın. Karışımı elinize dökün ve parmaklarınız ile yavaşça yüzünüze uygulayın. Bir hafta boyunca her gün kullanın. Daha sonra sıklığı haftada 2-3 sefere indirin.

4.Makine yağını temizler

Arabanızla harcadığınız dakikalar sonrasında elinize bulaşan makine yağını zeytinyağıyla çıkarabilirsiniz. Bir kaşık zeytinyağına bir kaşık tuz veya şeker ekleyerek ellerinizi ovun. Peeling etkisiyle elleriniz hem temizlenecek hem de cildiniz yumuşayacaktır.

5.Saçınıza bulaşan boyayı çıkarır

Evinizi boyarken saçınıza boya mı bulaştı? Dert etmeyin! Pamuğa biraz zeytinyağı dökün ve saçınıza sürün. Aynı işlemi maskaranızı çıkarmak için de uygulayabilirsiniz.

6.Mobilya cilası

Zeytinyağının mobilya cilası olarak da kullanılabildiğini biliyor muydunuz? Sprey şişeye 2 ölçek zeytinyağı bir ölçek limon suyu veya beyaz sirke dökün. Mobilya sıkın ve bir kaç dakika beklettikten sonra kuru bir bez ile silin.

18 Aralık 2014 Perşembe

Göbeği eritmek için bunları yiyin!


1.Soğuk patates

Patates soğukken daha fazla lif içerir. Bu lifler açlık hissine karşı etkili olan hormonların üretilmesinde etkilidir. Ayrıca soğuk patatesteki nişasta,  lif, vitamin ve mineraller yağ yakımını hızlandırır.

2.Elma sirkesi

Elma sirkesi yağ depolanmasına karşı etkilidir ve yağ yakımını hızlandırır. Salatalara ve balığa elma sirkesi eklemesi unutmayın.

34.Aspir Yağı

Aspit yağı aynı elma sirkesinde olduğu gibi salatalara eklenerek tüketilebilir ve yağ yakımını hızlandırır. İçeriğindeki asitler metabolizmayı hızlandırır.

4.Siyah fasulye

Protein ve lif deposu olan siyah fasulye yağın depolanmasına karşı etkilidir ve açlık hissini azaltır.

5.Armut

Taze armut kalori açısından çok düşük bir meyvedir. Lif deposu olan armut açlık hissini giderir ve içerisindeki antioksidanlar sayesinde göbek bölgesindeki yağ depolanmasını engeller.

Zayıflarken hangi ekmeği yemeli?

Zayıflarken ekmek yiyelim ama hangisini tercih edelim?

Milliyet'in haberine göre; Yüzyıllardan beri en temel besin maddesi olan ekmek yemekten artık korkar olduk. Biraz şehir efsanesi şeklinde olan bu bilgi kulaktan kulağa yayıldı ve rejime başlayan Diyete giren herkesin ilk vazgeçtikleri temel yiyecek maddesi ekmek oldu.

Ancak son yıllarda yapılan bir çok araştırma bunun tersini gösterdi ve ekmek aklandı.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya’nın hastalarında gözlemlediği yemeğin yanında pilav, makarna, börek yerine ekmek tercih edenler daha iyi ve daha nitelikli kilo kaybı sağlıyorlar.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya diyette ekmek tüketimi ile ilgili bilgi veriyor.

Ekmeğin kökeni buğdaydan gelir. Buğday öğütülerek un elde edilir ve bu undan ekmek elde edilir. Ortaya çıkan un bazen ayrıştırılır beyaz ekmek olur, bazen tam buğdaydan ayrıştırılmadan yapılır tam buğday ekmeği olur, bazen ayrıştırılan beyaz una kepek ilave edilir kepekli ekmek olur, bazen çavdardan yapılır çavdar ekmeği olur, bazen Mısırdan yapılır mısır ekmeği olur, bazen ekmeğin ruşeymi özel olarak eklenir ruşeymli ekmek olur, bazen tam buğday ununun içine çavdar, yulaf, kepek ve yağlı tohumlar katılarak ekmeğin besin kalitesi yükseltilir o zaman da çok tahıllı ekmek olur.Çocukların ekmek tüketiminde ise hepsinden dönüşümlü olarak kullanmak gerekiyor. Yine de en çok tercih edilebilecek olan tam buğday ekmeği,  çok tahıllı ekmek ve çavdarlı ekmeği oluyor.

Buğdayın yapısı incelendiğinde üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm buğday tanesinin kabuğu lifin ve posanın depo edildiği yer, ikinci bölüm buğdayın içinde buğdayın kendi beslendiği yer olan buğdayın özü anlamına gelen ruşeymi burada bütün vitaminlerin özellikle B vitaminler ve başta kalsiyum, demir, magnezyum, çinko, selenyum, krom gibi minerallerin de depo edildiği yer burası oluyor, buğdayın üçüncü bölümü de buğdayın içi yani endosperm denilen yeri oluyor. Burada da daha çok nişasta daha ve az protein içeren bölümüdür.

Işte buğday ayrıştırılırken kabuğu ve özü atıldığı için geriye, buğdayın içi olan daha çok nişasta ve daha az protein içeren bölümü kalıyor ve bundan beyaz ekmek yapılıyor. Buğdayın kabuğunda yer alan lifler atıldığı için tok tutucu özelliği azalıyor. Ruşeymi atıldığı için buğdayın tüm vitaminleri ve minerelleri kaybedilmiş olunuyor. Geriye sadece kalori içeren bölümü kalıyor. Hem daha vitaminsiz bir ekmek oluyor hem de daha az tok tutan daha çabuk acıktıran bir ekmek ortaya çıkıyor. Halbuki buğday ayrıştırılmadan tam kullanıldığında yani tam buğday ekmeği olarak yapıldığında buğdayın hem kabuğu hem özü kaybedilmemiş oluyor. Bu durumda ekmek daha besleyici ve daha tok tutucu özellik gösteriyor.

Bazen de beyaz una yani ayrıştırılmış una kepek ilave ediliyor ve ortaya diyetlerin vazgeçilmez efsanesi olan kepekli ekmek çıkıyor. Bu ekmekte ise; evet diyet lifi beyaz ekmeğe göre daha çok oluyor ancak vitamin ve mineral açısından tam buğday ekmeğinden daha fakir bir ekmek oluyor. Bir de kepek ekmek yemek demir eksikliği yapar, kalsiyumu düşürür gibi bir şehir efsanesi bilgisi var. Bu ekmeğin içindeki kepeğin yiyecekle birlikte vücudumuza giren demiri bağladığı ve vücuttan tarafından kullanılmaz hale getirildiği söyleniyor ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda, kepekli ekmek mayalanarak yapıldığı zaman, mayalanma sırasında kepeğin bu demiri, kalsiyumu bağlayıcı özelliği olan fitatların parçalandığını ve kepek ekmeğinin bu özelliğinin de çok azaldığını artık biliyoruz. Tam buğday ekmeği kadar besleyici olmasa da kepek ekmeğinin de tok tutucu özelliğini göz önünde bulundurmakta fayda var.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya günlük yaşamda  beyaz ekmek yerine esmer ekmeği tercih etmenin faydalarını sıralıyor:

1.      Zayıflarken çok yardımcıdır. Çiğnemesi beyaz ekmeğe göre daha zordur, çiğneme duygusunu tatmin edeceği için daha az yemeye neden olur.

2.      Esmer ekmek daha zor çiğnendiği için daha çok çiğnemek gerekir. Bu çiğneme sürecinde de leptin hormonu görevini tam yapar Nöropeptid Y düzeyini azaltır. Bu yollada iştahı baskılar.

3.      Posa bakımından zengindir. Posa mide bağırsak sisteminde şişerek daha çok doygunluk oluşturur. Aynı zamanda bu posa bağırsak da hacim oluşturduğu için bağısaklarda süpürge etkisi yapar ve bağırsak kanserine karşı koruyucu etki gösterir.

4.      Esmer ekmeğin içindeki bu posa diğer yiyeceklerin ve kendisinin içerdiği şekerin kana karışmasını yavaşlattığı için daha uzun süre tokluk sağlar. Bu nedenle kişi çabuk acıkmaz.

5.      Ruşeymli ekmeğin ve tam tahıl ekmeğinin içindeki B gurubu vitaminler özellikle çocuklarda öğrenme ve kavrama fonksiyonunu geliştirir.

6.      Günlük tuz tüketimi konusunda dikkatli olunmalıdır. Çünkü günlük tükettiğimiz tuzun %32’si ekmekten geliyor. 100 gram ekmek, 1,5 gram tuz içeriyor. Günlük ortalama 4-6 gram arasında tuz tüketmek yeterli vücut için. Fazlasının kemiklerimiz için, damarlarımız için ve böbreklerimiz için zararlı olduğunu biliyoruz. O nedenle beraberinde ekmek tüketilen öğünlerde mümkünse yemeyi tuzsuz tercih etmek daha doğru olur. Bununla beraber tansiyon, kalp ve damar hastalarının, böbrek hastalarının ekmek yerken dikkatli olması gerekiyor. Mümkünse tuzsuz esmer ekmek seçmeleri daha doğru olur.

17 Aralık 2014 Çarşamba

Mikrodalgayla yapılabilecek 7 şey

Mikrodalga fırınınızı sadece yemek ısıtmak için kullanmayın. İşte mikrodalga fırının işe yaradığı 7 şey!

1. Soğanın sadece baş ve uç kısmını temizledikten  sonra 30 sn mikrodalgaya atarsanız gözleriniz yaşarmadan doğrayabilirsiniz.

2.  Posta pulunu hasar vermeden çıkarmak için mektuptaki pulun üzerine 1-2 damla su damlatın ve  20 sn mikrodalgaya atın.

3. Mikrodalganın içi kirlendiğinde bir kasenin içerisine su doldurun ve birkaç damla sirke damlatın. 5 dakika mikrodalgaya attığınızda kirlerin kolayca temizlendiğini göreceksiniz.

4. Şekerlenmiş balı mikrodalgada yarı güçte 2 dakika ısıtın. Eski haline geri dönecektir.

5.  Limonları 10-20 saniye yüksek güçte mikrodalgaya atarsanız daha sulu ve sıkması kolay hale gelir.

 6.  Sarımsağı 15 saniye mikrodalgaya koyarsanız kabukları kolayca soyulur.

7. Kurumuş ekmekleri ıslak havluya sarıp 10-15 saniye mikrodalgaya atarsanız yumuşayacaktır.

Middleton'ın Diyet Sırları

Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın kız kardeşi Pippa Middleton, sağlıklı ve fit görünümünü nasıl sağlıyor? Pippa egzersiz ve diyet sırlarını açıkladı...

Kraliyet düğünü hayranlarının bildiği gibi Pippa Middleton “rocking bod” tutkunu bir fitness fanatiği. Waitrose Weekend dergisinin yazarlarından olan Pippa, “Mind and Body” adlı yeni köşesinde okurlarıyla sağlıklı yaşamının sırlarını paylaşıyor.



Pippa'nın sırrı; haftada 3-5 kez evde 30 dakika egzersiz yapmak, diyetlerden kaçınmak ve aşırıya kaçmadan yemek yemenin tadını çıkarmakmış! Bize mantıklı geldi, ne dersiniz?Waitrose Weekend dergisindeki yazısına, “Ben sağlıklı yaşamın hiçbir şeyde aşırıya kaçmamakla ilgili olduğuna inanarak büyüdüm, bu yüzden egzersiz, dengeli beslenme, çikolata, cips ve nadiren bir kadeh şarap gibi bir parça yaramaz şeylerle sağlıklı yaşamayı kutluyorum.” şeklinde başlayan Pippa, şöyle devam etti. “Asla Dukan yapmadım, Atkins’i denemedim ya da haftanın yedi günü düzenli olarak egzersiz yapmadım. Ama sağlıklı seçimler yapmaya inanıyorum; beyaz ekmek, makarna gibi işlenmiş karbonhidratları minumum seviyede tüketmek ve porsiyonları mantıklı ölçülerde tutmak gibi.”
Pippa ayrıca egzersizin hem vücut hem zihin için önemli olduğunu da yazısında belirtmiş.

“Biliyorum ki; 30 dakika koşu, bir saat yürüme ya da iyi bir tenis maçını içeren egzersiz programımı haftada en az üç, ideal olarak beş kez yapabilirsem, ruhsal durumumu ve enerjimi yükseltebildiğime inanıyorum. Üstelik uyku ve sindirim sistemime de yardımcı olacak. Bu nedenle hava veya iş durumun ne olursa olsun, bunu önceliğim olarak belirliyorum.”Kişisel bir eğitmen ve diyetisyenle çalışan Pippa, bu ay köşesinde okurları için evde egzersiz programını, merdiven, duvarı itme, squat, plank gibi en sevdiği hareketleri paylaşıyor. Önümüzdeki aylarda ise sağlıklı yemek tariflerini ve egzersiz hareketlerini de anlatacak.