28 Haziran 2015 Pazar

Mehmet Öz'den bikini için zayıflama programı

Plaj sezonu geliyor ve birçoğumuz mayo-bikini giymekten korkuyoruz. Tek yapmanız gereken size vereceğim basit adımları izleyerek kilo vermek ve mayonuz içinde özgüveninizi geri kazanmak! 

Selüliti azaltan peeling

Plaja gideceğiniz günden bir önceki gün selülit görüntüsünü azaltmaya yardımcı olmak için kahveli peelingi deneyin. Bu peeling kan dolaşımını harekete geçirerek cildi geçici olarak doldurur ve rahatsız edici selülit görüntüsünü geçici olarak azaltır. Ayrıca bu tarif cildin parlamasını sağlayan bir peeling görevi görür. Plaja gitmeden önce bu karışımı bir deneyin.

Plaja gitmeden önce bu karışımı bir deneyin.

Kahve- şeker peelingi reçetesi:

Yarım fincan kahve telvesi

Çeyrek fincan esmer şeker

Zeytinyağı

Zayıflatan salata

Karahindiba yaprağı, karpuz ve maydanozdan oluşan bu salatayı deneyerek hem yağlarla savaşıcı besin maddeleri bakımından zengin hem de lezzetli bir öğlen öğünü oluşturun!Üstelik maydonoz, karpuz ve yeşillikten oluşan bu salata oldukça lezzetli. İşte yapılışı: Yeşillikleri yıkayıp doğradıktan sonra 150 gram küpler halinde doğranmış karpuzla birleştirin ve ince ince doğranmış maydonozlarla üstünü süsleyin. Lezzetli ve sağlıklı protein zengini karahindiba yeşillikleri vücudun yağları parçalamada büyük önem taşıyan safra akışını harekete geçirmeye yardımcı olur.Karahindiba yaprakları aynı zamanda orta dereceli bir idrar söktürücü olduğundan vücudun tuttuğu suyun azalmasına yardımcı olur. Ayrıca salatadaki karpuz da, kilo vermeye yardımcı olabilecek sitrülin maddesi bakımından oldukça zengindir. Son olarak salatanızdaki maydanoz, salatanıza hem farklı bir lezzet katacak hem de vücuttaki fazla suyu atarak şişkinliği önleyecek. Salata sosuna gelince, yağ deposu salata sosları yerine kendi hazırlayacağınız sosu kullanın. 2 çay kaşığı zeytinyağı, yarım çay kaşığı limon suyu ve bir parça tuz, biber işinizi görecektir.

İki hareketle işlem tamam!

Son olarak, mayonuzda daha iyi görünmek için ihtiyacınız olan tek şey bir plaj havlusu, yaklaşık 5 dakika zaman ve her sabaha bu iki hareketle başlama azmi.

PLANK POZİSYONU İLE KARIN KASLARINI HAREKETE GEÇİRİN

Havlunuzun üzerinde ‘plank’ pozisyonu alarak karın bölgenize geçebiliriz.

Bunu yapmak için karnınızın üzerine düz biçimde yatın ve karın kaslarınızı sıkın. Sonra bedeninizi ayak parmak uçları ve dirseklerinizin üzerine kaldırın. Kalçalarınızı omuzlarınızla aynı hizada olana kadar aşağı indirin.Buradaki en önemli şey karnınızı iyice sıkarak o bölgeyi çalıştırmanız. 30 saniye durmayı deneyin ve giderek 1 dakikaya ulaşmaya çalışın. Dizleriniz üzerinde başlayabilirsinz.

İki hareketle işlem tamam!

Öncelikle kalça kaslarınızı hedef alarak havlunuzun genişliği kadar lunge hareketi yapın. Lunge hareketini yapmak için ayaklarınızı omuz hizasında açıp kalçanızı geriye atın. Tek bacağınızla öne doğru bir adım atın ve bacağınızı dizden kırın.Öne attığınız bacağınız 90 derece açık olmalı. Çok fazla ileriye atmaya çalışmayın. Bu esnada diğer bacağınızın da dizden aşağısı yere paralel olacak şekilde kırın. Bacağınızı kırdığınızda dizinizin ayak hizanızı geçmediğine emin olmalısınız. Her bacağa 3 ileri ve 3 geri olacak şekilde tekrar edin. Durun ve aynı hareketi ters yönde yapın. Güçlendikçe ellerinizde ağırlık tutarak kalori yakımını artırabilirsiniz.

21 Haziran 2015 Pazar

1 ayda 12 kilo verdiren diyet

Gün içerisinde 3 ana, 2 de ara öğünden oluşan bu diyet başarılı sonuçlar ortaya koyuyor. İşte ayda 12 kilo verdiren diyetin detayları…


İki çocuk annesi olmasına rağmen formunu koruyan Denise Richards’ın uyguladığı “South Beach Diyeti” ünlü sanatçının tam 12 kilo vermesini sağladı.

Denise Richards’ın uyguladığı South Beach Diyeti’nin ilk 15 günlük sürecinde; bol bol yağsız proteinler, sebzeler, fındıklar, az-yağlı peynirler, yumurtalar ve az-yağlı süt mamulleri yiyeceksiniz. Bir gün içerisinde 3 öğün yemek yiyecek ve 2 atıştırma yapabileceksiniz.

İLK 15 GÜN

Sabah

150 ml. sebze suyu kokteyli
Taze baharatlar ve mantarla yapılmış omlet
2 dilim dana jambon
Kafeinsiz kahve veya çay

Öğleden önce

Bir parça az yağlı peynir

Öğle

Elma sirkesi ve sızma zeytinyağlı marul salatası
Dilim dilim kesildikten sonra ızgarada pişirilmiş tavuk göğsü

İkindi

1 salatalığın üzerine az yağlı inek peyniri sürerek yiyin

Akşam

Buharda pişirilmiş brokoli ve karnabahar
Izgara domatesle birlikte ızgara biftek

SON 15 GÜN 


Sabah

1 kase meyveli yoğurt

Öğleden önce

1 porsiyon hellim ızgara

Öğle

Tavuk salatası (Limonlu, zeytinyağlı ve mutlaka domates ile salatalık eklenmiş)

İkindi

1 porsiyon meyve

Akşam

Izgara et
Haşlanmış sebze
1 kase yağsız yoğurt

Sebze kokteyli tarifi

Malzemeler

30 gr. salatalık
30 gr. kereviz
2 yeşil salata yaprağı
1 orta boy soğan
5-6 adet içi biberli yeşil zeytin
1 domates
1 çay kaşığı sirke
Tuz
Karabiber
1 çay kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı

Sebzeleri yıkayıp soyduktan sonra küçük parçalar halinde doğrayın. Kaynar tuzlu suya batırıp çıkarın ve soğuk suya tutun. Daha sonra içine salata yaprağı döşenmiş bir kokteyl bardağına sebzeleri yerleştirin. Halka halka doğranmış soğan ve zeytinleri ekleyin. Üzerine 1 çay kaşığı ketçap gezdirin. Bir başka kapta yağ, sirke, tuz ve karabiberi iyice karıştırıp salatanın üzerine gezdirdikten sonra servis yapın.

Günde 3 öğün yemek şart

15 günlük süreçte; kırmızı et, tavuk, hindi, balık ve deniz ürünlerinden normal porsiyonlarda yiyeceksiniz. Bol miktarda sebze, yumurta, peynir ve fındık tüketeceksiniz. Salatalarınızda zeytinyağı kullanacaksınız. Her gün üç öğün düzenli yiyeceksiniz, akşam yemeğinden sonra tatlı yiyebilirsiniz. Bol bol su içeceksiniz.

Bunlar yasak!

Ciğer, kaburga, yağlı etler, kanat ve but (hindi/tavuk), krem peynir, pancar, havuç, mısır, patates, yer elması, elma, şeftali, armut, greyfurt da dahil her çeşit meyve ilk iki hafta boyunca yasak. Ekmek, pilav, makarna, yulaf ve kek gibi nişasta ve karbonhidratlı ürünlerden uzak durun. Yoğurt ve süt de dahil tüm süt ürünleri yasak. İlk 2 hafta sonunda elma, armut, şeftali gibi meyveleri günde bir adet yiyebilir ve kahvaltıya 1 dilim tahıllı ekmek ekleyebilirsiniz.

Mucize meyve hurmanın faydaları

Ramazan sofralarının vazgeçilmezi hurmanın birçok faydası olduğunu biliyor musunuz? Uzmanlara göre hurmanın faydaları sayılamayacak kadar fazla. Son yıllarda yapılan araştırmalar, hurmanın kalp damar hastalıklarından ve kanserden korunmada etkin rol oynadığını gösteriyor.


Peki, hurmanın faydalarını biliyor musunuz?

Ramazan aynın gelmesiyle hurma tekrar sofralardaki yerini aldı. Tadı güzel olan ve hemen herkesi mest eden bu meyve lezzetinin yanı sıra içerdiği besin değerleriyle sağlığa da etkisini gösterdi. Bunun yanında vücudu temizlediği, kalp sağlığına koruduğunu, hafızayı güçlendirdiğini tansiyona ve diyabet gibi birçok hastalığa karşı mücadele ve tedavi ettiğini belirtti.

KALBİ KORUR

Hurma, antioksidan görevi görüyor.Damar ve kalp tıkanıklarını engelliyor.Bunun yanı sıra yaşlanmadan kaynaklanan hastalıklardan koruyor.

Hurma kanser hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Çok yüksek lif içeriyor. Bu lifler düzenli olarak hurma tüketen kişilerde kanser hastalıklarına yakalanma riskini azaltmanın yanında kalp hastalıklarından da koruyor. Ayrıca kolon, rahim ve göğüs kanserlerinden de koruyor.



HAFIZAYI GÜÇLENDİRİR

Hurma beyni ve hafızayı ciddi şekilde destekliyor. A vitamininin bir türü olan ve tüketildiğine Retinal'e dönüşen karoten içeriyor. Bunun dışında beyin hücrelerinde meydana gelen hasarların giderilmesinde ve yaşlılığa bağlı diğer hastalıklara yakalanma riskini azaltıyor.

KEMİK ZAYIFLIĞINA İYİ GELİYOR

Hurmada bulunan kalsiyum ve fosfat ise, iskelet oluşumu ve vücudun kemik yapısının dengelenmesi için çok önemli elementlerdir. Hurma, içerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik zayıflığına karşı bünyeyi korur ve bu hastalıkların azaltılmasına yardım eder. Bilim adamları hurmanın stres ve gerginliği giderici etkisine de dikkat çekmektedirler.

Berkeley Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalar, sinirleri güçlendiren B6 vitamininin ve kasların çalışmasında önemli rol oynayan magnezyum mineralinin hurmada yüksek miktarda bulunduğunu ortaya koymuştur. Hurma ayrıca içerdiği magnezyum ile, böbrekler için de son derece önemlidir. Bir insan günde 2-3 tane hurma yiyerek vücudunun magnezyum ihtiyacını karşılayabilir. İçerdiği B1 vitamini ile sinir sisteminin sağlıklı olmasını kolaylaştırır.

Vücuttaki karbonhidratların enerjiye çevrilmesine, protein ve yağların vücudun diğer ihtiyaçları için kullanılmasına yardımcı olur. B2 vitaminiyle de, vücudun enerji sağlaması ve hücrelerin yenilenmesi için protein, karbonhidrat ve yağların yakılmasına yardımcı olur.

ENERJİYİ DEPOLAR

Oruç tutarken enerji ihtiyacı yeteri kadar karşılanamıyor. Ancak, sahurda ve iftar sonsanında tüketilecek besinler tüm gün ihtiyaç duyulan dinginliği ve enerdjiyi veriyor. İşte o besinler: Ceviz, Brokoli, Acı Biber , Tarçın , Yoğurt , Yulaf Ezmesi Ve Kepeği , Yumurta

Oruç tutarken doğru yiyecek ve içecekler daha az susatır

Oruç tutarken su dengesini iyi gözetmek gerek. İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya, ramazanda vücudu susuz bırakmamak için şunları öneriyor.


1. İftarda ve sahurda çok fazla çay ve kahve içmeyin. Her ikisi de çok güçlü idrar sökücü. Yani vücutta olan suyu söker atar.

2. Tuz oranı yüksek yiyeceklerden uzak durun. Turşu, salamura, peynir, zeytin ve pastırmalar kanın yoğunluğunu arttırır ve susuzluk hissini tetikler.

3. Yağ oranı yüksek yiyecekler de susuzluğu arttırır. Kavurma, kızartma, yağlı börek ve yağlı kıymayla hazırlanan yemekleri tercih etmeyin.

4. Susuzluğu yenmek için aşırı soğuk içecekler içmeyin. Çünkü soğuk içecekler hararetinizi kestiği için ihtiyacınız olan sıvıyı almanızı engeller. Aynı zamanda soğuk su sıcak yemekle birleştiğinde hazım problemleri oluşturabilir.

5. Şekerli içeceklere de çok dikkat edin. Şerbetler, limonatalar, hazır meyve suları ve gazlı içecekler hem çok kalori içerir yani kişiyi yemeden şişmanlatır hem de kan şekerini hızlı yükseltip ani düşürerek kişinin daha çok yemesine neden olur.

19 Haziran 2015 Cuma

Akdeniz diyeti nedir, nasıl uygulanır?

Karışık sert kabuklu yemişlerle (%50 ceviz) takviye edilen Akdeniz diyetini uygulayan bireylerin hafızasında, önemli ölçüde iyileşme görülmüştür.


American Medical Association (Amerikan Tabipler Birliği) Dergisinde Yayımlanan Araştırma: “Karışık sert kabuklu yemişlerle (%50 ceviz) takviye edilen Akdeniz Diyetini uygulayan bireylerin hafızasında, önemli ölçüde iyileşme görülmüştür.”
 
Haziran 2015. Akdeniz Diyeti, 2010 yılında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras olarak ilan edilmiştir. Bundan üç yıl sonra beslenme konusunda şu ana kadar dünya çapında gerçekleştirilen en büyük çalışmalardan biri olan PREDIMED çalışması (Prevention with Mediterranean Diet- Akdeniz Diyeti ile Önleme), zeytin yağı veya yarısı cevizden oluşan karışık sert kabuklu yemiş takviyeli Akdeniz diyetini uygulamanın kalp-damar hastalıkları riskini önemli ölçüde azalttığını teyit etmiştir. 
 
Günümüzde ise, yani beş yıl sonra, PREDIMED araştırması yeni ve umut vadeden sonuçlar sunmaktadır. Bu çalışmada bu sefer Akdeniz tarzı beslenmeyi tercih ederek bilişsel sağlığını önemli ölçüde iyileştiren 55 ile 80 yaş arasındaki bireylere odaklanılmaktadır. Barselona Clinic Hastanesi Lipid Klinik Şefi ve PREMIDED beslenme müdahale programı yöneticisi Dr. Emilio Ros, şu açıklamada bulunmuştur: 
 
"Daha önce yapılan epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen kanıtlar, sağlıklı bir diyetin özellikle de sert kabuklu yemiş tüketimini içeren Akdeniz Diyetinin bilişsel sağlık üzerinde faydalı etkiye sahip olabileceğini ve Alzheimer hastalığını önleyebileceğini göstermişti. Bu çalışma da bu nedenle gerçekleştirilmiştir. Ancak, daha önceki araştırmalarda klinik çalışmalar yapılmamıştı, dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz bu randomize kontrollü çalışma, bu boşluğu doldurmakta ve dolayısıyla en üst düzeyde bilimsel kanıt sunmaktadır”.
 
Özellikle, PREDIMED’e katılan ve kalp-damar hastalıkları riski yüksek düzeyde ancak bilişsel sağlığı iyi durumda olan 55 ila 80 yaş arasındaki 447 kişi, çalışmanın başında ve sonunda nörofizyolojik testlere tabi tutulmuştur. Katılımcılar üç diyet grubuna rastgele ayrılmıştır. Bu diyetlerden ikisi, Akdeniz tarzı diyetler olup bir tanesinde ekstra zeytin yağı ve diğerinde ise karışık sert kabuklu yemişler takviye edilmiştir. Üçüncü grup düşük yağ içerikli beslenme grubudur. 
 
Takip döneminin sonunda, içinde %50 oranında ceviz bulunan karışık sert kabuklu yemiş takviyeli diyeti takip eden kişilerin hafızasında, kontrol diyeti grubuna kıyasla önemli ölçüde bir iyileşme görülmüştür. Ayrıca, 37 kişinin hafif bilişsel bozukluğu olduğu tespit edilmiştir: Bu kişilerin 17’si (%13.4) zeytin yağı takviyeli diyeti takip eden grupta, 12’si kontrol grubunda ve sadece 8’i (%7.1) sert kabuklu yemiş takviyeli diyeti uygulayan gruptadır. 
 
Bu sonuçlar, sert kabuklu yemiş (%50 ceviz içeren) takviyeli Akdeniz diyetini takip etmenin, yaşlanmayla ilişkili bilişsel bozukluğu önleyebileceğini göstermektedir. Bu diyetin faydalı etkileri, muhtemelen sert kabuklu yemişlerin özellikle de oksidasyonu önleyen ve nörolojik sağlığı iyileştirdiği gösterilen polifenollerce zengin olan cevizin antioksidan ve antienflamatuar özelliklerinin bol miktarda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca cevizin önemli miktarda omega-3 yağ asidi içeren tek sert kabuklu yemiş olduğu vurgulanmalıdır. 30 gram cevizde 2.5 g alfalinolenik asit (ALA) bulunmaktadır. 
 
Dr. Ros sözlerine şu şekilde son vermiştir: "Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme tarzı, sağlıklı yaşlanmayı sağlamaktadır ve diyetinizi değiştirerek sağlığınızı iyileştirmek için asla çok geç değil. Çünkü PREMIDED çalışmasının başında katılımcılarımızın yaş ortalaması 67 idi. Söz konusu fayda, normal bilişsel sağlığa sahip olan yaşlı katılımcılarda elde edilmiştir. Bu durum, müdahalenin bilişsel bozukluk semptomları ortaya çıkmaya başlamadan önce yapılması gerektiğine dikkat çekmektedir". 
 
Giderek artan endişe: Bilişsel hastalıklar 
 
Dünya nüfusu yaşlandıkça gelişmiş ülkelerde yaşam beklentisi de artmaya devam etmektedir, dolayısıyla Alzheimer veya bunama (demans) gibi hafızayı etkileyen hastalıklar artık halk sağlığı açısından kaygı vermeye başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya çapında yeni demans olgusu sayısı tahmini olarak yıllık 7.7 milyon civarındadır ve demansla yaşayan kişilerin sayısı ise yaklaşık 47.5 milyondur. 
 
Dünya Sağlık Örgütü Verilerine (WHO) göre, şu anda Türkiye’de yaklaşık 500,000 kişinin Alzheimer hastalığına sahip olduğu tahmin edilmektedir ve bu rakam artmaya devam etmektedir. Yine bu verilere göre, Türkiye’nin 2050 yılı itibariyle dünyada Alzheimer’ın en yaygın görüldüğü ilk dört ülkeden biri olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’de Alzheimer tanısı koyulan kişilerin sayısının 2050 itibariyle 2 milyona ulaşması beklenmektedir. 

(Kaynak:pembenar.com.tr)

Elma sirkesi zayıflatır mı?

Elma sirkesi ezilen elmaların içerisindeki doğal şekerin sirkeye dönmesiyle elde edilir. Peki, elma sirkesinin faydaları nelerdir?


Antibakteriyel özelliği olduğundan enfeksiyonları temizlemede etkilidir.

Tok tuttuğu için kilo vermeye yardımcıdır.

Elma sirkesini içerisine limon sıkarak tüketebilirsiniz.

Potasyum ve enzim içerdiğinden yorgunluğa iyi gelir.

Antimikrobiyal özellikleri vardır.

Vücuttaki pH seviyesini alkali seviyede tutar. Yüksek asit seviyesi enerji kaybına ve enfeksiyon riskine yol açar.

Kokuya neden olan bakterileri öldürür.

Karaciğeri temizleyerek kan dolaşımını destekler.

Mukusu seyrelterek lenf nodüllerini temizler.
 
Herhangi bir alternatif yöntemi denemeden önce doktorunuza danışmanızda fayda olduğunu hatırlatmak isteriz.

Ramazan'da diyet yapılır mı?

Ramazan'da en çok merak edilenlerden biri de Ramazan'da diyet yapılıp yapılamayacağıdır. Ramazan'a diyet yapılır mı, Ramazan'da kilo vermek için ne yapılmalı?


RAMAZANDA  ZAYIFLAMA

Genelde insanlar ramazan ayında hem oruç tutuyor, hem de kilo alıyor. Bunun en önemli sebeplerinde biri de, son yıllarda ülkemizde çok yaygınlaşan ve adet haline gelen ‘Ramazan Davetleri’

Ramazan davetlerinde ki yemek masasında ki aşırı çeşitlilik ve her birinden az da olsa yenmesi kilo alımına sebep oluyor. Oysa oruç tutulmayan normal bir akşam yemeği sofrasında alınan kalori, iftar sofrasında alınan kalorilerin  yarısından bile azdır. Bu davetlere sık katılmamak veya davet masasında ki her şeyin tadına bakmamak gerekir.

Ramazan ayında oruç tutarak kilo almanın sebepleri :

. Açlık süresinin çok uzun olması.

. Günlük kalori alımının, tamamının sadece akşama saatlerine toplanması.

. İftar sonrası akşam saatlerinin, günün en hareketsiz saatleri olması.

. Aktivitesiz günü geçirmek.

. İftarda ve özellikle iftar davetlerinde çok çeşit ve çok fazla yemek.

. Genelde ramazan ayı boyunca her gün tatlı yemek.

Yaz dönemi öncesinde, diyet yapılarak yeni verilen kiloların geri alınma korkusunun olduğu bu Ramazan döneminde, uzun süre aç kalmaya bağlı beslenme şeklimizin ve saatlerinin değişmesi ve bununla beraber hareketin azalması da kilo almaya sebep oluyor. AslındaRamazanda zayıflama için yapılması gereken her zamankinden çok ta farklı olmamakla beraber beslenmenizde yapacağınız bazı düzenlemeler ile bu dönemi kolaylıkla atlatabilirsiniz. Sağlıklı beslenmenin her tür besinden yeterli ve dengeli bir şekilde tüketimi olduğunu bildiğimize göre Ramazan’ da da bunu sürdürecek, fakat bazı noktalara dikkat edeceğiz.

Yaz aylarına denk gelen ramazanda oruç süresi çok uzun olacağı için, bu bir ay hem oruç tutup, hem de kilo almamak için dikkat edilmesi gereken önemli beslenme kuralları vardır.

Ramazanda zayıflama için :

. Ramazan ayı boyunca yemeklerde ekmek yerine her gece ramazan pidesi yememek gerekir.

. Ramazan pidesi yenecekse sadece iftarda bir avuç içi büyüklüğünde yenmelidir. Ramazan pidesi tok tutmaz ve kan şekerini hızla yükselterek çabuk acıkmaya sebep olacağından sahur da pide yerine, kepekli tahıllı ekmek tercih edilmelidir.

. İftar yemeklerinde hafif az yağlı, ızgara ve haşlamaların tercih edilmesi gerekir.

. Tatlı ihtiyacının, tatlı yerine meyve yiyerek giderilmesi gerekir.

. Sahurda tok tutucu doğal kepekli tahıl ve lif oranı yüksek ekmekler ve müsli yenilmeli. Beyaz undan yapılmış ekmek, makarna, pilav yenilmemelidir.

. İftardan yarım saat sonra hafif tempoda yarım saat yürüyüş yapmak gerekir.

. İftardan sonra gece boyunca su içmeye dikkat etmek gerekir.

. Bu süreci sağlıklı ve kilo vererek geçirmek istiyorsanız bir diyetisyene başvurarak ‘Ramazan Diyeti’ almanız gerekir.

. Şeker, kalp, tansiyon, böbrek gibi beslenmeyle doğrudan ilişkili hastalığı olanların, ve çok yaşlıların, doktorlarına danışmadan ve onların onayını almadan oruç tutmamaları gerekir.

Ramazanda zayıflama için :

Sahurda Beslenme

• Sahurda yağ oranı yüksek ve ağır besinler yerine yumurta, süt ve peynir gibi proteinden yüksek olan ve mide boşalma süresini uzatarak acıkmayı geçiktiren besinler tüketilmelidir.

• Sahura mutlaka kalkılmalıdır. Çünkü, sahura kalkılmadığı takdirde, açlık süresi uzayacağı için, kan şekeri düşecek ve tatlı ihtiyacı çok daha fazla olacaktır. Uzun açlık süresi sonucunda metabolizma yavaşlayacaktır. 

• Ramazanda zayıflama için, sahur yemekleri azar azar, iyice çiğneyerek  yavaş yenilmelidir. Domates, salatalık gibi çiğ sebzelere mutlaka sahurda yer  verilmelidir.

İftarda Beslenme

• İftar saatinde yaklaşık 12 saat boş kalan mideye biranda yüklenmek, yemeği hızla yemek sonucunda midede gaz, yanma, bulantı veya kabızlığa yol açar. Yemek yerken arada su içmek ise midenin aşırı derecede şişmesine sebep olur.

• İftar zamanı geldiğinde çorba gibi hafif bir ön yemek yedikten 20 dk gibi kısa bir aradan sonra ana yemeğe geçilmesi uzun süre boş kalan midede tahribata ve hazımsızlığa neden olmaz.

• İftarda yemeklerle birlikte çay veya kahve tüketmek yemeklerden alınan demirin emilimini azaltacağından, bu içecekler mutlaka yemekten bir süre sonra tüketilmelidir.

Gece Öğününde Beslenme

• İftardan sonra yatmadan önce mutlaka gece öğününün yapılması gerekmektedir. Çünkü,Ramazanda zayıflama için normal günlük 3 öğünün tamamlanması gerekir. Eğer 3 öğün yapılmazsa metabolizma hızı da yavaşlayacak ve kan şekerinin düzenlenmesi zorlaşacaktır.


• Gece öğününde yatmadan önce hazmı kolay, kan şekerini dengesini sağlayan, 1 bardak süt ve 1 porsiyon meyve veya 1 porsiyon sütlü tatlı gibi besinler tercih edilmelidir.


        Diyetisyen Nurdan Çeliktaş / PembeNar

Oruç tutarken kilo verilir mi?

Ramazan ayı, genellikle kilo alınan bir dönemdir. Oysa oruç tutarken, sağlıklı beslenerek, kilo almak yerine, kilo vermek de mümkündür.


Medistate Kavacık Hastanesi Beslenme ve Diyet uzmanı Hatice ÖKTEN, sağlıklı bir beslenme programıyla elde edilecekleri sıralıyor:

Kilo almamanız,

Vücudunuzun ihtiyacı olan besinleri tüketmeniz,

İftar sonrası yaşanılan halsizliğin önüne geçmeniz,

Kilo vermeniz mümkün.

Sağlıklı Bir İftar İçin İpuçları:

• Yemeği yavaş yemek çok önemlidir.
• Oruç, 1 bardak su ve 1-2 tane hurma ile açılabilir
• Sonrasında 1 kaseçorba ile küçük bir parça pide yenebilir.
• Yemeğe 10-15 dakika ara verdikten sonra devam etmek uygun olur.
• Ana öğünde, etli, sebzeli, kurubaklagil bulunan yemeklere öncelik vermek gerekir.
• Şeker ilavesiz kompostolarla sıvı desteği sağlanır. Böylece posa tüketiminizi de artırmış olursunuz.
• Tatlı olarak tercihinizi sütlü tatlılardan yana kullanmanızı öneririz. Haftada 2-3 defadan fazla tüketilmemesi gerekir.
• İftardan 1-2 saat sonra; ara öğün olarak, süt, yoğurt, cacık, meyve gibi besinleri tüketebilirsiniz.

16 Haziran 2015 Salı

Tülin Şahin: Sürekli diyet şişmanlatır!

Düzenli spora gidiyor, detoks yapıyor, pizzadan, hamurişinden uzak duruyorsunuz. Ama hâlâ istediğiniz sonuçlara ulaşamıyorsunuz. Metabolizmanız yavaş mı? Su içseniz yarıyor mu? Spor yapıyor ama eriyemiyor musunuz? Sorun sizde değil, doğru bildiğiniz yanlışlarda.


Dünyaca ünlü modelimiz Tülin Şahin yeni kitabı ‘Her Daim Fit’te kendi yaşam tarzını okuyucularıyla paylaşıyor. Her gün tatlı ve çikolata yediğini söyleyen, kendini “tatlı canavarı“ diye tanıtan Tülin Şahin, “Hamur işi, yağ ve tatlı yasak değil” diyor, ama tabii ki bir şartı var! Her daim fit görünmek için herkesi spora, açık havaya ve dengeli beslenmeye çağırıyor.

DETOKS İÇECEKLERİNE DİKKAT

Taze sıkılmış mevye ve sebze sularını tüketmek çok moda. Hesapta sağlık adına yapıyoruz. Ama günde üç öğün bunları tüketirseniz metabolizmanız yavaşlayabilir. En önemlisi şeker deposunu mideye indirmiş olabilirsiniz.

SNOB DİYETİ

En iyi şampuanı, kremi kullansanız da midenize çöplük muamelesi yapıyorsanız olumlu sonuç beklemeyin. Çünkü bedeninizi besleyen kana abur cubur yediriyorsunuz. Snob diyetinin felsefesi her besinin en iyi, rafine ve kalitelisini, istediğimiz kadar tüketmek. Uzmanlar, bu yöntemle kilo alma oranımızın düşeceğini söylüyor. Ayrıca kaliteli yiyecekler beş duyumuza hitap ettiğinden vücut tatmin oluyor. Bu da kilo alma riskinizi düşüyor.

ÖĞLE SALATAYA SON

Bana “Formunuzu nasıl koruyorsunuz” diye soranlara cevabım ‘öğle salata yemeyerek’ oluyor. Kahvaltıyı kral gibi, öğle yemeğini prens gibi akşam yemeğini de fakir gibi yiyeceksin. Öğle saatlerinde vücudun enerjiye ihtiyacı var, ne yerse yakmaya hazır. Siz ona zorla salata yediriyor, iki saat sonra da acıkıyorsunuz. Büyük hata!

SİHİRLİ NUMARA 21

Birçoğumuz diyete pazartesi başlar. Haftasonları da bozar. Büyük hata! Çünkü bedenin hafızası sandığınızdan kuvvetli: İstediğiniz kadar hafta içi sağlıklı beslenin, beyniniz daha cuma sabahından hafta sonu istediğinizi yiyeceğinizi bilir. Metabolizmanızı şaşırtın: Rutininizi değiştirin. Pazartesi-Cuma istediğinizi yiyin, hafta sonu sağlıklı beslenin. Ama bedeninizi uzun süre bu ritimde de tutmayın. Çünkü bedenin kendini yenilemesi 21 gün sürüyor yani her değişikliğe 21 günde bir alışıyor.

HAMBURGER, MANTI SERBEST!

Bazı yemekler haksız yere kötü üne sahip. Pizza, hamburger ve mantı. Hamburgerde sosu ve miktarı abartmayıp, kızarmış yerine fırında patates yerseniz sorun yok. Pizzada kritik nokta hamurunun ince, malzemelerinin de az yağlı olması. Mantı da hamuru kalın değilse ve kızartılmamışsa gayet masumdur.

MODELLER HANGİ BALIĞI YER?

Öyle her balığın eti yenmez! Bu konu, biz modeller için kuaförümüz, makyözümüz kadar önemlidir. Tüm modeller somon ya da ton balığı yer. Özellikle kuzey denizlerinden gelen somon en iyisi çünkü eti daha yağlı. Ama bu yağ, doğru yağ. Korkmaya gerek yok!

KALÇA İÇİN ALTIN FORMÜL: 45X30

Düzenli spora gidiyor, hâlâ istediğiniz sonuçlara ulaşamıyorsanız bazı şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir. 45 dakika- 1 saat kardiyo ve 30-40 dakika ağırlık çalışması kalçadaki fazlalık sorununu rahatça çözer

15 Haziran 2015 Pazartesi

Kahve içmek için günün en ideal vakti nedir?

'AsapScience' adlı internet sitesine göre, en iyi saatler (08.00-09.00), (12.00-13.00) ve (17.30-18.30) dışındaki saatler.

Siteye göre, hepimizin "sirkadiyen saat" olarak bilinen biyolojik saati var.

Bu saat, vücudumuzdaki bir çok süreci düzenliyor.

Buna gün içinde ne kadar uykulu olduğumuz da dahil.

Kortizol adlı hormonun salgılanmasından da bu saat sorumlu.

Buna stres hormonu da deniyor.

Zira bu hormon, vücudun "savaş ya da kaç" hallerinde bolca salgılanıyor.

Kortizol, gün içindeki uyanıklık haliyle de bağlantılı.

Sabah 08.00'le 09.00 arasında vücuttaki kortizol seviyesi zirveye çıkıyor.

Bu vücudunuzun sizi uyandırmak için doğal bir mekanizması olması anlamına geliyor.

Ve kafeinin bu mekanizmayı tamamlayıcı bir işlevi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Zira uzmanlar kortizol üretiminin en üst seviyeye çıktığı zamanlarda kahve ya da enerji içeceği tüketmenin kafeinin etkisini önemli ölçüde azalttığı ve uzun vadede bu maddeye karşı bağışıklık geliştirdiği uyarısında bulunuyor.

Yani hem daha az canlanıyorsunuz hem de gelecekte daha fazla kahve içmeniz gerekiyor.

Bu nedenle, kahve içmek için muhtemelen en iyi zaman kortizol "kabarmasından" sonra, saat sabah dokuz.

Bilim insanlarına göre, kortizol günün değişik saatlerinde yeniden zirveye çıkıyor.

Bunlar, 12.00-13.00 ve 17.30-18.30 arası. Bu nedenle kahve içmek için en iyi zamanlar bunların dışındaki saatler.

Peki aşırı derecede erken ya da geç kalkınca ne oluyor? Hemen kahve içilebilir mi?

Hayır.

Bilim insanlarına göre, kortizol seviyesi uyandıktan hemen sonra yüzde 50 oranında artıyor.

Bu nedenle uzmanların tavsiyesi kahve içmek için bir saat beklemek.

Ramazanda yapılan 9 beslenme hatası

Şişli  Florence Nightingale Hastanesi, beslenme ve diyet uzmanı Tuba Kayan Tapan ramazanda en çok yapılan 9 hataya dikkat çekiyor;


1-Mutlaka sahura kalkın!

En önemli hata, bireylerin sahura kalkmamasıdır. Sahura kalkmayan bireyler, gün boyunca almaları gereken enerjiden daha azını almaktadırlar. Buna bağlı olarak, aldıkları vitamin mineral, karbonhidrat, protein veya da yağ eksik olmaktadır. Buna bağlı olarak, kan şekerlerinde düşmeler, hipotansiyon, halsizlik ve uyku hali olmaktadır. Bu bireyler ramazan sonunda kilo kaybı yaşamaktadırlar. Verdikleri kilolar da yağsız kütle (kas ve su kaybı olmaktadır.) Yağsız kütleden olan kilo kayıpları, kısa zamanda daha fazla miktarda kilo olarak geri alınmaktadır. Halbuki yapılan sahurla birlikte öğün sayısı artacağından metabolizma daha hızlı çalışacak ve kilo artışları olmayacaktır. Özellikle dengeli yapılmış bir sahur öğünüyle birlikte yağdan kilo kayıpları da sağlanabilir.

2-Sıvı tüketimine dikkat edin…

İftardan sahura besin alındığı süre boyunca sıvı tüketimi oldukça önemlidir. Çünkü yaz aylarında havanın sıcak olmasıyla birlikte terleme oranı arttığından dolayı vücutta su ve mineral kaybı olmaktadır. Kaybedilen mineral ve suyun geri alımı vücut dengesi için oldukça önemlidir. Dolayısıyla bu süre zarfında az su içmek yapılan diğer büyük hatalardan biridir. Su ve sıvı miktarı birbirlerine karıştırılmamalıdır. İçilen çay, kahve ve komposto sıvı miktarına girmektedir. Suyun yerini tutmazlar. Bu sebeple bireyler su içerken, sıvıların dışında hesaplamalıdırlar. Bireylerin içtiği su miktarı kilogram başına değişir. 50 kilo olan bir kadının 1,5 kg su içmesi yeterliyken, 80 kg bir erkeğin 2,5 kg su içmesi gerekmektedir. Olduğu ağırlık üstünden 30cc su ile çarparak tüketmesi gerektiği su miktarını bulabilir.

3-Aşırı tuz ve yağ tüketiminden uzak durun!

Sahurda yapılan yanlışlardan biri de, çok tuzlu ve yağlı beslenmektir. Fazla tuz vücutta su tutacağından ödeme sebebiyet verecektir. Aynı zamanda susama hissini de arttıracaktır. Bu da gün boyu oruç tutan bireylere zor anlar yaşatabilir. Ayrıca yüksek tansiyonu olan bireylerin özellikle tükettikleri tuz miktarına çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Yağlı besinler de susama hissini arttırdığı gibi kilolu bireylerin daha fazla kilo almasına sebebiyet verecektir. Ayrıca yağlı besinler kalp damar sağlığını etkilediğinden dolayı sahurda tüketilip yatıldıktan sonra hazımsızlık şikayetini arttırır. Kan yağlarını da yükseltebileceği gibi kalp rahatsızlıklarına sebebiyet verebilir.

4-Sahurda ve iftarda yüksek karbonhidratlı yiyeceklerden uzak durun!

Özellikle un, şeker gibi basit karbonhidrat içeren gıdalar hipoglisemi ve hiperglisemi risklerini arttırmaktadır. Bu da bireylerin insülin direncini arttırarak, karın bölgesi yağlanmasına sebep olacaktır. Ayrıca artmış insülin direnci kan şekeri değerlerini etkileyecektir. Basit karbonhidratlı besinlerin posa içeriği düşük olduğundan, bağırsak hareketlerini yavaşlatmaktadır. Bu da bireylerde kabızlık durumunu arttırmaktadır. Bu sebeple sahur ve iftar menülerinden poğaça, simit, börek gibi besinleri çıkararak onlar yerine posa içeriği yüksek olan sebze, meyve ve barbunya gibi kurubaklagilleri tercih etmek bağırsak hareketlerini arttıracağından mide-bağırsak sistemini olumlu yönde etkileyecektir.

5-Gazlı içeceklere HAYIR!

Sahurda ve iftarda yapılan diğer bir hata da içecekler yönündedir. Meyve suyu ve gazlı içecekleri tüketmek içerdikleri şeker oranından dolayı, kan şekerini olumsuz etkilemektedirler. Bunlar yerine ilk seçenek mutlaka su tüketmek olmalıdır. İkinci seçenek olarak da sahurda süt, iftarda ayran tercih edebiliriz. Özellikle sahurda ılık tarçınlı bir süt insülin direncini olumlu yönde etkileyerek, gün içerisindeki kan şekeri seviyelerini stabil kılacaktır.

Sahurda karbonhidratlı gıdalar tüketmek, daha çabuk sindirileceğinden dolayı, gün boyunca açlık hissini arttıracaktır. Dolayısıyla proteini yüksek beslenmek, tokluk hissini arttıracağından, sahurda tercih edilmelidir. Özellikle çok tuzlu olmayan peynir ve yumurta içerdikleri protein ve yağ örüntüsünden dolayı mideyi geç terk edeceğinden dolayı tokluk hissini arttıracaktır. Yanında tüketilen tam tahıllı bir ekmek, hem posa içeriğinden dolayı bağırsak hareketlerini hızlandıracak hem de midede hacim kaplayarak bireyi tok tutacaktır.

6-İftarda bir kase çorba içip ardından 15 dakika bekleyin…

İftarda yapılan bir hata da birden hızlıca tüm besinleri tüketme isteğidir. Gün boyunca uzun süre aç kalındıktan sonra düşen kan şekeri buna sebebiyet vermektedir. Bu durumu aşmak için oruç bozulan iftariyeliklerden sonra bir kase çorba içip 15 dakika beklemek gerekmektedir. Ana yemeğe mutlaka 15 dakika sonra başlanmalıdır. Çok yağlı ağır yemekler yerine ızgara, haşlanmış ya da fırınlanmış et tavuk ya da balık yemekleri tercih edilmelidir. Aksi takdirde yüksek kan şekeri, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları riski artabilir.

7-Reflünüz mü var? İşte cevabı…

İftarda hızlı ve çok miktarda besin tüketmek mide hastalıklarını da arttırmaktadır. Özellikle reflüyü oldukça tetiklemektedir. Gastrit reflü gibi mide şikayeti olan bireylerin, oruçlarını bozarken asitsiz iftariyeliklerle başlamaları gerekmektedir. En güzel başlangıç küçük bir kase komposto veya az yağlı bir çorbayla sağlanmaktadır. Mide hassasiyeti olan bireylerin çok sıcak ve çok soğuk olarak besinleri tüketmemesi gerekmektedir. Bu dönemde özellikle gazlı içeceklerden uzak durmaları gerekmektedir. Mide hassasiyeti olan bireylerin acı ve baharatlı gıdaları tüketmemeleri gerekmektedir. Ayrıca meyve asidi midelerini rahatsız edebileceğinden çiğ meyve yerine komposto veya hoşaf içmeyi tercih etmelidirler. Yemekten hemen sonra çok miktarda kahve ve çay içmek mide kapakçığını gevşeteceği için reflü riskini arttırabilir.

8-Şerbetli tatlılara bir süre uzak durun…

Tüketilmek istenen tatlının şerbetli olması yine yapılan hatalardan biridir. Ramazan ayında yapılan güllaç tatlımızın aslında şerbetli tatlılar yerine daha masum olarak tüketilebilecek bir tatlı olduğunun bilinmesi gerekir. Yemekten 1 saat sonra yapılacak ara öğünün meyve ve ceviz olarak tercih edilmesi en uygunudur. Çünkü hem posa içeriği yüksektir hem de kan şekerini dengeler. İlla bir tatlı tüketilmesi istenirse, bu meyve ve ceviz yerine güllaç, dondurma ya da bir sütlaç olabilir. İçerdiği süt sayesinde kalsiyum ve protein içeriği yüksek olduğundan şerbetli tatlı kadar, kan şekerini etkilemeyecektir. Bu da oluşabilecek risklere karşı bireyleri korumaktadır.

9- süt ve süt ürünleri tüketin

İftar ve sahurda süt ve süt ürünlerini tüketmek hem proteini yüksek olduğu için tok tutacaktır hem de kalsiyumun yüksek olması karın bölgesi yağlanmanın artması engelleyecektir. Ramazan ayında oruç tutan bireylerin süt ve süt ürünlerini günde en az 2 porsiyon olarak tüketmeleri oldukça önemlidir.

10 Haziran 2015 Çarşamba

5 adımda dik ve sıkı bir kalça

Daha dik ve sıkı görünen kalçalara sahip olmak aslında hiç de zor değil. Evde ya da ofiste yapabileceğiniz birkaç kolay egzersizle kalçalarınız kolayca forma girebilir.



Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, sadece 5 egzersizle daha dik ve sıkı bir kalçaya sahip olmanın basit yöntemini fotoğraflar eşliğinde anlattı:

BİR NOLU EGZERSİZ: Dizler hafif karna çekilmiş pozisyondayken yan yatın. Üstteki bacağı 10-15 cm kadar açın.

Ancak kalçanın geriye gitmemesine ve ayakların bitişik olmasına dikkat edin. Aynı hareketi diğer taraf için de tekrarlayın. 30 tekrar

İKİ NOLU EGZERSİZ: Yan yatışta bacağınızı öne düz bir şekilde uzatabildiğiniz kadar uzatın, yere koymadan arkaya doğru uzatabildiğiniz kadar uzatın. Aynı hareketi diğer taraf için de tekrarlayın. 30 tekrar

ÜÇ NOLU EGZERSİZ: Emekleme pozisyonundayken bir bacağınızı dümdüz uzatın. Daha sonra dizinizi 90 derece bükün.

Ayak tabanınınız ile tavanı itin. Aynı hareketi diğer taraf için de tekrarlayın. 30 tekrar


DÖRT NOLU EGZERSİZ: Yüz üstü pozisyonda önkollarınızı parmaklarınız karşıyı gösterecek şekilde yere koyun. Sırasıyla göğsünüzü, kalçanızı ve dizinizi yerden kaldırın. Önkollarınız ve ayaklarınız üzerinde 20 saniye durun. Bir sonraki gün de 20 saniye durun. Daha sonra 2 günde 1, 10 saniye artırın.

BEŞ NOLU EGZERSİZ: Sırtüstü pozisyondayken dizler bükülü ayaklar yerle temas halinde iken dizler arasına küçük bir rulo havlu yerleştirilir.


Rulo sıkılarak kalça dümdüz yukarı kaldırılır. Sonra kalçayı hafifçe aşağıya bırakın ancak yere değmeden tekrar dümdüz kaldırın. Bu sırada dizlerinizin arasındaki ruloyu sıkmaya devam edin. 30 tekrar.

8 Haziran 2015 Pazartesi

4 dakikada yaza hazırlık

Bu sene yine kış boyunca aldığımız kilolar üzerimize yapıştı kaldı. Hem de ilkbaharı yaşayamadan yaza direkt geçiş yaptık. Dolayısıyla yazı fit geçirebilmek için neredeyse hiç zamanımız olmadı. Herkesin dört gözle beklediği sıcaklarsa kendini göstermeye başladı.


Yaza adım atarken hala formunuza ulaşamadınız mı? Gerekli olan düzeni ve antrenman yoğunluğunu yakalayamadınız mı? O zaman Tabata Training tam size göre! Yüksek yoğunlukta olan bu program sizi hem eğlendirecek hem de fazlalıklarınızdan kurtulmanızı sağlayacak. Sports International eğitmeni Abdullah Çağman, toplam 4 dakikalık bu etkili zayıflama formülünü anlattı.

“8 hareketten oluşan ve her hareket bir set olarak geçen Tabata Training ile 20 saniye yüksek tempoda hareket tamamlanıyor ve 10 saniye toparlanma evresine geçiliyor. Bu şekilde 8 set tamamlandığında yani bütün hareketler baştan 2. kez tekrarlandığında antrenmanı toplam 4 dakikada bitirmiş oluyorsunuz.”

ENERJİ SİSTEMİ OLARAK : Öncelikli olarak anaerobik (Oksijenin az kullanımı) kapasiteyi geliştirir.

DOLAŞIM SİSTEMİ OLARAK : Yoğun bir iş yaptığımız için egzersiz sırasında oksijene ihtiyacımız oluyor ve nefes almaya başlayınca damarlara içeride bir anda kan pompalandığı için, damarlara basınç yapıyor. Bu durum kardiyovasküler yani kalp damar döngüsünü pozitif yönde etkiliyor. Ayrıca genetiğinde kolesterol olan bireyler için de faydalıdır.

ÖNEMLİ: Kalori olarak harcanılan kalori kişiden kişiye değişiyor. Egzersizi düzenli olarak yapanlarda dikkat çekici kalori harcamasını sağlıyor. Fakat önemli olan uygulanan egzersizde ne kadar kalori harcadığımız değil, totalde yani 24 saat içerisinde kaç kalori harcadığımız ve aldığımızdır. Az kalori alır fazla harcarsak bu bizim zayıflamamıza sebep olur.

METABOLİZMAYA KATKISI : Zayıflama için önemli bir yanı da bazal metabolizma hızımızı yani vücut herhangi bir aktivite halinde değilken bile sarfedilen enerjiyi arttırır. Bu egzersizle antrenman bitse bile hala terlemeye devam ederiz, bu da bizim metabolizmamızın ter yoluyla hala hızlı çalıştığını gösterir. Üstelik bu durum yaklaşık 1-2 saat boyunca devam eder.

TABATA TRAINING EGZERSİZLERİ/1.Jumping Jacks (20 Saniye) : Bacaklar kalça genişliğinde açık, kollar düz bir şekilde pozisyon alınır. Bacakları yana açarak zıplarken eller de yukarıda bir birine değdirilir. Bu şekilde açılıp kapanarak zıplanılır.*10 SaniyeToparlanma (Derin derin nefes alınır)

2. Burpee (20 saniye) : Ayaklar omuz genişliğinde açılır. Ardından eğilinir ve ayaklara yakın bir şekilde eller yere koyulur.(Ellerin düz olması ve avuçların üzerinde durmalıyız. Daha sonra sıçrayarak bacaklarımızı dümdüz geriye uzatıyoruz ve şınav pozisyonu alıyoruz. Bu konumu aldıktan sonra bir tane şınav çekip(yeni başlayanların sadece şınav pozisyonu alması yeterli)ayaklarımızı kendimize doğru çekip zıplıyoruz.*10 Saniye Toparlanma (Derin derin nefes alınır)


3.Mountain Climbers (20 Saniye) :Push up yani şınav poziyonu alınır ve dizler sırayla tırmanır gibi karına doğru seri bir şekilde çekilir*10 Saniye Toparlanma (Derin derin nefes alınır)

4.Jumping Squat (20 Saniye): Bacaklarınız omuz genişliği mesafesinde ellerimiz birbirimizi kenetlenmiş olarak kollarımız omuz seviyesinde ve yere paralel konumda ayakta durulur. Yukarı doğru sıçrama esnasında eller açılır. Çömelme esnasında dizler ayak parmak uçlarını geçmeyecek şekilde harekete devam edilir. Ve eller tekrar omuz hizasında birleştirilir.*10 Saniye Toparlanma (Derin derin nefes alınır)Bu 4 hareket bittikten sonra tekrar başa dönüp 8 sete tamamlanır. Yani tüm hareketler 2.kez yapılır.

DİKKAT: Bu programı uygulayabilmemiz için fiziksel uygunluğunuzun üst seviyede olması şarttır. İlk defa yapacak olanlar vücutlarına yüklenme temposunu çok yüksek tutmayıp 10 saniye yüklenme, 20 saniye toparlanma (Derin nefes almak) şeklinde uygulamalıdır. Gerekli olan adaptasyonu yakaladıktan sonra 20 saniye yüklenme 10 saniye toparlanma (Derin nefes almak) şeklinde yapılabilir. Haftada 1 gün ile başlayıp 2 güne çıkarmanız yeterli olacaktır.

(sözcü.com.tr)

7 Haziran 2015 Pazar

Tülin Şahin'den Fit olmanın 11 yeni basit yolu

Düzenli spora gidiyor, detoks yapıyor, pizzadan, hamurişinden uzak duruyorsunuz. Ama hâlâ istediğiniz sonuçlara ulaşamıyorsunuz. Metabolizmanız yavaş mı? Su içseniz yarıyor mu? Spor yapıyor ama eriyemiyor musunuz? Sorun sizde değil, doğru bildiğiniz yanlışlarda. Bir bilene danışın: Top model Tülin Şahin ‘Her Daim Fit’ adlı yeni kitabıyla modellerin güzellik ve spor rutinlerini anlatıyor. Vaatleri büyük: Top modele, mantıları, çikolataları götürüp manken gibi görünmenin yollarını sorduk. “Neymiş bu mucizevi yöntemler” diyorsanız, buyurun...


1.DETOKS İÇECEKLERİNE DİKKAT

Taze sıkılmış mevye ve sebze sularını tüketmek çok moda. Hesapta sağlık adına yapıyoruz. Ama günde üç öğün bunları tüketirseniz metabolizmanız yavaşlayabilir. En önemlisi şeker deposunu mideye indirmiş olabilirsiniz.


2.DETOKS İÇECEKLERİNE DİKKAT

Taze sıkılmış mevye ve sebze sularını tüketmek çok moda. Hesapta sağlık adına yapıyoruz. Ama günde üç öğün bunları tüketirseniz metabolizmanız yavaşlayabilir. En önemlisi şeker deposunu mideye indirmiş olabilirsiniz.



3.SNOB DİYETİ

En iyi şampuanı, kremi kullansanız da midenize çöplük muamelesi yapıyorsanız olumlu sonuç beklemeyin. Çünkü bedeninizi besleyen kana abur cubur yediriyorsunuz. Snob diyetinin felsefesi her besinin en iyi, rafine ve kalitelisini, istediğimiz kadar tüketmek. Uzmanlar, bu yöntemle kilo alma oranımızın düşeceğini söylüyor. Ayrıca kaliteli yiyecekler beş duyumuza hitap ettiğinden vücut tatmin oluyor. Bu da kilo alma riskinizi düşüyor.



4.ÖĞLE SALATAYA SON

Bana “Formunuzu nasıl koruyorsunuz” diye soranlara cevabım ‘öğle salata yemeyerek’ oluyor. Kahvaltıyı kral gibi, öğle yemeğini prens gibi akşam yemeğini de fakir gibi yiyeceksin. Öğle saatlerinde vücudun enerjiye ihtiyacı var, ne yerse acıkıyorsunuz. Büyük hata!


5.SİHİRLİ NUMARA 21

Birçoğumuz diyete pazartesi başlar. Haftasonları da bozar. Büyük hata! Çünkü bedenin hafızası sandığınızdan kuvvetli: İstediğiniz kadar hafta içi sağlıklı beslenin, beyniniz daha cuma sabahından hafta sonu istediğinizi yiyeceğinizi bilir. Metabolizmanızı şaşırtın: Rutininizi değiştirin. Pazartesi-Cuma istediğinizi yiyin, hafta sonu sağlıklı beslenin. Ama bedeninizi uzun süre bu ritimde de tutmayın. Çünkü bedenin kendini yenilemesi 21 gün sürüyor yani her değişikliğe 21 günde bir alışıyor.

6.HAMBURGER, MANTI SERBEST!

Bazı yemekler haksız yere kötü üne sahip. Pizza, hamburger ve mantı. Hamburgerde sosu ve miktarı abartmayıp, kızarmış yerine fırında patates yerseniz sorun yok. Pizzada kritik nokta hamurunun ince, malzemelerinin de az yağlı olması. Mantı da hamuru kalın değilse ve kızartılmamışsa gayet masumdur.

7.MODELLER HANGİ BALIĞI YER?

Öyle her balığın eti yenmez! Bu konu, biz modeller için kuaförümüz, makyözümüz kadar önemlidir. Tüm modeller somon ya da ton balığı yer. Özellikle kuzey denizlerinden gelen somon en iyisi çünkü eti daha yağlı. Ama bu yağ, doğru yağ. Korkmaya gerek yok!


8.KALÇA İÇİN ALTIN FORMÜL: 45X30

Düzenli spora gidiyor, hâlâ istediğiniz sonuçlara ulaşamıyorsanız bazı şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir. 45 dakika- 1 saat kardiyo ve 30-40 dakika ağırlık çalışması kalçadaki fazlalık sorununu rahatça çözer.

9.SU DEĞİL BUZ

İlginç ama gerçek: Modeller hep buzlu su içer. Hatta buz yer. Neden mi? Çünkü vücut buzu ısıtmak için fazladan kalori yakar.

10.ELMA TESTİ

İştesiniz, açlık baş gösterdi. Durumu hemen bir elmayla test edin. Birinci ısırıktan sonra yiyemiyorsanız, o zaman acıkmamışsınızdır. Hissettiğiniz strestir. Dışarı çıkıp 10 dakika yürüyüş yapın. Daha iyi hissedeceksiniz.


11.DİZİ İZLERKEN FORM TUTUN

Akşam eve geldiniz, en sevdiğiniz dizi başladı. Ekranın önüne mat serin, başlayın kolları, bacakları ve kalçayı çalıştırmaya. Her bölgeyi 3 tur 10 kez çalıştırın. Kısa sürede forma kavuştuğunuzu göreceksiniz.

HER LOKMAYI 22 KEZ ÇİĞNE

Böylece iyice sindirip mideyi yormadan yersiniz. Üstelik beyne ‘doydum’ sinyali yemek yedikten 20 dakika sonra gidiyor. İkinci tabağa da yönelmezsiniz.

(hürriyet.com.tr)