31 Mart 2015 Salı

Bel ve karındaki yağları eritmenin formülü

Bel ve karın bölgemizde artan yağlanmalar, hepimizin büyük derdi! Peki, kilo alımı ne zaman tehlike oluşturmaya başlıyor ve özellikle bu çevredeki yağlar nasıl eritiliyor? İşte tüm bunların cevabını Diyetisyen ve Kaliteli Yaşam Koçu Haluk Saçaklı veriyor.


Bacak, kol ve diğer uzuvlardaki yağlanma, bel-karın bölgelerindeki yağlanma kadar tehlikeli değildir. Karın bölgesinde biriken yağlar, bazen organların çevresinde bazen karnın arka bölümünde ya da cilt altında yoğunlaşıyor.

Erkeklerde (Göbek çevresi): En geniş bölgeden ölçülecek.

70 -93 cm: Normal
94 -101 cm: Risk
102 cm ve üzeri: Yüksek riskli

Kadınlarda (Bel çevresi): En dar bölgeden ölçülecek.

60 – 79 cm: Normal
80 – 87 cm: Risk
88 cm ve üzeri: Yüksek riskli

Bu yağları nasıl eriteceğiz?

1- Alkol ve tatlı tüketimini sınırlayın. Aşırı yağlı yiyeceklerden sakının, bol yoğurt tüketin. Özellikle gece atıştırmaları ve akşam yemeğinden sonra tüketeceğiniz tatlıların belinizde birikeceğini de unutmayın. Biradan uzak kalın. 

2- Yürüyüşlerin dışında haftada 2 ya da 3 sıklıkla 10’ar dakikadan toplam 20 veya 30 dakikalık bölgesel direnç çalışmaları ile karın bölgesinde bulunan yağların daha hızlı yanmasını sağlarken diğer taraftan da karın kaslarını güçlendirerek bölgenin sıkılaşmasını sağlayabilirsiniz.

3- Egzersizi sevmiyorsanız: Her sabah uyandığınızda camınızı açın temiz bir havada 30 kere karnınızı şişirerek derin bir nefes alın, 2-3 sn. burundan aldığınız bu nefesi tutun, sonra yavaşça burun ya da ağızdan, soluduğunuz nefesi bırakın. Aynı uygulamayı akşam yatmadan öncede 30 kere tekrarlayın. Masa başında ofis ortamındaysanız arkanıza yaslanmadan karnınızı içeri çekin, göğsünüzü öne doğru bırakın, oturabildiğiniz kadar her gün bu pozisyonda çalışın.

4 - Haftada 3 ya da 5 kez, 30 – 60 dakikalık tempolu yürüyüş ile karın bölgesinde birikmiş olan yağları yakmaya başlarsınız.

Yağ yakımını hızlandıran 6 mükemmel besin

BU BESİNLER METABOLİZMAYI HIZLANDIRARAK KİLO VERMEYİ KOLAYLAŞTIRIYOR.

Diyet yaparken aç kalmak yapılan en büyük hatalardan biri. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülce Taştamel, bazı besinlerin kilo vermeyi kolaylaştırdığını söyledi ve yağ yakımını hızlandıran 6 besini sıraladı.

1.Yeşil çay: Yeşil çay içeriğinde kafein ve kateşinler bulundurur. Son yapılan çalışmalar kafein ve kateşinin yağ yakımını arttırdığını göstermiştir. Ayrıca yeşil çayın termojenik etki ile metabolizmayı hızlandırdığı, yağ dokusu artışını engelleyerek yağ yapımını baskıladığı, yağ emilimini azalttığı bilimsel araştırmalarla doğrulanmıştır. Herhangi bir kalp hastalığı bulunmadığı takdirde günde 2-3 bardak yeşil çay tüketimi yağ yakımını artırmaktadır.

2.Acı biber: Acı bibere tadını veren kapsaisin adlı madde metabolizmayı yüzde 23 hızlandırmaktadır. Günlük aynı besinleri tüketen iki grup üzerinde yapılan araştırmada bir grup ek olarak acı biber tüketirken diğer grup tüketmemiştir. Araştırma sonucunda yiyeceklerine acı biber ekleyen grubun daha hızlı kilo verdiği saptanmıştır. Günde minimum 2 adet kırmızı acı biber tüketimi metabolizma hızını artırmaktadır.

3.Süt: Yapılan araştırmalara göre süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyumun yağ yakımını artırarak zayıflamaya yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Düşük kalorili diyet ile beslenen iki gruptan birinci gruba yüksek kalsiyum içerikli diyet ikinci gruba düşük kalsiyum içerikli diyet verilmiştir. Birinci grupta kalsiyumun kalsitirol hormon dengesini düzenlemesinden dolayı daha fazla ve daha hızlı kilo kaybı görülmüştür. Ayrıca bu grupta ağırlık kaybını bel kitlesinden olması dikkat çekmiştir. Günlük 1000-1300 mg kalsiyum tüketimi kilo kaybını 2 kat artırmaktadır. Bu da yaklaşık 600 ml süt ve süt ürünlerine denk gelmektedir.

4.Zencefil: İçerdiği gingerol maddesi sayesinde metabolizmanın oldukça hızlı çalışmasını sağlar. Ayrıca vücuttaki toksinlerin ve fazla suyun dışarı atılmasına yardımcı olur. Metabolizmayı hızlandırması için günde 1 çay kaşığı tüketilmesi önerilmektedir.

5.Tarçın: Tarçının insülin üretimini ve metabolizma hızını arttırıcı özellikleri bulunmaktadır. Vücudumuzdaki yağ hücreleri yüksek insülin düzeyinde parçalanmakta ve enerjiye dönüşmektedir. Tarçın tüketiminde artan insülin salınımı ile karındaki depo yağlar daha hızlı parçalanmaktadır. Günde ½ çay kaşığı tarçın tüketimi yeterlidir.

6.Keten tohumu: İçeriğinde protein, demir, omega-3, omega-6, çinko, magnezyum, müsilajlar bulunur. Kan şekerini dengeler, yüksek lif içeriğinden dolayı yağın vücuttan daha hızlı atılmasına yardımcı olur. Ayrıca kalp damar hastalıklarında olumlu etkisi bulunur ve cildi yeniler. 1 tatlı kaşığı kadar keten tohumu tüketilmelidir.

30 Mart 2015 Pazartesi

Zayıflatan sarımsak suyu kürü

Antioksidan deposu sarımsak ile yaza daha ince bir vücutla girebilirsiniz. İşte sarımsak suyunun faydası ve zayıflatan sarımsak suyu kürü...

Sarımsak suyundaki besleyici öğeler bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyonları engeller ve kötü kolesterolden korur.

Kilo vermek isteyenler için sarımsak suyu kürü zayıflatıcı özelliğiyle idealdir. İçerisindeki alisin maddesi sayesinde obeziteye karşı çok etkilidir ve zayıflamayı destekler.

Sarımsak suyu nasıl yapılır?

1 baş sarımsaktaki dişleri iyice ezin ve yıkayın.

Sarımsak ezicinin içerisinde koyup iyice püre haline gelene kadar ezin. Temiz bir kasenin içine mercimek çorbasını süzgeçten geçirir gibi sarımsakların suyunu çıkarın. Bir kaç bardak temiz suyu da ekleyip karıştırın. İçerisine bir kaç damla limon ve şeker ekleyerek tüketebilirsiniz.

Sarımsak suyunu direkt olarak içmek istemezseniz yemeğinize de karıştırarak tüketebilirsiniz.

Gelinler için düğün öncesi diyet

Güçten düşmeden, telaşa kapılmadan, sıkıntıya girmeden en sağlıklı, en iyi diyet için ipuçları Diyetkolik.com’un uzman diyetisyenlerinden geliyor.


İşte uyku düzeninden ara öğünlere, gelinlik seçiminden su tüketimine kadar gelin adaylarının dikkat etmesi gereken tüm hususlar… Düğün öncesi Diyete başlarken “gelinlik faktörü” yol göstericiniz olsun. Düğün zamanı yaklaşırken gelin adayları da formda kalmaya ve forma girmeye ayrıca özen göstermeye başladılar. Ancak düğün yaklaşırken en doğru diyeti nasıl yapmalı?


Gelinlik seçimi için diyete başlama zamanı önemli

Diyetisyen Diğdem Özkahya, “Gelinliğini yaptıracak ya da alacak olan gelin adayları, bunun zamanını iyi belirlemeli ve bu tarihi kendilerine hedef olarak seçmeliler.

Gerçekçi bir yaklaşımla, hangi kilodayken o gelinliği giydiklerinde mutlu olabileceklerine karar vermeliler. Tabii bu noktada gerçekçi olmak çok önemli. “Gelinlik faktörü” diye adlandırabileceğimiz bu hesaplamayı yapabilmek için gelin adaylarına şöyle bir öneride bulunabilirim: Şu anki mevcut kilonuz ile hedeflenen kilonuz arasındaki farkı bularak, bu sayıyı 4’e bölün. İşte ihtiyacınız olan, en az o kadar aylık bir süreç. Şimdi gelinliğinizi ne zaman almayı planladığınızı hatırlayın. O tarihten bulduğunuz ay sayısı kadar geri gidin ve en geç o tarihte diyete ve egzersize başlayın.”

Ancak işleri son dakikaya bırakmak oldukça tehlikeli olabilir ve istenmeyen sonuçlar da doğurabilir. Doğru olan tabii ki sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yapma alışkanlığını bir yaşam boyu sürdürmek. Diyetkolik.com’un internet sitesi üzerinden ya da uygulaması aracılığıyla 7 gün 24 saat diyetisyen, psikolog ve egzersiz uzmanlarından destek alarak işi kolaylaştırmak mümkün.

Tüm besin gruplarından yeterli miktarda almaya özen gösterin: Örneğin “Hamur kilo aldırır” düşüncesiyle, bu besin grubuna dair kendine kısıtlamalar koymayın. Karbonhidratlar, vücudumuza ihtiyacımız olan enerjiyi sağlayan en önemli kaynaklardandır.

Ancak, makarna, pilav, beyaz ekmek gibi karbonhidrat kaynaklarının yerine çavdar, kepek, buğday gibi karbonhidrat kaynaklarını tercih etmek tabii ki daha sağlıklı seçimler olacaktır. Bu besinlerin lif oranları yüksek olduğu için, daha uzun süre tok kalmaya yardımcı olurlar.

Kahvaltıyı atlamayın

Kahvaltıyı atlamak size sadece 10 dakika kazandırır. Ancak, kahvaltı yapmanın haftada 1 kilo kaybettireceğini hatırlayın ve mutlaka yapın. Kahvaltı yaklaşık 10 saatlik bir açlık sürecinden sonra metabolizmanızı güne hazırlar. Kahvaltıyı geciktirdiğinizde ise vücut az enerji ile çalışmaya devam eder. Dolayısıyla daha fazla enerji harcayabilecekken, daha azını harcamış olursunuz. Mükellef bir kahvaltı yapmak zorunda değilsiniz; meyve + yoğurt, tost + çay, 1 dilim ekmek + 1 dilim peynir de iyi birer kahvaltı seçeneği olacaktır.

Ara öğünlerinizi unutmayın

Ara öğün hem bir sonraki öğünde daha az besin tüketmenizi sağlar, hem de sindirim sistemini daha çok çalıştıracağından daha fazla kalori harcamanıza yardımcı olur. Düğün telaşı içinde ara öğünleri atlama olasılığına karşı çantanızda kuru meyveler bulundurun ve öğün vakti geldiğinde bunları tüketin.

Bol bol sebze tüketin

Sebzeler düşük kalori oranlarıyla her öğünde tercih edilebilecek besinlerdir. Hem öğle yemeğinde hem de akşam yemeğinde etli, peynirli veya ton balıklı seçenekleri bulunan salatalardan tüketerek fit ve doyurucu bir tercih yapabilirsiniz.

Günde ortalama 2 litre su için

Su içmek metabolizma hızını artırarak kilo vermenizi kolaylaştıracaktır. Su içmekte zorlanıyorsanız,  suyunuza tarçın ve dilimlenmiş taze meyveler ekleyip tatlandırarak içebilirsiniz. Suyun cildi güzelleştiren ve iyileştiren en temel kaynak olduğunu unutmayın ve “çantada bulundurulması gerekenler” listesine suyu da eklemeyi ihmal etmeyin.

Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin

Gün içinde aktif olmak ve egzersiz yapmak, enerji harcamanızı ve vücudunuzu şekle sokmanızı kolaylaştıracaktır. Kına gecesi, yatak odası takımı, mutfak gereçleri derken oradan oraya koşuşturan bir gelin adayı olarak, haftada en azından 2 gününüzü egzersize ayırabilirsiniz.

Uyku düzenini bozmamaya özen gösterin

Düğün öncesi yaşadığınız heyecanın uykunuzu etkilemesine izin vermeyin. Düzensiz uyumak gerekli bazı hormonların salgılanmasına ve dolayısıyla kilo kontrolüne engel olabilir. Örneğin gece geç saatlerde, mutluluk veren serotonin hormonunun değeri düşer. Bu durumda vücut serotonin salgılayabilmek için çikolata, cips gibi besinleri tüketmeye yönelir ve abur cubur tüketimiyle birlikte kilo alımı başlar.

Diyetkolik.com, ayrıca bu zorlu dönemde stresten uzaklaşabilmeniz için papatya çayı, melisa çayı ve mate çayı gibi bitki çayları tüketmenizi öneriyor.

27 Mart 2015 Cuma

Ünlü yıldız görüntüsüyle şaşırttı!

Ünlü televizyon yıldızı Vicky Pattison kilo verdikten sonra paylaştığı fotoğraflarla şaşırttı!

Ünlü televizyon yıldızı Vicky Pattison Instagram hesabından yayınladığı fotoğraflarla geçmişe sünger çektiğini gösteriyor.

Bir dönem aldığı kilolarla başı dertte olan güzel yıldız kiloları verdikten sonra "Bir daha asla almayacağım" dedi.





25 Mart 2015 Çarşamba

Kilolu insanların olağanüstü değişimi

Bir zamanlar kilolu olan insanlar, zayıfladıkları halleriyle kamera karşısına geçerek sosyal ağlarında paylaşıyor.

İşte daha sağlıklı bir hayat yaşamaya karar verenlerin ne kadar değiştiğini ortaya koyan fotoğraflar...
























24 Mart 2015 Salı

Detoxla tanışın

Emsey Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Evnur Saray detoks konusuyla ilgili bilinmesi gerekenleri aktarıyor.


Yaşam koşulları nedeniyle sürekli olarak maruz kaldığımız ve vücudumuzda biriken toksinlerden kurtulmak için detoks denilen arındırma yöntemine sıklıkla başvuruluyor. sağlıklı bir yaşam için detoksu rutin haline getirmek gerekir.

Zaman içerisinde hem yediğimiz besinlerden, hem de çevresel etkenlerden dolayı  vücudumuzdaki toksinler artış gösterir. Bu durum vücutta oksidatif stres dediğimiz bir takım  metabolik sonuçlara neden olur.

Metropol yaşantısı, stres ve kötü doğa koşulları da  eklendiğinde; vücuttan atamadığımız ve sürekli maruz kaldığımız toksinler zamanla;  karaciğer ve böbrekler başta olmak üzere sağlığımızı olumsuz etkiler. Beraberinde de;  bağışıklık sisteminin zayıflaması, halsizlik, cildin dejenerasyonu, sindirim sistemi sorunları,  kronik baş ağrısı, sıkıntılı ruh hali, uyku problemleri ve uzun dönemde kanser gibi daha ciddi  sağlık problemlerine neden olabilir.

Detoks demek; vücudu sağlıklı bir düzene geçirmek için gerekli alt yapıyı oluşturmak  demektir. Dış güzellik kadar; içten başlayan toksinlerden arındırma programlarına ihtiyaç  vardır.

Bu toksinleri temizlemenin yolu da antioksidan almaktır. Ancak yılların neden olduğu  toksinler 3-5 gün gibi kısa sürelerde elbette ortadan kalkmayacaktır. Detoksu sağlıklı bir  yaşam için gerekli olan ve her ay 3-5 gün sürelerle uygulanması gereken bir rutin olarak kabul etmek gerekmektedir.

Detoks yapması gereken kişileri sıralamak gerekirse;

Sabah uyanmakta zorlananlar,

Kendini sürekli yorgun ve güçsüz hissedenler,

Bitkinlik, yetersizlik, halsizlik şikayetleri olanlar,

Aşırı stresli çalışanlar,

Sık seyahat edenler,

Hareketsiz bir yaşam sürdürenler,

Ödem, gaz, şişkinlik şikayetleri olanlar,

Yeterli su içmeyenler,

Alkol ve kafeini fazla alanlar,

Her gün 5 porsiyon sebze-meyve tüketmeyenler; detoksa ihtiyaç duyabilir.

Detoks yapmaması gereken kişileri sıralamak gerekirse;

Hamileler ve emziren anneler,

Sistemik, ağır ve uzun süreli hastalığı olanlar (şeker ve inflamatuar bağırsak hastalığı),

Bağışıklık yetmezliği sorunu olanlar,

18 yaş altında, 80 yaş üstünde olanlar için detoks zararlı olabilir.

Detoksla ilgili doğru bilinen pek çok yanlış var

Detoksta sıvı tüketimi çok önemlidir. Bol bol su tüketilmelidir. Bunun yanında siyah çay ve koyu yeşil çay tüketmemek gerekir. Detoks Diyeti etkisi olan bir diyet formülüdür. Ancak daha önemlisi sağlıklı ve toksin atarak  zayıflama olanağı verir. Ancak hızlı zayıflamak istiyorum diyorsanız sizlere kesinlikle ilk  önerimiz detoks diyeti olmayacaktır.

Detoks diyetleri daha çok, cilt lekeleri, sivilce, ciltte  yıpranma ve yaşlanma sorunu olanlar için bedensel yenileme ve bir miktar da kilo verme  amacıyla tercih edilmektedir. Detoks diyeti, uygulaması zor ve disiplinli bir diyet olduğu için uzun süre devam edilemez.

Detoks; sindirimi hafifleterek, vücudumuzun ağır yiyecekleri sindirmeye harcadığı enerjiyi, toksinlerin atılımı, hücrelerin kendini tamir etmesi ve gençleştirmesine kanalize etmektir. Detoks diyetini uygulamadan önce mutlaka bir diyetisyene danışmak gerekir.

İlkbahar yaklaşırken bazı özel beslenme önerileri verebiliriz:

Öğün sayısını artırın. 3 saat arayla yemek yemeye özen gösterin. Böylece sindirim sorunlarınız en aza inecektir.

Su içmek vücutta yorgunluk ve hormonal değişikliklerden dolayı oluşabilecek ödemin atılması için çok önemlidir. Bol bol su için.

Kafein ve Alkol içeren içeceklerden uzak durun veya azaltın. Bu içecekler de vücuttaki ödemi arttırır. Bunların yerine sodyum miktarı az olan; soda, süt veya ayran için.

Rahat bir uyku uyumaya çalışın. Yatmadan önce sindirime yardımcı çaylar (rezene,yeşil çay) için.

Çok tuzlu yemekten kaçının. Vücutta fazla tuz yorgunluğa yol açar.

Sağlığınız için günlük 30 dakika hafif tempoda bir yürüyüş ile 100-150 kalori arasında yakabilirsiniz. Kısa bir yürüyüş hormonal dengeyi düzenler, metabolizmayı hızlandırır.

Stresi azaltmak için B grubu vitaminlere yönelmeliyiz. Tahıllı ekmekler, et, süt yeşil yapraklı besinlerde bol miktarda B vitamini alabilirsiniz.

C vitamini yüksek besinleri tercih edin. Maydanoz, biber, turunçgiller, çilek, kivi, brokoli, kereviz.

Taze meyveleri günde 3 porsiyon tüketin.

Taze mevsim sebzelerinden 2 porsiyon tüketin.

En az 2 su bardağı süt, yoğurt, ayran veya kefir tüketmeliyiz.

Günlük su tüketimi 10-12 bardak arası olmalıdır.

1 öğünde sebze, diğer öğünde haşlama, ızgara tavuk, et veya balığı düzenli saatlerde ve 3 saati geçmeyecek aralıklarla tüketmemiz gerekir.

Örnek Detoks Programı

Kalkınca:

Limonlu ılık su

Kahvaltı:

Şekersiz, light süt

Kahvaltılık tahıl gevreği

Kuru kayısı

Kuşluk:

Taze hazırlanmış sebze veya meyve suyu karışımı

Öğle yemeği öncesi:

Nane veya rezene çayı ya da ılık su

Öğlen:

Izgara, buğulama veya fırında balık

Taze haşlanmış sebze tabağı (brokoli, Brüksel lahanası, kabak, karnabahar, yeşil

fasulye, bezelye vb.)

Kaymaksız, light yoğurt

Bol yeşil salata (sirke, limon ve 1 çay kaşığı z.yağı)

İkindi:

Yeşil elma

Kepekli bisküvi

Akşam yemeği öncesi:

Ihlamur veya limon suyu

Akşam:

Nohut

Bulgur pilavı

Light yoğurt ile hazırlanmış brokoli / semizotu salatası veya cacık

Gece:

Bitki çayı veya ılık suya ilave edilmiş bir çay kaşığı bal. Günde en az 45 dakika egzersiz yapılması önerilmektedir. Evnur Saray Beslenme ve Diyet Uzmanı EMSEY Hospital

Streç film sararak göbek eritme

Vücudunuza streç film sararak zayıflayabilir misiniz? İşte streç filmle zayıflama tarifi...

Malzemeler:

E vitamini yağı
Deniz tuzu veya taze çekilmiş kahve
Kakao yağı
Streç film

Yapılışı:

Karnınıza önce E vitamini yağıyla masaj yapın.

Ardından abartıya kaçmadan hafifçe sıkarak karnınızı streç film ile sarın.

1-2 saat bu şekilde bekleyin.

Streç filmmi çıkarın ve deniz tuzu ve kahve çekirdeklerini alıp duşa girin. Karnınıza peeling yapar gibi deniz tuzu ve kahve ile masaj yaparak yıkayın.

Banyodan çıktıktan sonra nemlendirici sürmeyin unutmayın.

Özellikle göbek ve bacak bölgesinde etkili olduğu söylenen bu yöntemi denerken cildinizde herhangi bir hassasiyet hissederseniz devam etmeyin.

İşte bu yöntem ile zayıfladığını iddia eden bir kullanıcının önceki ve sonraki görüntüleri...


Susuz kalmak kilo aldırıyor

Vücudumuzun yüzde 60'ını oluşturan suyun düzenli alınmadığı taktirde büğnyemize etkilerini biliyor muydunuz?

Sözcü'de yer alan habere göre göre suyun yerini almaya başlayan içecekler günlük ortalama 200 kalori fazla almamıza neden oluyor. Bu da bir yılda ortalama 10 kiloluk artışı demek. Ayrıca yeterli su içmediğimizde, diğer bir deyişle vücudumuz susuz kaldığında, sindirim enzimlerinin çalışma temposu yavaşlıyor. Yavaşlayan sindirim sistemi de kilo artışına neden olabiliyor.

Etiler Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu yağ yakımını hızlandırmak, vücuttan toksinleri atmak ve ideal kiloyu koruyabilmek için her gün düzenli olarak 2-25. litre su içmek gerektiğine dikkat çekiyor!

YETERSİZ SU TÜKETİMİNİN 8 TEHLİKESİ

Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, yetersiz su tüketiminin neden olduğu sağlık sorunlarını şöyle sıralıyor:

1. Kilo artışı: Vücut susuz kaldığında veya diğer bir deyişle içilen su miktarı yeterli gelmediğinde sindirim enzimleri ve bağırsakların çalışma temposu yavaşlıyor. Yavaşlayan sindirim sistemi de kilo artışına neden olabiliyor.

2. Kabızlık: Vücudun susuz kalması sonucu sindirim enzimleri ile bağırsakların çalışma tempolarının yavaşlaması nedeniyle kabızlık problemi gelişebiliyor.

3. Zihinsel sorunlar: İçilen suyun ortalama yüzde 75′ini beyin kullanıyor. Eğer günlük ortalama sıvı alımı düşerse; baş ağrısı, unutkanlık ve konstrasyon kayıpları oluşabiliyor.

4. Depresyon: Vücutta yetersiz su nedeniyle ilerleyen dönemlerde kronik yorgunlukla birlikte depresyon gelişebiliyor. Bunun nedeni ise vücutta yetersiz su nedeniyle beynin enerji üretiminden vazgeçmesi.

5. Kas ağrıları: Aktif olarak spor yapan kişilerin su alımı ekstra bir önem taşıyor. Vücuttaki yetersiz su nedeniyle kaslarda biriken laktik asidin vücuttan atılamaması sonucu kas ağrıları oluşabiliyor.

6. Cilt kurulukları: Yetersiz su tüketiminde cilt kurulukları, ciltte esneklik kaybı ve erken yaşlanma sorunları gelişebiliyor.

7. Nabızda yükselme, kalp çarpıntısı: Kalp bir tür kas olduğu için kan akışındaki düşüş ve yetersiz sıvı alımından kaynaklanan elektrolit yoğunluğunda artış ve nabızda yükselme ile kalp çarpıntısı oluşabiliyor.

8. Ateş: Su vücut ısısının korunmasında kritik bir rol oynuyor. Vücut ısısı yükseldiğinde terleyerek dengeye geliyor. Yetersiz sıvı alımı sonucu terleme duruyor ve vücut ısısı yükseliyor.

Ziynet Sali'yi eriten formül!

Fit görünümüyle dikkat çeken Ziynet Sali, çarpıcı bir itirafta bulundu. Üniversite yıllarında 46 beden olduğunu söyleyen sanatçı, zayıflama sırrını anlattı.

Bugün'den Okan Işık'ın haberine göre öğrencilik yıllarında çok fazla kilo aldığını belirten Sali şöyle konuştu: “Üniversiteye alışamama gibi depresif bir durum olmuştu. Kendimi yemeğe verdim. Kiloları öğrenciyken almıştım.

‘80 KİLOYA ÇIKTIM’

Okul bitince ise hayat kaygısı bu fazla kiloları vermeme yardımcı oldu. Ne zaman kilo vereceğim diye düşünmeyi bıraktım ondan sonra kilolarım gitti. Eğer kiloya takılırsanız ruh sağlığınız da bozulabiliyor.”

O yıllarda hiç kot pantolon giyemediğinden dert yanan Sali, “Ben eskiden büyük beden bir kadındım... 80 kilo olduğum dönemler var. Boyum 1.60. O yüzden 46 beden giyiyordum. Kot giymek içimde hep ukde kalmıştı” diye konuştu.

‘ÖZEL YAPTIRIYORDUM’

O dönemde 38 bedene kadar inen Sali, “İçimdeki şişman çocuk duruyor. Yemek yemeyi seviyorum. Hellim peyniriyle kilo verdim. Hellimlerimi özel yaptırıyorum.

Az tuzlu az yağlı. Her öğünde hellim yiyebilirim. Kıbrıs’ta toprak fırınlarda yapılan peksimetle de çok yakışıyor. Hem doyurucu hem de çok lezzetli” diyerek sırrını paylaştı.

22 Mart 2015 Pazar

En etkili zayıflama yöntemi bulundu!

Japonya Waseda Üniversitesi’nden bilim adamları en etkili zayıflama yöntemini belirledi: İp atlamak!

Uzmanların yaptığı araştırmalar ip atlayan kişilerle bisiklete binenlerin açlık hormonu seviyelerini karşılaştırdı. İp atlayanlarda bu hormonun çok düşük seviyelerde olduğu gözlemlendi.

Uzmanlar özellikle stres sebebiyle yemeğe sarılan kişilere ip atlamalarını tavsiye ediyor.


İp atlamak neden faydalı?

Vücdunuzda bulunan bütün kasları çalıştıran neredeyse en etkili egzersizlerden biridir.

Kardiyo etkisine sahiptir.

Selülit azaltıcı etkisi vardır ve kalçanızı dikleştirmek için en kolay yöntemdir.

Kan ve lenf dolaşımını artırır.

En kolay kalori yakmanızı sağlayan egzersizdir

21 Mart 2015 Cumartesi

Şişmanlığın sebebi meğer o değilmiş

Kilo vermeyle ilgili bugüne kadar bildiğimiz en temel bilgi hareketsizlik ve kötü beslenmenin kilo almaya yol açtığıydı.

Ancak yeni yapılan bir araştırmaya göre vücut ısısı da kilo vermeyle yakından alakalı. İtalyan bilim insanlarına göre "merkez vücut ısısı" denilen ısı yılda 2 kilo kadar kilo alımına neden oluyor. Sağlıklı bir kiloya ulaşabilmek için spor salonunda saatker harcıyor olabilirsiniz ancak eğer düşük vücut ısısına sahipseniz bu sizin aşırı kilonuzun nedeni olabilir.

Normalde insan vücut sıcaklığı 37 santigrat derecedir ve bunu kontrol eden düzenleyen bölge ise beynin hipotalamus bölümüdür. Yapılan çalışmaya göre bazı insanların vücut ısısını kontrol etmek konusunda bir yetersizliği var. Bu nedenle de diyet ve spora rağmen kilo almak söz konusu olabiliyor.

Beş gün ye, iki gün yanında yat!

Sabah belki bir yulaf peltesi, akşam da bir elmanın yanına bir dilim kepek ekmeği, bir lokma peynir... Kulağa nasıl geliyor? İngiliz doktor Michael Mosley’nin keşfi ‘5:2’ diyeti, haftanın iki gününü tam da böyle geçirmemizi istiyor. Sorduğumuz uzmanlarsa ‘Aman dikkat’ diyor!


“Onda kendimi gördüm.” Her şey, aklından bu cümleyi geçirmesiyle başladı. Tam da, 73 yaşındaki obez babasının diyabet nedeniyle hayatını kaybettiği gündü... Michael Mosley, bir doktor. Birçoğumuz onu BBC’de hazırladığı sağlık belgeselleriyle tanıyoruz. Ya da geçen sene yayımlanan ‘Haftada İki Gün Yeter!’ adlı kitabıyla.

Kendisi hiçbir zaman sağlıksız biri olmadığını söylüyor. Üstelik 84 kiloda olduğu, poğaça yanaklı, hafif göbekli zamanlarında bile... Ama sonra kendindeki diyabet riskini fark edip, bedenine daha iyi bakmaya karar verdi. Ona beş ayda 10 kilo kaybettiren şey, mucidi olduğu açlık diyetiydi. Bu diyette erkekler haftada iki gün 600, kadınlarsa 500 kalori alıyor. Geri kalan günlerdeyse her iki cins de canı neyi, ne kadar istiyorsa yiyor. Halihazırda İngiltere’de uygulanan en popüler diyet olan bu yöntemin kısa adı: ‘5:2.’

Bu diyeti, diğerlerinden ayıran, sadece zayıflamayı vaat etmiyor oluşu. Mosley, açlığın, alzheimer’ı da önlediği iddiasında. Ayrıca kötü kolesterolü, tansiyonu ve kalp hastalıklarını da...

Yaza hazırlandığımız şu günlerde yeniden gündeme gelen bu meşhur diyeti uzmanlara sorduk. Kalori kısıtlamasının, alzheimer ve demans gibi hastalıkların gelişimini önleyeceğiyle ilgili çalışmalar söz konusu. Ancak beslenme uzmanları bu diyetin, kalıcı kilo kaybı vaat etmeyeceği görüşünde. Tüm uzmanların ortak fikriyse şu: “Diyetin uzun vadedeki etkileri henüz bilinmiyor, temkinli olun.”

VERİLEN KİLOLAR KALICI OLMAZ  

Nurgül Yılmaz diyet yapanlara da danışmanlık yapan bir klinik psikolog. Açlığa dayanma bireyden bireye farklılıklar gösterse de Yılmaz’a göre stres, huzursuzluk, çabuk öfkelenme, alınma, dikkat toplama güçlüğü, sabırsızlık ve sakarlık gibi davranışlar hepimiz için kaçınılmaz.

Yılmaz, açlığa dayanmak iradeyi dışlayan bir yaklaşım olduğu için insanların zorlandığını söylüyor. Üstelik, genetik yapıya, metabolizmaya, yaşa, cinsiyete, kişilik özelliklerine ve beslenme alışkanlıklarına bakılmadan yapılan ortak bir program söz konusu. Böyle bir durumda da zaten verilen kiloların kalıcı olması mümkün değil.

KARACİĞER VE BÖBREKLERE DİKKAT

Danıştığım bir diğer isim beslenme ve diyet uzmanı Dilara Koçak. Ona göre her şeyden önce uyguladığımız diyete ömür boyu devam edip edemeyeceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Düşük kalorili, yüksek proteinli bir diyet, bir ay için kulağa şahane çözüm gibi gelebilir. Ancak üç yıl boyunca bu düzende olmak kişinin karaciğer ve böbrek hasarıyla metabolik hızını ne hale getirecek? Soru(n) tam da bu.

Koçak, özellikle hamile ve emziren kadınlar, sporcular, çocuklar, gençler ve bunun yanı sıra ilaç kullanan diyabet hastalarını uyarıyor: “İki günlük açlık döneminde enerji düşüklüğü, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, baş dönmeleri, kan şekeri ve tansiyonda düzensizlikler yaşanabiliyor. Tavsiyem, bedenen ve ruhen mutlu hissetmek için ölçülü beslenin, hareketinizi arttırın ve metabolizmanızı bozmayın.”

AZ KALORİ ALZHEIMER VE DEMANSI ÖNLEYEBİLİR

Söze, 5:2’de açlığın değil, 500-600 kalorilik bir diyetin söz konusu olduğuyla başlayan Liv Hospital Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Nebil Yıldız, aralıklı düşük kalorili beslenmenin obezlerde, diyabetli hastalarda ve kalp-damar hastalarında yararlı olduğu yönünde çalışmalar olduğunu anlatıyor. Ancak Yıldız’a göre bu konularda yeni çalışmalara ihtiyaç var. Türkiye Alzheimer Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Haşmet Hanağası da uzun yıllar boyunca izlenen maymunlarda kalori kısıtlaması yapıldığında hipertansiyon, diyabet gibi pek çok sistemik hastalığın yanı sıra zihinsel bozulma riskinde de azalma gözlemlendiğini anlatıyor. Hanağası, kalori kısıtlamasının alzheimer ve demansı önlediğini gösteren çalışmalar olduğunu da söylüyor.

BU DİYET FARELERİN ÖMRÜNÜ UZATMIŞ  

Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü kurucusu Prof. Dr. İsmail Tufan da Andrews Gerontoloji Araştırma Merkezi’nin fareler üzerinde yaptığı uzun soluklu bir araştırmadan söz ediyor. 5:2 modeli uygulanan fare, diğer fareye göre bir yıl daha uzun yaşamış. Bu süreçte kalori kısıtlamasının aynı zamanda kalp rahatsızlıkları, diyabet gibi kısmen beslenmeye bağlı hastalıkların riskini azaltabileceği de kanıtlanmış.

KALPTEN GÖTÜREBİLİR

“Açlık diyeti, kişiyi sağlıklı beslenmeye özendirmez.” İç Hastalıkları ve Obezite Uzmanı Ayça Kaya’nın ‘5:2’ye ilk yorumu bu. Kişi, istediği her şeyin yenildiği günlerde, kızartma yiyecek, baklava yiyecek ama diğer günler aç gezecek. Bu aslında, bir tür bulimik yeme davranışını kişiye özendirmek anlamına geliyor. Sağlıklı yiyeceklerin seçildiği sağlıklı yeme davranışının oluşmasını da engelliyor. Kaya’ya göre bu şekilde bir beslenme uzun vadede birçok rahatsızlığa da sebebiyet verir, kalpte ritm problemlerine bağlı ani ölümler bile olabilir. (İpek İzci / Hürriyet)

3 haftada basenlerden kurtulun

Türkiye’de kadınların %65’i armut tipi vücuda sahipmiş. Yani kalçalarda ve basenlerde biriken fazlalıklardan dertli pek çok kadın var.  Yalnız olmadığınıza sevinip hemen kolları sıvayın ve %65’lik grubun içinden sıyrılmak için hemen harekete geçin. 


Kadınca.com'un verdiği program ile 3 hafta gibi kısa bir süre içerisinde basenlerinizde yerleşen yağlardan kurtulabilirsiniz. Programı tüm ayrıntılara dikkat ederek uyguladığınızda sıkı kalçalara kısa sürede kavuşabilirsiniz.

Ender Saraç’ın tavsiyesi olan basen eriten diyet programında sabah uyandığınızda ilk olarak 1 bardak ılık ballı ve limon su için ve birazdan vereceğimiz basen eriten hareketleri 30 dakika kadar uygulayın.
Dizleriniz bitişik vaziyette ayaklar ise birbirine paralel halde tabanlar yeri gösterirken iki elinizi ensede birleştirip sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere 50 şer kere bu hareketi uygulayın.
Sopalı hareket olarak adlandırdığımız hareketimizi ise temin ettiğiniz bir sopayı ense kökünüze yerleştirip iki elinizi askıda kalır şekilde sopaya geçirin. Ayaklarınızı vücut hizasında açıp sağa ve sola doğru kalça kısmından yukarısını hızlı hareketlerle döndürün
Egzersiz sonrasında duş alın. Duş esnasında ham ipek kese yada kabak lifi ile 5 dakika boyunca göbek, basen ve bel bölgesini sert bir şekilde keseleyin. Bu işlemin ardından 5 dakika kadar susam yağı, kekik yağı, biberiye yağı ve melisa yağı ile aynı bölgelere masaj yapın.
Sabah kahvaltınızda ; 1 adet yeşil elma (kabuğu soyulmadan yensin) 1 adet sert seftali
Ara öğünde ; 2 parmak taze dil peyniri
Öğlen yemeğinde ; 1 porsiyon tavuk ızgara (derisiz), rokası bol olacak şekilde yeşil salata
Ara öğünde ; 5 adet yulaflı bisküvi
Ara öğünde ; saat 17,30 gibi 1 adet yeşil elma
Akşam yemeğinde ; 5 yemek kaşığı zeytinyağlı fasulye, 1 dilim çavdar ekmeği, 1 porsiyon mevsim salatası
Yatmadan 1 saat kadar önce ; 1 bardak şekersiz tarçınlı diyet süt.
Program sırasında kolalı ve şekerli içecekler, kızartma, hayvansal katı yağlar, bira, beyaz un, beyaz şeker, aşırı gündüz uykusu, doğum kontrol hapları, yağlı çerezler, çikolata ve cips türü besinler uzak durulmalıdır.

20 Mart 2015 Cuma

İbrahim Saraçoğlu'ndan göbek eriten formül

Birçok kadının şikayetçi olduğu karın bölgesindeki yağlardan kurtulmak mümkün. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, göbeğinden kurtulmak isteyenlere önemli tüyolar verdi.

-Maydanoz ve limon (Suyunu Sabah kalkar kalkmaz tüketin)

-Doğal domates suyu için (Öğleden sonra bir bardak)
-Akşamları en az yarım saat yürüyüş yapın

Bunları 1 ay uyguladıktan sonra 10 gün ara verin. Sonra yeniden 1 ay uygulayın.

Kalp yağını da eritiyor

Domatesin büyük bir nimet olduğunu belirten Saraçoğlu, "Domates suyu ayrıca kalbiniz dıştan yağ bağlamışsa onu da eritiyor" dedi.

19 Mart 2015 Perşembe

Bahara detoxla arınarak girin

Estetik International Sağlık Grubu diyetisyenlerinden Hale Taşgın, hem detoks ve detoks diyetler hakkında bilgilendirdi, hem de oldukça basit ve herhangi bir sağlık sorununa yol açmayan bir detoks çayı tarifi verdi.

Son yılların en çok denenen tazelenme ve yenilenme yöntemleri arasında yer alan Detoks, vücudu arındırmak ve toksin maddeleri bedenden uzaklaştırmak için yapılıyor.

Detoks diyetler için öncelikle hazır gıdalardan, sigara, kola, Alkol ve tatlandırıcılardan uzak durulması gerektiğinin altını çizen diyetisyen Hale Taşgın, yemeklerin evde hazırlamasını ve kesinlikle dışarıdan herhangi bir yiyecek almamasını tavsiyesinde bulundu. Genel olarak detoksta dikkat edilmesi ve uygulanması gereken noktaları vurgulayan Estetik International sağlık Grubu diyetisyenlerinden Hale Taşgın, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bahar temizliğine vücudunuzdan başlayın. Yeşillikler her zaman detoks dostudur ama acı tadı olan yeşillikler her zaman tercih edilmelidir.

Roka, tere, karahindiba gibi acı tadı olan yeşillikler karaciğeri uyararak, temizlenmesine yardımcı olurlar. Salatalarınızın içine mutlaka tere ya da roka ekleyin. Sabah uyanır uyanmaz oda ısısında bulunan ve akşamdan limon dilimleri eklediğiniz suyunuzu içmenizde fayda var.

Detoks zamanında mutlaka günde 3 litre su içilmesini öneriyoruz. Şekeri bırakın ve tuzu mümkün olduğunca aza indirgeyin. Ülkemizde son derece fazla tüketilen süt ve süt ürünlerinin yağsız olanlarını tercih etmelisiniz. Yağsız yoğurdunuza keten tohumu ekleyerek bir ara öğün oluşturabilirsiniz.”

Detoks diyetine mekan kökü çayı

Detoks diyetinde günde bir defa meyan kökü çayı önerdiğini belirten Hale Taşgın, “Meyan kökünü aktarlardan satın alabilirsiniz ve demleme usulü çayınızı hazırladıktan sonra sadece günde 1 defa tüketiyorsunuz. Meyan kökü çayı, bakterileri öldüreme özelliğine sahip, tadı şekerli olsa da sıfır kalorili bir bitkidir” dedi.

Vücut fırçası alın ya da bir hamama gidin

“Detoksta içten temizliği sağlarken, bedeninizin dış yüzeyi için de uygulamalar yapmalısınız çünkü açılan gözeneklerle cildiniz oksijen almaya ve canlanmaya başlar” diyen Taşgın “Sabahları aceleyle işe gitmek için, sabırsızca aldığımız duşların, cildimizi ölü hücrelerden arındırmaya hiçbir faydası olmuyor.

Geniş yüzeyli vücut fırçalarından kullanarak haftada en az 2 defa bedeninizi toksinlerden arındırın. Bu fırçalama ile sinir sisteminizi uyarır, derinize biriken ölü hücreleri çıkartır ve cildinizin hava almasını sağlarsınız, selülitlere bile faydası var. Özellikle deniz yosunu içeren banyo sabunlarından önerebilirim. Uğraşamam diyenlerdenseniz, yine geleneksel banyo kültürümüz olan hamamı kullanarak, kese yaptırabilirsiniz” diye konuştu.

Beyin detoksunu ihmal etmeyin

Beyin detoksunun da ihmal edilmemesi gerektiğini hatırlatan Hale Taşgın, “Yeni insanlarla tanışın ve etrafınızda hep pozitif enerji yayan insanlar bulunsun. Negatif ve bencilce sürekli kendi derdini anlatan insanlardan uzak durun. Yeni insanlarla tanışmak, yeni şeyler öğrenme her zaman vücudunuzu ve düşüncelerinizi tazeleyecektir” dedi.

Çocuklarda diyette bunlara dikkat!

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, yağlı hazır gıdaların çocukların çabuk yağlanmasında rol oynadığını ve sağlıklı beslenmenin temellerinin çocuklukta atılacağını belirtti.


Enç, çocuklarda Diyetin püf noktaları ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Çocuklar genelde ergenlik çağında zayıflamaya çalışır ama yanlış beslenme yüzünden artık sekiz yaşındakiler de diyet yapıyor. Önemli nokta annelerin sağlıklı beslenmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Şu anda dünyadaki en büyük sağlık sorunlarından biri obezite. Yeme alışkanlıklarının değişmesi, hareketlilik düzeyinin azalması, televizyon ve bilgisayarlar karşısında geçirilen sürelerin artmasıyla birlikte, çocuklar şişmanlamaya başladı. Yağı ve şekeri yüksek yiyeceklerin ucuz ve kolay ulaşabilir olması yüzünden, çocukların yeme alışkanlıkları tümüyle değişti. Yüzyılın gizli tehlikesi olan obezite, çocuklarımızı esir almaya başladı. Sekiz yaşında bile diyet yapan çocuklar var! Kan yağı yükseklikleri, karaciğer yağlanması, özellikle erişkinlik diyabeti dediğimiz tip 2 diyabet ve insülin direnci gibi yetişkin hastalıklarına, kilolu çocuklarda sık rastlanır oldu.Şişmanlıkla mücadele için çocuk kilo almadan ona doğru beslenme alışkanlığını öğretmek şart. Beslenme doğumdan başlayarak ölene kadar devam eder. Çocuklarda özellikle anne sütü alımı ve sonrasında doğru ek besin geçişi çocuğun geleceğini etkilemektedir.Çocuğun çok yiyerek değil, dengeli yiyerek ve aynı zamanda hareket ederek büyüdüğünü biliyoruz. Ailelere, çocuklarına yemek konusunda ısrar etmemesini tavsiye ediyoruz.Çocuklarda özellikle tam buğday ekmeği tüketilmelidir. Kepekli ekmek demir emilimini azaltacağı için özellikle çocuklarda ve gebelerde tercih etmiyoruz. Küçük yaşlarda alışkanlıklar daha çok oturduğu için yönlendirmelerimiz çok önemlidir.

Demiri azaltır
Oysa kepek ekmeği, yemeklerle birlikte çok sık tüketildiğinde çocukta demir eksikliği yapar. Demir, kan yapımında kullanılan en önemli elementtir. Böylelikle çocukta kansızlık ortaya çıkar. Bu durum büyüme- gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden, çocuklarınıza tam buğday yedirebilirsiniz.
Özellikle beyin gelişimi için çocuklarda tam doymuş yağlar dediğimiz hayvansal yağların yeteri kadar alınması önemlidir. Esansiyel yağ asitleri dediğimiz Omega-3 ve Omega- 6'nın da yeteri kadar tüketilmesi önemlidir. Özellikle Omega-3 yağ asidi, vücut ve beyin için elzemdir. Balık ve cevizde bu yağ asidi bol bulunur. Haftada iki gün balık ve kahvaltıda her gün iki adet ceviz yedirerek çocuğun yağ ihtiyacı karşılanabilir. Ergenliğe kadar, çocuklarınıza normal yağlı günlük süt ve yoğurt yedirmeniz daha sağlıklıdır. Sebze yemeklerine bir kilo için üç yemek kaşığı zeytinyağı koyabilirsiniz. Pilavlarınızda bir çay bardağı için iki silme tatlı kaşığı tereyağı kullanabilirsiniz.

Farklı besinler tüketmesi şart
Doğru olan çocuğun gösterdiği açlık hissini rehber alarak onu beslemektir. Acıktığı zaman kendisi yemek isteyecektir. Ayrıca çocuğa istemediği yiyeceği zorla yedirmemek gerekir. Yiyeceklerin miktarından çok çeşitliliğine önem verilmelidir. Çocukluk döneminde kazanılan alışkanlıkların sonraki yaşamda da devam edeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklara düşük kalori ile diyet yaptırmak ve yediklerini diğer çocuklarla kıyaslamak, son derece yanlıştır. Çocuğun sofraya oturması, başka şeylerle ilgilenmeden yemek yemesi gerekir. Çocukların, Oyun oynarken veya televizyon seyrederken beslenmesi sağılıksız alışkanlıklardır. Çocuklar; erişkine göre daha hareketli oldukları için pilav,makarna, patates gibi karbonhidrat oranı yüksek besinleri sever. Anneler de sık sık bu yiyecekleri pişirir. Bu durumda çocuk, diğer gıdalara olan ilgiyi azaltır ve tek yönlü beslenir. Tek yönlü beslenme, çocukta büyüme ve gelişme yetersizliklerine neden olur. O nedenle, kas yapımına destek için besin çeşitliliğini artırıp protein alımını desteklemek gerekir. Her yemeğin yanına yoğurt veya ayran eklendiği zaman, çocuğun günlük kalsiyum alımı da sağlanmış olur.

Kahvaltı en önemli öğün unutmayın
Büyüme çağındaki kızlar, görüntülerine çok önem verdikleri için bilinçsizce az ve dengesiz beslenir. Sabah kahvaltılarını yapmadan okula giderler, açlıklarını besin değeri düşük gıdalarla geçiştirirler.Bunun sonucunda da büyüme gerilikleri, boy kısalıkları, kansızlık gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu çocukların okul başarıları da düşer. Son derslere doğru halsizlik ve dikkat dağınıklığı görülür.Çocuğun gelişme çağındaki ruhsal durumunu göz önüne alınarak, ona dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı asla atlanmamalıdır.Düzenli beslenme alışkanlık haline getirilmelidir. Çocuğun şeker ve yağ içeriği yüksek yiyecekleri azaltıp taze sebze ve meyve yemeye özendirilmesi gerekir. Yemeklerin yanında süt veya ayran tercih edilmelidir." PeembeNar

İnce bacaklar için 10 öneri

Bacaklarınızın incelmesini ve yağların erimesini istiyorsanız bu önerilerimizi mutlaka dikkate alın.

Düzenli olarak yürüyün ve koşun

Merdivenleri tercih edin

Bisikleti ulaşım aracı olarak kullanın

Squat egzersizi yapın

Bacakları çalıştırın

Yüzmekten vazgeçmeyin

Zamanınız yoksa ofiste otururken bile egzersiz yapabilirsiniz.

Çalışırken ayaklarınızı ve dizlerinizi hareket ettirin.

Mutlaka bir spor salonuna kayıt olun.

Aerobik yapın.

18 Mart 2015 Çarşamba

Dört ayda 61 kilo verdi !

Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yaşayan 17 yaşındaki Arda Çoban, dört ayda 61 kilo verince görenler tanıyamaz oldu.

Herhangi bir tıbbi müdahale ve diyetisyen desteği almadan sadece spor ve kendine özgü diyetle zayıflayan Arda Çoban artık arkadaşlarıyla vakit geçirebilmenin keyfini yaşıyor. Hamza ve Hediye Çoban çiftinin oğlu Arda Çoban yıllardır veremediği kiloları hırs yaparak verdi. Tuz, şeker, un, yağ ve ekmeği hayatından çıkararak zayıflayan Arda Çoban, hayatına yeniden kavuştuğunu ifade etti. Bundan 4 ay önce 133 kilo olan Arda Çoban, spora başladı. Ayakkabısını dahi bağlamakta zorlanan Arda, sporla birlikte 61 kilo verince 72 kiloya indi. Arda Çoban’ın anne ve babası oğullarının zayıfladığını görmekten çok mutlu olduklarını belirtirken, baba Hamza Çoban;"Oğlumu uyurken izliyordum ve nefes almakta zorlanıyordu, her gece aynı korkuyu yaşıyorduk" dedi. Annesi Hediye Çoban da;"Oğlum artık arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirebiliyor, Allah’ımıza şükürler olsun" diye konuştu.

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULUN

Hırs ve azimle dört ay gibi kısa sürede 61 kilo veren 17 yaşındaki Arda Çoban, dolabındaki tüm kıyafetleri yeniledi. Eski kıyafetleri üzerinden düşen Arda Çoban, sağlıklı görünüşe kavuştuğu için çok mutlu olduğunu belirterek şunları söyledi: "Aşırı kilolarım yüzünden çok sorun yaşadım. Arkadaşlarım benimle dalga geçiyordu, sokağa çıkamıyordum. Diyetisyene gitmeden tuz, şeker, un, yağ ve ekmeği hayatımdan çıkardım ve bol bol spor yaptım. Spora hâla devam ediyorum ve sağlıklı besleniyorum."

Yeme bozukluğunun işaretleri

Vücut şekli ve kiloyla ilgili bir sorun ya da stres hali, bu yeme bozukluklarının ortaya çıkmasına yol açabiliyor.


Anoreksiya nervoza ve bulumiya. En sık görülen ve hayatı ciddi boyutlarda tehdit eden iki “yeme bozukluğu” hastalığı.

Son yıllarda modernleşmekte olan toplumlarda yazılı ve görsel basında kadının zayıf olması güzellikle eşleştiriliyor. “Ne kadar zayıfsan, o kadar güzelsin” şeklindeki ideal güzellik kriterleri konusundaki baskılar, kadın üzerinde önemli etkiler bırakıyor. Bu nedenle de yeme bozukluğu kadınlarda erkeklere nazaran 10 kat daha sık görülüyor.

En sık da 14-18 yaş aralığındaki “ergenlik döneminde” ortaya çıkıyor! Tek ve hafif bir atakla geçebildiği gibi, iyileşme ve tekrarlamalarla gidebiliyor, bazen de hayat boyu sürebiliyor. Peki ama ergenlerde “yeme bozukluğundan” ne zaman şüphelenmeli? Acıbadem International Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Yıldız, yeme bozukluğunun tipik belirtilerini sıraladı.

En önemli nedeni, ergenlikteki bedensel değişimler “Yeme bozukluklarının ergenlik döneminde başlamasının en önemli sebebi, bu süreçte yaşanan bedensel değişimler ve bu değişimlere uyum sağlayamama” diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Yıldız, bunun nedenlerini şöyle sıralıyor: “Bu dönemde vücuttaki yağ oranı artıyor, göğüsler belirginleşiyor ve kalçalar da genişliyor. Birçok genç kız bu dönemde kilo almaya başlıyor. Bu durum genç kızı toplumun belirlediği ideal ölçülerden uzaklaştırıyor.

Kültürel olarak kilo vermek iyidir, kilo almak, şişman olmak ise kötü hislerle ilişkilidir. Kendilerine sunulan güzellik kriterleriyle kendi bedenini kıyaslayan genç kız sonunda kendini yetersiz, çirkin hissedip, diyet yapmaya başlıyor. Diyet yapma davranışının yeme bozukluklarının gelişimine yol açan ortak uyarıcı olduğu vurgulanıyor. Ayrıca ruhsal açıdan ergenlik dönemi genç kızın aileden ayrıldığı, birey olmayı öğrendiği ve kendi kimliğini oluşturmaya çalıştığı bir dönem. Bu dönemde genç kız aileye kendi bedeni üzerindeki kontrolün ona ait olduğunu göstermek için bedenini kontrol etme ihtiyacı duyuyor.”

Noreksiya Nevroza

Beden biçimini belirgin şekilde yanlış yorumlarlar. Ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar kendilerini yeterince zayıf olarak görmezler. Üstelik çoğunlukla problemleri olduğunu kabul etmezler.

• Yaşına ve boyuna göre olması gereken ideal, hatta en düşük kiloda bile olmayı reddederler,
• Normal veya ideal kilodan daha zayıf olurlar. Normal kiloda kalmayı kabul etmezler.
• Kilo almaktan çok korkarlar.
• Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakarlar,
• Çok zayıf bile olsalar, kilolu olduklarını düşünürler. Zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiğinin farkına varmazlar.
• Hayatlarını kilo vermeye odaklarlar.
• Yemek, kilo ve diyet saplantıları vardır, yiyecekleri miktarı aşırı sınırlarlar.
• Kilo alımını engellemek için kusarlar, ishal yapıcı veya su atıcı ilaçlar söktürücü kullanırlar.

• Hasta bile olsalar çok fazla egzersiz yaparlar,
• Büyümek, kadın olmak ve cinsellik konuları kaygı uyandırıcıdır. Kilo vermeyi-zayıf olmayı  bu kaygıyla baş etme ve bu kaygıdan çıkmalarını sağlayan bir çözüm yolu olarak görürler,
• Adet düzensizlikleri, kas krampları, halsizlik, güçsüzlük, yorgunluk, kalpte ileti sorunları vardır. Ayrıca diş çürümeleri, kırıklar, kuru cilt, kabızlık, tüylenme, beden ısılarında düşüklük olabilir.

Bulumiya Nervoza

Bulumiya Nervoza, aşırı yeme atakları ve ardından gelen kusmaların ön planda olduğu bir hastalık. Bu yeme atakları sırasında yeme davranışı üzerindeki kontrol hissi ortadan kalkıyor. Zayıflamaya çalışan genç kızlar genellikle hafif kilolu ya da normal beden ağırlığında, yaklaşık yüzde 10’u da belirgin şişman oluyor.

• Kilo dalgalanmaları sık oluyor. Çoğunluğu normal ağırlık aralığının üst sınırında veya hafif kilolu olmalarına rağmen, ideal kilo olarak normal ağırlık aralığının alt sınırını tercih ederler.
• İştah azaltmak için uyarıcı madde kullanabilirler.
• Bazılarının el sırtında kusmanın yol açtığı yara izleri oluşur.
• Depresif belirtiler oldukça sık ve şiddetli görülür.
• Mizaç değişkenlikleri yaşayan, kendinden beklentileri yüksek olan, kendisine acımasız ve eleştirel tutum sergilerken reddedilmeye duyarlı, başkalarının onayına gereksinim duyan kişilerdir.
• Bir kısım hasta sınır koymayla ilişkili güçlükler yaşayabilir. Impulsif davranışlar sık görülür. Madde ve alkol kullanımı olabilir. Bir kısmında gıda, giysi ve mücevher çalma sorunu vardır.
• Yorgunluk, kilo kaybı, kusma, baş ağrısı, baygınlık, belirsiz karın ağrısı ile düzensiz adet görme belirtileri de ortaya çıkabilir.

Metabolizmayı bezdiren 7 diyet hatası

Bu hatalar kilo vermeyi güçleştiriyor, sağlığınızdan ediyor.


1.  Karbonhidratı kesmek

“Diyete başladım ekmek, pilav, makarna yemiyorum” Özellikle bahar ve yaz aylarında sıklıkla duyduğumuz cümlelerden biri. Fakat diyetten tamamen çıkartılan karbonhidratlar ilerleyen dönemlerde hızlı kas kaybı, yorgunluk, bitkinlik, sinirsel gerginlik ve ani tatlı krizleriyle sonuçlanıyor. Bunun yanında beynin düzenli olarak çalışabilmesi için kullandığı tek yakıt glikozdur ve günlük 50 gr’ın altında alındığında düşünsel fonksiyonlarda gerilemeye yol açıyor.

Herkesin, diyabet hastalarının bile, günlük olarak karbonhidratı tamamen hayatlarından çıkarmak yerine; tam buğday ekmeği, meyve, bulgur pilavı, kepekli makarna ve çorba gibi kompleks kaynakları kilo kaybı programlarında belirli ölçülerde tüketmeleri gerekiyor.

2.  Bitki çayı ile kilo kaybını hızlandırmaya çalışmak

Fazla kilolarından kurtulmak isteyen kişilerin daha fazla bitki çayı içmeleri sıklıkla karşılaşılan bir durum. Ancak bilinçsizce içilen bitkisel çaylar vücuttaki suyu atma ve bağırsak hareketlerini hızlandırma gibi süreçler oluşturarak tartıda geçici yanılgılara sebep olabiliyor.

Üstelik bitkisel de olsa bu tip çayların bilinçsizce ve fazla tüketimi; karaciğerde toksik etki, kalp ritminde düzensizlik, tansiyonda ani değişimler, böbreklerde hasar ve vücuttan aşırı su atımı gibi ciddi zararlara yol açabiliyor. Bu nedenle bitkisel de olsa bu tür çayları mutlaka bir uzmana danışarak tüketin.

3.  Rihanna, Shakira ve Madonna diyetleri uygulamak 

Televizyonda izlediğiniz, dergi ve gazetelerden kesip dolapların üzerine asarak uygulamaya  çalıştığınız diyetler ölümcül sonuçlar  doğurabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, her kişinin görüntüsü, yaşam tarzı  ve beslenme alışkanlıklarının nasıl birebir aynı değilse, uygulayacakları diyetin de birebir aynı  olamayacağını belirterek, “Dolayısıyla hazır diyet programları uygulamak metabolizma hızında düşüşlere ve kilo kaybında dirence neden olabiliyor” diyor.

4.  Zayıflama ilacı kullanmak

Bilinçsizce tüketilen zayıflama hapları;  böbrek yetmezliği, kalp krizi, tiroit hormonlarında dengesizlik, karaciğerde toksik etki, bağırsak faaliyetlerinde anormallikler ve sinir siteminde kalıcı hasara yol açabiliyor.

5.  Bazı besinleri yasak listesine almak

Patates, havuç, bezelye, mısır ve muz, içeriklerindeki onca zenginliğe rağmen maalesef ilk vazgeçilen besinler arasında yer alıyor. Fakat bir besini listeden tamamen çıkarmak hem hayat boyu sürdürülemiyor, hem de bu besine olan ilgiyi arttırıyor. Bu besinler kilo kaybına engel olmadıkları için porsiyonuna dikkat ederek ve zaman ayarlaması yaparak tüketebilirsiniz.

6.  Sporda aşırıya kaçmak

Yeterli enerji ve protein almadan, spor öncesi ve sonrası öğünler belirlemeden bilinçsizce ve uzun saatler yapılan spor; kas kayıpları ve yavaşlayan bir metabolizmadan başka bir şey sağlamıyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, üstelik öncesinde hiç spor yapmayan ve yoğun kilo problemi olan kişilerin aniden uzun süreli spor yapmalarının eklem problemleriyle de sonuçlanabileceğine dikkat çekiyor. Dünya Sağlık Örgütü haftalık 150 dakika egzersiz öneriyor. Dolayısıyla önce bu eğri sağlanmalı, ihtiyaç varsa sporun dozu uzman eşliğinde arttırılmalı.

7.  Sınırsızca meyve yemek

Meyveler mevsimine göre çeşitlilik gösteren, besinsel değeri çok yüksek sağlıklı birer besin öğeleri olmakla birlikte, içeriklerinde bulunan früktoz, insülinden bağımsız hareket ederek, çok hızlı bir şekilde karın bölgesinde yağlanmaya yol açıyor. Bu nedenle enerji ihtiyacınıza göre meyveleri belirli porsiyonların üzerinde tüketmemeniz çok önemli.

Zayıflama rekoru! Karı koca 160 kilo verdi

İngiltere Newcastle'da yaşayan obez çift toplamda tam 160 kilo vererek Dünyanın En Çok Zayıflayan Çifti seçildi.

15 yıldır kilo problemi yaşayan Chris Coulter ve eşi Lesley Hutchinson başlarına gelen bir kaza sonucu kilo vermeye karar verdiler. 2011 yılında tahta bir sandalyenin Chris'in cüssesi altında paramparça olmasıyla, obez çiftin zayıflama maratonu başlamış oldu. O günlerde Chris 205, Lesley ise 120 kiloydu.

Fast food ve abur cubur yemekten vazgeçen obez çift, düzenli olarak da spor yapmaya başladılar.

4 yıl sonunda Lesley 120 kilodan 70 kiloya düştü ama kocası Chris eşini geçti. 205 kilodan 96 kiloya düşerek tam 109 kilo verdi.

Toplam 160 kilo veren çift dünya basının da ilgisini çekti.Dünyanın En Fazla Zayıflayan Çifti seçilen çift, Dailmail'e röportajında; artık çok mutlu olduklarını ve tanrıya şükrettiklerini söylüyorlar.


HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLA

13 Mart 2015 Cuma

Limon kabuğunu çöpe atmayın

Limon veya portakalın suyunu sıktıktan sonra kabukları atmayın.


Mutfakta pek çok malzemeyi gereksiz yere çöpe attığınızı hatırlatmak isteriz. Örneğin limon veya portakal gibi narenciye kabuklarını çöpe atmak yerine bitki yetiştirmek için kullanabilirsiniz.

Sadece görüntüsü güzel olduğu için bu öneriyi paylaşmıyoruz elbette. Bitkilere oldukça da faydalı bir öneri.

Suyunu sıktığınız limon veya portakal gibi narenciyelerin kabuklarının altında ufak bir delik açın. İçine bir avuç toprak ve çimlendirmek istediğiniz tohumu koyun. Narenciye kabukları toprağı hem nemli tutacak hem de barındırdığı vitaminleri bitkiye geçirecektir.


Kanı temizleyen rezene suyu

Rezene Akdeniz bölgesine özgü ve lezzetli sebebiyle sık kullanılan bir bitkidir. Ancak rezenenin inanılmaz faydalarından biri de kanı temizleme özelliğidir.

Özellikle eklemlerinizde sık sık Ağrı yaşıyorsanız sebebi muhtemelen kandaki yüksek ürik asittir.

Rezene ile hazırlayabileceğiniz su kandaki fazla ürik asidin atılmasını sağlar. Ayrıca safrayı seyreltir ve bu sayede karaciğerde görülebilecek yağlanmayı azaltır.

Rezene, böbrekler için de çok faydalıdır. Böbrekler, kanı süzer ve toksinlerri tutar. Her gün yediğimiz besinlerdeki toksinler böbreklerimizde birikmeye başladığında sağlık sorunları baş gösterir.

Rezeneli su detoks etkisi yaratarak böbreklerin temizlenmesine de yardımcı olur.

Rezeneli su nasıl yapılır?

1 litre saf su
1 avuç rezene

Hazırlanışı:

Normal içme suyu da kullanabilirsiniz. Bir tavada rezeneleri 20 saniye kadar kavurun. Suyu kaynatın. Fokurdamaya başlayınca içerisine rezeneleri ekleyin. 1 gece beklettikten sonra rezeneli suyunuz içmeye hazır.