Kanser tedavisinden önce doğru beslenme hayat kurtarıyor
Kanser tedavisinde beslenmenin önemini bilmeyen yok. Doğru beslenme sadece tedavi sırasında ve sonrasında değil, öncesinde de vücudu güçlü kılmanın olmazsa olmazı. Ancak kanser cerrahisinden önce tüm hastalara uygulanabilecek tek bir çeşit beslenme formülü bulunmuyor. Kişinin sağlık durumu, kaybettiği kiloların düzeyi, kanserin çeşidi gibi birçok faktör operasyon öncesi gerekli ihtiyaçları belirliyor. Bu sürede ek gıdalar, mama destekleri, vitaminler ve vücudun direnç düzeyini etkileyebilen yandaş ürünler de kullanılabiliyor. Beslenme desteği alan hastaların cerrahiden sonra kendilerini iyi ve güçlü hissettiklerini belirten Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Yard. Doç. Dr. Babek Tabandeh, “Tedaviden önce beslenme desteği alan hastalar, ağrıya karşı daha dirençli olurken iyileşme süreleri de kısalıyor. Bunun yanı sıra hastanede yatış süreleri daha az oluyor ve genellikle normal hayata da daha çabuk dönüyor. Ayrıca ameliyattan sonra enfeksiyon ve diğer birçok komplikasyona yakalanma oranı da düşüyor” dedi ve şu bilgileri verdi:
Kanser hastalığı vücudumuzda yabancılaşmış, yüksek büyüme ve üreme potansiyeline sahip hücrelerin kitleler oluşturarak, ayı zamanda yayılarak hem organlarımıza zarar veren hem de enerjimizi tüketerek bizi açlıkla karşı karşıya bırakan bir durum. Günümüzde kanser nedeniyle kaybedilen birçok hasta, hastalığın son safhalarında gelmeden, açlık nedeniyle veya beslenme yetersizliği sonucunda doğan yandaş hastalıklar yüzünden yaşamını yitiriyor. Gıda yetersizliği başta enfeksiyon olmak üzere birçok hastalığa da sebep olabiliyor. Bu nedenle kanser cerrahisi öncesi özel beslenme ve destek tedavisinin tamamen bilimsel bir süreç olduğu birçok çalışma sonucunda ispatlandı. Beslenme desteği ile tedavinin başarı oranını artırmakla birlikte hiçbir zaman hastalığın tedavisi için tek başına yeterli değil.
Beslenme güçlü bir silah
Kanser tedavisi öncesinde ve sırasında vücudu güçlü kılmak çok önemli. Gerekli vitamin ve yapı taşlarının temini, yeterli minerallerin, elementlerin ve hatta su ile oksijenin sağlanması bile insan vücudunu olumlu yönde etkiliyor. Bu nedene kanser cerrahisinden 1-2 hafta önce başlanan ve operasyona kadar devam edilebilen destekle, hastanın vücudu güçlendiriliyor. Kanserle savaşta beslenmenin başarı yolunda önemli bir silah olduğu tartışılmaz bir gerçek.
Tek çeşit beslenme formülü yok
Kanser cerrahisinden önce tüm hastalara uygulanabilecek tek bir çeşit beslenme formülü bulunmuyor. Vücudun genel sağlık durumu ve yandaş hastalıkları, kaybedilen kiloların düzeyi, kanserin çeşidi ve kaynaklandığı organ gibi birçok faktör operasyon öncesi ihtiyaçları belirliyor. Bu amaçla hastanın günlük aldığı gıdalara ek olarak mama desteği yapılabilir. Vitaminler ve vücudun direnç düzeyini etkileyebilen yandaş ürünler de kullanılabilir. Böyle bir beslenme desteğinden sonra operasyona giren hastalar, ağrıya karşı daha dirençli olurken iyileşme süreleri de kısalıyor. Hastanede kalış süreleri daha az ve genellikle normal hayata da daha çabuk dönüyor. Bunlara ek olarak ameliyattan sonra enfeksiyon ve diğer birçok komplikasyona yakalanma oranları da azalıyor.
Tüm kanserleri kapsayan Diyet programı yok
Kanser tedavisi için geliştirilmiş birçok diyet programı bulunuyor. Kanser hücrelerinin farklılığı ve hastaların sahip oldukları hastalıklar bu beslenme programlarının çeşitliliğini etkiliyor. Bu nedenle her tür kanseri kapsayan ortak bir beslenme önerisi sunmak mümkün değil. Kanser hastalığının tanısının konulmasına kadar geçen süre içerisinde genellikle beslenmenin bozulması, iştahın kaybı, metabolizmanın yükselmesi ve kilo kaybı ortaya çıkabiliyor. Yıpranmış ve güçsüz kalmış bir vücuda yapılacak cerrahi bir müdahalede hasta, stresle karşı karşıya kalabiliyor. İşte bu noktada kanser cerrahisinden önce beslenmenin önemi ortaya çıkıyor.
Mevcut hastalıkların seyrini değiştiriyor
Kanser hücrelerinin sayısı hastanın vücudunda çoğaldıkça, tükettikleri enerji de artıyor. Kanser olanlar yorgun ve bitkin oluyor. Hızlı kilo kayıpları başlıyor ve ne yazık ki çoğu zaman iştah kaybı da ortaya çıkıyor. Artan besin gereksinimine karşın azalan gıda alımına kanser hücrelerinin etkilediği sindirim organlarının işlev bozukluğu da eklenince beslenme yetersizliği kaçınılmaz oluyor. Yağlar ve kaslar erimeye başlıyor, organlar güçsüzleşiyor. Vücudun koruma ve onarım mekanizmaları işlevlerini yerine getiremiyor. Kansere karşı savaşmak imkansız hale geldiği gibi enfeksiyon etkenlerine karşı direnç de ortadan kalkıyor. Bu nedenle birçok kanserli hasta organ yetmezliklerinden önce enfeksiyon nedeniyle kaybediliyor. Ayrıca şeker hastalığı, kalp yetmezliği ve akciğer problemlerini uygun tedavi ile senelerce idare edebilen hastaların dengesini kanser, olumsuz yönde değiştirebiliyor. Sonuçta kanserin tetiklediği beslenme yetersizlikleri, senelerdir var olan bu organ hastalıklarının ilerlemesine ve ölümcül safhalara hızla ulaşmalarına neden oluyor.
Hızlı yayılan türlerde önce cerahi müdahale
Malign melanom denilen ben kanseri veya tiroit kanserleri gibi hızlı yayılan türlerde cerrahi müdahale öncesinde kaybedilen zamanın getirebileceği zarar yüzünden hekimler biran önce operasyona yöneliyor. Ayrıca erken tanı döneminde metabolizmanın hala dengede olduğu hastalarda, cerrahi öncesi beslenmenin önemi azalıyor. Öte yandan hastalıkları metabolizmayı etkilemeden direkt olarak hedef bir organa saldıran, beyin tümörü olan hastalar için de zaman kaybedilmeden ana cerrahi tedavisine yönelmek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder