Amerikan Hastanesi Diyetisyen hekimi Ayça Ilıca, kış aylarında beslenme ile ilgili bilgi verdi.
Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde savunma sistemimizi güçlendirmemizin en etkili yollarından biri ’Yeterli ve Dengeli’ beslenmedir.
Özellikle enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olan çocuklar, gebeler ve yaşlılar için beslenme bu mevsimde ayrı bir önem taşımaktadır.
Her mevsimde olması gerektiği gibi karbonhidrat, protein ve yağları günlük beslenmemiz içerisinde dengeli bir şekilde tüketmeli buna ek olarak kış aylarının en belirgin hastalıklarından olan grip ve nezleye karşı yeterli vitamin almaya özen göstermeliyiz. Özellikle A ve C vitamininden zengin turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, Brüksel lahanası, yeşil biber, karnabahar, mandalin, maydonoz, roka, tere gibi sebze ve meyveleri sofralarımızdan eksik etmemeliyiz. Bu besinleri hazırlarken ve pişirirken doğru yöntemleri kullanarak vitamin, mineral kaybına uğratmadan tüketmeye gayret etmeliyiz . Özellikle kış aylarında bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek adına içilen meyve sularının hazırlanma şekli ve süresini vitamin içeri açısından önemlidir.
C vitamini ısı, ışık gibi etmenlerden kolayca etkilenen bir vitamindir. Bu nedenle eğer meyvelerin suları sıkılacaksa içilmeden hemen önce hazırlanılması tercih edilmelidir. Kış mevsiminde beslenme alışkanlığında meydana gelen değişikliklerden biri de daha yağlı yiyeceklerin tüketilmesidir. Yazın olduğu gibi kış mevsiminde de kızartma ve kavurmadan kaçınılmalı, yağ tüketimine dikkat edilmelidir.
Tüm yağlarda olduğu gibi yemeklere eklenecek zeytinyağı ve diğer sıvı yağları tüketirken miktar kontrolü yapmakta fayda vardır. Haftada 2 günü geçmeyecek şekilde kırmızı et diğer günlerde beyaz et veya balık eti öğünlerde tercih edilmelidir. Sonbaharda ve soğuk kış günlerinde yenen balık, içerdiği Omega-3 yağ asidinden dolayı bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine de yardımcı olucağı unutulmamalıdır.Kış aylarında sofralardan eksik olmaması gereken gıdalardan biri de kuru baklagillerdir.
Özellikle kuru fasulye , nohut haftada en az bir gün tüketilmelidir. Kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek gibi liften zengin kuru baklagiller kış mevsiminde hareketsizlikle beraber gelen kabızlık sorunu için çözüm olabilir. Ayrıca kepekli tahılların (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna / pirinç / erişte / un) ve özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine ve günde 10 - 14 bardak su içilmesine ağırlık verilmesi kabızlığı önlemeye yardımcı olacaktır. Havaların soğumasıyla birlikte vücutta olumsuz bir takım etkiler görülebilir. Bu etkilerden en belirgini ısının azalmasıyla birlikte bazal metabolizmanın düşmesidir.
Vücudumuz normal ısı düzeyine ulaşılmak için fazladan enerjiye ihtiyaç duyar. Bu durum yemek yeme isteğimiz artmasına neden olur, dolayısıyla yüksek enerji veren karbonhidratlı gıdalar tüketilir. Bu tarz beslenmeyi alışkanlık haline getirmek bu dönemde hızla kilo artışına neden olabilir. Kışın alınan kiloların diğer bir nedeni de hareketlerimizi kısıtlayan olumsuz hava koşullarıdır.+
Hareketsizlikle birlikte günlük gıdalarla aldığımız enerji harcadığımız enerjiden daha fazla olması kilo artışımıza bir nedendir. Gün içinde her besin grubundan yeterli miktarda almak yani ihtiyacımız olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri günlük gereksinimlerimize göre tamamlamamız özellikle kış aylarında vücudun kendi koruma sistemini sağlamlaştırması adına oldukça önemlidir. Ayrıca bu dönemde metabolizmamızı hızlandırmanın en iyi yolu yine dengeli ve sık aralıklarla beslenmektir.
Beslenmenin sık aralıklarla olması örneğin Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği ve aralara eklenecek ara öğünler ile hem kan şekeri düzeyinizin sabit kalmasını hem de ana öğünlerde çok acıkıp aşırı besin tüketimimizi engelleyecektir. Dolayısı ile bu şekilde bir beslenme kilo kontrolünüz içinde fayda sağlayacaktır. Burada dikkat edilecek konu günlük tüketilmesi gereken besinlerin dengeli olarak öğünlere paylaştırılmasıdır. Bir öğünde aşırı diğer öğünde az besin tüketilmesi hem kan şekerinin düzene sokulmasında hem de kilo artışında sıkıntı yaşamasına neden olacaktır. Bu nedenle mümkün oldukça öğünleri miktar olarak dengeli dağıtmaya dikkat etmeli bunun içinde özellikle bir beslenme ve Diyet uzmanına danışılarak kişiye özel beslenme planı için danışılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder