28 Ekim 2015 Çarşamba

Kalsiyum diyeti mucizesi

Bugüne kadar başkalarından görüp körü körüne bağlandığınız, yaparken açlık ve sıkıntılar çektiğiniz şok diyetleri unutmanın zamanı geldi çattı. Dr. Ayça Kaya’nın Kalsiyum Diyeti’yle gündelik hayata uyum sağlayabilen, aç kalmadan, sağlıklı şekilde kilo vermeniz mümkün!

Klasik ve alışılagelmiş diyet mantığının dışına çıkan Kalsiyum Diyeti, sizi zorlamadan, yormadan, aç bırakmadan kilo vermenize olanak sağlıyor. Haftanın belirli günlerinde uygulanan bu diyet, kişiyi aç bırakmak yerine lif, karbonhidrat ve protein gibi temel besin öğelerinden yardım alarak sağlıklı şekilde kilo vermenizi ya da kilonuzu korumanızı sağlıyor. Dr. Ayça Kaya, uzun yıllardır hastalarına uyguladığı Kalsiyum Diyeti hakkınd merak ettiğimiz soruları yanıtladı.
Kalsiyum diyeti nedir? Zayıflamada nasıl bu kadar etkili olabiliyor?
Bu diyet kısmen vejeteryan bir beslenmeden oluşuyor. İçinde sadece süt, ayran ve peynirden gelen protein değerleri var. Bununla birlikte karbonhidrat olarak ekmek kullanılıyor. Aynı zamanda sebze ve meyvelere yer veriliyor. Bu diyette yağlı karbonhidrat dediğimiz pilav, makarna, börek ve yüksek yağ içeren besinler olmadığı için düşük kalorili bir beslenme şekli izlenmiş oluyor.
Günlük enerji alımının dengesinin sağlanabilmesi için bu diyeti haftada yalnızca birkaç gün uygulamak yeterli oluyor.
Peki bu diyet gerçekten sağlıklı mı ya da zararlı görülen ufak da olsa noktaları var mı?
Geçtiğimiz günlerde gittiğimiz 22. Avrupa Obezite Kongresi’nde dünyada insan yaşamını uzatan en sağlıklı beslenme şekli olarak vejeteryan beslenme şekli olduğu öngörüldü. İnsan yaşamını uzattığı gibi daha kaliteli bir hayat sunduğu da düşünülüyor. Bu kongrede protein diyetinden tutun da Akdeniz diyetlerine kadar hepsi masaya yatırıldı, tek tek analiz edildi. Yararları, zararları tartışıldı. Mesela artık dünyada protein diyeti hiç önerilmiyor. Çünkü bu diyetlerin damarda kireçlenme riskini yüzde 40 oranında fazlalaştırdığı ortaya çıktı. Daha çok vejeteryan stili beslenmede Akdeniz diyeti öneriliyor. Ancak Akdeniz diyetinin yağ oranı diğerlerine göre biraz fazla olduğu için son zamanlarda bu diyetin yağ oranı diyetisyenler tarafından düşürülmeye çalışılarak daha uygun ve uygulanabilir hale getiriliyor. Damar ve kalp sağlığına en iyi gelen diyetin yine vejeteryan temelli Akdeniz diyetleri olduğu düşünülüyor. Ancak uzun vadede vejeteryan beslenmenin konsantrasyon, beyin fonksiyonları, hafıza üzerinde negatif etkileri olduğu görülüyor. O nedenle tamamen, körü körüne bir vejeteryan beslenme değil, kısmı vejeteryan faktörler uygulanarak normal beslenmeyle denge oluşturabileceği düşünülüyor. Ben de bunu kalsiyumlu beslenmeyle şekillendirdim.
15 SENEDİR UYGULUYORUM
Yaklaşık 15 senedir Kalsiyum Diyeti’ni kendim başta olmak üzere hastalarımda da uyguluyorum. Bu diyette tek yönlü bir beslenme yok. Temel enerji kaynağı olarak karbonhidratlar kullanılıyor. Karbonhidratların da ekmek, meyve ve sebzeden alınmasına dikkat ediliyor. İşin içinde meyve de olduğu için kişinin günlük lif ihtiyacını da karşılamış oluyor.
Kalsiyum diyetini şok diyetlerden ayıran özelliği nedir?
Aslında bu şok diyetler yapması en zor, çok düşük kalorili diyetlerden. Ancak kalsiyum diyeti orta dereceli kalori hesaplaması olan bir diyet. Aralarındaki en büyük fark kalori miktarı. Şok diyetler tek yönlü diyetler olarak da adlandırılabiliyor. Ama kalsiyum diyeti yapması kolay, kişiyi zora sokmayan, gündelik hayata uyum sağlayabilien bir diyet. Aynı zamanda uzun vadede, sürekli uygulanabilir olması da en büyük avantajları arasında. Kalsiyum için piyasada çok zor bulunan besinler bulmanıza da gerek kalmıyor. Evdeki malzemeleriniz bu diyeti yapmanıza fırsat veriyor. Şok diyetlerin uzun süreli sürekliliği yoktur ancak kalsiyum diyetinde bunu yaşam tarzı haline getirmeniz bile mümkün. Zaten kalsiyum diyetinde bütün besin gruplarına yer verdiğimiz için protein, karbonhidrat, yağ açısından sıkıntı olmuyor.
Şok diyetler protein, karbonhidrat gibi temel besin değerlerinden yoksun olduğu için sağlıklı ve kalıcı değil. Diğer bir yandan vücuda zararlı etkileri var. Saç dökülmesi, tırnak kırılması, bayılma ve yorgunluk gibi etkenlere yol açıyor.
Fazla ya da az alınan kalsiyum oranı ne gibi sonuçlar doğuruyor?
Kalsiyumun en büyük etkisi kemik yapısı ve sinir iletimi, sinir hücrelerinin çalışması üzerine. Aynı zamanda damar sağlığına da iyi gelen bir mineral. Kalsiyum eksikliğinin ilk belirtileri kas krampları, kemik ağrısı, kemik erimesi olabiliyor. Sinir sisteminde yavaşlama, hafıza kaybıve yavaşlamalar ortaya çıkabiliyor. Fazla kalsiyum alımında ise böbrek fonksiyonlarında sıkıntılar yaratabiliyor. Böbrek taşına sebep olabilieceği ile ilgili birkaç görüş yer alıyor. Ancak bizim kalsiyum diyetinde önerdiğimiz kalsiyum miktarının günlük 1500 mg’ı geçmemesi yönünde.
Kalsiyum diyetiyle verilen kilolar kalıcı oluyor mu? Kiloyu korumak için nasıl beslenmek gerekiyor?
Kalsiyum Diyeti yapılıp, sonlandırılacak bir diyet değil. Kişinin bunu yaşam şekli olarak algılayıp, düzenli beslenmeyle hayatına devam etmesi gerekiyor. Mesela ben bu diyeti haftada iki gün yapıyorum. Cuma ve pazartesiyi kalsiyum diyetine ayırıp, geri kalan günleri Akdeniz diyeti odaklı geçiriyorum. Çünkü haftasonu sosyal durumlardan yeme ve içme alışkanlıklarımız bir hayli değişiyor. Günlük rutinin dışına çıkmış oluyoruz. Ama bir kere yapıp bırakmıyorum, düzenli ve disiplinli şekilde devam ediyorum. Bırakılması söz konusu olmadığı için verilen kiloları geri almak gibi bir durum da oluşmuyor.
Kalsiyum diyeti uyguladığım ve başarıya ulaşmış hastalarımdan birkaçını seneler sonra gördüğümde kilo aldıklarını farkediyorum. Çünkü diyet bitti, tamam deyip eski alışkanlıklarına geri dönüyorlar. Kalsiyum diyeti tamamiyle bir hayat biçimi olarak benimsenecek bir diyet…
Kimler kalsiyum diyeti yapmalı ya da kimler uzak durmalı, neden?
Kalsiyum diyeti kalp-damar, diyabet ve tansiyon hastalarının güvenle takip edebileceği bir beslenme ritüeli. Aynı şekilde bağırsak sorunu yaşayanların ve kabızlık sorunu çekenlerin rahatlıkla uygulayabileceği bir diyet. Zaten diyet listemizde lif oranını yüksek tuttuğumuz için kişi tok hissedebiliyor. “Yiyorum yiyorum doymuyorum” ya da “Sürekli acıkıyorum” diyenlerin işine gelen bir diyet. Çünkü hem lif oranı fazla hem de süt ve süt ürünlerinden gelen protein ve karbonhidratlar tok tutmayı amaçlıyor. Bir yandan da trans yağ asitleri olmadığı için de sağlıksız yağlardan uzak durmuş oluyorsunuz. Kan şekeri üzerinde çok olumlu etkileri olduğu için şeker hastaları bu diyeti haftada 3-4 gün bile yapabiliyor. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklara, hamilelere ve emzirenlere önermiyorum. Çünkü demir ve B12 açısından çok zengin olmayan bir diyet olmadığı için gelişme dönemindeki çocukların ve hamilelerin yapmasını doğru bulmuyorum.
Tam buğday ekmeği, sebzeler ve meyveler kalsiyum diyetinin destekleyici öğelerinden. İsminden sanki sadece kalsiyum alınıyormuş gibi gözükse de protein ve karbonhidratla sağlıklı, tek yönlü olmayan diyet yaratılmış oluyor.
En çok kalsiyum hangi besinlerde mevcut?
Süt, yoğurt, ayranda oldukça yüksek oranda kalsiyum bulunuyor. Ayrıca kurubaklagiller, bademde de hatrı sayılır miktarda bulunuyor. Ancak kalsiyum içeren besinleri tüketirken dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Kalsiyum alırken D vitaminialımına da özen gösterilmeli. Bunun için de günde belki 20 dakika kadar 11.00 ile 15.00 arasında kollarınızı, bacaklarınızı güneşe doğrultmanızda fayda var.
Kalsiyum Diyeti’ni uygulamaya başlayacaklar için ne önerirsiniz?
Günlük süt ve günlük yoğurt tüketimine dikkat edilmeli. Paket ve düşük yağlı sütleri önermiyorum. Çünkü günlük süt ve yoğurtta doğal yağlar var. Süt tüketiminin yanı sıra suya da gereken önem verilmeli, günde en az 2 litre su içilmeli.
 

27 Ekim 2015 Salı

Yağ yakan 5 yiyecek!

İşte metabolizmanızı hızlandırarak daha fazla kalori yakmanızı sağlayacak yiyecekler...

Kırmızıbiber: Arnavut biberi olarak da bilinen kırmızı acı biber metabolizmayı hızlandıran “capsaicin” adlı bileşeni içerir. Ayrıca kalp atışlarını hızlandırır ve damarlardaki “kötü” yağın temizlenmesine yardımcı olur.

Zeytinyağı: Yağın yakılmasına ve atılmasına yardımcı olurken kandaki kötü kolesterol seviyesinin düşmesini sağlar.

Portakal, Greyfurt: Portakal, greyfurt, limon ve C vitamini bakımından zengin diğer meyveler, sebzeler yağın daha kolay çözülmesini ve vücuttan daha hızlı atılmasını sağlar.

Yumurta: B12 bakımından zengin olan yumurta yağın çözülmesini sağlar ve metabolizma hızını arttırır.

Sarımsak: Antioksidan olan sarımsak insülin seviyesini düzenleyerek tokluk hissinin daha uzun sürmesini sağlar.

Yasaksız diyet

Uzunca bir diyet listesiyle dolaşmanıza gerek yok...

Obezite tehlikesinin her geçen gün tüm dünyada ve Türkiye'de giderek büyüdüğü günümüzde kilo vermek ve sağlıklı beslenmek adına yapılan yanlış diyetler çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Diyetisyen Melike Hasip, bu yanlışlardan en önemlisinin "Neredeyse her şeyi yasaklayan bir diyet anlayışı" olduğunu belirterek "Diyette yasak yok, ölçü vardır" dedi.

"HER DİYETE İNANMAYIN" 
Diyet denilince, insanların aklına birçok yasağın yer aldığı uzun bir liste geldiğini kaydeden Dyt. Melike Hasip, "Fazla kiloların obezite ile birlikte önemli sağlık sorunlarına yol açması beslenme konusunun günümüzdeki popülaritesini arttırdı. Medyada sürekli beslenme uzmanıymış gibi davrananları, elinde uzunca bir yasak listesi ile dolaşanları görüyoruz" diye konuştu.

Medyatik olmak adına yanlış diyet önerilerinin bulunduğunu da bildiren Melike Hasip, şunları kaydetti:
"Ekmek yemeyin, meyve şekerdir şişmanlatır, eti sınırlandırmayın gibi tavsiyeler gündemden düşmüyor. Üç beyaz olarak adlandırılan un, tuz, şeker zaten çoktan mühürlenmiş durumda. Bu gibi konular nedeniyle diyet deyince de insanların aklına upuzun yasaklar listesi geliyor. Halbuki tahıllar grubu dediğimiz ekmek, makarna, pilav, vitamin, mineral, posa yönünden zengindir ve içerdiği posa sayesinde mide boşalmasını geciktirir ve yeme isteğini azaltır."

"MEYVELERİN ANTİOKSİDAN ÖZELLİĞİ VAR"
Meyvelerin ise antioksidan özellikleri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ifade eden Dyt. Hasip, "Ancak dikkat edilmesi nokta meyvelerin seçimi ve ölçüsü gerekliliğidir. Örneğin diyabet hastaları için muz, karpuz, kavun, üzüm, incir yüksek miktarda şeker içerdiğinden kan şekerini hızlı yükselttiği için porsiyonlara dikkat edilmelidir" dedi.

"MEYVENİN YANINDA SÜT-YOĞURT TÜKETİN"
Dyt. Hasip, meyvelerin yanında süt, yoğurt, ayran gibi protein kaynakları tüketilmesinin kan şekerinin yavaş yükselmesine yardımcı olacağını ifade etti. 

Günlük enerji ihtiyacından daha fazla besin alındığında bunun yağ olarak geri döndüğünü söyleyen Dyt. Hasip, "Günün sonunda her besin kilo aldırabilir. Günlük enerji ihtiyacından daha fazla alındığında bu yağ olarak geri döner. Yağın meyveden mi ekmekten mi yoksa pasta, börekten mi geldiğinin bir önemi yoktur bu durumda. Önemli olan sağlıklı beslenmek için her besinden ihtiyaç doğrultusunda belli miktarlarda alınmasıdır. Unutmayın, diyette yasak yoktur, ölçü vardır" ifadelerini kaydetti. Habertürk

26 Ekim 2015 Pazartesi

Günde 500 kalori yakmak için ipuçları!

Kilo verip ideal görünüme kavuşmak mı istiyorsunuz? Bu sanıldığı kadar zor bir durum değil! İşte daha sağlıklı, enerjik ve fit bir vücut için izlemeniz gereken 10 yol…

Daha küçük tabaklar

1.Kilonuzu bilerek, metabolizma yapınızı göz önünde bulundurarak neyi ne kadar yemeniz gerektiğinizi bilmeniz çok önemli. Eğer ki her öğünde fazladan besin tüketiyor ve bu durumdan şikayetçi oluyorsanız daha küçük tabaklardan yemenizi öneririz. Ne kadar büyük tabak kullanırsanız, tabağı ağzına kadar doldurmak için elinizin ayarı da şaşacaktır. Siz siz olun, küçük tabakları tercih edin ve kalorilere meydan okuyun!

2.Üç büyük tuzak

Beslenmesine dikkat eden, kilo vermeye çalışan kişilerden şu cümleyi sürekli duyduğunuzu varsayıyoruz: “Şeker, un ve tuzdan uzak duruyorum!...’’ Halk arasında üç beyaz olarak da bilinen, metabolizmayı ve vücut sağlığını olumsuz yönde etkileyen şeker, un ve tuzu hayatınızdan tamamen çıkararak fazla kalorileri de bir kenara bırakmış olursunuz. Kalorilerden uzak durmanın yanı sıra dengeli ve sağlıklı beslenme için uzak durulması gereken bu üç düşman; kalp ve böbrek sağlığınızı tehlikeye attığı gibi, obezite, diyabet ve tansiyon gibi rahatsızlıklara davetiye çıkarıyor. Un, tuz ve şekeri hayatınızdan bir anda çıkaramıyorsanız, giderek azaltmayı deneyin. Bir süre sonra değişime alışacak, yemek istemeyeceksiniz bile.

3.Harekete geçin

Sağlıklı bir yapıya sahip olmak için beslenmeniz kadar ne kadar hareket ettiğiniz de çok önemli. Üşengeçliğinizi bir kenara bırakıp, mümkün olduğunca tüm işlerinizi “tabana kuvvet” diyerek halletmeniz sizin yararınıza olacak. Herhangi önemli bir sakatlığınız ya da rahatsızlığınız olmadığı sürece asansör yerine merdiven kullanın. Yakın mesafelerde otomobil ya da toplu taşıma tercih etmeyin ve yürüyün. Telefon görüşmelerinizi oturarak değil yürüyerek yapın. Bunların hiçbirini çok hızlı tempolarda uygulamak zorunda değilsiniz. Sadece sık sık yürüyün ve bir yerde saatlerce oturmamaya çalışın. Gün içinde hareket ederek yaktığınız 350 kaloriye ek olarak biraz daha fazla hareket ederek bu rakamı 500’e çıkarmak elinizde!

4.Gazlı içeceklere hayır

En sevdiğiniz yemeği yerken yanında soğuk ve gazlı bir içeceğin size nasıl bir keyif verdiğini biliyoruz. Ama bu gazlı içecekler içeriğindeki şeker, fosforik asit, aspartam ve kafein gibi bileşenlerle metabolizmanıza zarar verdiği gibi rafine şeker sebebiyle kalori miktarında da artış gösteriyor. Gazlı içecekleri zihninizden çıkararak, varlığını unutup sadece su tüketmenizde yarar var.

5.Tatlı yerine meyve

Birçoğumuz her ne kadar sağlıklı ve temiz beslenmeye çalışsak da tatlıya olan tutkumuza bazen karşı koyamıyoruz. Unutmamak gerekir ki aslında o çok masum ve sempatik gözüken tatlıların içinde koca bir kalori dünyası var. Un, şeker, tatlandırıcılar ve şuruplar tatlıyı olduğundan daha da kalorili hale getiriyor, böylece tükettiğiniz her “fit” olmayan tatlıda kilo alıyorsunuz. Tatlı krizinize karşı gelmek için başka alternatiflerinizin de olduğunu hatırlayın. Mesela bir muz ya da bir elma, belki birkaç adet çilek… Meyvelerde bulunan şeker ve kalorinin yediğiniz tatlılardakiyle aynı olmadığını belirtmek isteriz. Ama yine de her şeyin fazlası zarar mantığından yola çıkarak, meyve tüketimini de abartıya kaçmadan yapın.

6.Televizyondan uzak durun

Tüm gün iş için koşturup durdunuz, çok yoruldunuz ve eve gidip ayaklarınızı uzatıp televizyonun karşısında yayılmanın hayalini kuruyorsunuz… Aslında ne kadar yorgun olursanız olun yapmanız gereken yarım saatlik bir egzersiz ya da açık havada yürüyüş olsa da bazen evde oturmak isteyebilirsiniz. Ama kumandanın yanına başka faktörler eklemeyin! Televizyon izlerken gördüğünüz yiyecek reklamları iştahınızı kabartıyor olabilir. İradenize sahip çıkın ve en azından elinizi patlamış mısır, cips, çikolata gibi sağlıksız besinlere götürmeyin. İradenize karşı gelebildiğiniz anda kalorileri başınızdan savmış olacaksınız, bunu yapabilirsiniz!

7.Midenizi dinleyin!

Ne yazık ki bilinçsiz ve dengesiz beslenen her kişi için yemek yemek demek, sofradan tıka basa, ağrılar içinde ayrılmak demek. Ama unutmayın ki böyle bir zorunluluğunuz yok. Çünkü fazladan yediğiniz her besin size ekstra ve almamanız gereken kaloriler olarak geri döner. Üstelik fazladan kalori aldığınız gibi midenize de zarar vermiş olacaksınız. Spazm, kasılma ya da karın ağrısıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Yemek yerken bir yandan da midenizi ve vücudunuzun verdiği tepkilere dikkat çekin. Çok yediğinizde mideniz size sinyalleri zaten verir. Ona kulak vermediğinizde ise mide rahatsızlıkları ortaya çıkar.

8.Kuruyemiş yasağı!

Kuruyemişler, diyet listeleri uygulayanların ya da sağlıklı şekilde enerji almak isteyenlerin en çok tükettiği besinlerden. Her ne kadar iyi bir enerji kaynağı olsa da özellikle kavrulmuş yemişlerden uzak durmanız gerekiyor. İşlenmemiş ve kavrulmamış kuruyemişleri tercih ederek kalori alımını daha aza indirmeniz mümkün. Burada dikkat etmeniz gereken diğer bir nokta ise kuruyemişi gece ve ara öğünlerin dışında yememeniz. Gece aldığınız her besin, size kalori ve yağ olarak geri döner.

9.Yiyin ve kalkın

Gelenek ve göreneklerimiz gereği sofra muhabbetlerini çok seviyoruz, bu bir gerçek. Tabaktaki yemek yenilip bitirilse bile, ortadan ufak ufak bir şeyler atıştırmaya bayılıyoruz. Sizce de bu alışkanlığı biraz değiştirmenin zamanı gelmedi mi? Sofrada oturduğunuz sürece tıka basa doymuş bile olsanız masanın bir ucundan bir ucuna atıştırmaya devam edeceksiniz. Bu kadardan bir şey olmaz deyip yemeğe devam edeceksiniz ve ekstra kalorileri bünyenize dahil etmiş olacaksınız. Siz en iyisi küçük tabağınızdaki yemeğinizi bitirin ve sofradan ayrılmaya bakın.

10.Kaç kalori?

Sürekli kalorinizi düşünün demiyoruz. Ama tükettiğiniz öğünde ne kadar kalori olduğunu bilmenizde de yarar var. Böylece yemeği fazla kaçırdığınız zamanlarda telafi edebileceğiniz bir ortam oluşabilir. Öğle yemeğinde fazla miktarda yediyseniz, kalorisini hesaplayarak akşam yemeğinde daha uygun bir öğün tüketebilirsiniz.
cnntürk

25 Ekim 2015 Pazar

Tatilde kilo vermenin 7 yolu

1. Gideceğiniz yere sağlıklı atıştırmalıklar götürün
Deniz konsepti insanı acıktırır. Plaj çantanızda ani açlık ataklarına iyi gelecek elma, salatalık, havuç gibi kalorisi düşük atıştımalıklar, yaban mersini, badem gibi güneş altında antioksidan takviyesi verecek kuruyemişler ve glutensiz protein bar’lardan bulundurmalısınız.


2. Yerel mutfakları deneyin
Yabancı bir ülkeye seyahat edecekseniz, fast food’lardan uzak durun. Onun yerine gideceğiniz yerin lokal mutfağını deneyin. Ismarladığınız tabağı birisiyle paylaşmak kalori kontolü yapmanıza yardımcı olur.

3. Tatlıya kısa süreliğine veda edin
15 günlük bir tatil planınız var. Öğünlerinizi atlamayın ama tatlı ve şekere bu süre zarfında veda edin. Farka inanamayacaksınız.

4. Hep aktif kalın
Elbette yatıp dinleneceğiniz saatler olacak ama tatilin genelinde yürümeye, yüzmeye ve su sporlarına sıkça yer verin. Özellikle yüzmek, farkında olmadan tüm kasların çalışmasını sağlayacaktır. Yarım saatlik yüzme, hızınıza bağlı olarak 250 ila 400 kcal yakmanızı sağlar. Ayrıca yüzme sırasında suyun masaj gücüyle cildinizin sıkılaştığını hissedeceksiniz.

5. Günlük bir egzersiz uygulayın
Temel yoga hareketlerini uygulayabilir, dışarda açık havada yarım saatlik bir koşu yapabilir veya sadece ip atlayabilirsiniz, ne yaparsanız yapın önemli olan her gün yapmanız.

6. Rutini değiştirin
Her zaman yediğiniz tarzda gıdalara ara vermek metabolizmaya hız kazandırır. Mesela gluten içeren gıdalara tatil zamanı ara vermek, ciddi anlamda kilo kontrolü sağlayacaktır. Bu ne demek, beyaz un, buğday, tam buğday, kepek, yulaf gibi karbonhidratları tüketemezsiniz. Ancak beyaz pirinç ve patates serbest.

7. Paketli Gıda Tüketmeyin
Paketli herşey ekstra yağ , şeker ve katkı maddesi demek. Siz tatile çıkmışken vücudunuz da tatile çıksın ve paketli gıda detoksuna girsin. Onun yerine taze sebze ve meyve ve balık gibi doğal ve hazmı kolay gıdalar tüketmeye özen gösterin. Paketli gıdalardan uzak durmak, günlük ortalama 300 Kcal daha az almanızı sağlayacaktır.

Uyuyarak kilo vermenin 7 yolu

Gece boyunca daha fazla kalori yaktıran, metabolizmayı hızlandıran 7 öneriyi not edin. 


1. Akşam yemeğini erken ye
En geç 19.00'da akşam yemeğinizi yemelisiniz. Gece uzun olduğundan, acıkma tehlikesine karşın yapılacak en akıllı önlem ise erken yatmak. Unutmayın yemeğinizi ne kadar erken yerseniz, o kadar erken hazmedeceksiniz.

2. Karanlıkta uyu
Yağ yakımına yardımcı olan melatonin hormonu sadece karanlıkta vücudumuz tarafından salgılanıyor. Uyku sırasında belli oranda bir kalori yakımı olur. Bunu daha da arttırmak için odanın iyice karanlık olmasına dikkat. Siz işinizi garantiye alın ve göz bandı ile uyuyun.

3. Akşam sporu yap
Terlemek su kaybettirir, bu da tartıya yansır. Akşam yemek sonrası yürüyüş, mümkünse yüzmek, hafif tempoda koşmak veya minik bir yoga seansı yapmak ertesi güne daha zinde ve hafif başlamanızı sağlar. Bu arada 2013 yılında Amerikan Ulusal Uyku Vakfı’nın yaptığı bir araştırmaya göre gece sporu yapanlar yüzde 60 oranında daha hızlı uykuya dalıyor, yani egzersiz uyku kaçırır tezi çürütüldü.

4. Akşam yemeğinde tuzu azalt
Akşam yemeğinde tuzlu yemek vücutta suyun tutulmasına neden olur. Bu durum sabah şiş hissetmenizin başlıca nedenlerinden biridir. Akşam saatlerinde tuz yerine, yemekleri farklı baharlarla tatlandırmak çok daha sağlıklı olabilir.

5. Odanı soğuk tut
İnsan vücudu soğukta daha fazla kalori yakar. Çünkü metabolizma soğukla baş etmek için hızlanır. Ancak dikkat! Vücudumuzun kusursuz bir termostatı vardır, 14 derece altındaki bir odada alarm verir ve uyuyamaz. Sağlıklı bir uyku için ideal oda sıcaklığı 16 ila 19 derece arasında olmalıdır. 

6. Çok su iç
Bir klişedir belki ama gerçekten işe yarıyor. Su, vücuttaki suyu da götürür. Yani sistemde şişkinliğe, ödeme neden olan suyun boşaltılmasını yine su içerek sağlarız. 

7. Akşam yemeğinde protein yeme
Proteinlerin metabolizma tarafından sindirilmesi için 48 saat gerekiyor. Bu da akşam yemeğinde yenen kırmızı etin sabaha kadar sindirilemeyeceği anlamına geliyor. Bu durumu önlemek için akşam salata, çorba gibi hafif yiyecekler tercih edebilirsiniz. 

24 Ekim 2015 Cumartesi

Bir zayıflama mucizesinin hikayesi!

20 ay gibi bir sürede, 154 kilodan 80 kiloya inen genç kızın inanılmaz değişimi görenleri şaşırttı.


22 yaşındaki obez kız sadece spor yaparak 20 ayda tam 74 kilo verdi. Duyanları imrendiren olay Muğla’nın Ortaca İlçesi’nde yaşandı. Aşırı kiloları nedeniyle sağlık zorunları yaşayan Cennet Aksoy isimli genç kız, yürüyüş ve bisiklet eşliğinde spor da yaparak 20 ayda 74 kilo zayıfladı.
Dalyan Mahallesi’nde babasının çanta dükkanında çalışan Cennet Aksoy, aşırı kiloları yüzünden sağlık sorunları yaşamaya başlayınca zayıflamaya karar verdi. İnternetten öğrendiği diyet programıyla yaşamından şekerli ve hamurlu gıdaları çıkartan Aksoy, 20 ayın ardından 154 kilodan 80 kiloya düşmeyi başardı.

“YÜRÜMEKTE ZORLANIYORDUM”

Cennet Aksoy bu değişimi, sosyal medya hesabından eski ve yeni fotoğrafını yan yana koyarak ‘öncesi ve sonrası’ notuyla paylaştı. Fazla kiloları yüzünden yürümekte zorlandığını, çevresindekilerin de kendisine acıyan gözlerle baktığını belirten  Cennet Aksoy şunları anlattı: “Bir şey yiyip içtiğim zaman göze batıyordum. Bir gün kendi kendime düşündüm ve diyet yapmaya karar verdim. Ancak diyet konusunda hiçbir bilgi sahibi değildim. Bunun için internette araştırmalar yaptım. Öğünlerini hiç geçirmedim. Çok su içtim. Ekmeği, hamur işini, abur cubur ve şekerli içecekleri bıraktım. Tek düşüncem sağlığımdı. Mükemmel bir sonuç alacağımı ben de tahmin etmiyordum. Güzelliğim ortaya çıktı. Çok mutluyum. Artık çok daha rahat hareket ediyorum. Kuş gibi sekebiliyorum.”

Aksoy, çevresindeki kilolu insanların yanına gelerek zayıflamak için kendisinden yardım istediğini de söyledi. (DHA)

'Su içsem yarıyor'un asıl nedeni bu

Sportif yaşamıyla tanınan sunucu-yazar Ece Vahapoğlu zinde olmanın sırlarını yazdı. ‘Zihninin ve bedeninin kraliçesi ol’ mottosuyla hazırlanan ve enerjik olmanın sırlarının anlatıldığı kitapta, Ümit Boyner’den Arzu Sabancı’ya 50 ünlü ismin sağlıklı yaşama formüllerine de yer veriliyor. Vahapoğlu’yla, kitabı okumadan önce ilk elden bilmeniz gereken 23 altın kuralı çıkardık.

1. Farklı spor dallarını kombinle. Her gün farklı kas gruplarına ve güçlendirme, esnetme gibi farklı dinamiklere yönelik sporlar yap.
2. Kendi bedenini tanı. Sana iyi gelen şekilde ama günlük gereken besin ailelerini bünyene alarak sağlıklı ve doğal beslen.

3. Kahveden vazgeçemiyorsan, şeker yerine bir kaşık hindistancevizi yağı kullan. Enerji vermesinin yanında dikkati de artırıyor.
4. Bedenimiz bizim mabedimiz. Ruhunu arındırmak için ilk önce bedenizi temizle.
5. Kondisyonunu yükseltmek, ciğer kapasiteni artırmak ve zihnini rahatlatmak için açık havada koş.
6. Akşam saatlerinde karbonhidrat ve meyve yeme. Meyveyi gündüz ara öğünlerde tercih et.
7. Masa başında uzun süre oturma. Arada ayağa kalkarak ufak turlar at, saat başı dolaş.
8. Güne enerjik başlamak için beş basit hareketten oluşan Tibet’in Gençlik Pınarı’nı yap. (Detaylarını kitapta bulabilirsiniz.)
9. Mutfağındaki abur cuburları, hamur işlerini, şekerlemeleri yani gereksiz bütün yüksek kalorileri uzaklaştır.
10. Kan şekerini dengeleyen baklagiller, yulaf ezmesi, balık, sebze, fındık, ceviz gibi besinlerle iştah kontrolünü sağla.
11. Sağlıksız beslenmeyi lavabo tıkanıklığı gibi düşün. Her gün vücuduna zararlı besinleri sokarsan bir süre sonra tıkanırsın. Lavabonu temiz tut.
12. Eğer kendini tek başınıza disipline edip sağlıklı yaşamaya başlayamıyorsan, kendine bir ‘suç ortağı’ bul. Bir arkadaşın, aileden bir fert, eşin, çocuğun ya da bir iş arkadaşın yoldaş olabilir. Seçtiğin kişiyle birbirinize söz verin. İstekli olup niyet edin. Nasıl bir yol izleyeceğinizi belirleyin. Süreç içinde biri sorumluluğunuzu unutsa bile diğeri hatırlatsın. Spor yapmak için saatler belirleyip ajanda oluşturun.
13. Protein değeri çok yüksek olan ve glüten içermeyen, bitkisel proteinleri yani kinoa, karabuğday ve yabani pirinci tercih et.
14. İyi hissetmek için B12 vitamini ve folik asit bakımından zengin besinler, meyve ve sebzeler ve selenyum açısından zengin antioksidan gıdalar tüket.
15. Depresyonu önleyen folik asit, serotonin salınımını güçlendirip mutluluk veren kuşkonmaz tüket.
16. Her şey beyinde başlar. Bir şeyin sana zararlı olduğunu düşünüp tüketiyorsan zaten o madde sana zararlı etki yapacak. “Su içsem yarıyor” diyenlerin kilo almasının altında da bu sebep yatıyor.
17. Kendini rahatlatmak, günlük ritmini yavaşlatmak için iç dünyana zaman ayır. Sessiz bir şekilde nefes alıp vererek beş dakika oturup zihnini boşalt.
18. Güne limonlu su içerek başla. Limonlu su, sabahları bağırsakları çalıştırır.
19. Acele etmeden, uzun uzun çiğneyerek ye. Çiğnerken geçen sürede yaşayacağın doygunluk hissi daha az yemeni sağlar. Hızlı yediğinde stres hormonları sindirimi kötüleştirir; enerjiye gidecek kaloriler vücuduna yerleşir. En az 20 kere çiğneme rutini seni zorluyorsa her lokmada çatalı tabağın kenarına bırak, hatta ellerini masadan çek.
20. Kaliteli kilo ver. Kaybedilen kiloların çoğu, yani yaklaşık yüzde 70’i yağdan gitsin.
21. Çilek ve yabanmersini gibi meyveler hatıraları temizler. Temiz bir zihne geçmek için bu meyveleri taze veya kurutulmuş olarak ye.
22. Şeker vücudu paslandırır. Akıllı şeker alternatifleri dene. İşlenmemiş çiğ bal ve hurma doğal şekerlerdir.
23. İdeal fit bir beden ve zihin için sağlıklı beslenme, düzenli spor, bol su içmek, meditasyon yapmak hepsi bütünsel bir harmanda yaşam tarzı olmalı.

22 Ekim 2015 Perşembe

Muz kabuğu hem kilo verdiriyor hem moralinizi düzeltiyor

Genel olarak soyulup çöpe atılmak üzere bir kenara bırakılan muz kabuğunun çok faydalı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, içerdiği vitamin ve minerallerle muz kabuğunun kilo vermeye ve moral yükseltmeye yardımcı olduğu yönünde mutabık...


İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre; Beslenme Uzmanı Ella Allred, kabuk başta tuhaf bir yiyecek tercihi gibi görülebilir. Fakat araştırmalar ilerledikçe fark ettik ki kabuğun besleyici özellikleri var” dedi.

Muz kabuğundaki ekstra lifin bağırsak düzenlenmesine yardımcı olduğunu belirten Allred, “Magnezyum, potasyum, C vitamini ve B6’nın besin değeri yabana atılamaz” dedi.

SAĞLIKLI DİŞ VE KEMİKLER İÇİN

ABD’nin California eyaletine bağlı San Diego kentinde yaşayan Beslenme Uzmanı Laura Flores de Allred’in anlatımını onaylıyor. Bilim haberlerinin yayınladığı LiveScience adlı internet sitesine konuşan Flores, “Muz kabuğu, magnezyum, potasyum, lif ve proteinin yanı sıra yüksek miktarda B6 ve B12 de içeriyor” diye konuştu.

Hürriyet'te yer alan habere göre; Muz kabuğu, sağlıklı diş ve kemikler ile yumuşak dokuya faydalı olan A vitamini bakımından da çok zengin. Applied Biochemistry and Biotechnology (Uygulamalı Biyokimya ve Biyoteknoloji) dergisinde yayınlanan 2011 tarihli bir makalede; muz kabuğunun polifenol ve karotenoid gibi çeşitli biyoaktif bileşikler içerdiği vurgulanmıştı.

KİLO VERMEYE ÇALIŞANLAR DİKKAT!

B6, vücudun bağışıklık sistemini destekliyor, beyin ve kalp sağlığını güçlendiriyor. Ayrıca kan şekeri seviyesini düzenliyor ve böylece moralinizin yükselmesini sağlıyor. B12 de beyin ve sinir sistemine yarıyor. Öte yandan, muz kabuğunda saklı olan B vitaminleri ve antioksidanlar, metabolizmayı hızlandırıyor ve bu yüzden de kilo vermeye çalışanlar için çok faydalı.

19 Ekim 2015 Pazartesi

Fazla kilolarınızdan kurtulun!

Fazla kilolar estetik görünümü bozmanın yanı sıra sağlığı da tehdit ediyor. Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu fazla kilolardan kurtulmanın yollarını anlattı.


1- Ulaşmak istediğiniz kiloyu belirleyin
Kilo vermek isteyen birçok kişi sık sık diyete başlamakta fakat bir süre sonra pek çok farklı nedenle diyet programına sadık kalamamaktadır. Kişiyi günlük hayatında zorlamayacak, doğru planlanmış bir diyet programı sayesinde beslenme alışkanlıkları değiştirilerek başarılı sonuçlar alınabilir. Diyete başlayanlar "Acaba kilo verebilir miyim, versem bu kilomu koruyabilir miyim?” gibi motivasyonu etkileyecek sorularla kendilerini yormamalı, gerçekçi hedeflerle yola çıkmalıdırlar. Sağlıklı bir şekilde ideal kiloya ulaşmak için mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.

2- Uzman yardımı alın ve bilinçli beslenin
Yazın sıcağın etkisi de düşünülerek ağır yemeklerden özellikle kızartmalardan kaçınılmalıdır. Bunun yerine haşlama, ızgara tercih edilmelidir. Hamur tatlıları yerine daha hafif süt tatlıları ya da dondurma tüketilmelidir. Meyve kilo aldırmaz düşüncesi ile fazla meyve tüketilmemelidir. Çünkü meyvelerde fruktoz yani meyve şekeri bulunmaktadır. Meyve suyu, asitli içecekler gibi şekerli içecekler yerine daha az kalorili ayran tüketilmelidir. Bunların yanı sıra bol bol su içilmelidir. Her öğünde salata tüketilmelidir.

3- Diyet sırasında halsizlik ve baş dönmesini önlemek için sıvı tüketiminizi artırın
Yaz aylarında vücudun sıvı ihtiyacı da artmaktadır. Yaz mevsiminde sıcakların da etkisiyle vücutta suyla beraber sodyum, potasyum gibi minerallerin de atılması sonucunda bayılma hissi, yorgunluk, bulantı, baş dönmesi, nabız düşüklüğü, dolaşım bozukluğu gibi sağlık problemleri görülebilir. Özellikle terleme ile artan sıvı kaybını karşılamak amacıyla günde 2,5-3 lt. su içilmelidir. Kilo vermek, kilo korumak ve fazla besin alımını engellemek için bol sıvı tüketilmesi gerekir.

4- Her gün tartılmayın
Kilo takibi amacıyla sık sık tartılmak yanlış bir yöntemdir. Sağlıklı bir diyetle kilo değişimi ayda 4-6 kilodur. Buna göre haftada 1-1,5 kilo kaybı normaldir. Fazlasını beklemek hayal kırıklığına sebep olabilir. Uygun tartılma sıklığı haftada bir ve sabahları aç karnına olmalıdır. Gün içinde farklı saatlerde birkaç kez tartılmak ise moral bozmaya ve motivasyonun azalmasına neden olacaktır.

5- Kendinizi ödüllendirin
Diyet programına başladıktan bir süre sonra kilo vermeye başlanırsa, verilen kilolar için kişiler kendilerini ödüllendirebilirler ancak bu ödüllendirme diyeti bozarak olmamalıdır. Kendilerine ödül olarak; beğendikleri bir kıyafeti alabilir, saç modellerini değiştirebilir ya da uzun zamandır görmek istedikleri bir yere gidebilirler. Bu şekilde motivasyon artırılabilir.

6- Pozitif düşünün
Diyet süresince motivasyonu yüksek tutabilmek amacıyla verilen her kilo için sevinmek önemlidir. Verilen kilo miktarı ne olursa olsun, diyet yapan kişiler başarılarını takdir etmelilerdir. Diyete başlayan kişiler, çevrelerindeki diğer kişilerin istedikleri her şeyi yerken kendilerinin yasakların olduğu bir program içinde olduğunu düşünerek dışlanmış hissetmemelilerdir.

Fazla kilolar estetik görünümü bozmanın yanı sıra sağlığı da tehdit ediyor. Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu fazla kilolardan kurtulmanın yollarını anlattı.

7. Aç olup olmadığınızı sorgulayın
Çoğu insan sıkıldığında, mutsuz olduğunda, sinirlendiğinde ya da mutlu olduğunda kendini aç hisseder. Böyle durumlarda açlık hissi tekrar sorgulanmalıdır. Duygu yoğunluna bağlı açlık hissi durumlarında mutlaka bir şeyler yemeleri gerektiğini düşünen kişiler, kalorisi olmayan ve mevsime uygun çiğ sebzeleri tercih etmeliler

8. Öğünlerde ne yediğinizi not edin
Diyet yapan kişilerin yediklerini not almaları kendilerini kontrol etmeleri için etkili bir yöntemdir. Notlar sayesinde, öğün sayısını ve öğünlerde doğru besin gruplarına yer verilip verilmediğini kontrol ederken; yaptıkları yanlışlar varsa onları da görme şansı yakalayabilirler. Not almanın diğer bir avantajı ise diyet programına uyulup not tutulmasına rağmen bir hafta sonunda hiç kilo verilmemesi ya da çok az kilo verilmesi durumunda, tüketimin diyetisyenle incelenerek yapılan hatanın bulunma şansını yaratmasıdır.

9- Aburcubur yerine kuru meyve tüketin
Evde ve iş yeri çekmecelerinde bulundurulan çikolata, gofret, bisküvi gibi yüksek kalorili atıştırmalıklar diyet programının bozulmasına neden olabilir. Bunların yerine iş yeri çekmecelerinde kuru meyve, leblebi, galeta gibi sağlıklı ve ara öğün olmaya uygun yiyecekler bulundurmak daha faydalı olacaktır.

10- Fiziksel aktivitenizi artırın
Sağlıklı beslenmenin yanı sıra yapılan fiziksel aktiviteler de kilo vermeyi hızlandıracaktır. Günde en az bir saat tempolu yürüyüş kişinin sağlıklı kilo vermesini hem de kendisini iyi hissetmesini sağlayacaktır. (cnntürk.com.tr)

16 Ekim 2015 Cuma

Dr. Mehmet Öz'den kilo ve kırışıklıklara çözüm!

Prof. Dr. Mehmet Öz, Omega7 kaynağı olan yabani iğdenin sağlığa yararını, ABD’deki TV programında anlattı.

Prof. Dr. Öz, yabani iğdenin meyvesi kullanılarak elde edilen Omega 7 ekstresinin, içilmesi ya da cilde sürülmesi halinde, antioksidan özelliği sayesinde cilt üzerindeki problemleri ve kırışıklıkları giderdiğini, bağırsak duvarını güçlendirip sindirimi kolaylaştırdığını ve zararlı olan yağların depolanmasını engelleyerek, kilo kontrolüne yardımcı olduğunu söyledi.

Doğadaki tek Omega 7 kaynağı olma özelliği olan ve meyve olarak ise hemen hemen hiç tüketilmeyen yabani iğdenin, başta Uzakdoğu ülkeleri olmak üzere, asırlardır egzama, güneş yanığı ve farklı yanık türleri, dermatit, yara ve iltihapların bitkisel olarak tedavi edilmesinde, çok yararlı olduğu biliniyor.

Yapılan bilimsel araştırmalar, Omega 7’nin, yüksek besin değeri ve fazla miktarda doğal kimyasal içeriği olması nedeniyle ile hücre zarının fiziksel ve duygusal stresten mahfazasında önemli etkileri olduğunu ortaya koyuyor.

Omega 7, vücudun Collagen üretiminin artırmasına da yardımcı oliyor. Bu sayede cildin uzun yıllar sonunda esnekliğini kaybederek kırışmasını engelliyor ve cilde esneklik katarak kırışıklıkları da gideriyor.

Palmitoleik asit, cilt yağ tabakasının bir bileşeni olduğundan dolayı, hücre dokusu ve yara iyileşmesine yarar sağlayan ve deriye doğrudan uygulanabilen bir mucize olduğunu belirtiyor. 

Ayrıca, Rus kozmonotların uzayda yolculuklarında güneş radyasyonun kötü etkilerinden korunmak için, Omega 7’nin doğal kaynağı olan yabani iğde meyvelerini yediklerini ve yabani iğde yağlarını kremlerinde kullandıkları bildiriliyor.

Modern tıbbın dünyaca ünlü isimlerinden Prof. Dr. Mehmet Öz de, yabani iğdeyi, bünyesindeki Omega 7 asidi sebebiyle “bulunması biraz zor ama sağlık açısından mucizevi bir meyve” olarak tanımlıyor.

ABD’de yayımlanan sağlık programında konuklarına yabani iğdeyi tattıran Prof. Dr. Öz, “Yabani iğdenin Omega 7 deposu olan yağını ya da Omega 7 kapsülü, nemlendirici olarak günde bir kez cilde sürülerek kullanıldığında, serbest radikalleri muhafaza altına aldığı ve cildin nemini fazlalaştırdığı için, sağlıklı bir cilde kavuşmanıza vesile oluyor. Ayrıca kırışıklıkları düzelterek, cildi daha genç güzel bir görünüme kavuşturuyor” diyor.

Fareler üzerinde yapılan bir deneyde, aynı şekilde beslenen iki denekten birinin fazlaca kilo alıp, kalp ve şeker hastalıkları gösterdiğini, yabani iğde meyvesi verilen deneğin kilo almadığını ve kalp şeker hastalıkları ortaya ortaya çıkmadığını anlatan Prof. Dr. Öz, “İnsanlar için de durum aynı.

Omega 7 gereksiz olan yağların vücutta depolanmasını önlemek için vücuda faydalı uyarıda bulunuyor ve kilo alınmasını engelliyor” şeklinde konuşuyor. Japonya’da yapılan bilimsel araştırmalar da, Omega 7’nin, yağ eritmenin yanında, yeniden yağlanmama konusunda da faydalar gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu mucizevi bitki, aynı zamanda metabolizmayı olumlu yönde hızlandırarak, vücudun insülin hassasiyetini artırıyor. Böylece vücut glikozu yağ olarak depolamıyor, enerjiye dönüştürüyor ve kilo kontrolü kolaylaşıyor. (cnntürk.com.tr)