31 Mayıs 2016 Salı

Mehmet Öz: 'Bugün 50 yaşında olanların çoğu 100’ünü görebilir'

Kanseri artık yeniyor muyuz? Gıda şirketleri bizi kendilerine nasıl bağımlı hale getiriyor? Sağlıklı kalmak için yeni mucize ekmek hangisi? Eti nasıl pişirmeliyiz? Nasıl spor yapmalı, Hugh Jackman’ı niçin örnek almalıyız? Neden diyete başlamanın en doğru zamanı şimdi ve 28 günde nasıl incecik bir bele sahip oluruz? Dr. Mehmet Öz, Boğaz’daki yalısının verandasından anlatıyor.

Hürriyet'ten Savaş Özbey röportajı...

ABD’de bu yıl çok ses getiren çalışmanız ‘Yemek Gerçeği’yle başlayalım. Yemek endüstrisiyle 
ilgili inanılmaz sonuçlar bulmuşsunuz.

- ‘Seinfield’ dizisini hiç seyrettin mi? Onun her bölümünün başında bir soru sorulur. Saçma sapan sorular ama dizinin başarısının arkasında o yatıyor bence. Biz de buna benzer sorularla yola çıktık: Niye tavuklarımızın tadı artık eskisi gibi değil? Çocukluğumda babam beni Queen’in bir kazasına götürürdü. Orada büyük bir dut ağacı vardı. Dutu o kadar severdim ki ağacın altına çarşaf serer, dallarını sallar, yiyebildiğim kadar yerdim. Neden şimdiki mevyelerde o çocukluğumuzun tadı yok? Bunun gibi sorularla başladı her şey.

Ne buldunuz?

- Yemek endüstrisiyle ilgili çok çarpıcı şeyler. Yediklerimizi daha lezzetli yapmak için birçok katkı maddesi kullanıyorlar. Şeker ve tuzdan bahsetmiyorum. Onlar da var tabii ama başka birçok katkı maddesi konuluyor yiyeceklerimize.  Bunlara ‘doğal’ lezzetlendirici deniyor ama o ‘doğal’ın ne manaya geldiği Allah kerim. Ve bu katkılar farkında olmadan damak tadımızı değiştiriyor. Cipslerin içinde, pilavda, yediğimiz paketlenmiş birçok şeyin içinde var. Bağımlılık yapıyor bu lezzetlendiriciler.

BİZİ KANDIRIYORLAR

Doktor Öz, tai-chi’nin doğal olarak bağışıklığı güçlendirmenin en doğru yolu olduğunu söylüyor. İstanbul’a geldiği zaman da işte Boğaz’a bakan bu yalı verandasında, gün doğarken  yapıyor egzersizlerini.

Ne mesela?

- Tavuk değişmiş, ekmek değişmiş. Şarap, bira, kahve, çikolata... Oysa çikolata dünyanın en sağlıklı yiyeceklerinden biri. Ama bizim bildiğimiz çikolata, bugün tüketilen sütlü çikolatalar değil. Bugünkülerin içinde yüzde 10 gerçek çikolata varsa, yüzde 90’ı yağlar ve başka katkı maddeleri... Süt içtiğin zaman yağlısını mı içiyorsun, yağsız mı?

Pek sütçü sayılmam ama içersem normalini tercih ediyorum.

- Aferin. Herkes içinde yağ yok diye sıfır yağlı sütü tercih ediyor değil mi? İşte bir kandırmaca... Çünkü doğal süt içtiğin zaman, içindeki yağlarda vücut için gerekli birçok şey var. Onu içtiğin zaman beyin daha az yağ istiyor ve daha az yağ yapıyor vücutta. Tam yağlı süt içenler daha kolay kilo veriyorlar. Yağsız süt sağlıksız değil tabii ama daha sağlıklı da değil. Yani çok mantıksız bir durum var ortada.

Tam anlayamadım, nasıl olur da yağlı bir şey daha kolay kilo vermemizi sağlıyor?

- Bak masada fındık-fıstık var. İçlerinde yağ var. Yedikçe yağ biriktirmemiz gerekiyor değil mi vücudumuzda? Ama tam tersi. Niye? Bak avcumdaki bu fındıklar aslında tohum. İçlerinde bir ağacı büyütebilecek bütün besinler var. Bunu yediğim zaman bütün o besinler vücuduna geçiyor. Beynin hemen diyor ki: “Evet biraz kalori aldım ama o kadar besleyici ki benim canım artık daha fazla yemek istemiyor.” Peki beyaz ekmek yediğin zaman ne diyor beyin?

Ne diyor?

- “Tamam kalori aldım ama içinde bana gereken maddeler yok. Protein yok, lif yok... Kesmedi beni, biraz daha yemeliyim.” İşte biz buna ‘yemek gerçeği’ diyoruz.

Gıda endüstrisi nerede giriyor devreye?

- Gıda şirketleri 1950’lerden beri yüksek teknolojili lezzetlendirme kullanıyor. Sentetik lezzetler gerçek lezzetlerin baş edemeyeceği kadar etkili olmaya başladı. Sonuç ne?

Ne?

- 70’lerde ortaya çıkan obezite dalgası. Bu kimyasallar yiyecekleri daha lezzetli sanmamıza neden oluyor ve bağımlılık yaratıyor. Anne karnındaki bebekler bile bunlara maruz kalıyor.
Nasıl korunacağız?

- Yiyeceklerin paketlerinin üzerindeki içeriklere bakın. ‘Doğal tatlandırıcı’ bile yazsa bilin ki o yemek damak tadımıza yalan söyleyip, bizi kandırıyor.

ET: İÇİ KIRMIZI DIŞI SİYAH OLMASIN


Yalının aşçısı İsmet Özçelik’le mutfağa girip sağlıklı yemekler pişiriyor.

Ben etçiyim. Etler nasıl? Aman onlara da laf etmeyin...

- İnsanların et yemeyi bırakmaları gerektiğine inanmıyorum. Kaliteli ve doğru pişirilmiş et sağlıklıdır. Ama işlenmiş etlere, mesela sosise, korumak için nitrat katılıyor. İşte o nitrat da seni kanser yapıyor. Dünya Sağlık Örgütü birkaç ay önce sık sık sosis yiyenlerin kanser olduğunu açıkladı. Her gün bir sosisli sandviç yersen bağırsak kanseri ihtimalini yüzde 18’e çıkarıyorsun. Mesela hamburger. Gözünün önünde en iyi şekilde yapıldığı zaman ben onu sağlıklı sayarım. Ama paketlenmiş hazır köfteden uzak dur.

Pişirirken neye dikkat etmeli?

- İçi kıpkırmızı olmayacak, dışı da siyah olmayacak. İçi kırmızıysa mikrop ihtimali yükseliyor.

Öyle diyorsunuz ama şefler kanlı et sevmeyeni lokantalara almayacak neredeyse...

- Sosis ve köfte farklı. Çünkü hazırlanırken içi dışı birbirine karışıyor. Ama kasaptan aldığın güzel bir eti evde pişirirken dış kısmı ısınınca mikroplar ölüyor. Hatta eti yıkama. Eğer üzerinde mikrop varsa her tarafa yayılıyor. Zaten pişirirken öldüreceksin onları. Mikroplar da iç kısma geçemiyor. Tavukları 165, kırmızı eti 145 derecede pişirmek lazım.

Bir de dışı siyahlaşmayacak demiştiniz.

- Eti pişirirken etrafında siyahlaşan, yanmış yerler oluyor ya... O kısım kansere neden oluyor. Ne yapacaksın? Pişirmeden önce mesela zeytinyağında marine edeceksin. O zaman yanmıyor, siyahlaşmak yerine kahverengiye dönüyor.

İMMÜNOTERAPİ:  ÖLÜMCÜL KANSERLERİ YENMEYE BAŞLADIK

 Hep kanserden bahsediyorsunuz. İçim karardı. Hiç iyi haber yok mu?  

- Hepimiz her gün kanser oluyoruz aslında. Bazı hücrelerimiz raydan çıkıyor ve kendi kafasına göre takılmaya başlıyor. Ama ne oluyor? Bağışıklık sistemimiz onları buluyor ve yok ediyor. Biz de kanser olup olup kendi kendimize iyileşiyoruz. Peki ya bağışıklık sistemimiz gevşek kalırsa? İşte o zaman o kanser hücreleri saklanmayı ve çoğalmayı başarıyorlar.

Yani gerçekten kanser oluyoruz... 

- Araştırmacılar bu iki sebebi çözdü. Artık yepyeni bir sistem var: İmmünoterapi dediğimiz bağışıklık sistemini güçlendiren terapiler. İnanılmaz iyi sonuçlar alınıyor. E zaten çok mantıklı. Bağışıklık sistemi işini yapamıyorsa, dışarıdan müdahale edeceğine, onu tekrar güçlendir.

Mesela? 

- Eski ABD Başkanı Carter deri kanseri oldu, iğneyle geçirdiler. 

Doktor kansere çare bulundu mu diyorsunuz? 

- İmmünoterapi inanılmaz büyük bir ilerleme. En korktuğumuz kanserleri yavaş yavaş yenmeye başladık. Bana bir e-mail geldi bu hafta, bir araştırma grubu ilerlemiş pankreas kanserlerini bile yüzde 25 kurtarabiliyorlar artık. Yakın zamana kadar bu oran sıfırdı. Daha da gelişecek.

Ne değiştirdi bu immünoterapi? 

- Eskiden kanserli hücreyi alıp, öldürüp, kesip, mikroskopla içine bakıyorduk nasıl bir şey diye. Artık hücreleri alıyoruz, bir kısmını yine kesip bakıyoruz ama diğerlerini canlı saklıyoruz.

En iyi kanser ölü kanser değil mi yani? 

- Değil. Çünkü canlı hücre hangi kemoterapiye cevap veriyor, ona bakıyoruz. Eskiden bütün ilaçları birden verirdik. Hasta saçlarını kaybederdi, kendini halsiz hissederdi. Ve kanser tekrar nüksettiği zaman yeni kemoterapi veremiyorduk. Çünkü vücut artık kaldıramıyordu. Şimdi doğru ilacı, azar azar veriyoruz. Yani kanser tedavisi tamamen değişti. Ama tabii ABD’de bile çoğu hastane henüz bunu yapmıyor.

TÜRKLERİN ZAYIF NOKTASI YAŞLILIK

Profesör Dr. Mustafa Öz yalıyı 1989’da yurda döndüğünde almış. Mehmet Bey’in Türkiye’ye geldiği zamanlarda annesi Suna Hanım da, babası Mustafa Hoca da yarı Türkçe, yarı İngilizce konuşuyor.

Geçen yıl da yaşlılık üzerine yoğunlaşmıştınız.

- Evet ama yaşlılık ve sorunları üzerine çalışmak çok zor. Yaptığınız bir şeyin doğru olduğunu anlamak 30 sene alıyor. Ama şunu söyleyebilirim: Bugün 50 yaşında olup sağlıklı olan insanların çoğu 100 yaşını görecek.

Ağzınızdan bal damlıyor...

- Çünkü bizi hastalık değil, dayanıksızlık öldürüyor. Kendini dinç tutabilirsen, kalp hastalığı ya da kanser ortaya çıktığı zaman artık tedaviler mümkün. Ama dayanıksız düşmüşsen; kasların, kemiklerin erimişse, doktor o mümkün olan tedaviyi veremiyor. İşte hastayı o zaman kaybediyoruz.

Bazı ülkelerin insanları bu yüzden mi bizden uzun yaşıyor?

- Evet. Türkiye’yle karşılaştırınca çok daha fazla insan 100 yaşını görebiliyor. Aradaki fark kültürel.

Biz kültürsüz müyüz?

- Onu demek istemedim. O insanlar 80-90 yaşında tek başına merdiven çıkıyor, iniyor, eşya taşıyor. Ben mesela bavullarını taşırken babama yardım etmem. Size ayıp gibi gelebilir. Etmiyorum çünkü bunları kendisi hallederse hareket edip antrenman yapmış oluyor.

Böylece dinç kalıyor.

- Biz Türklerin en zayıf noktamız bu: Hareket etmiyoruz. Doğru beslenme ve günde birkaç dakika spor bile yeterli. Bunu sağlayabilirsek bugün 50 yaşında olan herkesi 100’üne kadar yaşatabiliriz.

EKMEK: EZEKİEL YİYİN

Ekmeğimize bir şeyler oldu mesela. Sünger gibi haftalarca taze kalabilmesi tuhaf değil mi? Tam buğday ekmekleri beyaz ekmeğe göre daha iyi. Ama ‘tam buğday’ denmesine rağmen çoğunun içinde çok az tam buğday var. Üstelik paketlenmiş olanların içinde de koruyucu kullanıyorlar. Bunlar yerine ‘ezekiel ekmek’ yiyin. Artık Türkiye’de de var. Raflarda değil, buzdolabında tutuluyor çünkü içindeki buğday olgunlaşmaya devam ediyor. Hazmı kolay. Ben sadece bunu yiyorum. Tadı da daha güzel bence.

DİYET: HUGH JACKMAN FORMÜLÜYLE KİLO VERİN

Bir de kahvaltı... Günde üç öğün etsem sıkılmam. 

- Sabah kahvaltısı o kadar mühim değil. Herkes şart olduğunu ve günün en önemli öğünü olduğunu söylüyor ama o araştırmaların büyük bir kısmı yine gıda şirketleri tarafından yaptırılmış. Sabah açken elbette yemen gerek. Hatta yüksek proteinli bir yemek. Mesela yumurta, meyveli yoğurt, fındık-fıstık... Ama kalkar kalkmaz illa kahvaltı etmen şart değil. Hugh Jackman’i tanıyorsun...

Evet. 

- Yakın arkadaşım. ‘Wolverine’ filmini çekerken kas yapıp kilo alması gerekiyordu. Film bitince de o kiloları vermek istedi. Formülü ne biliyor musun? Günde aşağı yukarı 14 saat hiç yemek yemiyor. Sabah diyelim ki dokuzda yiyor, akşam da altıda. İkisinin arasında yemeğini yiyor ama akşamdan sabaha kadar bir şey yemiyor.

Ama bize “Az az ama sık yemek sağlıklı” diyorlar. 

- Mantıklı değil ki. Atalarımız bizim gibi sürekli bir şeyler yemezdi. Zaten mağarada buzdolabı mı vardı ki kalkıp kalkıp atıştıracak. Hugh’un yöntemini ben de uyguluyorum. Günde 12 saat kadar yemek yemiyorum. Buna uyku dahil tabii.

Bünye ne tepki veriyor? 

- Vücut alışıyor. Hatta gece geç vakit çok yediğin zaman, sabah daha aç kalkarsın. Ama 12 saatin sonunda değerlerin normale dönmüş oluyor. Hafif bir şeyler atıştırıyorsun, yetiyor. Sence insanlar en çok hangi ayda perhiz yapmak isterler?

Bilmem, mayıs-haziran falan mı? 

- Bravo. Anket yaptık, senin dediğin gibi çıktı. Ben hep ocak ayı sanırdım. Bütün perhiz kitapları falan da ocak ayında çıkıyor. Çünkü yeni yıl tatilinde kendimizi şımartıyoruz, disiplin bozuluyor ve her şey yeniyor. Yaptığımız bu şımarıklığı eritmek için de “Rejim yapacağım” diyoruz yeni yılda. Ama çoğunluk beceremiyor.

Neden? 

- Eğer amacın önceden yaptığın bir hatayı telafi etmekse, başarılı olamıyorsun. Ama senin dediğin gibi mayıs-haziranda bikini sezonu geliyor. Bu ayrı bir motivasyon. Üstelik dışarı çıkmak, hareket etmek daha kolay. Meyve-sebze bol ve ucuz. Onun için şu anda rejime girilecek en iyi dönemdeyiz.


SPOR: ATALARIMIZ GİBİ YAPIN

Ben artık interval egzersizi yapmaya başladım. Diyelim 10 dakika spor yapıyorsun. Bisiklet mi sürüyorsun? Koşuyor musun? 10 dakika ağır ağır, sonra bir dakika var gücünle yapacaksın. En faydalı sistem bu. O bir dakikalık yoğun spor, 30 dakikalık yavaş spora eşit. Mantığı da şu: Bizim atalarımız devamlı hareket etmezlerdi. Arada bir, diyelim vahşi bir hayvanla karşılaştığında korkup büyük bir hızla kaçardı ama tehlike geçince normale dönerdi.

Taylan Kümeli'den sağlıklı beslenme tüyoları

Hastalıklardan korunmak ve yaşam kalitesini arttırmak için sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmek gerekiyor. Peki bunu nasıl başaracağız? Aslında çok da zor değil…



1-Bol bol meyve sebze tüketin…

Her öğünde mutlaka az da olsa sebze tüketin. Sebze ve meyveleri buzdolabınıza gözünüzün önünde olacak şekilde yerleştirin. Elinizin altında yağlı abur cuburlar yerine yoğurt gibi sağlıklı atıştırmalıklar bulundurun. Tüm yemeklerinizin yanında ya da içinde daha çok sebze tercih edin. Meyveleri mevsiminde tüketmeye özen gösterin.

2-Fast food'u çok az tüketin

Fast food yeme isteğinizi bastırmak için çantanızda, arabanızda ya da ofisinizde sağlıklı atıştırmalıklar bulundurmak size yardımcı olacaktır.

3-Sağlıklı atıştırmalıklar tüketin

Kurabiye ya da cips yerine gün içerisinde meyve ve kuruyemiş gibi sağlıklı atıştırmalıklar tercih edin.

4-Dışarıda daha az yiyin

Beslenme açısından günlerinizi planlıyorsanız, bazı günler için tek seçeneğiniz bir restoranda yemek yemek olmamalıdır. Evde yemek yaparken bir öğünden biraz daha fazlasını pişirip kalanını dondurabilirsiniz. Böylece işten yorgun olarak eve döndüğünüzde yemeği buzluktan çıkarıp daha çabuk beslenebilirsiniz. Hatta bazen sabah, öğle ya da akşam yemeği için çabucak
hazırlayabileceğiniz yulaf, yoğurt ve meyve karışımı da tüketebilirsiniz.

5-Dikkatsiz ve aşırı yemekten kaçının

Gerçekten acıktığınızda yemek yiyin ama tıka basa değil. Kendinizi doymuş hissettiğinizde, tabağınızda yemek olsa bile yemeği bırakın. Yemek yerken televizyon ya da bilgisayar karşısına oturmayın.

6-İşyerinde daha az atıştırın

Sağlıksız atıştırmalıkları işyerinden uzak tutun ya da en kötü ihtimalle görüş alanınızdan çıkartın. Böylelikle ulaşabileceğiniz noktalardan uzak tutmuş olursunuz.

7-Restoran siparişlerinize dikkat edin

Tıpkı evde yediğiniz yemekler gibi restoranda da yiyeceklerinizi planlamak ve küçük porsiyonları tercih etmeniz mümkün. Restorana gitmeden önce çok aç olmadığınıza emin olmanızı tavsiye ederiz. Gitmeden önce sağlıklı bir ara öğün tüketebilirsiniz.

8-Az şeker tüketin

Eğer her gün ve her öğünde asitli içecek tüketiyorsanız en azından bir öğünde içtiğinizden vazgeçerseniz 30 gr şekerin vücudunuza girmesini engellemiş olursunuz. 30 gr şeker yaklaşık sekiz tatlı kaşığına denk gelir. İçtiğiniz asitli içecekleri sade soda, su ya da light içeceklerle değiştirmenizi öneririz. Genel olarak gazlı içeceklerden uzak durmanız sağlıklı yaşam süreciniz için çok daha faydalı olacaktır.

9-Her gün kahvaltı yapın

Eğer sabah saatlerinde kahvaltı yapmaya vakit bulamıyorsanız, mutlaka işe ya da okula giderken kahvaltınızı yanınıza almak için küçük kaplar satın almak işinize yarar. Kahvaltıyı sevmiyor bile olsanız sabahları mutlaka kahvaltı yaparak vücudunuzu güne hazırlamalısınız.

10-Beslenme konusunda planlı olun

Zamanınız kısıtlı da olsa sağlıklı beslenmekten vazgeçmeyin. Sabah çok erken yola çıkmanız da, akşam geç saatlere kadar çalışmanız da gerekse, siz siz olun öğünlerinizi mutlaka planlayın.

11-Davetlerde de sağlıklı beslenin

Bir davete katılmadan önce sağlıklı bir atıştırmalık tüketmenizi öneririz. Böylece gittiğiniz etkinlikte çok aç olmayıp aşırı yemeye yönelmenizi önlemiş olursunuz. Yüksek kalorili veya yağlı yiyecekleri çok canınız çekerse sadece tadına bakın. Eğer gittiğiniz davet açık büfe ise tabağınıza azar azar yemek alıp açık büfeden olabildiğince uzakta oturun.

12-“Hayır” demeyi öğrenin

İş, sağlıklı beslenmeye geldiğinde güçlü olun. Garson size sos isteyip istemediğinizi sorabilir ya da arkadaşlarınız kendi elleriyle yaptıkları ve değişik bir tarif olduğunu söyledikleri keklerinin tadına bakmanızı isteyebilir. Sizin “Hayır'' demeyi bilmeniz gerek. Unutmayın ki yiyeceklerden alınan her ekstra ısırık size kalori ve kilo olarak geri dönecektir. İnsanlara “Hayır”' diyebilmek sizi sağlıklı tutacak bir anahtar gibidir.

13-Aşırı yemeyin

Büyük tabaklarınızı küçüklerle değiştirin; tabağınıza yemek alırken büyük servis kaşıkları yerine küçük olanları tercih edin. Böylece küçük tabağınıza yemek koyarken porsiyonları daha küçük tutabilirsiniz. Tabağınıza yemek koymadan önce o yemeği gerçekten yemek isteyip istemediğinizi düşünün. Yemeği mutlaka tabağınıza mutfaktayken koyun çünkü masaya yemek getirmek daha çok yemenize neden olabilir. Yavaş yiyin! Vücudunuzun beyninize doyduğunu söyleyebilmesi için zamana ihtiyacı var.

14-Sağlıklı yemek için destek alın

Aileniz ya da arkadaşlarınız sağlıklı yaşam sürecinde size destek olursa işiniz çok daha kolay olur. Ailenizden ya da arkadaşlarınızdan birine sizinle birlikte sağlıklı beslenmesini önerebilirsiniz. Böylelikle birbirinizi motive edebilirsiniz. Hazırladığınız sağlıklı yemekleri ve atıştırmalıkları sadece kendiniz için değil sevdikleriniz için de hazırlayın. Etrafınızdakileri sağlıklı beslenmeye teşvik edebilirseniz bir takım kurmuş olursunuz. Aralarından biri kaçamak yapmaya teşebbüs ettiğinde tüm takım onu yapacağı yanlıştan geri döndürebilir.

15-Kendinizi ödüllendirin

Yaptığınız küçük ve sağlıklı bir değişiklik için işe kendinizi ödüllendirerek başlayın. Bir seferde çok büyük değişiklikler yapmaya çalışmayın; gerçek bir değişim için yavaş ve emin adımlarla ilerlemeniz gerek. Telefonunuzun takvimine, yaptığınız her küçük değişikliği yazın böylelikle gün geçtikçe ne kadar çok değişiklik yaptığınızı da görmüş olursunuz. Yaptığınız küçük değişiklikler için kendinizi ödüllendirirken, ödül için yemeği tercih etmemelisiniz. Ödül için kendinize, arkadaşlarla toplanmak ya da yeni bir kitap almak gibi yemekten uzak ödüller seçin. Örneğin ödül olarak güzel demlenmiş bir bitki çayı ve masaja ne dersiniz…

Taylan Kümeli / Sözcü

29 Mayıs 2016 Pazar

Yeni moda direk dansı

Kadınların yeni gözdesi direk dansı.

Striptiz kulüplerinin erotik dansı olarak görülen  ‘pole dance', son zamanlarda kadınların tercih ettiği bir spor dalına dönüştü. Kadınların özgüvenlerini artırması konusunda büyük katkı sağlayan direk dansı, kadınlara duruş ve esneklik kazandırırken, aynı zamanda yürüyüşü düzeltmeye de yardımcı oluyor.

Fazla kilolarınızın direk dansına engel olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bu egzersiz için kilo problemleri herhangi bir sorun yaratmıyor.  Kardiyo ve esneme ağırlıklı olan direk dansı, vücudunuzdaki tüm kasları çalıştırarak fit kalmanızı sağlıyor. Pole dansı için herhangi bir yaş sınırlaması da bulunmuyor.



Bu yeni spor dalı Hollywood ünlüleri arasında hızla yayılırken, Türkiye’den de Serenay Sarıkaya direk dansıyla form tutan ünlüler arasında…

Selülit kabusundan kurtaran formüller

Yaz aylarında özgürce giyinebilmek için bu önerilere kulak verin.


Bacaklarınızdaki estetik düşmanı selülitlerden kurtulmak mümkün. Doğru beslenme, bol su içmek ve uygun egzersizler sayesinde gönül rahatlığı ile yazlık kıyafetlerinizi giyebilirsiniz. Peki selülitleri yok eden besinler hangileri? Diyetisyen Sinem Uygun, doğru beslenmenin tüyolarını verdi.

ŞOK DİYETLER SELÜLİT OLUŞUMUNU HIZLANDIRIYOR

Deri altı yağ dokusunda fazla miktarda yağ birikmesinden dolayı oluşan selülit, hastalık değil estetik bir sorundur. Düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam ve hormonların da etkisiyle kan dolaşımının yetersiz hale gelmesi, dokulara yeteri kadar oksijen taşınamamasına neden olmaktadır. Oksijenden yoksun kalan dokuların zamanla elastikiyetini kaybetmesi, cilt yüzeyinin bozulması ve pürüzleşmesine yol açmaktadır. Östrojen hormonundan dolayı daha çok kadınlarda görülen selülit, zayıflarda da görülmekle birlikte kilolu kişilerde daha belirgin bir hal almaktadır. Selülitlerden tamamen kurtulmak ya da gözle görülmez hale gelmesi için öncelik beslenme alışkanlıklarını değiştirilmesidir. Hızla kilo vermek için uygulanan şok diyetler, yağ kaybından çok kas ve su kaybına neden olduğu için selülit oluşumun hızını artırmaktadır. Şok diyetler yerine; pilates, yürüyüş, yüzme gibi düzenli sporlar ve sağlıklı beslenme ile kas gerginliğini iyi duruma getirmek selülitlerden kurtulmak için daha faydalıdır.

SUYA SALATALIK VE ZENCEFİL

Zencefil ya da salatalık ilave ederek suyu aromalı hale getirin

Selülitten kurtulmanın birinci yolu, gerekli miktarda su tüketiminin sağlanmasıdır. Her gün 2-2,5 litre su tüketimi; dolaşımın düzenlenmesine iyi gelirken, metabolizmanın hızlanması, toksinlerin atılması ile cildin nemli, parlak ve elastik olmasına yardımcı olur. Zorlanan kişilerin taze zencefil ya da salatalık ilave ederek suyu aromalı hale getirmeleri mümkündür. Aşırı çay ve kahve tüketiminin vücudu susuz bırakacağı ve selülit oluşumunu tetikleyeceği unutulmamalıdır. Bunun yerine meyve çayları ya da metabolizmayı hızlandırarak ödemin azalmasına yardımcı olan yeşil çay tercih edilebilir.

CİLDİN SAĞLIKLI VE ESNEK OLMASI İÇİN…

Vücudun yağ dokusunu artıran beyaz un ve şekerli gıdaların günlük beslenme programından çıkartılması gerekmektedir. Bu besinlerin yerine tok tutan yulaf, çavdar veya tam buğday ile yapılmış gıdaları tercih etmek kilo kontrolüne yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte bu besinleri tüketmek; cildin sağlıklı ve esnek görünmesini sağlayan kollajen ve elastin proteinlerinin üretimini de arttırmaktadır.

MARUL VE ROKA DOPİNGİ

Koyu yeşil yapraklı sebzeler ile mevsim meyvelerinin tüketilmesi cildi besliyor
C vitamini içeren besinleri düzenli olarak tüketmek vücutta kolajen üretimini artıracağı için cildin pürüzsüz ve daha parlak olmasını sağlamaktadır. Her gün 2-3 porsiyon meyve ve 7-8 porsiyon sebze tüketmek c vitamini ihtiyacını karşılamaktadır. Özellikle marul, roka, dereotu, maydanoz, kuşkonmaz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler ile mevsim meyvelerinin tüketilmesi cildi beslemektedir.

BALIKSIZ ASLA

Günlük beslenme düzeninde omega 3 içeren besinlerin tüketilmesi selülit oluşumunu azaltırken bağ dokusunu güçlendirir. Haftada 2-3 kez ızgara ya da fırında pişirilmiş balık tüketmenin yanında;
Mutlaka semizotu tüketin

•Semizotu

•Ceviz ve badem

•Keten ve chia tohumu gibi omega-3 içeren kaynakları beslenme programına dahil etmek, selülitlerin giderilmesine yardımcı olurken; kırışıkların azalmasına, cildin pürüzsüz ve parlak bir görünüm almasına katkıda bulunur. Sözcü

27 Mayıs 2016 Cuma

Yumurtayı kaynattıktan sonra 4 dakika pişirin

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin Gürhan, ‘örnek protein’ olarak nitelendirdiği yumurtanın faydaları hakkında bilgi verdi, günde “1 adet yumurta yiyin” tavsiyesinde bulundu. 



BESİN DEĞERİ ÇOK YÜKSEK VE SAĞLIKLI

Bulması ve pişirmesi kolay, besin değeri çok yüksek ve sağlıklı bir yiyecek olan yumurtanın insanın günlük protein gereksinimini karşılamanın yanı sıra halsizlikten kurtulmak, daha enerjik bir gün geçirmek için vazgeçilmez olduğuna dikkat çekti.

Şahin, “Ani sıcaklık değişiklikleri nedeniyle bünyelerimiz hastalıklara daha korunmasız hale geliyor ve bu değişimler insanları mutsuzlaştırıp enerjilerini düşürebiliyor. Günde 1 yumurta tüketerek tüm bu olumsuzlukların üstesinden gelmek mümkün. Yumurta içeriğindeki selenyum, demir gibi elementler sayesinde mutluluk kaynağı” dedi.

Yumurtayı ‘örnek protein’ olarak nitelendiren Nil Şahin Gürhan, çocukluk çağından yaşlılık dönemine kadar her zaman tüketilebileceğini de hatırlattı. Geçmiş yıllarda yüksek kolesterol korkusu nedeniyle kalp-damar hastalarının yumurtadan uzak durmak zorunda kaldığını ancak günde bir tane yumurtadan fazla tüketilmediği taktirde; yumurtanın vücuttaki iyi ve gerekli olan kolestrolü artırıcı etkisinin olduğunun ispatladığını da vurguladı.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin sözlerine şöyle devam etti: “Yumurtanın içeriğindeki A ve D vitaminleri, demir, selenyum, çinko, kolin gibi elementler bağışıklık sistemini güçlendirmeden kemik gelişimine, kandaki oksijenin taşınmasından beyin fonksiyonlarının yerine getirilmesine kadar birçok fayda sağlıyor. Günde 1 yumurta tüketerek sağlık puanınızı yükseltebilirsiniz.”

Nil Şahin Gürhan, yaz yaklaşırken kilosuna ve beslenmesine dikkat edenlere yumurtayı sağlıklı tüketmenin ipuçlarını da verdi: Yumurtayı 10 dakikadan fazla kaynatmayın. Kaynadıktan sonra da sadece 4 dakika pişirin. Yumurtayı sadece haşlayarak yemeyin. Menemen, sebzeli, domatesli, dereotlu gibi alternatiflerle ya da omlet şeklinde de tüketin. Hürriyet

26 Mayıs 2016 Perşembe

Oturduğunuz yerden kilonuzu koruyun

Bu egzersizle hem neşelenin hem de kilonuzu koruyun...


Stresten sıkıntıdan kendini yemek yemeğe verenler! Üzüntülerinizi nefesinizle uçurun ve bedeninizin mutlu ve sağlıklı olmasına izin verin. Nasıl mı? Nefes Koçu Reyhan Elmasri, kolay bir egzersizle kendiniz için güzel şeyler yapmanızı sağlıyor.

İŞTE NEŞE NEFESİ…

Pek çoğumuz stres ya da üzüntüden kendimizi yemeğe veririz. Nedeni; ihtiyacımız olan ve karşılanamayan haz duygusunu bu şekilde karşılamaktır. Oysa yapacağımız basit nefes egzersizleriyle mutluluk hormonları salınımını sağlamak mümkün.

Baş dönmesine neden olacağı için bu egzersizi oturarak yapın. Sayı konusunda kendinizi zorlamayın. Bitiminde gözlerinizi kapatarak birkaç dakikalığına vücudunuzdaki ve zihninizdeki dinginliğin tadını çıkartın.

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Obezitenin önüne egzersizle geçin

Alınmış kiloyu vermeye çalışmak yerine , sağlıksız kilo alımı önceden önlenmesi gerekiyor.


Obezite; vücudun aşırı yağlanması olarak ifade ediliyor. Son yıllarda görülen obezite oranındaki artışta, beslenme türü kadar fiziksel aktivitedeki azalmanın da büyük rolü olduğu biliniyor. Günümüzde kilo vermek için birçok yöntem olmasına rağmen, verilen kiloların kontrolü konusunda çoğu insan başarısız oluyor. Yaşın ilerlemesi ile metabolizmanın yavaşlaması ve fiziksel aktivitedeki değişiklikler kişilerin kilo almasını kolaylaştırıyor. Bu nedenle alınmış kiloyu vermeye çalışmak yerine , sağlıksız kilo alımı önceden önlenmesi gerekiyor. Spor Eğitmeni Barış Muti Obezite ve doğru egzersiz konusunda bilgilendiriyor.

Kilo kontrolü için ne kadar egzersiz yapılmalı?

Egzersiz, kilo verme yanında verilen kiloların da korunmasında çok etkili bir yöntemdir. Kilo kontrolü için günde en az 60 dk orta düzeyde ve haftada minimum üç gün tavsiye ediliyor. Üç günlük bir egzersiz programının kiloyu korumak için, daha fazlasının ise kilo vermek için gerekli olduğu ifade ediliyor. Devamlılık önemli !
Beslenme ve Egzersiz dosttur

Günlük yaşantımızda hareketimizi artırmaya yönelik yürüyüşler, çocuklarımızla oynadığımız hareketli oyunlar , danslar bile bunun için yeterli olabilir.  Tempolu yürüyüş, koşma, yüzme, tenis, bisiklete binme, aerobik egzersizler revaçta olan egzersiz tipleridir. Günlük hayatımıza katabileceğimiz küçük fiziki aktiviteler ile de kalori harcamak mümkün.

Araba yerine bisiklet kullanmak ya da yürümek.

Toplu taşıma araçlarından bir durak önce veya sonra inmek.
Arabayı ulaşmak istediğimiz yere uzak bir yere park edip yürümek.
Asansör yerine merdivenleri kullanmak. Günde 40-45 merdiven çıkmak yılda 2 kg,    günde 180-200 merdiven çıkmak (yaklaşık 16 kat) yılda 8 kg yağ kaybı demek.
Ev-bahçe-otomobil ile ilgili uğraşlar bulmak.
Ev temizliği yapmak (yaklaşık 227 kalori kaybı demek).
Dans etmek (yaklaşık 1 saatte 250 kalori kaybı demek).
Alışveriş yapmak, 45-60 dakika otomobil temizlemek, 45-60 dakika cam-yer silmek, 30 dakika bisiklete binmek, 30 dakika bahçede çalışmak, 30 dakikada 3 km yürümek, 15 dakika merdiven çıkmak (150 kalori kaybı demek).

Egzersiz programları

Her gün vücudunuzun karın-kalça-omurga-kol ve bacak gibi belli kas gruplarını dengeli bir şekilde çalıştıran egzersizler uygulayabilir, kontrollü bir şekilde ağırlık çalışabilirsiniz. Tüm bunları evinizde ailenizle beraber yapabileceğiniz gibi, size yakın bir spor merkezinde uzmanların gözetiminde de uygulayabilirsiniz. Hangi koşullar sizi egzersiz yapma konusunda motive ediyorsa ona göre tercih kullanabilirsiniz. Ayrıca vücut ağırlığımız yanında mutlaka vücut yağ oranımızı kontrol etmemiz şart, Tanita marka bir çok ürünü bu amaç için kullanabilirsiniz, pratik kullanımı sayesinde kişinin ölçümlerini kendisinin de yapabileceği Innerscan Vücut Analizi ile kişinin kilosunu, yağ oranını, vücut sıvı oranını, kaslarının ağırlığını, kemik ağırlığını, fiziksel aktivite derecesini, günlük alması gereken kalori miktarını ve metabolizma yaşını 10 sn’ lik bir analiz ile öğrenmeniz mümkün.

Nefes egzersizleri ve açık havadan faydalanmak

Nefes egzersizleri vücuda yeterli miktarda oksijen girişini sağlayarak metabolizmayı kuvvetlendirir. Ayrıca fiziki, zihinsel ve duygusal detoksa yardımcı olarak kişinin olumlu hissetmesine ve motivasyonun yükselmesine yarar.

Açık havada yaptığınız en aşağı 15 dakikalık bir yürüyüş, vücudunuzun D vitamini sentezlemek için ihtiyaç duyduğu güneş enerjisini size kazandıracaktır. Bunun için öğle yemeğiniz için ayarladığınız sağlıklı bir menüyü, havanın güzel olduğu günler mümkünse işinize yakın bir parkta yiyebilirsiniz.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Hızlı kilo verdiren 2 günlük limonata diyeti

Kilo vermenizi hızlandıracak bir diyet programı mı arıyorsunuz? Diyetisyen Ferin Batman imzalı bu diyetle zayıflamanızı kolaylaştırabilirsiniz. 


İşte, Batman’dan kilo vermenizi hızlandıracak limonata diyeti programı! 

Limonata tarifi 

Malzemeler 
5 bardak su
3 limon
1 portakal
1 elma
Dilerseniz tatlandırıcı
Nane

Yapılışı 
5 bardak suyun içine 3 adet limon sıkın. 1 adet limon kabuğu rendeleyin. Koku vermesi için 1 portakal ve 1 elmayı dilimleyip ekleyin (3-4 dilim yenebilir). Dilerseniz tatlandırıcı ekleyin ve naneyle süsleyip servis yapın. 2 günlük limonatalı zayıflama programı

SABAH 
1 dilim light dil peyniri 1 adet orta boy sarı elma 10 adet badem 1 dilim esmer ekmek

ARA 
Dilediğiniz kadar limonata

ÖĞLEN 
Kıymalı ve az zeytinyağlı sebze yemeği (Semizotu, ıspanak, kabak olabilir), sınırsız yiyebilirsiniz. 1 kase cacık

İKİNDİ 
Dilediğiniz kadar limonata 4 adet diyet bisküvi

AKŞAM
200 gr. ızgara et, tavuk, balık veya hindi Bol yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve limon)

GECE 
1 meyve (10 çilek , 15 kiraz ya da 4 kayısı olabilir )

Not: Bu diyet herhangi bir sağlık problemi olmayan yetişkinler için uygundur.
Beslenme ve Diyet uzmanı Ferin Batman / Hürriyet

Karatay diyeti Avrupa’da onaylandı

Karatay'ın 'az yağlı diyetler zararlı' uyarısı, Avrupa'da yapılan bir çalışma ile desteklenmiş oldu.

İngiltere’de Halk Sağlığı Birliği ve Ulusal Obezite Forumu’nun yayınladıkları rapor, Prof. Dr. Canan Karatay’ın diyetle ilgili vurguladıklarını destekler nitelikte. Raporda kilo vermek için yağsız beslenmenin kötü sonuçlar doğurabileceği açıklanıyor ve kalori sayarak diyet yapmanın yanlış olduğuna değiniliyor.

TAM YAĞLI SÜT İÇİN

Prof. Dr. Canan Karatay’ın, yağlı diyetlerin kilo vermek için şart olduğuna ve diyet listelerindeki az yağlı besinlerin zararlı olduğuna dair söyledikleri, İngiltere’deki uzmanlar tarafından desteklendi. Yapılan araştırmada, tam yağlı süt ve peynir, tereyağı gibi gıdaların, bilinenin aksine diyetlerde daha çok tüketilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Diyet yaparken kalori saymanın yanlış olduğunu belirten uzmanlar, bunun modern çağın bir takıntısı olduğunu belirtti. Yüksek yağ oranı ve düşük karbonhidrat dengesinin kurulduğu diyetlerin daha etkili olduğunun ispatlandığı rapor, bazı diyetisyenlerin tepkisini çekerken, raporun, bazı verilerin cımbızla çekilerek elde edildiği yönünde eleştirildi.

YAĞ VÜCUDUN DOSTUDUR

Ulusal Sağlık Birliği’nin kurucu üyesi Aseem Malhotra, yağın vücudumuz için dost olduğunu ve zayıflamak isteyenlerin mutlaka tüketmesi gerektiğini belirtirken, Profesör Tom Sanders ise, yine de çok fazla yağ tüketmenin kilo almaya neden olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

20 Mayıs 2016 Cuma

Sadece bir kaç hasta içinde incelebilirsiniz

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Op. Dr. Hüseyin Kandulu, yağları parçalayarak kalıcı sonuçlara ulaşmayı sağlayan vaser liposuction’ın avantajlarından bahsetti.


Evet, havaların güzel yüzünü göstermesi ile hepimizi tatlı bir telaş sardı. Kışın örttüğümüz basenlerimiz , kollarımız , belimiz ve karnımız yazın kendini hissettirmesi ile hepimizde telaş yaratmaya başladı. Yine her zamanki gibi diyet ve spor programları yapıyoruz. Kimimiz bu programları başarıyoruz kimimize ise yoğun tempo ve streste ayrıca diyet ve spor yapmak gerçekten çok zor geliyor. Ancak ne var ki diyet ve spor yapsak da yapmasak da bölgesel yağlanmadan ve şekil bozukluğundan kurtulamayanlarımız çoğunlukta. Peki konforlu bir şekilde bu istenmeyen yağlardan kurtulmanın yolu nedir acaba? Bu konuya spesifik olarak çalışan Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Kandulu, ses dalgları ile yağları parçalayarak kalıcı sonuçlara sadece birkaç saatte ulaşmayı sağlayan vaser liposuction yöntemini sizler için bizlere anlattı.

YAĞLARI VÜCUTTAN UZAKLAŞTIRIYOR 

Vaser liposuction yöntemi küçük deliklerden özel problar yardımı ile vücuda girilerek yağ hücrelerinin canlılığını koruyarak sadece yumuşatılıp sıvılaştırıldığı daha sonra ise vücuttan uzaklaştırıldığı bir yöntemdir. Yağ hücreleri vücudun her yerine yayılmış durumdadır ancak belli bölgelerde yoğunlaşmalar genetik olarak veya kilo alımına bağlı olarak gerçekleşebilir. Vaser (ultrasonic) liposuction yöntemi yağa spesifik çalışan ve yağ dışındaki kas, sinir, damar ve bağ doku gibi yapılara zarar vermeden yağların vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan ileri bir liposuction yöntemidir.

AVANTAJLARI

Ultrasonik liposuction işleminin yağa spesifik olmasının ortya koyduğu avantajları şöyle sıralanabilir:
1.Yağ aldırma ağrılı bir işlem olmaktan çıkmıştır.

2..Bölgesel uygulandığında genel anestezi gerektirmez.

3.Bölgesel uygulandığında hastanede yatış gerektirmez.

4.Deride sıkılaşmayı sağlar ve işlem sonrası gevşeme görülmez.

5.Liposuction işlemi ardından pürüz veya girinti çıkıntı gibi vücutta istenmeyen şekil bozukluklarını engeller.

6.Özel probları yardımı ile her bölgede çalışılabilir. Gıdı toparlama veya ayak bileği inceltmek gibi zorlu bölgelerde de çalışmak mümkündür.

7.Yüzeyel liposuction işlemine olanak vermesi sebebi ile hastada sadece küçülme değil şekillenmeyi de sağlamak mümkündür.

8.Hi Def yani 4D liposuction diye bilinen kişiyi ciddi sportif hatlara kavuşturma , deltoid, adonis, six pack , gibi definisyonları ortaya koyma işlemini gerçekleştirmeye olanak sağlar. 9.Korse kullanım süresi kısalmıştır.

10.Tek seferde yüksek hacimde 7-10 lt gibi yağın vücuttan uzaklaştırılmasına olanak sağlar.

KİMLER VASER LIPOSUTION YAPTIRMALI?

Vaser liposuction işlemine uygun adaylar; obez olmayan, incelmek ve bunun yanında şekillenmek isteyen kişiler, vücutları fit ama bölgesel yağlanmaları olan kişiler ve aktif spor yapan veya spor geçmişi olup bırakmış, sportif hatlarını geri kazanmak ve kas gölgelerini belirginleştirmek isteyen kişilerdir. Doğru adayın doğru yöntem ile buluşması iyi sonuçları kaçınılmaz kılmaktadır.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Op. Dr. Hüseyin Kandulu doktorsitesi.com

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Tarkan diyeti

Megastar Tarkan'ın 20 günde tam 8 kilo verdiğini hatırlıyor musunuz? Yaza girerken depresyona girmeyin diye 78 kilodan 70 kiloya düşen ünlü popçunun diyetini sizlerle paylaşıyoruz...



Uzman kontrolünde sıkı bir diyete ve spora başlayan Tarkan, böylece 20 gün içinde 8 kilo vermeyi başardı.

Her gün 1.5 saat antreman yaparak ve "Aç Kalmadan Zayıfla" diyeti uygulayarak eski formuna kavuşan Tarkan, bugünlerde dalyan gibi gezmenin de tadını doya doya çıkarıyor. Söylenenlere bakılırsa Tarkan'ı forma sokmak için kolları sıvayan diyet ve spor hocası Kerim Topsakal, Tarkan için çok özel bir formül geliştirmiş.

Yağsız ve sıfır şekerle her şeyin yenebildiği diyet sayesinde hem kilo veriliyor, hem de spor yapılarak vücut gelişiyor. Tarkan, 20 gün boyunca uyguladığı diyeti boyunca aynı tip besinleri tüketmiş. Klasik meyve sebze diyetinin dışına çıkarak sevdiği yiyeceklerden de mahrum kalmadan dilediğini yemiş, içmiş. Tatlı sever biri olarak ne irmik tatlısından ne de kabak tatlısından ayrı kalmış.

20 GÜNDE 8 KİLO VERİN

* 2 dilim kepek ekmek ya da yulaf ezmesi

* 100 gr. yağsız lor peyniri

* Domates, badem salatası, taze biber (çarliston)

* Bir bardak diet süt/çay

* 30 dakika sonra 1 bardak greyfurt, portakal, elma ya da havuç suyu

SABAH KAHVALTISI / ÖĞLE YEMEĞİ

* İki adet orta boy haşlanmış patates.

* 150-200 gr. tavuk, yağsız kırmızı et ya da balık

* Tuzsuz yağsız salata

* Bir orta boy muz ve kivi

AKŞAM YEMEĞİ

* Bir porsiyon yağsız, tuzsuz sebze yemeği (patates ve bezelye ilâveli). Ispanak, semizotu, bamya,
karnabahar, kabak, pırasa tercih edin.

* Sebzeli pilav (tuzsuz limonlu)

* Üç yumurta beyazı

* Meyve salatası (muz, kivi, armut, yeşil elma, üzüm) 30 dakika sonra bol limonlu havuç rendesi.

DİYET TATLILARI

* Kabak Tatlısı: Tatlandırıcı ve limon suyu koyulabilir.

* İrmik Tatlısı: İrmik teflon tavada iyice pembeleşinceye kadar kavrulur. Su, tatlandırıcı ve limon suyu kaynatılır, sıcak su olarak dökülür.

* Etimek Tatlısı: Pirinç unu, diyet süt, tatlandırıcı, dilimlenmiş muz ve hafif tarçın ilâveli. Not: Günde 3 fincandan fazla nescafe içmeyin. Çaya limon suyu ekleyin. Haftada en az üç gün ıhlamur çayı içebilirsiniz.

Çocuğum obez olabilir mi?

Çocukların obezite olup olmadığı sadece kilosuna ve boyuna bakarak kabul anlaşılmaz. Buna karar vermek için 3 ayrı bakış açısı ile değerlendirmek gerekir.



Görüntü, davranış ve beslenme alışkanlığına dikkat çeken Dr. Fevzi Özgönül, şu bilgileri verdi; Şimdi bu 3 bölümün her birinde 10 ar soru soracağız. Her bir bölümde en az 5 evet cevabınız varsa, dikkat çocuğunuzda obezite problemi başlamış olabilir.

1) GÖRÜNTÜ

1- Erkek çocuklarda göğüs bölgesinde belirgin bir şişlik var mı?

2- Her iki cins göbek bölgesinde halka şeklinde bir şişlik ( yağlanma )var mı?

3- Ayak bileklerine bakın, dış kısmındaki çıkıntı var mı yoksa şişlikten bu çıkıntı kaybolmuş mu?

4- Bacaklarını bitiştirdiğinde apış arasından dizlere kadar olan bölüm tamamen bitişik mi?

5- Yürüme veya koşma esnasında bacaklar birbirine sürtüyor mu? Veya bacaklarını dışa doğru açarak mı hareket ediyor?

6- Hazır ol vaziyetinde dururken kollar yere dik değil de hafif yanlara doğru açık mı duruyor?

7- Ayakkabısını veya çorabını giyerken kolları yetişebiliyor mu, yoksa çok mu zorlanıyor?

8- Havaya sıçradığında bedeninde çok aşırı sallanma oluyor mu? Bunu mayo giydiğinde gözlemenizi tavsiye ederiz.

9- Yüz ovali bozulmuş ve yuvarlak bir görünüm almış mı? Çene çizgisinde kaybolma var mı?

10- El bileklerinde şişlik gözlemliyor musunuz?

2) DAVRANIŞ

1- Tatil günlerinde zamanını daha çok evde mi geçirmek istiyor?

2- Çarşıda dolaşırken veya açık alanda birlikte yürürken sizden önce yorulduğu oluyor mu?

3- Arkadaşları ile birlikte olduğunda onlarla birlikte bedensel hareketi gerektiren oyunlara katılmıyor mu?

4- Yaşıtları ile oyun oynarken özellikle yakalama veya yarış türü oyunlarda hep geride mi kalıyor?

5- Okulda spor derslerinde bedensel hareketlerde arkadaşları arasında başarısı düşük mü?

6- Parkta oynarken boyundan yüksek bir yere tutunduğunda 30 saniyeden fazla tutunamıyor mu?

7- Evde ders çalışırken veya dinlenirken suyunu veya istediği bir yiyeceği mutfaktan kendisi almayıp sizden veya bir başkasından istiyor mu?

8- Uyurken horlaması var mı?

9- Günde 8 saatten fazla mı uyumak istiyor?Sabah yataktan sizin zorunuzla mı kalkıyor?

10- Günde 2 den çok tuvalete çıkıyor mu veya gün aşırıdan daha az mı tuvalete çıkıyor?



3) BESLENME ALIŞKANLIĞI

1- Sabah kahvaltı etmek istemiyor mu?

2- Kahvaltı yaptığında reçel gibi tatlılara düşkün mü? Veya mısır gevreği,süt , poğaça gibi pratik kahvaltıları mı seviyor?

3- Kahvaltı ile öğlen yemeği arasında sık sık acıkıyor mu, aralarda çok abur cubur tabir ettiğimiz yiyecekleri yiyor mu?

4- Öğlen yemeğinde daha çok tost, hamburger veya fastfood yiyecekleri mi tercih ediyor?

5- Yemeklerde makarna ve pilav vazgeçilmezi mi?

6- Sebze emekleri veya zeytinyağlı yemeklerden yemek istemiyor mu?

7- Okuldan eve çok aç geldiğinde hemen abur cubur türü yiyeceklere mi yönleniyor?

8- Her akşam tatlı isteği duyuyor mu?

9- Gece yatmadan önce mutlaka buz dolabını açıp bir şeyler yiyor mu?

10- Birlikte markete gittiğinizde mutlaka bisküvi, çikolata veya cips gibi bir atıştırmalık almak istiyor mu?

Göbek yağlarınızdan kurtulun

Kışın bol kıyafetlerle saklamayı başardığınız göbeğinizi ne yapsanız da eritemiyorsanız dert etmeyin… Zira bugünkü programla vücutta çok zor yakılan bölgesel yağlardan kurtulmanız mümkün… İşte yapmanız gerekenler…
Sabah uyanınca
1 fincan açlık otu çayı
11
Hemen arkasından 20 dakika boyunca ikili hareketler karıştırılarak yapılacak.
2615
İkili hareketleri yaparken karnınız içe ve yukarı doğru çekili olmalı.
21
Nefesinizi içinizde tutmayın.
27
Sabah kahvaltısı– Ananaslı yoğurt
Malzemeler:
– 10 kaşık yağsız yoğurt
– 1 adet orta dilim ananas
– 8 adet çiğ badem
10
Birinci ara öğün– 1 fincan ısırgan otu çayı
– Limonlu çilek
Hazırlanışı: 10 adet dilimlenmiş çilek, 1 yemek kaşığı limon suyu, 1 çay kaşığı toz tarçın ve iki adet dövülmüş cevizi karıştırın.
16
Öğle yemeği– Zerdeçalllı mercimek
Malzemeler
– 1 su bardağı haşlanmış mercimek
– 1 çay kaşığı zerdeçal
– Yarım çay kaşığı kırmızı pul biber
– 3 adet halka halka doğranmış sivri biber
– 2 diş sarımsak
– 1 yemek kaşığı sızmazeytinyağı
Hazırlanışı: Teflon tavaya sızma zeytinyağını koyup sarımsak ve halka halka doğranmış sivri biberleri ekleyip biraz çevirin. Üzerine haşlanmış mercimeği ilave edip karıştırın. İçine baharatları ve çok az su ekledikten sonra tencerenin kapağını kapatıp beş dakika daha pişirin.
22
İkinci ara öğün– 2 adet salatalık
– 1 adet havuç
– 1 fincan ısırgan otu çayı
28
Akşam yemeğinden önce– 45 dakika interval kardiyo ya da 90 dakika tempolu yürüyüş yapılacak.
20
Akşam yemeği– Küçük kase yağsız yoğurt
– Detoks köftesi
Malzemeler
– 200 gr hindi kıyması
– 1 yemek kaşığı karabuğday unu
– 10 dal doğranmış maydanoz ve dereotu
– Yarım çay kaşığı kimyon
– 1 çay kaşığı karabiber
– 1 adet yumurta
Hazırlanışı: Bütün malzemeyi karıştırın. Köfte şekli vererek fırında yağlı kağıtta pişirin.
23
Uyumadan önce– 1 bardak ılık limonlu su için.
24

Gün boyu içilecekler

– 3-3.5 litre su, 2 fincan ısırgan otu çayı, 1 fincan açlık otu çayı, 2 fincan sade beyaz çay, istediğiniz kadar rezene çayı, 2 fincan sade Türk kahvesi veya filtre kahve, 1 şişe sade maden suyu.

Detoksta serbest olan içecekler

– Tüm mönülerde, istediğiniz her yemeğe ve içeceğe (düşük tansiyon probleminiz yoksa) limon, limon suyu ve kırmızı pul biber ekleyebilirsiniz.
13

Her detoks programında tüketilebilecek içecekler

1) Zencefilli su: Bir litre suyun içine iki ince dilim taze zencefil, saplarıyla birlikte 10-15 dal maydanoz, dilimlenmiş yarım yeşil elma, istediğiniz kadar taze nane.
2) Çubuk tarçınlı su: Yarım lt suyun içine 3 adet çubuk tarçın koyup kapağını kapatın. Bu içecek hem tatlı krizinize iyi gelecek hem de enerjinizi arttıracaktır.

UYKU

Detoks boyunca en geç gece yarısı uyumuş olun çünkü esas yağ yakımı gece uykusunda, özellikle de 23.00-04.00 saatleri arasında olur. Erken yatıp kalkmak metabolizmanızı da hızlandırır.
8

Metabolizmanızı hızlandırmak için neler yapabilirsiniz?

Metabolizma hızı; bir insanın fiziksel aktivite yapmadığı zaman gün içinde harcadığı enerji miktarıdır. Bu enerki miktarını arttırmak için yapabilecekleriniz şu şekilde sıralanır:
9
1) Kas yoğunluğunuzu mutlaka arttırın; bunun için de hayatınızda düzenli olarak spor olsun.
2) Interval kardiyo yapın.
3) İdeal kilonuzda kalmaya çalışın.
4) Uzun süre aç kalmayın çünkü aç kalınca yağ hücreleri korumaya geçer, metabolizmanız yavaşlar ve kas kaybedersiniz.
5) Gün boyu beyaz, yeşil ve kırmızı çay için.
6) Günde 2.5-3 litre su içme rutininiz olsun
7) Günde 1-2 fincan kahve metabolizmanızı hızlandıracaktır.
8) Akşam yemeklerini erken saatte yiyin.
9) Yaş ilerledikçe yediğinizin yarısı, yaptığınız hareketin iki katını (yani az yiyip, çok hareket edin) yapın.
14

Perşembe günü için alışveriş listesi

– 2 yemek kaşığı chia tohumu
– 1 bardak laktozsuz süt veya badem sütü
– 1 kivi
– 10 adet tuzsuz fındık
– 5 adet çiğ badem
– Toz tarçın
– 2 taze kayısı
– 1 küçük yağsız yoğurt
– 2 domates
– 1 yemek kaşığı lor peyniri
– 1.5 yemek kaşığı karabuğday
19
– 20 dal dereotu
– Yarım demet dal maydanoz
– 1 adet yeşil elma
– 2 adet salatalık
– 1 çay kaşığı zencefil
– 150 gram tavuk göğsü
– 1 demet ıspanak
– 1 yemek kaşığı soya sosu
– 1 çay kaşığı kırmızı pul biber
– Taze zencefil ve nane
– Çubuk tarçın
– Yeşil çay
– Ebegümeci çayı
Umay Villa / Sözcü

15 Mayıs 2016 Pazar

Saçlarını, dişlerini döktü

Skye Simpson henüz 30 yaşında ve saçları, kaşları, dişleri döküldü ve 6 ayda 28 kilo birden verdi.

Bütün bunların sebebi ise aslında kendisi. Bundan birkaç yıl önce bağırsak paraziti yüzünden 6 kilo veren genç kadına arkadaşları iltifat etmeye başladı. Bunun üzerine kilosu üzerinde düşünmeye başlayan Simpson, takıntılı hale geldi.

Her gün kendisine insülin iğnesi vuran, tip 1 diyabet hastası olan Simpson, kilo verebilmek için insülin iğnelerini azaltmaya başladı. Yavaş yavaş kilo veren ve etrafı tarafından sürekli iltifat almaya başlayan genç kadının bu zayıflık takıntısı hastalığa dönüştü.

Sonunda nadir görülen bir psikiyatrik hastalığa yakalandığı ortaya çıktı. Genç kadının saçları, kaşları dökülmeye başlamış, tırnakları zayıflamış, görünüşü bulanıklaşmıştı. Birgün Facebook'ta bir arkadaşı "diablumia" hakkında bir paylaşım yapınca hastalığını fark etti.


Hemen doktora giden Simpson'un doktoru bunu hiç duymamıştı bile ama kendine koyduğu teşhisi doğruydu.

Uzun bir süre tedavi gören genç kadın tedavinin ardından sağlığına kavuştu ancak hayatının sonuna kadar takma dişlerini kullanmak zorunda. hürriyet.com.tr

Ödem atmanızı sağlayacak 6 öneri

Ayaklarda ya da bileklerde oluşan ödemi atmanız için bazı şeyleri mutlaka tüketmeniz gerekirken tuz ve işlenmiş karbonhidratlardan uzak durmanız gerekiyor. İşte ödem attırıcı önlemler…

NE KADAR TUZ O KADAR ÖDEM

TUZ

1. Sodyum tüketmekten kaçının

Vücudunda ödem oluşan kişilere verilen ilk tavsiye en büyük sodyum kaynağı olan tuz kullanımını azaltmak oluyor. Sodyum vücuttaki suyun sabit kalmasına neden oluyor. Ne kadar çok sodyum tüketilirse vücuttaki su tutulma miktarı da o kadar artıyor. Sodyum sadece tuz ile sınırlı değil. Tüm işlenmiş etler, konserve gıdalar, soya sosu gibi birçok gıda da sodyum içeriyor.

2. Magnezyum tüketiminizi arttırın

Magnezyum tüketimini arttırmak su tutulmasını azaltmaya yardımcı oluyor. Yapılan bir araştırmaya göre özellikle adet öncesi dönemdeki kadınların günde 200 gram magnezyum içeren bir gıda tüketmesi ödemin azalmasına yardımcı oluyor. Ceviz, yemişler, tam tahıllılar, bezelye ve ıspanak magnezyum açısından zengin yiyecekler. Magnezyum bunun haricinde kapsül formunda besin takviyesi olarak da tüketilebiliyor.

ADET ÖNCESİNDE B6 VİTAMİNİ

3. B6 vitamini tüketin

B6 vitamini suda çözülen ve doğal olarak birçok yiyecekte bulunan bir vitamin çeşidi. “Journal of Caring Sciences” isimli yayındaki bir araştırmada, B6 vitamini takviyesi alan kadınlar adet öncesi ve adet döneminde yaşanan ağrı ve ödem gibi sorunların büyük bir kısmında azalma olduğunu söylemişler.

4. Potasyum yönünden zengin gıdalarla beslenin

Potasyum vücuttaki hücre, doku ve organların düzgün çalışmasına destek olan faydalı bir mineral. Bunun yanı sıra kalp sağlığı için de oldukça yararlı olan potasyum vücutta su tutulmasını ve ödem oluşmasını engelliyor. Bunu vücuttaki sodyum miktarını düşürerek ve vücuttaki idrarı arttırarak başarıyor. Potasyum yönünden en zengin gıdalar muz, kayısı, pancar ve Brüksel lahanası.

KARAHİNDİBA FAZLA İDRARI ATIYOR

5. Karahindiba tüketin

Genellikle eklem ağrılarından egzamaya kadar bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan faydalı bir bitki olan karahindibanın idrar söktürücü özelliği de bulunuyor. Karahindiba yaprağının özü tüketildiğinde idrar söktürücü özelliğinin daha da arttığı biliniyor. Bu sebeple daha fazla idrar vücuttan atılacağı için su tutulması da azalmış oluyor.

6. İşlenmiş karbonhidratlardan uzak durun

Başta şekerli hamur işleri olmak üzere işlenmiş karbonhidratlar tüketildikten kısa süre sonra kan şekerinin aniden yükselmesine neden oluyor. Kandaki insülin seviyesi yükseldiğindeyse böbreklerde emilen sodyum miktarı daha da artıyor bu da vücutta suyun tutulması anlamına geliyor. Bu sebeple şeker ve beyaz unla hazırlanan gıdalardan uzak durmakta fayda var.

12 Mayıs 2016 Perşembe

'Zayıflama ilaçları damarları yırtabilir'

Yoğun bakımda tedavi gören Oya Aydoğan'ın zayıflama ilacı kullandığı iddiaları bir kez daha bu ilaçların zararlarını hatırlattı. Prof. Dr. Ahmet Akgül, zayıflama ilaçları sonucu oluşabilecek tehlikelere dikkat çekti.

Prof. Dr. Ahmet Akgül, “Kendisinin kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz fakat bana da bu konu ile ilgili onlarca soru geldi. Acaba zayıflama ilaçları damarın yırtılmasına veya kanama oluşmasına yol açabilir mi? Zayıflama ilaçları güvenilir mi? Bu kadar yaygın olan obezite ve dolayısıyla obezite ilaçları nedir, ne işe yarar. Obezite tüm dünyada devamlı yayılan ve geometrik bir sayı ile katlanarak artan neredeyse salgın haline gelen metabolik bir hastalıktır. Bu nedenle ilaç firmaları ve araştırıcılar obeziteyi azaltmaya yönelik devamlı araştırma içine girmişler ve bir takım ilaçları piyasaya sürmüşlerdir. Amaç hem obeziteyi önlemek hem de obeziteden dolayı oluşabilecek sağlık sorunlarını ortadan kaldırmaktır. Fakat sonuç hiç de istenilen gibi olmamış ve piyasaya süren ilaçların bazılarında çok ciddi kalp ve damar hastalıkları yan etkileri oluşmuştur. Bu nedenle bazı anti-obezite denen zayıflama ilaçları piyasadan geri çekilmiştir” diye konuştu.

"HASAR GÖRMÜŞ KALP VEYA DAMARDA YIRTILMAYA YOL AÇAR"

Piyasada bulunan zayıflama ilaçlarının büyük bir çoğunluğunun etkileri iştahı azaltma, metabolizmayı artırmak için uyarıcı etki yaratma veya alınan besinlerin bağırsakta emilimini engelleme olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Akgül, şöyle konuştu:
“Bu ilaçlar beynimize “doyma” hissi gönderir çünkü ilacın içeriğindeki maddeler, beyinde normalde bu işi yapan enzimleri taklit ederler. Aslında çok güzel görünen bu etki yani “çeyrek porsiyonla doyma hissi” yaratan bu “sahte tatmin maddeleri” vücuttaki diğer reseptörleri de uyararak vücutta serotonin, noradrenalin, adrenalin ve dopamin gibi stres hormonlarını da artırır. Sonuçta kalp hızında aşırı artış ve tansiyon yüksekliği gözlenir. İşte bu durum daha önce hasar görmüş kalp ve/veya damarlarda yırtılmaya ve kanamaya yol açar. Bu arada yukarıda verdiğim bilgiler, bilinen ve doktor tarafından yazılan ilaçlar içindir.

"İNTERNETTEN İLAÇ ASLA ALMAYIN"

Ayrıca daha kötü ve kontrol edilemeyen “internet zayıflama ilaçları” var ki onlara hiç girmiyorum bile. Bu “mucize” diye reklam edilen “ilaçların” kesinlikle kullanılmaması gereklidir. Daha önce acilen kalp ameliyatı yapmak zorunda kaldığım gerek reçeteli zayıflama ilacı kullanan gerekse internetten bu tip ilaçlar kullanan hastalarım oldu. Reçeteli ilacı kullanan hastada kalbinin etrafında 2-3 litreye kadar kanama olmuştu ve bu hastamız ilacı önerilen dozdan daha fazla kullanmıştı. 30’lu yaşlarında olan bayan hastamızı acilen robotla kalp ameliyatına alarak dünyada ilk kez yapılan teknik ile robotla kalbin etrafındaki kanamayı durdurmuştuk. Diğer hastamız ise 20’li yaşlarında vücut imajına oldukça hassas bir erkek hastaydı. Kazakistan’da vücut geliştirme salonu işletirken, internetten bu tip ilaçlarla tanışmış ve kullanmıştı. Türkiye’ye ziyaret için geldiğinde artık kalp damarları dayanamış ve kendiliğinden yırtılmışlardı. Dakikalar içinde ameliyata alıp tedavi etmiştik.”