27 Haziran 2016 Pazartesi

3 günlük kusursuz gelin diyeti

Düğününüze son üç gün kala yapabileceğiniz bu diyet, sizi o muhteşem güne hazırlayacak.

O gün kusursuz bir gelin olmak için elinizden geleni yaptınız. Kilo vermek için diyetler, daha güzel görünmek için saç ve cilt bakımları… Kaldı son 3 gün… Peki bu son 3 günde nelere dikkat etmeli ve nasıl beslenmeli? İşte Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, 3 günlük gelin diyeti…

DÜĞÜNDEN ÖNCE DİKKAT ETMENİZ GEREKEN 5 NOKTA

Gelinlerin ne kadar sağlıklı beslenir ve hafif hissederse düğün günü o derece kusursuz görüneceklerini belirten Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, düğün hazırlıkları sırasındaki koşuşturmanın gelinlerin düğünden önce yaptığı fiziksel aktiviteyi artırmasına yardımcı olduğuna dikkat çekiyor. Yoğun geçen bu günlerde karşılaşılan zorlukların ise küçük bir davranış değişikliği ile avantaja çevrilebileceğini, düz bir karın ve incecik bir belin aslında hayal olmadığını ifade ediyor ve dikkat edilmesi gereken 5 noktayı şöyle sıralıyor:

Düğünden önceki hafta mutlaka yediklerinize dikkat etmelisiniz!

1.Konserve türü ve fazla tuzlu ürünlerden uzak durmaları gerekir. Tuzlu besinler tüketirlerse eğer vücutta su tutumu fazla olur. Dolayısıyla ödem oluşur, şiş bir karın ve vücut gelini düğün günü rahatsız edecektir.

2.Basit karbonhidrat tüketmekten kaçınmalılar çünkü kalitesiz karbonhidratlar şeker dengesinin bozulmasına sebep olur, kişi halsizlik ve yorgunluk hisseder. Düğün öncesinde daha çok enerji veren protein grubundan tüketmek daha doğrudur.

3.Gaz yapıcı kurubaklagiller, asitli içecekler, yağlı yiyeceklerden mutlaka uzak durulmalıdır.

4.Su tüketimi artırılmalıdır. Düğün telaşı içerisinde hissedilen susuzluk ve açlık karıştırılabilir. Yemek yerine mutlaka su tüketmeye yönelmek gerekir. Su tüketmemek halsizlik ve yorgunluk yapar.

5.Düğün öncesi stres ve heyecan ile kişide kabızlık ve ödem oluşturabilir. Bitki çayları tüketerek stres azaltılabilir. Kabızlık ve ödem için kiraz sapı ve biberiye demlenip içilebilir.


3 GÜNLÜK KUSURSUZ GELİN DİYETİ

1.Gün

Kalkınca: 1 bardak su + 2 tane kuru kayısı

SABAH (09:00) : 1 haşlama yumurta, 1 dilim glütensiz ekmek

ARA (10:30) : 2 ince dilim ananas, 2 adet ceviz

ÖĞLE (13:00 ) : 120 gram yağsız ızgara bonfile, 1 kase lahana çorba

ARA (15:30) : 1 adet kivi, 6 adet çiğ badem

AKŞAM (19:00) : 1 kase yoğurt, 10 kaşık kabak yemeği

ARA (21:00) : 10 tane çilek, 6 adet çiğ fındık

2.Gün

Kalkınca: 1 bardak su + 2 tane kuru kayısı

SABAH (09:00) :1 dilim peynir (az yağlı),6 adet tuzsuz zeytin, 1 dilim glütensiz ekmek

ARA (10:30) : 10 adet taze erik, 2 adet ceviz

ÖĞLE (13:00 ) : 120 gram yağsız haşlama tavuk, 1 kase az yağlı yoğurt

ARA (15:30) : 1 dilim peynir, 1 tane grisini

AKŞAM (19:00) : 12 yemek kaşığı ıspanak yemeği, 1 kase az yağlı yoğurt

ARA (21:00) : 2 ince dilim ananas,6 adet çiğ fındık

3.Gün

Kalkınca: 1 bardak su, 2 adet kuru kayısı

SABAH (09:00) : 1 haşlama yumurta, 1 dilim glütensiz ekmek

ARA (10:30) : 1 adet kivi, 6 adet çiğ badem

ÖĞLE (13:00 ) : 12 yemek kaşığı semizotu, 1 dilim glütensiz ekmek

ARA (15:30) : 10 adet çilek, 2 adet ceviz

AKŞAM (19:00) : 12 yemek kaşığı ıspanak, 1 kase az yağlı yoğurt

ARA (21:00) : 1 küçük boy elma veya 2 ince dilim ananas

Kabızlığa iyi gelen çay: Zencefil çayı

Ramazan'ın son günlerinde kabızlığı zencefille yenin


Ramazan 2016 yılında da yaz aylarına denk geldiği için, vücut uzun süren açlık ve susuzlukla mücadele ediyor . Bu nedenle kabızlık gibi sorunların normal olduğunu belirten Dr. Fevzi Özgönül, Ramazan ayının sonlarına girdiğimiz şu günlerde vücudun ister istemez strese daha çok girdiğini ve özellikle kabızlığın daha da arttığını söyledi.

BALLI SÜTLÜ ZENCEFİL ÇAYI TAM SİZE GÖRE

Özellikle bu yıl yaklaşık 17 saat aç ve susuz kalındığını ifade eden Özgönül, şöyle konuştu: “Eğer oruç tutuyor ve son zamanlarda daha çok stresli bir hal alıyorsanız; Ballı, sütlü zencefil çayı tam size göre. Stresli olduğumuz zaman böbrek üstü bezlerimiz kortizol adı verilen bir hormon salgılayarak vücudumuzun enerji dengesinin olumsuz yönde etkiler. Hatta aşırı kortizol üretimi, vücutta hem lüzumsuz su tutulmasına (ödem) hem de aşırı su isteğine neden olur. Ballı ve sütlü zencefil çayını her sahurda içtiğimizde, zencefil içerisinde bulunan gingerol adlı madde sayesinde bağırsak hareketleri güçlenir ve oruç tutarken de yaşadığımız kabızlık sorunundan kurtulmuş oluruz”

Sütlü zencefil çayının kortizol üretimini azaltarak ayrıca dopamin ve seratonin hormonlarının salınımını düzenleyici etkisi ile de vücudumuzu depresyona ve strese karşı koruduğunu anlatan Dr. Fevzi Özgönül, çayın hazırlanmasını şöyle tarif etti;

ZENCEFİL ÇAYI TARİFİ

“Malzemeler: Taze zencefil 1-2 ince dilim veya yarım çay kaşığı toz zencefil, 1 çay kaşığı bal, 1 bardak kaynamış su veya 1 kahve cezvesi sıcak su. Yarım bardak süt veya limon suyu

Hazırlanışı: Taze zencefili patates soyar gibi kabuğunu soyun. 2 ince dilim kesin. Toz zencefil ise yarım çay kaşığı toz zencefili demlenmek üzere cezveye koyun ve üzerini çay tabağı ile kapatın. 10 dakika kısık ateşte kaynatın. 5 dakika bekleyin. Fincanın 1/3 ünü bu demlediğiniz çayı süzerek doldurun. 1 çay kaşığı balı içerisine karıştırın ve en son üzerini süt ile doldurun. Süt sevmiyorsanız içerisine biraz limon suyu konulabilir. Fakat süt hem acıktırmaz hem de sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar.”

25 Haziran 2016 Cumartesi

Sağlıklı kilo vermenin 6 yolu

Beklenen yaz nihayet geldi. Yaz demek çoğumuz için tatil demek. Aynı zamanda hafiflemek, fazlalıklardan kurtulmak ve azalmak…


Kıştan kalan fazla kilolardan kurtulmanın tam zamanı. Hem sağlığınızı hem de moralinizi bozmadan kilo vermek düşündüğünüzden daha kolay.

Kısa aralıklarla yapılan sağlıksız ve dengesiz diyetlerle yaşanan kilo kaybının kısa bir süre sonra fazlasıyla geri döneceği uyarısında bulunan doktortakvimi.com üyesi Diyetisten Ayşe Cengiz, 6 adımda sağlıklı kilo vermenin püf noktalarını paylaştı.

Ertelemeyin, eyleme geçin!

Fazla kilolardan kurtulmak için öncelikle “karar verin” ertelemeden hemen eyleme geçin. Mutlaka deneyimli bir beslenme uzmanı ile yaşam ve beslenme alışkanlıklarınızı “sansürsüzce” paylaşarak, bir yol haritası çizilmesi gerekiyor.“Şişmanlık kader değildir” diyerek, beslenme alışkanlıkları ve yaşam şeklinini değiştirmeye bir yerden başlanmasını ve devam edilmesini öneriliyor.

1- Her gün düzenli kahvaltı yapmayı alışkanlık haline getirin. Kahvaltınızda kaliteli protein kaynakları; yumurta, peynir, mevsim sebzeleri ve “ölçülü” tam tahıl ekmeği olmalı. Bazen değişiklik yaparak bir kase yoğurt, 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi, bir elma rendesi ve biraz tarçın ilavesi ile kahvaltınızı çeşitlendirebilirsiniz.

2- Vücudunuzun gereksinimi olan suyu mutlaka gün içerisinde tüketmeye özen gösterin. Peki ne kadar su içmeliyiz? Pratik bir hesaplama yöntemiyle öğrenebiliriz; kilonuzu 30 ile çarpın ve çıkan sonucu (mililitre) ml hesabı olarak düşünün. Örneğin kilonuz 78 ise 30'la çarptığınızda çıkan sonuç 2340. Yaklaşık 2.3 litre eder. Bu hesaplama yöntemine göre günlük olarak, yaklaşık iki buçuk litre su içmeniz gerekmektedir.

3– Ana öğünleri beklemeden ara öğün alışkanlığı kazanın. Böylece kan şekerinizi dengelenecek ve çok acıkmadığınız için “beslenme programınızı bozmadan” devam etmiş olacaksınız. Bu önemli bir nokta!

4- Vücudunuzun ödem yapmaması için tuzlu ve hazır gıdalar tüketmemeye dikkat edin. Ödem atıcı maydanozu limonlayarak, bol bol tüketebilirsiniz. Unutmayın, Yeşil çay da hem ödem atıcı hem de yağ yakıcıdır.

5– Her gün düzenli olarak spor yapın. Özellikle de her sabah, kahvaltıya başlamadan önce 45 dakika veya 1 saat yürüyüş yapın. Egzersiz, güne daha enerjik başlamanızı ve psikolojik olarak daha rahat hissetmenizi sağlayacaktır.

6- Kararlılığı elden bırakmayın. Tüm bunları uygulamanız ve sabırlı olmanız işinizi çok kolaylaştıracaktır.

23 Haziran 2016 Perşembe

Yüzerek kilo verin

Kışın verdiğiniz kilolardan kurtulmak için yapmadığınız şey kalmadıysa, önerimize kulak verin.

Diyetler, light ürünler, detokslar derken denemediğiniz yöntem kalmamış ve hala kilo verememiş olabilirsiniz. Ancak yaz ayında hızlıca kilo vermeniz oldukça mümkün. Sırt üstü yüzerek tam 510 kalori harcayabilirsiniz!

Bir saat sırt üstü yüzdüğünüz zaman harcayacağınız kalori 510. Eğer tatil boyunca her gün ara vererek 2 saat sırt üstü yüzerseniz eğlenenerek günde tam 1020 kalori harcayabilirsiniz.

Serbest stil yüzmek 470 kalori

Sırt üstü yüzmek istemezseniz, serbet stil yüzmek de size bir saatte 470 kalori harcatacak.

Kelebek stil ile10 dakikada 100 kalori

En zor yüzme stillerinden biri olarak kabul edilen kelebek, 10 dakikada tam 100 kalori harcamanızı sağlıyor. Tabi bu stil ile bir saat yüzmek pek mümkün görünmüyor. Ancak 10 dakika kelebekleme yüzerek hem kalori yakabilir hem de vücudunuzdaki tüm kasları çalıştırarak vücudunuzun biçimlenmesini ve forma girmesini sağlayabilirsiniz.


22 Haziran 2016 Çarşamba

Canan Karatay kinoaya savaş açtı

Prof. Dr. Canan Karatay, konuk olduğu programda yeşil mercimeğin besin değerinin, kinoadan daha zengin olduğunu vurguladı.


Canan Karatay, Derya Baykal’ın, FOX TV’de yeni başlayan ‘İşin Sırrı Derya’da’ programına konuk oldu. Programda yararlı besinlerden bahseden Karatay, mercimeğin önemini vurgularken, kinoanın yeşil mercimeğin yerini tutamayacağını da ekledi.

KİNOA YERİNE YEŞİL MERCİMEK

Baykal’ın ‘yemek seçimi hazırlama ve pişirmede nelere dikkat etmeliyiz’ sorusu üzerine Karatay kendi kitabından örnekler verirken yeşil mercimeğin faydalarına da değindi. Mercimek için dünyanın en sağlıklı ve en doğal besini diyen Karatay, ithal olmaması konusuna da dikkat çekti.

Derya Baykal’ın bir önceki gün yayında kinoa pişirdiğine vurdu yapan Canan Hoca; “Kinoa ithaldir, mercimeğin besin değeri daha yüksektir” diyerek, kinoa yerine mercimek tüketiminin artırılmasını önerdi.

2 KATI FİYAT

Markalarına göre değişen kinoa fiyatlarının marketlerdeki en ucuz satışı yarım kilosu 12.45 TL şeklinde… Bu yarım kilo fiyatı 24 TL’ye kadar çıkabiliyor.

Yeşil mercimeğin kilosu ise 5.95 TL… Organik olduğu söylenenlerin ise kilosu en fazla 12 TL’ye kadar çıkıyor.

Kim Kardashian diyet programını açıkladı

Aralık ayında ikinci bebeğini dünyaya getiren Kim Kardashian, bu süre içinde tam 27 kilo verdi.

Magazin gündeminden düşmek bilmeyen Kim Kardashian, doğum sonrası diyet ve egzersiz programı sayesinde 27 kilo verdiğini açıkladı. Bunu nasıl başardığını ise People dergisine anlattı.

Hamileliği sırasında 87 kiloya ulaşan Kardashian, 60 kiloya inmek için çok sıkı çalıştığını söyledi. 35 yaşındaki ünlü isim, vücudunu eski haline geri getirebilmek için ise Atkins diyeti uyguladı, yani karbonhidratı olabildiğince azalttı.

“Çocuğu olan herkesin de bileceği gibi vücudu eski haline sokmak, kararlılık ve hem zihinsel hem fiziksel bir güç gerektiriyor” diyen Kardashian, her sabah saat 6'da antrenörünün onu çalıştırdığını  belirtti.

İşte Kardashian’ın 3 günlük diyeti:

1.Gün

Kahvaltı: Çırpılmış yumurta ve hindi sosis, yanında az yağlı peynir ve taze meyveli yoğurt.

Ara Öğün: Bitter çikolata ve fındık barı

Öğle Yemeği: Ispanaklı ızgara tavuk ve peynirli sos

Ara Öğün: Yarım havuç ve 4 kaşık humus

Akşam Yemeği: Yeşil fasülyeli ve kekikli balık

Toplam: 1504 kalori

2. Gün

Kahvaltı: Tavuk sosis, domates sos ve peynir ile sotelenmiş karnabahar

Ara Öğün: Yarım elma ve 50 gr cheddar peyniri

Öğlen Yemeği: Domatesli, turşulu ve soğanlı hindi burger

Ara Öğün: Atkin Bitter çikolata barı

Akşam yemeği: Bir kaşık pilav ile kuşkonmazlı tavuk

Toplam: 1561 kalori

3. Gün

Kahvaltı: Haşlanmış yumurta, peynir ve bir kaşık bal

Ara öğün: Vanilyalı Frappe

Öğle yemeği: Baharatlı tavuklu noodle

Ara öğün: Atkin Vanilyalı bar

Akşam yemeği: Haşlanmış tavuk, karnabahar ve peynir

Toplam: 1700 kalori





20 Haziran 2016 Pazartesi

Gülben Ergen nasıl zayıfladı

Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Elexus Hotel’in “yaza merhaba” etkinliğinde sahneye çıkan Gülben Ergen, düzgün fiziğiyle dikkat çekti.



İki yıl önce Şeyda Coşkan’la çalışarak 12 kilo veren, o zamandan beri de koruma programına devam eden ünlü şarkıcının özel bir beslenme düzenine uyduğu öğrenildi.

O programa göre kırmızı eti sadece haftada iki gün tüketen, diğer günlerde hurma, zeytin ve salatayla beslenen Ergen’in sürpriz bir projeye imza attığı da ortaya çıktı; ünlü şarkıcı “Dadı Mutfakta” adlı küçük bir paket yemek servisi kurdu.




Aşık olmak kilo aldırıyor

Forzadiet.com sitesinin 1000 çift üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre aşık olmak kilo aldırıyor. Çiftler, birlikte geçirdikleri her sene ortalama olarak 2 kilo alıyor.


Aşık olmak ve ilişkiye başlamak çiftlere kilo aldırıyor. Yapılan yeni bir araştırmaya göre çiftler, birlikte oldukları her sene ortalama olarak 2 kilo alıyorlar. Kilo alma evresi, genellikle balayından sonra başlıyor. Balayı evresinde kilo almaya başlayanların oranı yalnızca yüzde 18.

'RAHATLAMA EVRESİ'NDEN SONRASINA DİKKAT 

İngiliz diyet şirketi Forzadiet.com'un 1000 çift üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre çiftlerin yüzde 62'si birbirlerinin kötü alışkanlıklarını alıyor ve birlikte kilo alıyor. Yılın en çok kilo alınan dönemi ise yeniyıl dönemi.

Çiftlerin özellikle ilk 3 yıldan sonra  'rahatlama evresine' girdikleri ve bu süreçten sonra birlikte daha çok kilo almaya başladıkları belirtiliyor.

Araştırmanın bir diğer sonucu da, birlikte kilo alan çiftlerin yüzde 56'sı, yine birlikte diyet yapmaya başlarsa çok daha hızlı biçimde kilo verebiliyor.

Kısa sürede forma girmenin yolları

“Tatile gitmeden önce kısa sürede forma girmek mümkün. Önemli olan vücudun sorunlu bölgelerine yönelik yapılacak doğru yöntemler uygulamak”


1.Yaz geldi, bikiniyle güzel görünme telaşı da başladı.  Plajlarda fit ve bakımlı görünmek için geç kalınmadığını belirten Dr. Levent Türbedar, “Tatile gitmeden önce kısa sürede forma girmek mümkün. Önemli olan vücudun sorunlu bölgelerine yönelik yapılacak doğru yöntemler uygulamak” dedi.

2.Gönül rahatlığıyla bikini, mayo giyip deniz ve havuz sefası yapmak için geç kalmadınız. Yaz keyfi için gün sayanlar, medikal estetik uygulamalarla plajlara hazırlanıyor. Mayo ya da bikini giyerken güzel görünmenin sırrının gerekli bölgelere doğru uygulamalar yapılması olduğunun altını çizen Dr. Levent Türbedar, “Herkesin sorunlu bölgesi farklıdır. Birçok kişi daha sıkı bir karın, sağlıklı, selülitsiz bacaklar ya da pürüzsüz bir cilt isteyebilir. Kısa sürede iyi sonuç alabilmek için ihtiyaç görülen bölgelere teknolojinin de desteğiyle doğru uygulamaları yapılabilir” dedi.


3.Daha sıkı bir karın ve kollar için MT etkili Radyo Frekans
Bu yazın trendinin sıkı bir karın olduğunu belirten Dr. Levent Türbedar, “İnce bir bel ve karın çevresi için kısa sürede en etkili yöntem; lokal fazlalık olan yağları kullanıma geçiren cildi de sıkılaştıran manyetik titreşim etkisiyle öne çıkan yeni nesil radyo frekans terapisidir.

4.Aşırı şişmiş, düzensiz yağ hücrelerinin fazlasını sıvılaştırarak masaj etkisiyle hücre dışına çıkarılmasını ve oradan da kana karışmasını sağlar. Sıkışmış kan ve lenf yollarının genişleyerek, bölgenin daha fazla oksijenlenmesini ve beslenmesini sağlar; yani bölgesel metabolizma artışı olur. 6-8 seans 2-3 haftada tamamlanır.

5.Kusursuz bacaklar için AWT
Bikini giyerken güzel görünmenin en önemli noktalarından birinin selülitsiz ve çatlaksız bacaklar olduğunu vurgulayan Dr. Levent Türbedar, “Selülit yıllardır birçok farklı yöntemle yok edilmeye çalışılmış, tatmin edici sonuçlar alınamamıştır. Ancak gelişmiş bir teknoloji olan Akustik Dalga Terapisi dünya çapında kanıtlanmış başarıları ile dikkat çekiyor.

6.Akustik Dalga Terapisi’nde hiçbir kimyasal madde kullanılmıyor, enjeksiyon ya da lazer uygulaması yapılmıyor; minik, güçlü ses dalgası darbeleri kullanılıyor. Zararsız ama güçlü bu ses darbeleri sonucunda bütün sorunlu bölge katmanlarında, mekanik etkiyle ile adeta minik silkelenmeler yaşatılır. Derinin uyarılmış olmasıyla cilt altı katmanlarda iyileşme faaliyeti başlar, bu sayede cilt sıkılaşır ve pürüzsüz bir görünüm sağlanır. Aynı zamanda derideki çatlaklarda düzelme görülür” şeklinde konuştu.

7.Yüzünüzü de ihmal etmeyin!
Yaz boyu yalnızca vücut değil, yüz bölgesinin de bakımlı görünmesinin mümkün olduğunu hatırlatan Dr. Levent Türbedar, “Deniz mevsimi sürecinde daha az makyaj yapılır ve doğal cilt yapısıyla görünülür. Yüz ve boyun bölgesinde sağlıklı bir görünüm elde etmek için Ultherapy ve Karbon Pelling en kısa ve hızlı çözüm veren uygulamalardır.

8.Ultherapy;  kaş üstü ve tüm alında, tüm yanakta ve boyunda kullanılabiliyor. Tüm yüzü toparlayıp lifting etkisini vermek için aynı seansta komple yüz ve boyun uygulaması yapılabiliyor. Karbon Peeling ile ise ton farklılıklarını kontrol atında tutmak ve gözenekleri daraltmak, cildi sıkılaştırmak mümkün. Ayrıca güneşin hediyesi D vitaminini almaya ama uzun süreli maruz kalmayarak zararlı etkilerine maruz kalmamaya, ileriye dönük cildinizi korumaya önem vermeyi aklınızda tutun” dedi. Habertürk

16 Haziran 2016 Perşembe

Sıcak içecekler kanserojen olabilir

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kanser kurumunun, tüm "çok sıcak" içeceklerin büyük ihtimalle kanserojen olabileceğini duyurması bekleniyor. Kurum geçen yıl da işlenmiş etlerin tamamının kanserojen olduğunu açıklamıştı.


Reuters’ın haberine göre, Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (IARC) daha önce kahveyi “muhtemelen kanserojen” kategorisine almasına rağmen daha sonra fikrini değiştirdi. Kurum bugün son araştırmalarında “kanserojen etkiye dair kesin delil bulunamadığını” açıklayacak.

Fakat aynı zamanda diğer bilimsel bulguların yaklaşık 65 derece veya üzerinde su, kahve, çay ve diğer içecekler de dahil çok sıcak içkilerin tamamının kanserojen etki yaratabileceği sonucuna vardığı açıklanacak.

GEÇEN YIL ‘İŞLENMİŞ ET’ AÇIKLANMIŞTI

Geçtiğimiz yıl işlenmiş etin kansere yol açabileceğini açıklamasıyla manşetlerde kendisine yer bulan Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı IARC, sonuçlara insan ve hayvanlar üzerinde binden fazla araştırmanın ardından ulaştı. Kahvenin kanserojen olup olmadığına dair yeterli kanıt bulunamadı. Sözcü

9 Haziran 2016 Perşembe

Obez anne selfie sayesinde 60 kilo birden verdi

İki çocuk annesi 31 yaşındaki Justine McCabe, geçtiğimiz sene şubat ayında eşi John Paul’ün intiharıyla sarsıldı. Ailesi ve arkadaşları tarafından oyalanması için spor salonuna kaydedilen anne, müthiş bir başarı öyküsüne konu oldu.



31 yaşındaki kadın, spor salonuna başlamadan önce 140 kiloydu. Bu zor günleri ancak büyük bir motivasyonla atlatabileceğini düşünen genç kadın, haftada 6 kez spora gitmeye ve yediklerine büyük ölçüde dikkat etmeye başladı. Bu sırada gereken motivasyonu da selfie çekerek sağladı. Ve en sonunda 60 kilo vererek 80 kiloya inmeyi başardı.


Eşimin ölümü gerçekten çok ağır ve korkunç zamanlar geçirmeme neden oldu. Üstelik annemi de çok kısa zaman önce kaybetmiştim. Eşimin ölümünden sonra hayatımda değişiklik yapmazsam dayanamayacağımı düşündüm ve harekete geçtim. Hayatımı baştan aşağı değiştirdim ve hayallerimin peşinden koşmaya, korkularımın da üstesinden gelmeye karar verdim. Eğer eşim de annem de bu başarımı görselerdi, eminim ki benimle çok gurur duyarlardı’ diyor, genç kadın.


‘Özçekimin 365 günü’ adını verdiği projesine yas döneminde başlayan genç kadın, ‘Ne kadar korkunç ve kalbi kırık görünüyorum’ diyor, eski fotoğraflarına bakınca. Ancak kilo kaybetmeye başladığı dönemlerden itibaren toparlanmaya başladığını da itiraf ediyor. ’18 yaşından beri sakladığım kot pantolonlarıma şimdi sığabilmek harika bir duygu’ diyor.


Artık hep hayal ettiğim gibi yaşayabileceğim. Dağ tırmanışı yapacağım, skydiving, bugnee jumping ve bol bol yürüyüş… Her gün selfie çekmek bana büyük bir motivasyon kaynağı oldu.’ Hürriyet

İşte 1 sene boyunca selfie çekerek verdiği kiloları paylaşan genç kadının geldiği son nokta...





7 Haziran 2016 Salı

Jennifer Nicole Lee 40 yaşında 40 kilo verdi

Yaşam koçu Jennifer Nicole Lee, 40 yaşında 40 kilo vererek muhteşem fiziğiyle gençlere meydan okuyor.


Fitness modeli, motivasyon konuşmacısı ve yazar Jennifer Nicole Lee, selülitsiz bacaklarını ve düz karnını korkmadan sergiledi.

40 kilo vererek kusursuz bir görünüme ulaşan Lee, bir röportajında ‘Vücudunuzun en beğendiğiniz bölgesi hangisi?' sorusuna ise ‘En güzel yerim gülümsemem. Çünkü kilolu olduğum zamanlarda bile beni çekici yapabilen tek şey gülüşümdü.'diye yanıt verdi.

Miami, South Beach'teki tatilinde etrafındakilere aldırmadan yoga yapan Lee, genç kızlara taş çıkartıyor.


Kilo vermek için oruç tutmayın!

Diyetisyen Serap Akyol, “Kilo vermek için oruç tutmak doğru değil” diyor.


Shambala Clinic Diyetisyeni Serap Akyol, Ramazan ayında kişilerin arınma ve ibadet amaçlı oruç tutmalarının önemine dikkat çekiyor. Akyol, kilo verme amaçlı oruç tutmanın sağlık açısından doğru olmadığını belirtiyor.

ORUÇ TUTARSAM KİLO VEREBİLİR MİYİM?

Diyetisyen Serap Akyol konuyla ilgili olarak; “Kutsal Ramazan ayını arınma ayı olarak düşünmeliyiz. Amacımız kilo vermek olmamalı. Kişi daha çok ruhsal ve bedensel arınma için oruç tutmalıdır. Oruç aslında kişinin ruhunu ve bedenini temizlediği bir çeşit detoksdur” diyor.


METABOLİZMAYI BOZARSINIZ

Diyetisyen Akyol, kilo vermek için oruç tutmanın kesinlikle yanlış olduğunu özelikle ifade ederek: “Bu durum metabolizmanın bozulmasına ve ağırlık kaybediyorum derken, sadece kas ve su kaybetmenize neden olmaktadır. Bu da kilo vermekten ziyade sağlığınızın bozulması anlamına gelmektedir.” sözleriyle oruç tutmayı düşünenleri uyarıyor.

MEVSİM SEBZELERİ İLE DENGELİ BESLENİN

Serap Akyol, özellikle sıcak yaz günlerine denk gelen Ramazan ayında oruç tutanları dengeli beslenmeleri konusunda uyarıyor. Sahurda tok tutan ve gün içinde vücudu canlı tutacak mevsim sebzelerinin ve yiyeceklerin tercih edilmesine dikkat çekiyor. Akyol, kişilerin doğru beslenerek, sahurda ve iftarda bol su tüketerek ibadetlerini zorlanmadan, sağlıklarını koruyarak yerine getirebileceklerini belirtiyor. Sözcü

Hangi hastalar oruç tutabilir, hangileri tutamaz?

Prof. Dr. Mitat Bahçeci, kronik sağlık sorunları olan hastalar için oruç rehberi hazırladı.


Sağlık sorunları olup da oruç tutmak isteyenler mutlaka doktorlarına danışmaları gerekiyor. Endokrinoloji Uzmanı Prof.Dr. Mitat Bahçeci, kronik hastalıkları olan kişilere özel bir rehber hazırladı ve önemli uyarılarda bulundu.

İzmir Kent Hastanesi Endokrinoloji Uzmanlarından Prof.Dr. Mitat Bahçeci, Ramazan ayının 2016 yılında, büyük bölümünün gündüz, çok uzun ve ortalama aç kalma süresinin 17 saat olduğu Haziran ayına denk geldiğine dikkat çekerken bazı kronik hastalığı olanlar izin ‘Oruç rehberi’ hazırladı. Sıcak günlerde ve uzun açlıkta özellikle diyabet (şeker) hastaları, tiroid hastalığı tedavisi görenler ve hipertansiyonlu kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini kaydeden Prof.Dr. Bahçeci şunları söyledi:

“Diyabeti ağırlık ve tipine göre; Tip 1 diyabet, sadece oral antidiyabetik (hap) ilaçlarla tedavi olan tip 2 diyabet, uzun süreli olan ve insülin kullanan tip 2 diyabetik ve diyabete bağlı, böbrek, kalp, sinir sitemi ve göz hastalığı gibi ağır hasarlar ortaya çıkmış ve insülin kullanan tip 2 diyabet ile gebe diyabetliler olarak sıralanabilir. Bunlardan tip 1 diyabetli hastalar, insülin kullanan tip 2 diyabetliler ve gebe diyabetliler (ister tip 1, ister tip 2, isterse de gebelik diyabeti olsun) kesinlikle oruç tutmamalılar. Buna karşılık kullandığı şeker ilacı insülin salgılatmayıp sadece insülin direncine etki eden ve hipoglisemi riski yaratmayan metformin etken maddeli ilaç kullanan ve sadece diyetle tedavi olan kişiler dikkatli olmak koşuluyla oruç tutabilirler.”

DİYABETLİLER NASIL ORUÇ TUTMALI?

Oruç tutan diyabetlilerin de sahura mutlaka kalkması ve sahurun en geç saatinde yemek yemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Bahçeci, “İftara ise hafif bir çorba ve şeker içermeyen bol su ile başlamalı ve en az 15 dakika geçtikten sonra ana yemeğe başlamalı ve yavaş biçimde yemelidirler. Yemek sonrası tatlı almamalı ve meyveyi de iftardan sonra en az 1 saat geçtikten sonra tüketmelidirler. Yaz mevsimi diğer mevsimlerden besin çeşitliliği açısından daha zengin bir mevsimdir. Bu nedenle bu ramazanda meyve tüketimi ayrı bir önem taşıyor. Porsiyon olarak küçük boy bir karpuzun 8’de biri (kabuksuz 200 gram), küçük boy bir kavunun 8’de biri (kabuksuz 175 gam) yenilebilir” dedi.

TARÇIN YARDIMCINIZ OLUR

Hastalara meyve suyu tüketmemelerini, meyve yemelerini önerdiklerini vurgulayan Prof.Dr. Bahçeci uyarılarını şöyle sürdürdü:

“Elma ya da yoğurt üzerine dökülen 1 çay kaşığı tarçın insülin direnci üzerine çok olumlu etki yapar. Oruç tutan diyabetli kişide gün içerisinde ani ve soğuk terleme, çarpıntı, yüzde solukluk gibi hipoglisemi belirtileri ortaya çıkarsa, mutlaka kan şeker düzeyini ölçmeli ve kan şekeri düzeyi düşük olarak saptanırsa mutlaka orucu bozmalı ve şekerli su içmelidirler. Yine ilaç kullanmadıklarından aşırı susama, dilde kuruluk, bilinç bulanıklığı ve ağızda aşırı bir şekilde çürük elma kokusu (aseton) saptandığında mutlaka doktora başvurmalıdırlar.”

HİPOTİROİDİ HASTALARI NE YAPMALI?

Endokrinoloji Uzmanı Prof.Dr. Mitat Bahçeci, hipotiroidi tedavisi gören kişilerin rahatlıkla oruç tutabileceklerini söyledi. Ancak hastaların ilaçları alacakları zamanı iyi ayarlaması gerektiğini kaydeden Prof.Dr. Bahçeci, “Hastalar, normalde sabah aç karnına yemekten yarım saat kadar önce tiroksin hapı alanların ilaçlarını uyanır uyanmaz daha sahurun hemen başlangıcında aç iken alıp, yarım saat sonra sahur yemeğini yemeli. Tiroid bezinin aşırı çalışması (hipertiroidi-zehirli guatr) nedeniyle tedavi olanlar ise ilaçlarını iftarda ve sahurda alarak oruç tutabilirler. Kolesterol ilacı alanlar da rahat oruç tutabilirler çünkü ilaçlarını yatmazdan önce almalarını tavsiye ediyoruz” dedi.
DHA

Avokado ye, hamile kal

Harvard Tıp Fakültesi Massachusette General Hastanesi Üreme Merkezi'nin araştırması ilginç bir çalışmaya imza attı.

Efsane değil, bilimsel gerçek! Harvard Tıp Fakültesi Massachusette General Hastanesi Üreme Merkezi, tüp bebek tedavisi gören 147 kadınla yaptığı araştırmada ilginç bir sonuç elde ettli. Buna göre tedavi süresince bol bol avokado yiyenler ve gerçek zeytinyağı tüketenlerde çocuk sahibi olma şansı 3 kat artıyor.

SONUÇLAR 150 ÜLKE İLE PAYLAŞILDI

İlginç bilimsel gerçek Harvard Tıp Fakültesi Massachusette General Hastanesi Üreme Merkezi'nde tedavi gören 147 kadını kapsayan araştırmayla ortaya çıktı. Bilimsel sonuçlar, İstanbul'da yapılan ESHRE (European Society of Human Reproduction and Embryology) Avrupa Üreme Derneği Toplantısı'nda 150 ülkeden 10 binin üzerinde katılımcıyla paylaşıldı.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, diyetteki yağlarla tüp bebek tedavisini ilişkilendiren ilk çalışma hakkında şu bilgileri verdi:

AKDENİZ DİYETİ YAP, ÇOCUĞUN OLSUN

“Akdeniz diyetinin bir parçası olarak tüketilen bazı gıdalardaki yağlar, tüp bebek tedavisi gören kadınlarda başarıyı üç kat arttırabilir.

Zeytinyağı, ayçiçek yağı, fındık ve tohum yağı gibi tekli doymamış yağ içeren diyetlerin, anne olma açısından, farklı yağ çeşidini içeren diyetlere göre daha faydalı olduğu bulunmuştur. Bu yağları bol miktarda tüketenlerin tüp bebek tedavisi sonrası bebek sahibi olma oranları, az miktarda tüketenlere göre 3,4 kat daha fazladır.

Harvard'daki çalışma grubunun lideri Prof. Jorge Chavarro, tekli doymamış yağlar açısından en zengin gıdanın avokado ve zeytinyağı olduğunu söylüyor.


TEREYAĞI KALİTELİ YUMURTA SAYISINI DÜŞÜRÜYOR MU?

Tereyağı ve kırmızı etten zengin beslenme şekli olan grupta ise, tüp bebek tedavisi sırasında toplanan kaliteli yumurta sayısı düşüktür.

Bu çalışmayı gerçekleştiren araştırmacılar, zaten kalbi koruduğu bilinen, tekli doymamış yağların vücudun iltihabi yanıtını azaltarak ve insülin duyarlılığını değiştirerek doğurganlığı artırdığını düşünmektedir.

Çalışma grubunu oluşturan ve tüp bebek tedavisi gören kadınlar, farklı beslenme tiplerinin içerdiği yağların miktarlarına göre gruplara ayrılmış ve her grupta elde edilen tedavi sonuçları birbiriyle karşılaştırılmıştır. Tüm yağ çeşitlerini bol miktarda tüketenlerde elde edilen yumurta sayısı azdır ve iyi kalitede değildir. Özellikle de doymuş yağlardan zengin besinleri tüketenlerde. Ayrıca besinlerle fazla miktarda çoklu doymamış yağ tüketenlerde, embriyo kalitesinin oldukça kötü olduğu görülmüştür.

CANLI DOĞUM ORANI 3,4 KEZ DAHA FAZLA

Oysa besinlerle yüksek oranda tekli doymamış yağ tüketenlerde, canlı doğum oranı, bu yağları en düşük seviyede tüketen gruba göre 3,4 kez daha fazladır.

Elde edilen sonuçlar oldukça enteresan olmakla beraber, diyetteki yağlarla tüp bebek tedavisini ilişkilendiren ilk çalışma. Bu nedenle de olgu sayısı az olmasına rağmen, ortaya çıkan sonuçlar daha ileri düzeyde araştırmayı hak ediyor.”

TÜRKİYE'DE DE YETİŞİYOR

Bu arada, anavatanı Meksika ve Guetamala olan avokado yetiştiriciliği Türkiye'de, 1980'li yılların ortalarından itibaren hızla artmış, özellikle Alanya, Gazipaşa ve Anamur gibi Akdeniz kıyı şeridinde bulunan yerlerde yaygın olarak üretilmeye devam ediyor.

Ne yazık ki, Türkiye'de avokado meyvesi çok az tüketiliyor. Bunun en önemli nedeni de bizim damak tadımıza uymaması. Op. Dr. Betül Görgen, E ve C vitamini açısından da zengin olan bu meyveyi tüketmeleri için insanları bilinçlendirmenin önemli olduğunu sözlerine ekledi.

6 Haziran 2016 Pazartesi

Jennifer Lopez’den diyet hapı

Lopez’in bu ürününün, 1 ayda kalçalarda yaklaşık 5 cm’lik incelme sağladığının, klinik test aşamasında da kanıtlandığı belirtiliyor.

ABD’li şarkıcı ve oyuncu Jennifer Lopez, zayıflama hapları endüstrisine katılan ünlüler kervanına girdi. Lopez’in besin destek ürünleri ve sporcu besinleri üreten BodyLab markası işbirliğiyle kadınlar için hazırladığı takviye hapının, vücut yağ oranını haftalar içerisinde yüzde 10 azalttığı ileri sürülüyor. 46 yaşında ve 2 çocuk annesi olmasına rağmen vücudunu hep formda tutmayı başaran Lopez’in piyasaya yeni sürdüğü bu ürününün, 1 ayda kalçalarda yaklaşık 5 cm’lik incelme sağladığının, klinik test aşamasında da kanıtlandığı belirtiliyor.


Sağlıklı bir oruç için 8 öneri

Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, sağlıklı bir Ramazan ayı için beslenme önerileri sıraladı.


Uzmanlar 2016 yılında da Ramazan’ın yaz aylarına denk gelmesi sebebiyle uyarılarda bulunuyor: Özellikle şeker hastaları, yüksek tansiyonu olanlar, hipoglisemik hastalar, migreni olanlar ve kronik kalp hastalıkları olan kişilerin doktoruna danışmadan oruç tutmaması gerekiyor. Bunun dışında bol çeşitli iftar sofralarının sağlıklı bir şekilde kurulması için neler yapılması gerektiği de önemli bir konu. Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, pide, yağlı yemekler ve tatlı tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini vurgularken sağlıklı iftar ve sahur sofralarının olmazsa olmazlarını sıraladı.

İFTAR VE SAHUR ARASI BİR ÖĞÜN DAHA…

İftarı yaptıktan sonra günün geriye kalan kısmında en az 1 ara öğün daha yapmalıyız.
Yeterli ve dengeli beslenmeyi ramazan ayında da sürdürmeliyiz. Açlık süresinin 17 saate kadar uzadığı bu ayda, iftarı yaptıktan sonra günün geriye kalan kısmında en az 1 ara öğün daha yapmalıyız.

Mutlaka sahur yapmalıyız. Sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahuru sadece su içerek geçirmek veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 17 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Ayrıca sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır.

Ramazan’ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki bolluktur. İftar sofralarında bir kişinin tüketebileceği yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar.


Oruç Tutanlar İçin Sağlık Beslenme Önerileri

1. Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün, iftardan 2 saat sonra 1 ara öğün daha yapılmalı

2. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir.

3. İftara hurma, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir.

4. Günde ortalama 2- 2,5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran ve maden suyu içmeye özen gösterilmelidir.

5. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.

6. Yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir.

7. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.

8. Yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.

Ramazanda kilo almamak elinizde

Oruç tutarken aç kalınan sürenin uzun olması metabolizmayı yavaşlatacağı için normal beslenme düzeni sürdürüldüğünde kilo almak kaçınılmazdır. Bu nedenle ramazan ayı boyunca özellikle yağlı ve şekerli gıdalardan kaçınarak, formunuzu koruyabilirsiniz…



SAHURDA KAHVALTI YAPIN

Sahurda, özellikle doğru besinleri tercih etmek gün içinde oruç tutulan saatlerde açlığı önler ve zindelik sağlar. Sahurda poğaça, tost, sucuk, salam, ağır gıdalar yerine; yumurta, peynir, süt gibi kahvaltılık hafif besinler tercih edilmeli. Bazen pratik olması adına süt veya yoğurt ile yulaf ezmesi müsli gibi besinler de tercih edilebilir. Fakat bu besinlerin yanında meyve ve kuruyemiş de tüketilebilir.

BAŞLANGIÇ iÇiN TEK TERCiH YAPIN

İftarda tüketilen kızartmalar, yağlı yemekler, hamurla yapılan ağır tatlılar, fazla miktarda tüketilen pilav ve makarna da yağlanmayı artırır. Bu durum ağırlık hissini artıracağından kişi kendini zinde değil yorgun ve bitkin hisseder. İftarda başlangıç için zeytin, hurma, meze, börek, ceviz içi, kayısı, incir gibi birçok besini bir arada tüketmek yerine tek bir hurma ya da zeytin tercih etmek daha sağlıklı olur. Başlangıçta çorba, ardından etli sebze veya zeytinyağlı sebze yemeği, ızgara et,  yoğurt, ekmek, salata ile birlikte tüketilerek iftar sonlandırılabilir.

Her akşam pide yemeyin

Ramazanda en çok tüketilen besinlerden biri pidedir. Her akşam pide tüketmek yerine, kişi özel davetler için kendine bir ödül verme alışkanlığı geliştirilmelidir. Ramazan pidesi beyaz undan yapılır ve kalorisi diğer ekmeklere oranla daha fazladır. Yedikçe iştahı azaltmak yerine artırır; çünkü glisemik indeksi yüksek olduğundan kan şekerini hızlı yükseltip çabuk düşürür dolayısı ile yerken yeme isteğini artıran bir besindir. Hızlı depolanıp kişide yağlanmayı artırabilir. Fazla tüketilme isteği artacak bir besin olması sebebiyle kilo aldırır. Bu nedenle tüketimini sınırlandırmakta fayda vardır. Her akşam pide yemek yerine, kişi özel davetler için kendine bir ödül verme alışkanlığı geliştirilmelidir.

Asitli içecekler susuzluğunuzu gidermez

Susuz kalan vücut; yorgunluk, kas krampları, deride kuruma, sindirim sisteminde zorluk, sersemlik ve sıcaklık hissine sebep olur. Bunun için mutlaka sahura kalkılınca, iftar sırasında ve sonrasında yatana kadar bol sıvı tüketmek gerekir. Ancak asitli ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır.

Tatlı kriziniz tutarsa…

Ramazan ayında tüm gün aç kalarak oruç tutan çoğu kişinin akşam yemeği sonrası tatlıya olan isteği artar. Burada yapılması gereken tatlı tüketimini sınırlandırmak ve doğru tercih etmektir. Örneğin baklava, künefe veya tulumba tercih etmek yerine güllaç, kazandibi, dondurma veya meyveli kuplar tercih edilmelidir.

Hepsi aynı zamanda tüketilmemelidir. Örneğin hamurlu şerbetli tatlılardan künefe şekerpare tüketilecekse bile 1-2 adeti geçmeyecek şekilde alınabilir. Güllaç, kazandibi, muhallebi ve meyve tatlıları oldukça sağlıklı tatlılardır.

ÖRNEK MÖNÜ

SAHUR
Önce yarım litre suya hazırladığınız, tarçın kabuklu, elma dilimli, limon dilimli ve yeşil çaylı sabah iksirinizi için. Ardından kabak rendeli 2 yumurtalı omlet + yarım dilim kepekli lavaş + domates + salatalık söğüş yiyin.

İFTAR

Orucunuzu, 1 büyük bardak su ile açıp, bir süre sonra soğuk çorbanızı için.
Yapılışı: 4 kaşık yoğurt ve 1 çay bardağı suyu birlikte çırpın.1 su bardağı haşlanmış nohut, 1 kahve fincanı haşlanmış karabuğday, 1 salatalık rendesi ve taze nane ilave edip, pul biber ve bir fiske tuzla tatlandırın.

Yemekten hemen sonra Türk kahvesi için. Yarım saat sonra yeşil çay/beyaz çay/mate seçeneklerinden birini tüketin.

ARA

Yarım litre su için.

İFTARDAN 2 SAAT SONRA

Közlenmiş patlıcan, közlenmiş kırmızı biber, domates ve biberi ince kıyarak salata haline getirin. Limon, elma sirkesi ve bir fiske tuzla tatlandırın. 200 gram yağsız yoğurtla doyana kadar tüketin.
Yemekten hemen sonra rezene çayı için.

2 SAAT SONRA

3 top light dondurma

(Taylan Kümeli / Sözcü)

2 Haziran 2016 Perşembe

Az uyumak kilo aldırıyor

Kilo vermek için uyku kalitesine ve süresine özen göstermelisiniz.


Yetersiz uyku vücuttaki hormonal dengeyi bozarak sürekli yemek yemeye itiyor. Ayrıca diyabet hastalığına neden olan yetersiz uyuma alışkanlığı birçok sağlık sorununun da tetikleyicisi.

AZ UYKU YEMEK YEDİRİYOR

Az uyumanız vücudunuzdaki hormonal dengeyi alt üst ederek sizi sürekli yemek yemeye itiyor
Yani ideal kiloya sahip olmak için sağlıklı bir yaşam tarzının yanı sıra yeterli uyumak da şart. Yetersiz uykunun vücut üzerinde birçok farklı etki yarattığını, bunların da kilo almaya neden olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, “Uykusuzluk gibi vücutta stres yaratan bazı durumlarda kortizol hormonu seviyesinin yükselerek iştahınızın artması, uykusuzluğun bir başka olumsuz etkisidir. Az uyumanız vücudunuzdaki hormonal dengeyi alt üst ederek sizi sürekli yemek yemeye iterken, obeziteye de kapılarınızı ardına kadar açacağını unutmayın” uyarısında bulundu.

Yetersiz uyuyan kişilerde doyma sinyalini gönderen leptin hormonunun seviyesinin düştüğünü söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, “Bu hormonun seviyesindeki düşüklük, vücudunuzun daha fazla kaloriye ihtiyacı olmadığı durumlarda bile beyne yemek yeme sinyali göndererek daha fazla yemek yemeye neden olur” diyerek yetersiz uykunun iştahı artıran açlık hormonunu seviyesini yükselttiğini vurguladı.

YETERSİZ UYKU DİYABET NEDENİ

Yetersiz uyumanın vücudun insüline karşı daha dirençli hale gelmesine neden oluyor
Yetersiz uyumanın vücudun insüline karşı daha dirençli hale gelmesini ve şeker metabolizmasının bozulmasına yol açtığını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, “Vücudunuzdaki insülin direncinin artması, vücudunuzu daha fazla insülin salgılamaya yöneltip, Tip-2 diyabet hastası olmanıza neden olabildiği gibi, salgılanan yüksek miktardaki insülin size özellikle göbek bölgenize yağ olarak geri döner” dedi. Çağatay Demir, yapılan çalışmaların günde 5 saatten daha az uyuyanların şeker hastalığına da yakalanma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya çıkardığını sözlerine ekledi.

KİLO UYKU KALİTESİNİ BOZUYOR

Kilolu veya obez olmanın iyi bir gece uykusu uyumayı engelleyebileceğini anlatan Demir, kilolu kişilerde, uyku apnesi görülme riskinin yüksek olduğunu söyledi. Uyku apnesi olan kişilerin uyku esnasında nefes alıp vermeyi bir gecede yüzlerce defa durdurabileceğini belirten Demir, “Nefes alıp verme durduktan kısa bir süre sonra, bir havuzu bir başından bir başına suyun altından yüzerek geçmişçesine nefes nefese uyanırsınız. Defalarca olan bu durum da uyku süresini ve kalitesini olumsuz etkileyecektir. Bunun yanında kilolu kişilerde daha sık görülen artrit, diyabet ve kalp hastalıkları da kaliteli bir uyku uyumayı güçleştirecektir. Sağlıklı bir kilo için yeterli uyuyun, yeterli uyuyabilmek için kilo verin” diye konuştu.

Sağlıklı bir kilo için yeterli uyuyun, yeterli uyuyabilmek için kilo verin

İYİ VE KALİTELİ BİR UYKU İÇİN…

•Hep aynı saatte yatağınıza gidip, aynı saatte kalkın. Bir gün çok geç saatte bile uyumuş olsanız, aynı saatte kalkmaya özen gösterin.

•Yatağınızı sadece uyumak için kullanın. Yatağınızda televizyon izlemek ve kitap okumaktan kaçının.

•Aç bir mide ile uyumaya çalışmayacağınız gibi yatmadan önceki öğününüzü light yoğurt, meyve gibi hafif yiyeceklerden olmasına özen gösterin.

•Yatak odanızın sessiz olmasını sağlayın.

•Uykunuzu kaçırabilecek kafeinli içeceklerden öğlen saat 3'den itibaren uzak durun.

•Her zaman uyuduğunuz yerde uyuyun.

•Midenizin üzerine yatmaktan vazgeçip, sırt üstü veya anne karnındaki gibi kıvrılma pozisyonuyla uyumaya çalışın.

•Uyuyacağınız mekânda ışık bulundurmayın, odanın karanlık olmasını sağlayın.

•Yatak ve yastığınızın ortopedik olmasına özen gösterin. Sözcü

Kalori azaltan tabak yaptılar

Bir tabak, yediğiniz yemeklerin kalorilerini nasıl azaltabilir dersiniz?



Şu sıralar yeni bir yemek modası hakim. Tayland’da bulunan bu muhteşem buluş, Doğu Asya'nın en çok satılan ikinci ürünü olmayı başardı.

Tayland Sağlıklı Hayata Destek Derneği, yağ emen tabak üreterek her yemekten net 30 kalori kesiyor. Peki bunu nasıl başarıyor dersiniz?

Yemeğinizi bu tabağa koyup biraz bekliyorsunuz, tabağın üzerine bulunan 500 minik delik yağı emiyor ve tabaktan dışarı atıyor. Böylece her yemekten en az 7ml yağ çekiyor.  Özellikle kızartma sevenler için inanılmaz bir buluş değilmi? Sözcü


Midenizi Ramazan’a hazırlamanın 10 adımı

Bedeninizi oruç tutmaya hazırlamanın yolları...


Uzun sürecek açlık ve susuzluk metabolizmanızı değiştirmeden önce bedeninizi, midenizi Ramazan’a hazırlayın. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı, konu ile ilgili önemli uyarılarda bulundu ve oruç tutacağınız günlere yaklaşırken yapmanız gerekenleri anlattı.

Su tüketiminizi artırın

Ramazan öncesi su tüketmeyerek susuzluğa alışılacağı düşüncesi, yapılan en büyük yanlışlardan biri. Günde en az 8-10 bardak su tüketmeye dikkat edin, su kaybını arttıran kafeinli içeceklerin tüketimini sınırlandırın.

Uyku saatinizi öne çekin

Ramazan'da iftar ve sahur saatleri nedeniyle biyolojik saatimiz değişeceğinden, şimdiden yeni uyku düzenine geçin. Normal uyku saatinizden bir iki saat önce uyumaya başlayın. Uyku saatinizi öne çekmeniz hem Ramazan'da sahura kalkmanızı kolaylaştıracak hem de gün içerisinde uykusuzluğa bağlı halsizlik ve yorgunluk hissinizi önlememeye katkı sağlayacak.

Kahvaltınızı daha erken yapın

Kahvaltı gün boyu kişiyi zinde tutan en önemli öğün. Kahvaltı yapmama alışkanlığınız varsa, Ramazan'a sayılı günler kala mutlaka kahvaltı yapmaya kendinizi alıştırın ve daha erken saatlerde kahvaltı yapın.

Porsiyonlarınızı küçültün

Oruç öncesi özellikle öğle yemeklerinde porsiyonları küçültün, salata gibi hafif yiyecekleri tercih edin, ara öğünleri azaltın. Böylece hem uzun sürecek açlık ve susuzluğa karşı vücudunuz daha kolay adapte olabilecek hem de mide ve sindirim sisteminiz rahatlamış olarak Ramazan'a başlayabilirsiniz.


Ağır yiyeceklerden kaçının

Doç. Dr. Suna Yapalı “Ramazan öncesi yağlı, şekerli ve tuzlu besinleri azaltmak gerekir. Yemeklerinize kattığınız yağ ve tuz miktarını azaltın. Cips, patates kızartması, tuzlu kuruyemiş ve turşu gibi besinlerden uzak durun” diyor.

Meyve ve sebze tüketmeye dikkat edin

Lif içeriği yüksek sebze, meyve ve tam tahıllı yiyecekler sindiriminizi kolaylaştıracağından Ramazan'da olduğu gibi öncesinde de meyve ve sebze tüketmeyi ihmal etmeyin. Ancak meyvelerdeki şeker oranının da yüksek olduğunu göz önünde bulundurarak tüketimini günde bir iki porsiyon ile sınırlandırın” diyor.

Ağrı kesici ilaçları sık kullanmayın

Ağrı kesici ilaçların kullanımı midede tahriş ya da ülser oluşumunu kolaylaştırıyor. Bu nedenle gerek günlük yaşantınızda gerekse oruç öncesinde bilinçsizce ağrı kesici kullanmayın.

Mide sorununuz varsa uzmana görünün

Açlıkla mide asit salgısı ve sindirim sisteminin hareketliliği azalıyor. Uzun süreli açlık aktif mide ülseri, oniki parmak barsağı ülseri ve gastriti olan hastalarda yakınmaları artırıyor. Bu nedenle mide ülseri olanların oruç tutmaması gerekiyor. Midenizde herhangi bir sorununuz varsa Ramazan öncesi mutlaka bir hekime görünün. Hafif şiddette reflü hastalığı olanlar ilaçlarını sahurdan 30-60 dakika önce almalı.

Sahura mutlaka kalkın

Birçok kişi sahura kalkmadan oruç tutabileceğini düşünüyor. Oysa sahura kalkmadan tutulan oruç açlık süresini daha da artırıyor. Bu da gün içerisinde mide rahatsızlıklarına neden olabiliyor.

Sahurda kahvaltı tercih edin

Doç. Dr. Suna Yapalı “Sahurda yumurta, peynir, süt ve yoğurt gibi protein içeriği yüksek besinlerin alınması tok kalmanıza yardım edecektir. Ayrıca ceviz ve badem gibi kaliteli yağ içeren besinler de sahur sofralarınızda yer almalıdır” diyor. Sözcü

1 Haziran 2016 Çarşamba

Düğün günü formda olmanın püf noktaları

Evlilik kararı alan çiftler düğünlerinde her şeyin kusursuz olmasını istiyor, güzel ve formda görünmek için büyük çaba harcıyor. Çünkü düğünde bütün gözler, gelin ve damadın üstünde oluyor.

Uzman Diyetisyen İpek Ağaca’ya göre, kusursuz güzelliğin veya yakışıklılığın sırrı insanın kendisini iyi hissetmesinde yatıyor. Formda ve istenilen kiloda olmanın kişiyi iyi hissettirdiğini belirten Ağaca, “Kendini iyi hisseden kişi mutludur, enerjiktir ve güzeldir” diyor.

Düğün telaşı yaşarken, bir taraftan da fazla kiloların derdine düşen gelin ve damat adaylarına seslenen Diyetisyen Ağaca, “Kilo vermek ve forma girmek düşündüğünüz gibi zor ve sıkıcı bir süreç değil. Kilo kaybını sağlamak istiyorsanız mutlaka bir diyetisyene danışmalısınız. Çünkü kişiye özel diyet uygulayarak sağlıklı, hızlı ve kalıcı kilo vermeniz mümkün” diyor.

Ağaca, düğün öncesi fazla kilolardan kurtulmak isteyenlere şu tavsiyelerde bulunuyor:
Sağlıklı ve formda bir gelin/damat olmak istiyorsanız, kahvaltı yapın: Kahvaltı ederek güne başladığınız günler daha enerjik ve mutlu olursunuz; çabuk yorulmazsınız. Düzenli kahvaltı ile düğün hazırlıklarını daha konforlu yapabilirsiniz. Ayrıca kahvaltının kilo verme üzerindeki etkilerini de atlamayalım. Güne kahvaltı yapmadan başlayanların yağ depolama riskinin daha fazla olduğunu unutmayın. Tam buğday ekmeği, orta yağlı beyaz peynir, yağsız yumurta, ceviz, çiğ sebzelerden oluşan bir kahvaltı, gece uykuya dalan metabolizmanızı harekete geçirecek ve sizi gün boyu iyi hissettirecek.

Alışverişe, gidilecek yerlere yürüyerek gidin; hareketsiz kalmayın: Gideceğiniz yerlere mümkünse arabayla değil, yürüyerek veya toplu taşıma ile gitmeye çalışın. Gün içerisinde 45 dakika-1 saatlik yürüyüş kilo kaybı için çok etkili. Düzenli yürüyüşler kilo kontrolünde etkili olduğu gibi mutluluk hormonu da salgılatır ve kişiyi iyi hissettirir.

Ara öğünlerini ihmal etmeyin: Sık beslenmek, kan şekerini dengeler; metabolizma hızında artışa yardımcı olur. Yapılan binlerce bilimsel çalışma bu sonucu doğrulamaktadır. Metabolizmanızın tıkır tıkır çalışması ve kilo kaybı için ara öğün yapmalısınız. Düğün hazırlıkları çok meşakatlidir ve zaman alır. Damatlık/gelinlik provaları, organizasyonla ilgili yapılacak pek çok iş, mobilyacılar, beyaz eşyacılar, emlakçılar derken koşuşturmaktan yemek yemeyi unutursunuz. Ama bu kesinlikle doğru değil! Size önerim; çantanızda mutlaka bir taze meyve veya kuru meyveler; birkaç parça badem bulundurun. İçecek ikramı olduğunda ayran veya sütlü (gerçek süt) kahve tercih edebilirsiniz ve tabii yanında su. Böylece ara öğününüzü atlamamış olursunuz. Ara öğününüzü düzenli yapmak, alışverişler sırasında daha sakin ve mantıklı olmanızı da sağlayacaktır. Unutmayın; çoğu insan kan şekeri düştüğünde sinirlenir; agresif veya alıngan olur. Ara öğünleri düzenli yapmanız hem sizi hem de eş adayınızı rahatlatacaktır.

Çayı, kahveyi bir kenara bırakın, su içmeyi unutmayın: Günlük sıvı ihtiyacı kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Vücudun, besinlerle alınan her 1 kalori başına 1,5 ml. sıvıya gereksinimi vardır. Bu da yetişkin bireylerde ortalama 2-3 litre’dir. Günlük sıvı gereksinmesinin ortalama %60-70’inin su olarak tüketilmesi gerekir. Örneğin 2,5 litre sıvı ihtiyacınız olsun; bu sıvı ihtiyacının en azından 1,5 litresinin su olarak içilmesi gerekir. Yaz aylarında sıvı kayıpları olduğundan su ihtiyacı artabilmektedir. Içilen çaylar, kahveleri bir kenara bırakalım; günde ortalama 8-10 bardak su içmeye gayret edin. Yanınızda (çantanızda, arabanızda vb.) mutlaka su şişesi bulundurun.

Şişkinlik şikayetiniz varsa bu besinleri düğün öncesi tüketmeyin: Düğün öncesindeki birkaç gün gaz ve şişkinlik yapıcı özellikteki besinlerin tüketiminden kaçınılmalı. Bunlar; brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, lahana, pırasa, turp, salatalık gibi sebzeler; erik, çilek gibi meyveler; kuru fasulye, nohut, bezelye, mercimek, barbunya gibi kuru baklagiller ve bulgur gibi besinlerdir. Gaz ve şişkinlik şikayetlerini arttıran besinler kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir; önerim; sizi rahatsız eden/gaz şikâyetine neden olan yiyecekleri tespit etmeniz ve bu besinleri bu süre zarfında tüketmemeniz olacaktır.

Vücudunuz kolay ödem tutuyorsa dikkat: Tuz ve tuzlu besinlerin (konserveler, salamura besinler, tuzlama yöntemiyle yapılmış besinler, turşu, şalgam suyu, vb.) tüketimi mümkün olduğunca azaltın. Tuz içeriği düşük olan bir beslenme programı uygulayarak yaşanabilecek ödem riskini azaltabilisiniz. Maden suyu yüksek miktarda sodyum içerdiğinden düğün önceki gün mümkün olduğunca uzak durulmalıdır; çok hassas bünyelerde ödem artışına sebebiyet verebilir. (ntvmsnc)