30 Kasım 2015 Pazartesi

30 dakikada 4 cm incelme vaadi

Kalça, karın, bel ve bacak gibi bölgelerde yağ dokusunun inatçı olduğunu belirten Diyetisyen Özlem Posbaşoğlu, Cryo21 adlı yöntemle yarım saatte 4 cm incelmenin mümkün olabileceğini iddia ediyor.
“Diyet yapıyorum zayıflayamıyorum”, “Göbeğim erimiyor”, “Kilo verdim ama vücudum sarktı’’ gibi şikayetler, zayıflama diyeti yapanlar tarafından sık dile getiriliyor. Uzman Diyetisyen Özlem Posbaşoğlu, buz ile zayıflama yönteminin bu şikayetlere son vereceği görüşünde. Posbaşoğlu, Fransızların kullandıkları bu yeni yöntemin, aç kalmadan, acı çekmeden zayıflatacağını söylüyor.
Fransa’da uzun yıllar zayıflama teknikleri üzerine eğitim aldığını belirten Posbaşoğlu, Cryo21 yönteminin fazla kilolarından kurtulmak ve fit bir görünüme kavuşmak isteyenlerin imdadına yetiştiğini kaydediyor.

“İNATÇI YAĞLARDAN KURTULABİLİRSİNİZ”

“Cyro21 yöntemiyle kalça, karın, bel ve bacak gibi yağ dokusu inatçı olan bölgeler eriyebiliyor. İlk seansta bile gözle görülür bir zayıflama oluyor” diyen Posbaşoğlu, yöntemle ilgili şu bilgileri veriyor:

“Cihaz yardımıyla -40 derecede yağlar donduruluyor. Bu sayede kan dolaşımı hızlanıyor, toksinler dışarı atılıyor ve yüksek miktarda kalori harcanıyor. Yağ hücreleri azalıyor. Lenflerin dayanıklığı artıyor. Kaslar canlanıp, sıkılaşırken vücut incelmek suretiyle yeniden şekilleniyor. Bu, cerrahi müdahaleye ve özellikle katı diyetlere alternatif bir yöntem. Avrupa'da zayıflama teknikleri içerisinde noter tarafından onaylanmış bir yöntem. Dileyen kişi yanında noter getirip uygulamayı yaptırabilir. Sonuçlar ise kalıcı.”

RUS KADINLARIN ZAYIFLIK FORMÜLÜ

Posbaşoğlu, yarım saatte en az 2 cm incelmenin mümkün olabildiğine değinirken, “İncelme miktarı kişiden kişiye değişebilir, bu yarım saatte 4 cm'e de çıkabilir. Yöntem sırasında kesinlikle ağrı yok. Sadece cihaz yardımıyla masaj yapılıyor. Herhangi bir diyete de gerek kalmıyor” diyor.
Teorik olarak buzun selülitlere karşı inceltme özelliğinin olduğunu ve hemen hemen tüm mankenlerin buz yiyerek, buz masajı yaptırarak ya da buzlu su içerek formunu koruduğunu belirten Özlem Posbaşoğlu, “CRYO21 de bu mantıkla hareket ediyor. Buzun insan bedenine karşı yağ kırıcı bir özelliği vardır. Fransa ve Rusya'daki kadınların formda olmalarının sebebi de buz masajlarıdır. Yöntemimiz de buzun bu etkisini içinde barındırıyor. Uygulamaya gelmeden önce ve uygulama sonrasında kişilerden gün içerisinde en az 2 bardak buzlu su içmelerini öneriyoruz. Uygulama bu şekilde daha iyi ve etkin sonuçlar veriyor” şeklinde konuşuyor. ntvmsnc

29 Kasım 2015 Pazar

Mutlaka yemeniz gereken 33 süper besin

‘Süper besinler’e bu ismin verilmesinin sebebi, vücudumuza maksimum düzeyde besin maddesi sağlarken, minimum ölçüde kalori veriyor olmaları. Bu besinler kolesterol, kanser gibi hastalıkları iyileştirmede yardımcı olurken, bağışıklık sistemimizi de destekliyor. Hangi süper besinleri tüketmeniz gerektiğini ya da zaten yediğiniz besinlerin size hangi faydaları sağladığını gözden geçirelim ister misiniz?
Badem kolesterolü düşürüyor
E vitamini, lif ve omega-3 yağ asitleri deposu badem, kalp hastalığı riskinizi artıran kolesterolü düşürüyor. İçeriğindeki iyi yağlarla kilo vermeyi kolaylaştıran doyurucu bir alternatif!
Elma bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor
Bu sonbahar meyvesi, elmalı tarta lezzet vermekten çok daha fazlasını yapıyor. Önemli miktarda C vitaminiyle kış aylarında bağışıklık sisteminizi desteklemek için harika bir besin.
Enginar kalp hastalığı riskinizi azaltıyor
Bu süper besin metabolizmanızı harekete geçirerek toksinleri dışarı atmaya yarayan ve sindirim sürecinde önemli ölçüde yardım sağlayan lif bakımından oldukça zengin. Öğünlerinize sık sık enginar eklemek aynı zamanda kolesterolü azaltmaya yardımcı olarak kalp hastalığı riskinizi düşürüyor.
Kuşkonmaz kemik sağlığını destekliyor
Kuşkonmaz, kemik proteinlerini harekete geçiren ve osteoporozu önlemeye yardımcı olan K vitamini zengini. İçeriğindeki A vitaminiyse organlarınızın sağlığını korumaya yardımcı. Aynı zamanda cildimize zarar veren serbest radikalleri önleme ve iyileştirmeye yardımcı olan antioksidanlar içeriyor.
Avokado görüşü iyileştiriyor
Avokado kolesterolü düşürmeye yardımcı ve kalp sağlığını destekleyici. Düzenli tüketildiğinde görme yetinizi destekleyen lutein isimli antioksidanı içeriyor.
Pancar yüksek tansiyonu düşürüyor
Pancar yüksek oranda potasyum, folik asit, demir ve kanserle savaşan antioksidanlar içeriyor. Suyu yüksek tansiyonu düşürüyor.
Muz şişkinliği gideriyor
Muzun, kasları ve adet kramplarını rahatlatan potasyum zenginliğiyle meşhur olduğunu biliyoruz. İçerdiği prebiyotikler de midedeki şişkinliği azaltıyor.
Siyah frenk üzümü bağışıklığı iyileştiriyor
Portakaldan daha fazla C vitamini içeren siyah frenk üzümü havalardan dolayı hafif kırgınlığınız başladığı zaman harika bir bağışıklık güçlendirici. Yüksek oranda içerdiği besin maddeleri ve antioksidanlar sayesinde görüşünüzü de destekliyor.
Yabanmersini enflamasyonu azaltıyor
Orman meyvelerinde renk ne kadar koyu olursa faydaları da o kadar fazla oluyor. Yabanmersinindeki C vitamini anti-enflamatuar özelliklere sahip.
Brüksel lahanası görüşü destekliyor
Lutein içeren Brüksel lahanası yaşlanma ve görüş bozukluğuyla savaşan en önemli besinlerden. Bu sebze lif, antioksidan ve vitamin zengini. Ama maksimum derecede faydalanmanız için düzenli bir şekilde tüketilmesi gerek.
Kakao stresi azaltıyor
Her çikolata zararlı değildir. Hatta yüzde 70 kakao oranına sahip bitter çikolata sağlıklıdır bile. Kakaodaki flavanol tansiyonu ve stres seviyenizi düşürmeye yardımcı oluyor.
Kızılcık yaşlanmayı yavaşlatıyor
Yaşlanma etkilerini vitamin zengini kızılcık tüketerek tersine çevirebilirsiniz. Bu orman meyvesi ister taze, ister kurutulmuş veya suyu sıkılmış olarak tüketilsin, hastalıklara karşı da koruma sağlıyor.
Hindistancevizi yağı kan şekerinizi dengeler
Yapılan araştırmalar hindistancevizi yağındaki besin maddelerinin kolesterolü düşürmeye ve kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olduğunu kanıtlıyor.
Yumurta enerji seviyenizi artırır
Yumurta B12 vitamini ve demir zengini. Bu iki besin maddesi de vücutta enerji seviyesini artırma ve korumada önemli rol oynuyor. Yumurta içindeki yüksek protein sayesinde enerji seviyenizi korurken aynı zamanda uzun süre tok tutuyor.
Üzüm hasarlı hücreleri iyileştiriyor
Üzümdeki antioksidanlar çevre kirliliği, güneş gibi faktörlere maruz kaldığında cilt hücrelerinde hasar ve yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin etkilerini yok etmeye yardımcı oluyor.
Kenevir tohumu kalbinizi güçlendiriyor
Kenevir tohumu özellikle kalp sağlığınız için önemli. Sırrı, içindeki omega-3 yağ asitleri.
Kıvırcık kara lahana kanserle savaşıyor
Nadir de olsa artık Türkiye’de, özellikle internet üzerinden bulabildiğiniz bu yeşil yapraklı sebze A, K, C vitaminleri ve folik asit bakımından son derece zengin. Bu vitamin ve besin maddeleri sağlıklı bir bağışıklık sistemini desteklerken yapılan bazı çalışmalar aynı zamanda bu sebzenin düzenli tüketildiğinde kanserle savaştığını gösteriyor. Ancak yine de araştırmalar tam olarak netliğe kavuşmadı.
Mantar hastalıklarla savaşıyor
Mantarın birçok çeşidindeki antioksidanlar bu besini bağışıklık sisteminizi güçlendirme ve hastalıklara karşı savaşma konusunda en büyük müttefikiniz yapıyor.
Yulaf kolesterolü düşürüyor
Yulaf, kötü kolesterolü (LDL) düşüren çözülebilir lif içeriğiyle meşhur.
Zeytinyağı kalbinizi koruyor
Akdeniz tipi beslenmenin bu kadar sağlıklı kabul edilmesinin nedenlerinden biri de bol miktarda zeytinyağı içermesi. Zeytinyağındaki sağlıklı tekli doymamış yağlar kalp sağlığınızı korumada büyük önem taşıyor. Ayrıca bu iyi yağlar tansiyonu ve kolesterol seviyesini dengede tutmaya yardımcı. Faydalarından maksimum derecede yararlanmak için kullandığınız yağın ekstra sızma olmasına dikkat edin.
Kinoa tok tutuyor
Protein zengini bu besin sizi uzun süre tok tutma özelliğiyle tahıllara bir alternatif. Kinoa aynı zamanda bol miktarda lif ve demir içerdiğinden sindirim sisteminiz için de son derece faydalı.
Nar hücre hasarlarını onarıyor
Nardaki güçlü antioksidanlar hücrelerinize hasar veren serbest radikallerle savaşıyor.
Somon kalp sağlığınızı koruyor
Somon en iyi omega-3 kaynaklarından biri olmasının yanı sıra kolesterolünüzün sağlıklı seviyelerde kalarak kalp sağlığınızın korunmasına yardımcı olan diğer sağlıklı yağlar bakımından oldukça zengin. Somon ayrıca protein, D vitamini ve kalsiyum deposu. Bu besin maddelerinin hepsi vücudunuzun geri kalanının da sağlığını koruyor.
Ispanak tüm vücuda faydalı
Sebze tüketmek her zaman önemli ama ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı olanlar öncelikli. Bu besin zengini güç deposu sebze, protein, demir, kalsiyum ve A vitamini içeriği sayesinde sağlığınızı artırmaya yardımcı oluyor.
Ayçekirdeği yüksek tansiyonu düşürüyor
Ayçiçeğinin çekirdeklerinde bulunan magnezyum ve E vitamini yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı oluyor. Bu küçük ve lezzetli çekirdekler kalbiniz için de oldukça faydalı.
Çay günlük rahatsızlıklara çare oluyor
İçindeki antioksidan, vitamin ve mineraller sayesinde çay, anksiyete, kilo kaybı, baş ağrısı, sindirim ve uyku sorunu gibi birçok vücut ve zihin problemine iyi geliyor.
Çilek kanserle savaşıyor
Anti-enflamatuar antioksidanlar ve fitokimyasallarla dolu olan bu meyve vücutta kanser hücrelerinin gelişimini önlemeye yardımcı.
Domates meme kanseriyle savaşıyor
Domatese kırmızı rengini veren likopen bu meyvedeki en faydalı besin maddesi. Likopenin prostat, akciğer, kolon ve meme kanserlerine karşı koruma sağlamaya yardımcı. Hafif pişirildiğinde daha fazla fayda sağlıyor bu yüzden günlük beslenmenize ev yapımı domates sosları ve diğer pişmiş hallerini eklemeyi denemelisiniz.
Zerdeçal zihninizi açıyor
Bu Hint baharatının süper besin olmasının birden fazla sebebi var: Yalnızca anti-enflamatuar ve kanserle savaşıcı etkilere sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda hafızayı geliştirmeye ve Alzheimer gibi hastalıklarla savaşmaya yardımcı oluyor.
Ceviz damarlarınız için çok faydalı
Bu kuruyemiş, kolesterol ve damar fonksiyonları için harika bir besin. Ayrıca içindeki E vitamini, manganez, çinko ve omega-3 yağ asitleri sayesinde genel sağlığınız için de harika bir alternatif.
Portakal stres hormonu seviyesini düşürüyor
C vitamini bağışıklık sistemini desteklemesiyle biliniyor. Peki bu vitaminin aynı zamanda egzersiz sonrası stres hormonları seviyesini düşürmeye yardımcı olduğunu biliyor muydunuz?
Karpuz vücudun su ihtiyacını karşılıyor
Karpuzun içinde bol miktarda su bulunuyor. Aynı zamanda bol miktarda lif ile A ve C vitaminleri içerdiğinden sağlığa faydaları saymakla bitmiyor.
Yoğurt daha kolay sindirim sağlıyor
Yoğurt probiyotik denilen sağlıklı bakteriler içerdiğinden sindirim kanalını temizlemeye ve sindirime sürecine yardımcı oluyor. Yalnız yoğurt alırken proteini yüksek, şekeri düşük olmasına dikkat edin ve mümkünse süzme olanları tercih edin.
Kabak demek tepeden tırnağa sağlık demek
Kabak vücudunuz için güç deposudur çünkü A, C vitaminleri, potasyum, folik asit ve lif gibi faydalı besin maddeleriyle dolu.
Kivi tek başına bir öğün gibi
Kivide, portakalın içerdiğinden iki kat fazla C vitamini olduğundan günlük ihtiyacınızı karşılamak için harika bir alternatif. Ayrıca bu minik meyvede muzun içerdiğinden daha fazla potasyum ve bir kase kahvaltılık gevrekten daha fazla lif var.
Mehmet Öz / hürriyet.com.tr

28 Kasım 2015 Cumartesi

Latin popou hayal değil

Hepimiz Latinlerin ince bedenlerine, biçimli popolarına özeniriz. Bunun genlerin bir hediyesi olduğunu düşünür ve iç geçiririz. Ancak bilmeniz gereken bir şey var; sahip olmak istediğiniz vücut şekli için sonradan da bir şeyler yapmak mümkün...

Evet, hayalinizde daha biçimli kalçalar varken, gerçekte sahip olduğunuz düz bir kalça ise, kalçanızı daha büyük ve dik gösteren silikonlu iç çamaşırları tercih ediyorsanız, kalçanızın düzlüğünü saklamak için sürekli bol giyecekler alıyorsanız, artık bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş demektir...

Bugün kararınızı verin ve kalça egzersizleriyle istediğiniz Latin poposuna kavuşabilmek için önünüze bir hedef koyun. Genlerinize kızmayı bırakın ve harekete geçin...

Bizce Latinlerin muhteşem kalçalarına sahip olmak için bu hareketleri denemeye değer. Ne de olsa denemesi bedava..

Ajda Pekkan, Türkan Şoray, Kadir İnanır, Gülben Ergen gibi ünlü isimlerle de çalışmış olan Spor Eğitmeni Ayten Altun, "Genellikle Jennifer Lopez, Shakira dediğimiz zaman aklımıza biçimli kalçalar gelir.

Bu tamamen genetik bir durum olmakla birlikte dümdüz bir kalçayı da egzersiz ile şekillendirmek mümkün..." diyor.

Kişi 65 yaşında da olsa bir deri bir kemik değilse onun için bir şeyler yapılabileceğini söyleyen Altun, şunları söylüyor:

"Eğer kişi çok çok zayıf değilse olmayacak diye bir şey yoktur. Ancak insanlar biraz sabırsız, hemen her şey olsun istiyorlar ama bunun için zaman gerekiyor. Örneğin, egzersize Eylül ayında başlıyorsanız en az Mayıs sonuna kadar devam etmeniz, haftada mi

Daha biçimli kalçalar için kalçayı tek başına düşünmeden bacaklarla beraber çalışmak gerekiyor. Altun, şunları söylüyor: "Evet, kalça egzersizi çalışmalıyız ama bu sadece squat olmamalı, yapılabilecek başka özel kalça egzersizleri de var.

Ayrıca özel kalça egzersizlerinin yanı sıra muhakkak protein alınmalı. Çünkü protein almazsanız var olan adeleriniz de gider ve vücudunuz daha da düşük görünür.

Egzersiz ve beslenmeyi dengeli bir şekilde götürürseniz sonuca çok daha hızlı bir şekilde kavuşmuş olursunuz."

İŞTE O SİHİRLİ EGZERSİZLER

Skater Squat: Öncelikle sağ bacağınızın üzerinde ayakta durun. Sonra sağ dizinizi kalçanız yere paralel oluncaya dek bükün. Egzersizin zorluk derecesini artırmak istiyorsanız sol dizinizi ise yere dokundurun. Ayağa kalkın ve bu şekilde 4 kez 12 tekrar

Single-Leg Dumbbell Deadlift: Elinize 5 kiloluk bir dambıl alın ve dizlerinizi hafifçe bükerek ayakta durun. Öne doğru eğildikten sonra sağ bacağınızı arkaya doğru uzatın. Fakat bunları yaparken sırtınızın düz olmasına dikkat edin.

Başlangıç konumuna dönün ve bu hareketi her iki tarafınızla 20 kez yapın.

Glute Bridge: Bench tahtasına yaslanın, dizlerinizi 90 derece bükün ve kalçanızı yere doğru yaklaştırın. Bacaklarınız titremeye başladığında hareketi bırakın. Kalçanızı indirin ve başlangıç pozisyonuna dönün. Bu şekilde 18 tane tapabilirsiniz. Habertürk

27 Kasım 2015 Cuma

Düz bir karın için gerçekleştirmeniz gereken 5 adım

Dümdüz bir karına sahip olmayı düşleyen; fakat ayva göbeğe bile razı olanlardan mısınız? O zaman size bir iyi bir de kötü haberimiz var.

İyi haber; mekik veya başka bir egzersize gerek duymadan dümdüz bir karına sahip olabilirsiniz. Başka bir deyişle, her ne kadar spor yapmak hayatınıza birçok artı katsa da, karnınızı düzleştirmek için spor salonunda saatlerini harcamanız gerekmiyor.
Kötü haber; karın bölgesinde biriktirdiğiniz aşırı kilolardan sadece düşük bel pantolonlarınız değil, organlarınız da rahatsız.
Karın bölgesinde ne kadar çok yağ depolanmasına izin verirseniz; diyabet, kalp hastalıkları, inme ve yüksek tansiyon riski de bir o kadar artar; fakat aynı şey kalça çevresinde depolanan yağlar için geçerli değildir. Karın bölgesinde oluşan ekstra yağlar (viseral yağlar), hayati iç organlarınızın etrafında konumlandığından dolayı sağlığınızı düzenleyen hormonları etkiler.

Bu yüzden karın bölgenizi kal alışkanlıklarınızdan kurtulmanız, hem karın bölgenizi düzleştirecek, hemde sağlığınıza son derece faydalı olacak. Peki bunu nasıl başaracaksınız?

1)Stresinizi üzerinizden atın:
Yaşadığınız küçük bir streste bile beyniniz kortizol üretimini arttırır. Bu hormon da karın bölgesinde ekstra yağ depolanmasına sebep olur. Karın bölgenizin daha fazla kalınlaşmasına tahammül edemiyorsanız, stresinizi söküp atın!

Ne yapabilirsiniz?  Yoga ve derin nefes alma gibi faaliyetler stres ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcıdır. Bu faaliyetler vücudunuzdaki parasempatik sinirleri aktive ederek, otomatik olarak rahatlamanızı sağlar.

2)Daha fazla uyuyun:
Vücudunuzun dinlenmesine izin vermeyip, yeterli ve kaliteli bir uyku uyumuyorsanız kortizol seviyenizin artmasına destek çıkıyorsunuz demektir. Kortizol, stres sırasında arttığı gibi uykusuz kalmanızdan da etkilenir ve karın bölgesindeki yağlarınızın artmasına neden olabilir. Ayrıca enerjiniz düşük olduğunda ve yorgun hissettiğinizde daha sık yeme ihtiyacı duymanızın nedeni de yükselen kortizol hormonunun size kendinizi aç hissettirmesinden kaynaklanır.

Ne yapabilirsiniz?   Karın bölgesindeki yağlarla savaşmak istiyorsanız günde en az 7-8 saat kaliteli uyumaya özen göstermelisiniz. Eğer uykuya dalmakta zorluk çekiyorsanız, yatmadan önce papatya ve adaçayı gibi sizi rahatlatacak ve uykuya dalmanızı kolaylaştıracak bitki çaylarından yararlanabilirsiniz.
3)Probiyotik içeren besinleri tüketmeye özen gösterin:
Probiyotik (diğer adıyla “yararlı bakteriler”) içeren besinleri tüketmeniz, bağırsak floranızı sağlıklı hale getirerek karın bölgenizin incelmesine yardımcı olur. Aynı zamanda süt ve süt ürünleri tüketimi sonrası şişkinlik problemi yaşayanlardansanız, bu sorununuzdan probiyotiklerin yardımıyla kurtulabilirsiniz.

Ne yapabilirsiniz?   Menünüze yoğurt ve kefir gibi probiyotiklerin en iyi kaynaklarını eklemeye özen gösterin. Yararlı bakterileri içeren bu besinleri tüketmeyi alışkanlık haline getirerek kendinizdeki değişimi kısa sürede görebilirsiniz.
4)Şişkinliğe sebep olan içeceklerden uzak durun:
Bira göbeği istemiyorsanız alkol kullanımını kısıtlayın. Zaman zaman sosyal içici olmanın kimseye ir zararı yok; fakat bu durumu alışkanlık haline getirmek, bel çevrenizde o hiç sevmediğiniz katmanların oluşmasına sebep olabilir. Çünkü araştırmalar, alkollü içeceklerin özellikle akşam saatlerinde ve büyük miktarlarda tüketilmesinin şişkinlikle doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.
Şekersiz, gazlı içeceklerin zararsız olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Birçok kişi kalorisiz gazlı içeceklerin vücutta negatif bir etkiye yol açmadığına inanır; fakat bu içeceklerde oluşan karbonatlaşma sonucu gelen gaz, midenize yerleşerek şişkinliğe sebep olur.

Ne yapabilirsiniz?   Şişkinlikle savaşmanın en iyi yolu, vücudunuza ihtiyacı olan suyu vermeniz. Her öğün öncesi içeceğiniz 2 bardak suyla şişkinlik ve ödemden tamamen kurtulabilirsiniz.
5)Yüksek miktarda tuz ve sodyum içeren besinlerden uzak durun:
Tuz, sindirim sistemi rahatsızlıklarına ve aşırı şişkinliğe neden olur. Tuzdan aldığınız sodyum vücutta fazla su tutulumuna neden olduğu için ödem problemi oluşur.

Ne yapabilirsiniz?   Dışarıda tükettiğiniz hamburger, pizza, bisküvi, vb. işlenmiş gıdalardan uzak durun. Bunların sık tüketimi, fazla miktarda sodyum alınmasına ve ödem, şişkinlik gibi problemlere yol açabilir.

mahmure.com.tr

26 Kasım 2015 Perşembe

'Kahvaltıdan aşırı dolu mide ile kalkmayın'

Uzmanlar, kahvaltı yaparken kendinizi zorlamadan sofradan lüzumsuz aşırı dolmuş bir mide ile kalkılmaması uyarısında bulundu.
Beden Aklıyla Zayıfla kitabının yazarı ve aile hekimi Dr. Fevzi Özgönül zayıflama için öneriler verdi ve sağlıklı bir kahvaltı için şunları söyledi, "Beden aklınızı kullanıyorsanız kahvaltı sonrası asla rahatsızlık hissetmiyor olmanız gerekir. Eğer kahvaltıdan sonra sofradan kalktığınızda rahatsızlık hissediyorsanız, bir yerde yanlış yapıyorsunuz demektir." dedi.
Dr. Fevzi Özgönül, kahvaltıda tüketilecek 8 besini şöyle sıraladı:


1- KARBONHİDRAT
Kahvaltınızda mutlaka günlük enerjiniz için gerekli olan karbonhidrat olmalı. Fakat bunu daha çok tam tahıllı bir dilim ekmek veya malzemesi bol olan bir dilim börek olarak veya çok seviyorsanız yarım simit ile almanızda yarar var. Eğer bal ve reçel tercih ederseniz çok aşırı şeker yüklendiğinizden dolayı sindirim sisteminizi tembelliğe devam ettirirsiniz. Amacımız sindirim sisteminizi güçlendirmek ve yediğiniz her gıdayı sindirebilecek vaziyete getirmektir.

2- SÜT ÜRÜNLERİ
Kahvaltınızda mutlaka peynir gibi bir süt ürünü bulundurmalısınız. Nasıl bir inşaatta kum ve çimento yanında kirece de ihtiyaç varsa kahvaltıda da diğer kahvaltılıklar yanında süt ürünlerine de ihtiyaç vardır. Peynir miktarı kişinin ihtiyacına göre ve zevkine göre farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle miktara ve çeşide bağlı kalmaksızın sizin için önemli olanın bir çeşit peynirin de kahvaltı sofranızda yerini almasıdır.

3- ZEYTİN
 Zeytin de kahvaltıda önemli bir yiyecektir. Zeytinin de çeşidi ve miktarı tamamen kişiye özeldir. Hatta kişinin zaman içerisinde isteğine bağlı da değişebilir. Fakat benim önerim her kahvaltı masasında mutlaka olması gereken bir yiyecek maddesidir.

4-YUMURTA
Yumurta ise yine olmaz ise olmazlarımız arasında yer alır.Eğer göbek ve basenlerimizden kurtulmak istiyorsak öncelikle bedenimizin yapısının sağlamlaşması gerekir. Bu nedenle beden yapı taşı olan protein önemlidir. Yumurta ise kahvaltı sofranızdaki en önemli protein kaynaklarından birisidir. Yumurtayı ister rafadan ister haşlama isterseniz de yağda kızartma olarak yapabilirsiniz. Çok çeşitli şekilde yumurtayı tüketebilirsiniz. Omlet yapmanızdan tutun da menemen dahi yapabilirsiniz. Hatta çılbır gibi çok farklı pişirme yöntemlerini de kullanarak farklı bir tat yakalayabilirsiniz.

5-KURU KAYISI
Kahvaltıda kuru kayısı ,kuru incir veya hurma yemenizi de öneriyoruz. Eğer kabızlık gibi bir probleminiz varsa bu saydıklarımdan her sabah 2-3 adet yiyebilirsiniz. Fakat kabızlık probleminiz yoksa 2-3 günde bir yeseniz de olur. 

6- YEŞİLLİK
Kahvaltıda yeşillikler de hem hazmın kolaylaşmasını hem de ekstra vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması için önemlidir. Unutmayın yeşil sebzelerde de bitkisel proteinler ve karbonhidrat kaynağı da vardır. Kahvaltımızı ne kadar çeşitlendirirsek hem hazmını kolaylaştırır hem de daha çeşitli besin maddeleri almış olmamızdan dolayı bedenin kendisini yapılandırmasını kolaylaştırmış oluruz.

7-MEYVE
Mevsim Meyveleri kahvaltının bir bakıma olmaz ise olmazlarından birisidir. Her türlü mevsim meyvesini iyice yıkadıktan sonra kabukları ile birlikte yememizde hiç bir sakınca yoktur. Meyveler vitamin ve mineral deposu olarak anılsa da içerdikleri yüksek oranda lif ile sindirim işlevini de rahatlatırlar. Bu nedenle kahvaltı masamızda az da olsa meyveye yer açmamız sağlıklı beslenmemiz açısından önemlidir. Zaten bir avuç dolusu meyveden daha çok yememenizi de tavsiye ediyorum.

8- BADEM, FINDIK VE CEVİZ
 Badem, fındık ve ceviz sizin tekrar küçülmenizde bebeklerdeki anne sütü kadar önemlidir. Bu yağlı tohumların içerdiği fito kolesterol kaynağı hem kan kolesterol düzeyini dengeleyecek hem de kolajen ve elastin fibiril üretimine katkıda bulunacaktır. Aynı zamanda yüksek enerji içerdiği için az yediğimiz ekmek hamur işi türü gıdaların da eksiğini kapatarak tatlı ve hamur işi isteğimizi engelleyecektir. 

25 Kasım 2015 Çarşamba

Vücut yağ oranı nasıl ölçülür?

Tartı size hangi kiloda olduğunuzu gösterebilir ama bu gördüğünüz rakamlar gerçek yağ oranınız ile ilgili bilgi vermez. Hiç beklemediğiniz bir şekilde çok zayıf görünen biri aslında gereğinden fazla yağ oranına sahip veya iri kol kaslarına sahip sıkı görünümlü bir sporcu ideal kilosunun biraz üstünde olabilir. 

Vücudunuzdaki yağ oranını ölçmek için birçok yöntem var ancak bu yöntemlerin bazıları doğru sonuçlar vermiyor. Örneğin, kemik yoğunluğu ölçümü kesin sonuçlar verirken, göbek deliğinize dokunmaya çalışmak gibi doğru bilinen yanlış yöntemler de var.

1-Vücut Kitle İndeksi 

Nedir? Vücut Kitle İndeksi, boyunuzu ve kilonuzu karşılaştırarak sağlıklı kilonuzu bulmaya yarayan bir matematik işlemi. Çıkan rakam sizi, normal, kilolu ve obez olmak üzere bir kategoriye koyuyor. Beden Kitle İndeksi de deniyor. 

İşe yarıyor mu? Her zaman değil. 2012’de yapılan bir araştırmaya göre BKİ normal çıkan kişilerin yüzde 29’unun aslında obez kategorisine girecek kadar yağa sahip oldukları ortaya konmuş. Bu sebeple BKİ hesaplaması aslında zayıf görünen ama yağ oranı fazla olan kişileri doğru ölçemiyor. Bir diğer yönü de, eğer gerçekten çok kaslı ve fit biriyseniz, kas dokusu fazla ağırlık yaptığından normal indeksinizin üstünde bir sonuç alarak fazla kilolu kategorisine girebilirsiniz. 

Nasıl yapılıyor? Tarayıcınızdan Beden Kitle İndeksi hesaplayıcılarını aratarak, kilo ve boy bilgilerinizi girip hesaplayabilirsiniz.

2-Bel çevresi ölçümü 

Nedir? Kadınlar için ideal bel ölçüsü 82 santim, erkekler için de 88.5 santimdir. 

İşe yarıyor mu? Evet. Dünya çapında birçok sağlık kuruluşu da bu ölçülerin doğru sonuç verdiğini onaylıyor. Karın bölgesindeki yağların fazla olması, kalp krizi ve diyabet riskini getiriyor. Bu yüzden bel çevrenizin ideal ölçülere yakın olması önemli. 

Nasıl yapılıyor? Kumaş bir mezura alıp leğen kemiğinizin biraz yukarısından belinizi etrafına sarın. Belinizin etrafına tam oturmalı ama çok sıkmanıza gerek yok. Bu şekilde bel ölçünüzü görebilirsiniz.
3-İki bacak arasındaki boşluk 

Nedir? İnternette yapılan bir araştırmaya göre birçok insan bu yöntemle kendini ölçmeye çalışıyor. Özellikle genç kızlar arasında oldukça yaygın bir konu. (İngilizce "thigh gap" deniyor.) Eğer ayakta durduğunuzda iki bacağınızın birleştiği yerin üst kısmında bir boşluk kalıyorsa, zayıfsınız demektir. 

İşe yarıyor mu? Hayır. Bu tamamen sizin yapınıza ve kas yoğunluğunuza bağlı. Amerika’daki Obezite Hastalıkları Merkezi’nden Doktor Charlie Seltzer, bu yöntemin yağ oranınızı sağlıklı olarak ortaya çıkaramayacağını vurguluyor ve şu örneği veriyor: "Yakın zamanda bir sporcuyla çalışmıştım, bacakları oldukça kaslıydı ve durduğu zaman iki bacağının arasında herhangi bir boşluk olmuyordu ancak kilosu ve yağ oranı son derece sağlıklıydı." 

Nasıl yapılıyor? Aynanın karşısına geçip bacaklarınızın arasında boşluk aramaya gerek yok. Bu gibi halk arasında doğru olduğu düşünülen yanlış yöntemler özellikle genç kadınlarda ve ergenlikte yeme bozukluğuna yol açabilir.
4-Bel-kalça oranı 

Nedir? Bel-kalça oranı 0.8 ve üzerinde olan kadınların birçok ciddi hastalığa yakalanma riski daha yüksek. 

İşe yarıyor mu? Evet. Hem bel çevresi ölçüsü hem de bel-kalça oranınız kalp hastalıkları ve obezite riskiyle doğru orantılı. Bel-kalça oranı yüksek olan kadınların özellikle ilerleyen yaşlarda bu hastalıklara yakalanma riski daha yüksek. 

Nasıl yapılıyor? Bir mezurayı kalçanızın en geniş yerinin etrafından sarın ve ölçüsünü alın. Aldığınız ölçüyü bel ölçünüzle birlikte tarayıcınızdaki bel-kalça oranı hesaplayıcılardan birini kullanarak hesaplayabilirsiniz.
5-Karın kasları 

Nedir? Eğer karın kaslarınızı görebiliyorsanız, yani six-pack'iniz varsa, o halde fitsiniz. 

İşe yarıyor mu? Biraz. Dr. Seltzer bunu şöyle açıklıyor: "Derinizin altında ne kadaryağ olduğu aşağı yukarı metabolizmanızın ne kadar sağlıklı olduğu hakkında bilgi verir. Fakat sıkı karın kasları, düşük yağ oranı ve sıkı çalışma ile sıkı bir diyetin ürünüdür." 

Nasıl yapılıyor? Kendinize aynanın karşısında bir bakın. Six pack’iniz olmasına gerek yok, biraz da olsa karın kaslarınızın şeklini görüyorsanız bu iyiye işaret. Eğer değilse, hayatınızda küçük değişiklikler yapıp diyet yapmaya başlama zamanınız gelmiş olabilir. Ancak en doğrusu doktora gidip kolesterol ve trigliserit ölçümlerinizi yaptırıp gerçek sonuçlara göre hareket etmeniz.
6-Göbek deliğine dokunmak 

Nedir? Bir kolunuzu belinizin arkasından dolaştırarak göbek deliğinize dokunmaya çalışın, eğer dokunabiliyorsanız zayıfsınız. 

İşe yarıyor mu? Kesinlikle hayır! Bu yöntem de tıpkı iki bacak arasındaki boşluk gibi şehir efsanesi. Bu şekilde sadece kollarınızın esnekliğini ölçebilirsiniz. Ayrıca fit kadınların birçoğu bu testi geçemiyor. 

Nasıl yapılıyor? Siz en iyisi bir mezura yardımıyla gerçek bel ölçünüzü almayı deneyin. 
7-Köprücük kemiği testi 

Nedir? Bir rulo nesneyi (mesela saç bigudisi) alıp kürek kemiği boşluğuna koyun. Eğer düşmüyorsa, kesinlikle zayıfsınız. 

İşe yarıyor mu? Maalesef hayır. Bunu da diğer şehir efsanesi yöntemlerin yanına ekleyebiliriz. Köprücük kemiği testi, kadınların "köprücük kemiği ne kadar çıkıksa o kadar zayıftır" şeklindeki yanlış düşüncesine dayanan popüler bir akım sadece. 

Nasıl yapılıyor? Bu da vücudunuzdaki yağ oranını ölçmek için oldukça beyhude bir yöntem ve yine aynı şekilde ayna karşısındaki görüntüsünü beğenmeyen kadınlarda yeme bozukluklarına yol açabilir.
8-İp testi (Bel-boy oranı) 

Nedir? Bel ve boy oranınızı bulmanın eğlenceli bir yolu. Eğer bel çevreniz, boy uzunluğunuzun yarısından az geliyorsa, sağlıklısınız demektir. 

İşe yarıyor mu? Evet. İngiltere’deki bir ilaç dergisinde 2014 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre bel ve bol oranı, Beden Kitle İndeksi’nden daha doğru sonuçlar veriyor. Bel-boy oranı hem daha kolay, masrafsız hem de herkesin üzerinde uygulayabileceği bir ölçüm. 

Nasıl yapılıyor? Bir ip ile boyunuzu ölçün, sonra ipi katlayın, ip bel ölçünüze uyuyor olmalı.
9-Biyoelektrik Empedans Analizi 

Nedir? Vücudunuza elektrik dalgası göndererek ne kadar yağ dokusu olduğunu tekrar elektrik dalgalarıyla cihaza geri gönderen makina ile yapılan bir tür ölçüm. 

İşe yarıyor mu? Evet, bir bakıma. Zayıflama merkezlerinde veya hastanelerde bu büyük makinalarla yapılan ölçümler kesin sonuçlar verebiliyor. Ancak buradaki sorun şu, bu cihazların evde ölçüm yapabilen küçük boyları da piyasada bulunuyor ve bunlar hiçbir zaman kesin sonuç vermiyor. 

Nasıl yapılıyor? Eğer evinizde bu makinalardan biri bulunuyorsa kullanmaya devam edebilirsiniz ancak kesin sonuç vermediğini göz önünde bulundurun. Eğer kilo vermeye çalışıyorsanız, çıkan oran ne olursa olsun azalarak gidiyorsa doğru yoldasınız demektir. Her gün aynı saatte aynı koşullar altında ölçüm yapın. Egzersiz yaptıktan den hemen sonra kullanmayın.
10-Çimdik testi 

Nedir? Birçok zayıflama merkezinde vücut yağ oranınızı ölçmek için derinizi sıkıştıran pergeller kullanılıyor. 

İşe yarıyor mu? Bu tamamen ölçümü kimin yaptığıyla alakalı. Eğer fitness antrenörü ise, aleti doğru kullanmıyor olabilir. 

Nasıl yapılıyor? Pergel ile ölçmek vücudunuzdaki yağ oranı hakkında çok net bilgi verebilen bir yöntem olmasa da periyodik olarak bu testi her yaptırdığınızda çimdiklerin küçülüyor olması doğru gidiyorsunuz anlamına geliyor.
11-

Nedir? DEXA olarak da bilinen bu ölçüm genellikle kemik yoğunluğunu ve osteoporoz riskini bulmak için yapılıyor ancak vücut bileşiminizi görebilmek için de çok iyi bir yöntem. 

İşe yarıyor mu? Evet. Güvenilir ve hızlı bir yöntem. DEXA, kas, yağ ve kemik yoğunluğunuzu ölçebiliyor. Ayrıca bu yöntemle karın içi yağ oranınızı da öğrenebileceğiniz için kalp hastalıkları ve diyabet riskinizi de bulabilirsiniz. Diyabet hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ciddiye alınması gereken bir hastalık. 

Nasıl yapılıyor? Kemik yoğunluğu ölçümü yapan hastanelerden randevu alarak bu ölçümü yaptırabilirsiniz.
12-Sualtı kilo ölçümü 

Nedir? Hidrostatik ağırlık ölçümü olarak da bilinen bu yöntemde, kişinin su dolu bir havuza girip bir oturak üzerinde kafasını öne doğru eğerek batması ve bu şekilde durması gerekiyor. 

İşe yarıyor mu? Çok da kullanışlı olmadığına dair birçok eleştiri alan bir yöntem. Bu ölçüm sırasında suya batmanız ve ciğerlerinizden çıkarabildiğiniz kadar hava çıkarmanız gerekiyor. Bu her zaman kolay olmadığı için ölçüm on defa tekrarlanabiliyor. Diğer yağ ölçümü yöntemlerine göre pek de pratik değil. 

Nasıl yapılıyor? Bazı zayıflama ve ölçüm merkezlerinde yapılabiliyor
(cnntürk.com.tr)