İngiliz hükümetine bağlı Gıda Standartları Kurumu (FSA), ekmek ve patates gibi nişasta içeren yiyeceklerin yüksek sıcaklıkta pişirildiklerinde akrilamid adında kimyasal bir maddenin açığa çıktığını ve bu maddenin de kansere yol açabileceği uyarısında bulundu.
FSA, riski azaltmak için bu tarz gıdaların pişirme talimatlarına dikkatle uyulması ve çok kızartılıp rengi koyulaşmayacak şekilde pişirilmesini tavsiye ediyor.
FSA ayrıca, patatesin buzdolabında tutulması gerektiği uyarısında da bulunuyor. Bunun nedeni de serin ortamlarda patatesin içindeki şeker düzeyinin artması ve bunun da pişirme sırasında ortaya çıkan akrilamid miktarını yükseltmesi olarak gösteriliyor.
Ancak Kanser Araştırmaları Derneği sözcüsü, akrilamid ile kanser arasındaki ilişkinin insanlarda henüz kanıtlanmadığını ifade ediyor.
Ne kadar çok pişerse, akrilamid o kadar yüksek oluyor
Çok uzun süre boyunca yüksek sıcaklıkta kavrulan, kızartılan ya da ızgarası yapılan nişastalı gıdalarda akrilamid adı verilen kimyasal bir madde ortaya çıkıyor.
Birçok farklı gıda maddesinde bulunan akrilamid , pişirme sürecinde doğal olarak ortaya çıkan bir yan ürün.
Bu madde, ekmek, bisküvi, kek ve kahve gibi 120 derecenin üzerinde pişirilen ve yüksek nişasta içeren gıdalarda bulunuyor.
Aynı zamanda, evde de patates ve ekmek gibi gıdaların yüksek sıcaklıkta pişirilmesiyle de ortaya çıkıyor.
Örneğin, ekmek kızartıldığında akrilamid maddesi de açığa çıkıyor.
Kızartılan ekmeğin rengi ne kadar koyuysa, ortaya çıkan akrilamid miktarı da o kadar yüksek oluyor.
27 Ocak 2017 Cuma
Her gün tartılmak doğru mu?
Diyetisyen Şeyda Sular, her gün değil, haftada bir kez tartılmanın daha doğru sonuç verdiğini söyledi.
Diyetisyen Şeyda Sular, "Maalesef her gün tartılmak doğru değil. Vücudumuz ve hormonlarımız yediğimize, içtiğimize ve günlük stres altında olan hayatımıza karşı değişken bir hal sergiler. Örneğin bir gün önce alkol mü aldık, ertesi gün alkole bağlı vücudumuzda oluşan ödem tartıda artı sonucu gösterecektir ya da stresli bir gün mü geçirdiniz, diyeti bozdunuz ve aşırı karbonhidrat mı tükettiniz maalesef kilo almamış olsanız bile ödeme, bozulan bağırsak hareketlerine bağlı tartıda geçici artışı görmek mümkün. Bu sizde moral bozukluğu yaratmamalı. Her gün tartılmak yerine haftada bir gün sabah aç karnına tuvalete çıktıktan sonra tartılmak size en doğru sonucu verecek" dedi.
Kişinin düzenli ve dengeli beslendiğinde, özellikle fiziksel aktiviteyi eksik etmediğinde tartıda kastan giden kiloya itibar etmemesi gerektiğini kaydeden Diyetisyen Şeyda Sular, "Bir gün önce aldığınız su miktarı, adet dönemi öncesi ve sonrası tartıda çıkan sonucu değiştirir. Özellikle adet döneminizdeyseniz bu tartıdaki sonucu yaklaşık 1.5-2 kg kadar değiştirirken yağ ve kas oranını da aynı ölçüde üzücü bir şekilde farklı gösterir. Siz verdiğiniz kilonun yağdan gittiğini görmek istiyorsanız mezura ölçümüyle bunu net bir şekilde görebilirsiniz. Vücuttan kaybedilen yağ, mezura ölçümünde özellikle bel ve kalça çevresinden incelmeye neden olur ve size en doğru sonucu gösterir" diye konuştu.
Diyetisyen Şeyda Sular, "Maalesef her gün tartılmak doğru değil. Vücudumuz ve hormonlarımız yediğimize, içtiğimize ve günlük stres altında olan hayatımıza karşı değişken bir hal sergiler. Örneğin bir gün önce alkol mü aldık, ertesi gün alkole bağlı vücudumuzda oluşan ödem tartıda artı sonucu gösterecektir ya da stresli bir gün mü geçirdiniz, diyeti bozdunuz ve aşırı karbonhidrat mı tükettiniz maalesef kilo almamış olsanız bile ödeme, bozulan bağırsak hareketlerine bağlı tartıda geçici artışı görmek mümkün. Bu sizde moral bozukluğu yaratmamalı. Her gün tartılmak yerine haftada bir gün sabah aç karnına tuvalete çıktıktan sonra tartılmak size en doğru sonucu verecek" dedi.
Kişinin düzenli ve dengeli beslendiğinde, özellikle fiziksel aktiviteyi eksik etmediğinde tartıda kastan giden kiloya itibar etmemesi gerektiğini kaydeden Diyetisyen Şeyda Sular, "Bir gün önce aldığınız su miktarı, adet dönemi öncesi ve sonrası tartıda çıkan sonucu değiştirir. Özellikle adet döneminizdeyseniz bu tartıdaki sonucu yaklaşık 1.5-2 kg kadar değiştirirken yağ ve kas oranını da aynı ölçüde üzücü bir şekilde farklı gösterir. Siz verdiğiniz kilonun yağdan gittiğini görmek istiyorsanız mezura ölçümüyle bunu net bir şekilde görebilirsiniz. Vücuttan kaybedilen yağ, mezura ölçümünde özellikle bel ve kalça çevresinden incelmeye neden olur ve size en doğru sonucu gösterir" diye konuştu.
21 Ocak 2017 Cumartesi
Scarlett Moffatt 5 ayda 20 kilo verdi
Sadece beş ay içinde 20 kilo veren TV yıldızı kendisi gibi fazla kilolarıyla mücadele edenleri yüreklendirdi.
Görev aldığı Googlebox adlı TV programıyla adını duyuran Scarlett Moffatt, Instagram sayfasında, bir eski bir yeni halini gösteren pozlarını paylaşıp takipçilerine "Ben yapabildiysem siz de yapabilirsiniz" diye seslendi. Daha sağlıklı ve kendine güvenli hale geldiğini belirten Moffatt, 2017 bizim yılımız olacak diye yazdı.
Moffatt, bir süredir aşırı zayıfladığı için eleştiriliyor. Fazla kilo kaybetmenin sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten uzmanlar genç yıldızın bir anlamda da başkalarına kötü örnek olmaya başladığını ileri sürüyor. Ancak Scarlett Moffatt bu eleştirilere "Aşırı zayıf değilim, olmam gereken kiloya ulaştım" diyerek yanıt veriyor.
Moffatt, kilo verme ve sağlıklı kiloda kalma konusunda eski fotoğraflarının kendisini motive ettiğini de sözlerine ekliyor.
KORKUYORUZ SENİ BÖYLE GÖRMEKTEN
Bir dönem fazla kiloları yüzünden çok eleştirilen TV yıldızı şimdi de hayranlarından "artık daha fazla zayıflama" uyarıları alıyor. İngiltere'de ekrana gelen Googlebox adlı yapımla tanınan Scarlett Moffat'ın Instagram'da paylaştığı bu fotoğrafı tartışma yarattı. Aşırı makyajlı fotoğrafında 25 yaşındaki Moffatt, aşırı zayıf, dokunsan kırılacak gibi görünüyor.
Bir hayranı Moffatt'ın bu kadar abartılı zayıflamış olmasının kendisini korkuttuğunu söyleyerek "Bence çok fazla kilo verdin" yorumunu yaptı. Bir başka takipçisi de "Evet, güzel ama lütfen daha fazla zayıflama. Herkes seni olduğunu gibi seviyor" diye yazdı.
Bir başka takipçisi ise "Sen eskiden olduğun gibi güzeldin. Fazla gaddar olmak istemem ama çok fazla zayıfladın ve bu makyaj da senin güzel yüzün için çok fazla" mesajıyla Moffatt'ın görüntüsünden memnun olmadığını dile getirdi.
YİNE ELEŞTİRİLER KESİLMEDİ
Bir zamanlar fazla kilolu olduğu için acımasızca eleştiriliyordu. Sonra çalıştı, çabaladı sadece 5 ayda 20 kilo verdi ama yine de kimseye yaranamadı. Bu kez de aşırı zayıf olmakla eleştiriliyor.
İngiltere'de ekrana geen I'm a Celebrity adlı yarışmayla tanınan sonra da Googlebox ile şöhretini ikiye katlayan Scarlett Moffatt, Heat dergisinin yeni sayısına konuk oldu. Moffatt, kilo vermenin en çok hangi yönünün kendisini mutlu ettiğini de açıkladı.
25 yaşındaki Scarlett Moffatt, belinin inceliği bir yana en çok iri göğüslerinin küçülmesine sevindiğini söyledi.
Moffatt "Zayıfladıktan sonra yaptığım ilk iş eski sutyenlerimi atmak oldu. Dokuz yaşında bir kardeşim var, bazen onları şapka diye başına takıyor" diye konuştu.
Moffatt, dergiye verdiği röportajda zayıflama konusundaki en önemli motivasyonlarından birinin de aşırı büyüklükteki göğüslerinin yol açtığı sırt ağrılarından kurtulmak olduğunu sözlerine ekledi.
Doktorunun kendisine obez olduğunu söylemesinden sonra kilo vermeye başladığını anlatan Moffatt "Eskiden kilolu olduğum için insanlardan açımasız eleştiriler alıyordum. Ama şimdi genellikle pozitif yorumlar geliyor görüntüme" dedi.
Son zamanlarda spor salonunda çok fazla vakit geçirdiğini belirten Scarlett Moffatt, bu kez de bazı kişilerin kendisini "Çok fazla zayıfladığı için" acımasızca eleştirdiğini de söyledi.
Moffatt bazı kişilerin kendisine "Şimdi de yaşlı bir kadın gibi görünüyorsun. Gerçek bir kadın kıvrımlı hatlara sahip olmalı" dediğini ifade etti. Hürriyet
Moffatt, bir süredir aşırı zayıfladığı için eleştiriliyor. Fazla kilo kaybetmenin sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten uzmanlar genç yıldızın bir anlamda da başkalarına kötü örnek olmaya başladığını ileri sürüyor. Ancak Scarlett Moffatt bu eleştirilere "Aşırı zayıf değilim, olmam gereken kiloya ulaştım" diyerek yanıt veriyor.
Moffatt, kilo verme ve sağlıklı kiloda kalma konusunda eski fotoğraflarının kendisini motive ettiğini de sözlerine ekliyor.
KORKUYORUZ SENİ BÖYLE GÖRMEKTEN
Bir dönem fazla kiloları yüzünden çok eleştirilen TV yıldızı şimdi de hayranlarından "artık daha fazla zayıflama" uyarıları alıyor. İngiltere'de ekrana gelen Googlebox adlı yapımla tanınan Scarlett Moffat'ın Instagram'da paylaştığı bu fotoğrafı tartışma yarattı. Aşırı makyajlı fotoğrafında 25 yaşındaki Moffatt, aşırı zayıf, dokunsan kırılacak gibi görünüyor.
Bir hayranı Moffatt'ın bu kadar abartılı zayıflamış olmasının kendisini korkuttuğunu söyleyerek "Bence çok fazla kilo verdin" yorumunu yaptı. Bir başka takipçisi de "Evet, güzel ama lütfen daha fazla zayıflama. Herkes seni olduğunu gibi seviyor" diye yazdı.
Bir başka takipçisi ise "Sen eskiden olduğun gibi güzeldin. Fazla gaddar olmak istemem ama çok fazla zayıfladın ve bu makyaj da senin güzel yüzün için çok fazla" mesajıyla Moffatt'ın görüntüsünden memnun olmadığını dile getirdi.
YİNE ELEŞTİRİLER KESİLMEDİ
Bir zamanlar fazla kilolu olduğu için acımasızca eleştiriliyordu. Sonra çalıştı, çabaladı sadece 5 ayda 20 kilo verdi ama yine de kimseye yaranamadı. Bu kez de aşırı zayıf olmakla eleştiriliyor.
İngiltere'de ekrana geen I'm a Celebrity adlı yarışmayla tanınan sonra da Googlebox ile şöhretini ikiye katlayan Scarlett Moffatt, Heat dergisinin yeni sayısına konuk oldu. Moffatt, kilo vermenin en çok hangi yönünün kendisini mutlu ettiğini de açıkladı.
25 yaşındaki Scarlett Moffatt, belinin inceliği bir yana en çok iri göğüslerinin küçülmesine sevindiğini söyledi.
Moffatt "Zayıfladıktan sonra yaptığım ilk iş eski sutyenlerimi atmak oldu. Dokuz yaşında bir kardeşim var, bazen onları şapka diye başına takıyor" diye konuştu.
Moffatt, dergiye verdiği röportajda zayıflama konusundaki en önemli motivasyonlarından birinin de aşırı büyüklükteki göğüslerinin yol açtığı sırt ağrılarından kurtulmak olduğunu sözlerine ekledi.
Doktorunun kendisine obez olduğunu söylemesinden sonra kilo vermeye başladığını anlatan Moffatt "Eskiden kilolu olduğum için insanlardan açımasız eleştiriler alıyordum. Ama şimdi genellikle pozitif yorumlar geliyor görüntüme" dedi.
Son zamanlarda spor salonunda çok fazla vakit geçirdiğini belirten Scarlett Moffatt, bu kez de bazı kişilerin kendisini "Çok fazla zayıfladığı için" acımasızca eleştirdiğini de söyledi.
Moffatt bazı kişilerin kendisine "Şimdi de yaşlı bir kadın gibi görünüyorsun. Gerçek bir kadın kıvrımlı hatlara sahip olmalı" dediğini ifade etti. Hürriyet
16 Ocak 2017 Pazartesi
Yatarak kilolarınıza veda edin
Uyurken metabolizmanın yavaşladığı gerçeğini asla değiştiremeyiz ancak uyumadan önce bir takım yöntemlerle kilolarınıza veda edebilirsiniz.
Kilo vermek için gezmediğiniz spor salonu ve uygulamadığınız diyet kalmadı öyle değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyiz.
Öyleyse kilo vermek için kendinizi aç bırakmanıza gerek yok. Üstelik egzersiz yapmadan, kendinizi yormadan terlemeden kilo verebilmeniz mümkün.
Yatmadan önce yapacağınız bir takım değişiklikler kilo vermenizi sağlayabilir.
İşte sizlere metabolizmanızı yatarken bile çalıştıracak ve uykunuzda kilo vermenizi sağlayacak 5 önemli bilgi…
Egzersiz:
Yatmadan önce ağır egzersizler yapmamaya özen gösterin. Kalp ritminizi hızlandırır ve uyumanızı zorlaştırır. Yapacağınız egzersizlerin sizi rahatlatıcı etkisi olmasına özen gösterin. Sert ve yorucu egzersizler yerine yoga ve meditasyon yöntemlerini deneyin.
Üzüm suyu:
Yapılan araştırmalarda, üzümde ye alan resveratrol adlı madde vücudunuzda yağ yakım sürecini büyük ölçüde hızlandırıyor. Yatmadan önce bir bardak üzüm suyu hem sağlıklı beslenmeniz açısından hem de vücudunuzdan kötü yağları arındırmanız açısından mükemmel bir yöntem olacaktır.
Çıplak uyuyun:
Uzmanlar çıplak uyuyan kişilerin yağ yakımını hızlandırdığını öne sürüyor. Bu durum, uyku sırasında bedeninizin soğuyarak ısınmak için yağları yakmasıyla gerçekleşiyor. Bu sebepten çığlak uyuyan kişilerde metabolizma hızı daha fazladır.
Atıştırmak :
Uzmanlar, yatmadan önce 300 kaloriyi geçmeyecek atıştırmalıkların kilo vermenize yardımcı olacağını belirtiyor.
Örneğin yoğurt tüketerek yatağa girmek hem protein ihtiyacınızı karşılar hem de kalsiyum açısından zengin olduğu için rahat uyumanızı sağlar.
Aydınlık odada uyumayın!
Aydınlık bir odada uyumak, vücudun melatonin üretimini durdurmaktadır. Bu durum, yorgun uyanmanıza ve sabahları daha fazla yiyecek tüketmenize neden olur. (pembenar)
Kilo vermek için gezmediğiniz spor salonu ve uygulamadığınız diyet kalmadı öyle değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyiz.
Öyleyse kilo vermek için kendinizi aç bırakmanıza gerek yok. Üstelik egzersiz yapmadan, kendinizi yormadan terlemeden kilo verebilmeniz mümkün.
Yatmadan önce yapacağınız bir takım değişiklikler kilo vermenizi sağlayabilir.
İşte sizlere metabolizmanızı yatarken bile çalıştıracak ve uykunuzda kilo vermenizi sağlayacak 5 önemli bilgi…
Egzersiz:
Yatmadan önce ağır egzersizler yapmamaya özen gösterin. Kalp ritminizi hızlandırır ve uyumanızı zorlaştırır. Yapacağınız egzersizlerin sizi rahatlatıcı etkisi olmasına özen gösterin. Sert ve yorucu egzersizler yerine yoga ve meditasyon yöntemlerini deneyin.
Üzüm suyu:
Yapılan araştırmalarda, üzümde ye alan resveratrol adlı madde vücudunuzda yağ yakım sürecini büyük ölçüde hızlandırıyor. Yatmadan önce bir bardak üzüm suyu hem sağlıklı beslenmeniz açısından hem de vücudunuzdan kötü yağları arındırmanız açısından mükemmel bir yöntem olacaktır.
Çıplak uyuyun:
Uzmanlar çıplak uyuyan kişilerin yağ yakımını hızlandırdığını öne sürüyor. Bu durum, uyku sırasında bedeninizin soğuyarak ısınmak için yağları yakmasıyla gerçekleşiyor. Bu sebepten çığlak uyuyan kişilerde metabolizma hızı daha fazladır.
Atıştırmak :
Uzmanlar, yatmadan önce 300 kaloriyi geçmeyecek atıştırmalıkların kilo vermenize yardımcı olacağını belirtiyor.
Örneğin yoğurt tüketerek yatağa girmek hem protein ihtiyacınızı karşılar hem de kalsiyum açısından zengin olduğu için rahat uyumanızı sağlar.
Aydınlık odada uyumayın!
Aydınlık bir odada uyumak, vücudun melatonin üretimini durdurmaktadır. Bu durum, yorgun uyanmanıza ve sabahları daha fazla yiyecek tüketmenize neden olur. (pembenar)
Etiketler:
kilo,
kilo vermek,
metabolizma,
zayıflama
Acı biber ölüm riskini azaltıyor
Kapsaisin içeren acı biberin insan sağlığına yararları biliniyordu ancak Amerika'dan gelen araştırma sonucu, acı biberin önemini bir kez daha kanıtladı. Araştırma, acı biberin kalp hastalığı ve felce bağlı ölüm riskini yüzde 13 azalttığını gösterdi.
ABD'deki Vermont Üniversitesi Larner Tıp Fakültesi araştırmacıları, 2015 yılında kalp, kanser ve solunum yolu hastalıklarına bağlı ölüm riskinin düzenli kırmızı acı biber tüketenlerde diğerlerine nazaran yüzde 14 daha az olduğuna dair çalışmanın bulgularını destekler nitelikte yeni bir çalışma yürüttü.
Sonuçları "PLOS ONE" dergisinde yayımlanan çalışma, acı kırmızı biber tüketmenin, özellikle kalp rahatsızlığına ve felce bağlı ölüm riskini yüzde 13 oranında azalttığını ortaya koydu.
Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırma Anketi'ni veri tabanını kullanarak 16 bin kişinin son 23 yıllık anket sonuçlarını analiz eden araştırmacılar, katılımcıları acı biber tüketimlerine göre sınıfladı.
ACI BİBER ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 13 AZALTIYOR
Araştırmayı yöneten Prof. Dr. Benjamin Littenberg ve ekibi, düzenli olarak acı biber tüketenlerde ölüm riskinin, tüketmeyenlere oranla yüzde 13 daha az olduğunu buldu.
Araştırmacılar, acı biber tüketenlerin çoğunlukla erkeklerden, gençlerden, beyaz ırktan, Meksika kökenli Amerikalılardan, evlilerden oluştuğunu belirledi. Acı biber sevenler, aynı zamanda sevmeyenlere oranla daha fazla alkol ve sigara kullanıyor, daha fazla protein ve sebze tüketiyor ve gelir düzeyleri daha düşük.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DE DESTEKLİYOR
Daha önce yapılan çalışmalar, bibere acılığını veren kapsaisin maddesinin, obeziteyi engelleyen ve sağlıklı kan akışını sağlayan hücresel ve moleküler mekanizmaları harekete geçirdiğini, aynı zamanda bağırsak florasını değiştirip bağışıklık sistemini dolaylı olarak etkileyen antimikrobiyal özelliklere sahip olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Littenberg ve ekibi, kapsaisin maddesinin bu özelliklerinin ölüm riskini azaltmada da önemli bir rol oynadığına işaret etti.
ÇİN'DE YAPILAN ARAŞTIRMADA ÖLÜM ORANINDAKİ DÜŞÜŞ YÜZDE 14
2015'te yapılan çalışmada Çinli, İngiliz ve Amerikalı araştırmacılar, 500 bin Çinlinin yeme alışkanlıklarını 7 yıl boyunca izlemiş ve düzenli olarak baharat ve acı biber tüketen kişilerdeki ölüm oranlarının diğerlerine göre yüzde 14 daha az olduğunu kaydetmişti.
ABD'deki Vermont Üniversitesi Larner Tıp Fakültesi araştırmacıları, 2015 yılında kalp, kanser ve solunum yolu hastalıklarına bağlı ölüm riskinin düzenli kırmızı acı biber tüketenlerde diğerlerine nazaran yüzde 14 daha az olduğuna dair çalışmanın bulgularını destekler nitelikte yeni bir çalışma yürüttü.
Sonuçları "PLOS ONE" dergisinde yayımlanan çalışma, acı kırmızı biber tüketmenin, özellikle kalp rahatsızlığına ve felce bağlı ölüm riskini yüzde 13 oranında azalttığını ortaya koydu.
Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırma Anketi'ni veri tabanını kullanarak 16 bin kişinin son 23 yıllık anket sonuçlarını analiz eden araştırmacılar, katılımcıları acı biber tüketimlerine göre sınıfladı.
ACI BİBER ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 13 AZALTIYOR
Araştırmayı yöneten Prof. Dr. Benjamin Littenberg ve ekibi, düzenli olarak acı biber tüketenlerde ölüm riskinin, tüketmeyenlere oranla yüzde 13 daha az olduğunu buldu.
Araştırmacılar, acı biber tüketenlerin çoğunlukla erkeklerden, gençlerden, beyaz ırktan, Meksika kökenli Amerikalılardan, evlilerden oluştuğunu belirledi. Acı biber sevenler, aynı zamanda sevmeyenlere oranla daha fazla alkol ve sigara kullanıyor, daha fazla protein ve sebze tüketiyor ve gelir düzeyleri daha düşük.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DE DESTEKLİYOR
Daha önce yapılan çalışmalar, bibere acılığını veren kapsaisin maddesinin, obeziteyi engelleyen ve sağlıklı kan akışını sağlayan hücresel ve moleküler mekanizmaları harekete geçirdiğini, aynı zamanda bağırsak florasını değiştirip bağışıklık sistemini dolaylı olarak etkileyen antimikrobiyal özelliklere sahip olduğunu ortaya çıkarmıştı.
Littenberg ve ekibi, kapsaisin maddesinin bu özelliklerinin ölüm riskini azaltmada da önemli bir rol oynadığına işaret etti.
ÇİN'DE YAPILAN ARAŞTIRMADA ÖLÜM ORANINDAKİ DÜŞÜŞ YÜZDE 14
2015'te yapılan çalışmada Çinli, İngiliz ve Amerikalı araştırmacılar, 500 bin Çinlinin yeme alışkanlıklarını 7 yıl boyunca izlemiş ve düzenli olarak baharat ve acı biber tüketen kişilerdeki ölüm oranlarının diğerlerine göre yüzde 14 daha az olduğunu kaydetmişti.
Karın bölgesindeki yağlardan bu egzersizlerle kurtulun
Bel ve karın bölgesindeki yağlar birçoğumuzun ortak sorunu. Ancak çözüm zor değil, bu egzersizleri düzenli uyguladığınızda ideal bir görünüme kavuşmaya hazır olun.
Bölgesel kilolar birçok kadının ortak şikayeti. Özellikle karın bölgesinde oluşan fazla yağlar en çok şikayet edilen konuların başında geliyor. Ancak elbette bu yağlardan kurtulmak için bazı yöntemler var.
İşte düzenli uyguladığınızda sizi istediğiniz görünüme ulaştıracak karın bölgesinde etkili hareketler:
1. Bilinen en etkili ve en yaygın egzersizlerin başında mekik gelir. İnce bir minderin üzerine uzanın. Ellerinizi başınızın altına koyun. Belden yukarısını bacaklarınıza doğru kaldırıp yatın. Bu sırada bacaklar yere paralel olmalı ve hiç kalkmamalı. Öne doğru eğilip yatın ve bu hareketi her gün en az 20-25 defa uygulayın.
2. Sırt üstü uzanın. Bacaklarınızı düz bir pozisyona getirin, eller başınızın altında ve dirsekleriniz açık olmalı. Nefes alın ve her nefes verdiğinizde bir bacağınızı dümdüz uzatın. Bu sırada diğerini gövdenize doğru çekin. Her nefeste bacakları değiştirip 6 ile 8 defa uygulayın.
3. Uzanın ve bacaklarınızı 45 derece açıyla dümdüz kaldırın. Bu sırada elleriniz başınızın arkasında olmalı. Mekik çeker gibi bacaklarınızı indirmeden öne doğru eğilin. Tam olarak yatmayın ve eğilip başınızı aşağı indirmeye devam edin. Hareketi 15 defa yapabilirsiniz.
4. Bacaklarınız düz, başınız hafif yukarıda ve karnınız sıkı bir şekilde pozisyon alın. Parmaklarınızla kollar yan tarafta açık kalacak şekilde karnınıza dokunun. Nefes alırken bir bacağınızı 90 derece yukarı kaldırın. Nefes verirken indirin ve bu işlemi diğer bacak için de yapın.
5. Bacaklarınız 45 derece açı ile yere uzanın. Boynunuz yerden yukarıda, ellerinizle başınızı destekleyin. Göğüs kısmını çevirerek sağa bakın ve bu sırada sağ bacağınızı gövdenize çekin. Sol bacağınız 45 derece açı ile dümdüz kalmalı. Bu işlemi sol tarafa dönerek sol bacak ile de 15 kez deneyin.
6. Yere oturun ve bacaklarınız ters V şeklinde yere koyun. Bacaklarınıza doğru öne eğilin ve kollarınız ile kendinizi öne çekin. Daha sonra sağ elinizi gerdirerek sağa doğru açın ve hafifçe dönün. Sol kol yere paralel bir şekilde kalmalı. Daha sonra sol taraf için de aynı şekilde tekrarlayın.
Yaptığınız bu egzersizlerin yanında küçük tempolu koşular da yapabilirsiniz. Ayrıca bol su tüketerek de daha sağlıklı ve hızlı şekilde karın yağlarından kurtulabilirsiniz.
Bölgesel kilolar birçok kadının ortak şikayeti. Özellikle karın bölgesinde oluşan fazla yağlar en çok şikayet edilen konuların başında geliyor. Ancak elbette bu yağlardan kurtulmak için bazı yöntemler var.
İşte düzenli uyguladığınızda sizi istediğiniz görünüme ulaştıracak karın bölgesinde etkili hareketler:
1. Bilinen en etkili ve en yaygın egzersizlerin başında mekik gelir. İnce bir minderin üzerine uzanın. Ellerinizi başınızın altına koyun. Belden yukarısını bacaklarınıza doğru kaldırıp yatın. Bu sırada bacaklar yere paralel olmalı ve hiç kalkmamalı. Öne doğru eğilip yatın ve bu hareketi her gün en az 20-25 defa uygulayın.
2. Sırt üstü uzanın. Bacaklarınızı düz bir pozisyona getirin, eller başınızın altında ve dirsekleriniz açık olmalı. Nefes alın ve her nefes verdiğinizde bir bacağınızı dümdüz uzatın. Bu sırada diğerini gövdenize doğru çekin. Her nefeste bacakları değiştirip 6 ile 8 defa uygulayın.
3. Uzanın ve bacaklarınızı 45 derece açıyla dümdüz kaldırın. Bu sırada elleriniz başınızın arkasında olmalı. Mekik çeker gibi bacaklarınızı indirmeden öne doğru eğilin. Tam olarak yatmayın ve eğilip başınızı aşağı indirmeye devam edin. Hareketi 15 defa yapabilirsiniz.
4. Bacaklarınız düz, başınız hafif yukarıda ve karnınız sıkı bir şekilde pozisyon alın. Parmaklarınızla kollar yan tarafta açık kalacak şekilde karnınıza dokunun. Nefes alırken bir bacağınızı 90 derece yukarı kaldırın. Nefes verirken indirin ve bu işlemi diğer bacak için de yapın.
5. Bacaklarınız 45 derece açı ile yere uzanın. Boynunuz yerden yukarıda, ellerinizle başınızı destekleyin. Göğüs kısmını çevirerek sağa bakın ve bu sırada sağ bacağınızı gövdenize çekin. Sol bacağınız 45 derece açı ile dümdüz kalmalı. Bu işlemi sol tarafa dönerek sol bacak ile de 15 kez deneyin.
6. Yere oturun ve bacaklarınız ters V şeklinde yere koyun. Bacaklarınıza doğru öne eğilin ve kollarınız ile kendinizi öne çekin. Daha sonra sağ elinizi gerdirerek sağa doğru açın ve hafifçe dönün. Sol kol yere paralel bir şekilde kalmalı. Daha sonra sol taraf için de aynı şekilde tekrarlayın.
Yaptığınız bu egzersizlerin yanında küçük tempolu koşular da yapabilirsiniz. Ayrıca bol su tüketerek de daha sağlıklı ve hızlı şekilde karın yağlarından kurtulabilirsiniz.
Beyaz lahananın 10 muhteşem faydası
Beyaz lahana yemenin ve turşusunu kurmanın tam zamanı. İçeriğindeki vitaminler ve minerallerle çok faydalı bir kış sebzesi olan lahana, gözleri, cildi, kalbi koruyor, turşusuyla da müthiş bir probiyotik kaynağı oluyor. İşte lahana tüketmeniz için 10 neden...
İçeriğindeki C, B ve E vitaminleri, demir, potasyum ve magnezyum mineralleri sebebiyle bağışıklık sistemini güçlendiren ve hatta kanserden korunmada öne çıkan kış sebzesi beyaz lahana, zayıflamak isteyenlerin bile bir numaralı dostu.
Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan, “Toksik maddelerin vücuttan atılması için muhteşem bir sebze olan beyaz lahanayı tam da mevsiminde turşusundan dolmasına her şekilde tüketerek faydalarından mahrum kalmayın” diyor. İşte Koçan’dan beyaz lahana yemek için 10 neden…
LAHANANIN 10 FAYDASI
Güçlü antioksidan özelliğe sahip
Güçlü antioksidan özelliği sayesinde kış hastalıklarından kansere birçok faydası olan beyaz lahana serbest radikallere karşı güçlü bir savaşçı. Karaciğer yağlanması ve obeziteye karşı da fayda sağlayan beyaz lahana,zayıflama diyetlerine tok tutucu ve toksinleri arındırıcı özelliği ile destek oluyor. Bağırsak, mide ve akciğer kanserlerine karşı vücudu toksinlerden arındırarak koruyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar prostat kanserine karşı koruyuculuğunu ortaya koyuyor. Haftada iki bün beyaz lahana tüketmeye özen gösterin.
C vitamini deposu
Çiğ olarak salatasını yapıp tüketmek ya da suyunu içmek özellikle idrar söktürücü, toksin atıcı özelliğinden faydalanmayı en üst düzeye çıkarıyor. Haftada iki gün yapraklarını sıcak suda haşlayarak suyunu içmek toksin atmada faydalı. Güçlü bir C vitamini kaynağı olan beyaz lahananın bu özelliğini kaybetmemesi için çok uzun süre pişirmeyin ve taze olarak tüketin.
Bağışıklığı güçlendiriyor, hazmı kolaylaştırıyor
Kükürt içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı koruyor, iyileşme süresini hızlandırıyor. Yine içeriğindeki kükürt sayesinde gastrit ve ülsere karşı da koruyor, hazmı kolaylaştırıyor.
Bağırsak sağlığını koruyor
Zengin lif kaynağı olması sayesinde mide ve bağırsak hastalıklarına karşı koruyor, hem tok kalmayı hem de bağırsakların sağlıklı çalışmasını sağlıyor. Sağlıklı bir sindirim ve boşaltım sistemi için beyaz lahana gibi lif açısından zengin besinleri tüketmeye özen gösterin. Kabızlık şikayeti olanlar da mutlaka beslenme alışkanlıklarında yer vermeli. Çiğ tüketimi bağırsak hareketlerinde daha etkili oluyor.
Zayıflamaya yardımcı oluyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan “100 gramında 25 kalori bulunan beyaz lahana düşük kalorili sebzelerden. Bu nedenle zayıflama diyetlerinde iyi bir tercih. Salata, zeytinyağlı sebze yemeği ve çorba olarak tüketilebilir. Özellikle lahana çorbası olarak tüketimi hem sıvı atımı sağlıyor hem tok tutuyor hem de düşük kalori içeriği ile beyaz lahanayı diyetlerin vazgeçilmez tercihi yapıyor” diyor.
Göz sağlığını güçlendiriyor
İçeriğindeki beta-karoten A vitaminine dönüşerek göz sağlığına fayda sağlıyor. A Vitamini gözleri güçlendirerek özellikle gece görme fonksiyonlarını artırıyor. Kısacası gözlerin yaşlanmasını engelliyor.
Akne oluşumunu engelliyor
Kükürt içeriği sayesinde egzama ,sedef gibi cilt hastalıklarında iyileşme sürecine fayda sağlayan beyaz lahana, akne tedavisine destek oluyor, akne oluşumunu engelliyor. Toksinleri atıcı etkisiyle birlikte, vücutta biriken zehirli toksinlerin dışarı atılmasını sağlayarak cilt güzelleşmesine destek sağlıyor.
Kemikleri güçlendiriyor
Kalsiyum, potasyum ve magnezyum minerallerinden zengin olan beyaz lahana, kemik ve kas sağlığını güçlendiriyor. 30 yaşınıza kadar kemiklerde biriken kalsiyum ilerleyen yaşlarda kemik erimesi riskinizi azaltıyor. Yaşlılık döneminde de daha sağlıklı kemikler, ufak çarpma ve düşmelerde kemik kırılmalarının daha az olmasını sağlıyor. Lahana da içeriğindeki kalsiyum miktarıyla kemikleri güçlendiriyor.
Kalbi koruyor, kan basıncını düzenliyor
Potasyum içeriği sayesinde yüksek kan basıncına karşı da etkili olan beyaz lahana, yüksek tansiyonun zararlı etkilerine ve kalp damarlarının tıkanmasını engelleyerek kalp hastalıklarına karşı koruyor. Sahip olduğu mineralleri kaybetmemesi için pişirme suyunu dökmemeli, çorba olarak ya da suyunu içerek tüketmeli.
Toksinlerden arındırıyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan “İdrar söktürücü özelliği sayesinde vücuttan toksinlerin atılmasını sağlayan beyaz lahananın selülit tedavinde bu rolü oldukça önemli. Düzenli olarak suyunu tüketmek ya da çiğ salata olarak tüketmeye önem vermek selülitlerin azalmasına yardımcı olur. Yine kadınların adet dönemlerindeki hormonal kaynaklı ödemlerinde de lahana suyu ya da çorbasının tüketimi ödemin atılmasına fayda sağlayıp bu dönemin daha rahat geçirilmesini sağlar” diyor.
Beyaz lahana turşusu kurmanın tam zamanı!
Bugünlerde çarşı pazarda bolca bulabildiğimiz, tam mevsimi olan beyaz lahanayı evde kendimiz turşu kurarak antioksidan özelliğinden de bolca faydalanabiliriz. Turşusunu kurarken tuz yerine sirke kullanın. Fermantasyon sırasında kazanacağı probiyotik özelliği ile kış aylarında hastalıklara karşı iyi bir koruyucu. Probiyotikler bağırsak florasını güçlendirerek bağışıklık sistemini kuvvetlendirip hastalıklara karşı korunmamızı sağlıyor. Eğer yemeğini ya da çiğ olarak tüketmeyi sevmiyorsanız lahana turşusu iyi bir tercih.
İçeriğindeki C, B ve E vitaminleri, demir, potasyum ve magnezyum mineralleri sebebiyle bağışıklık sistemini güçlendiren ve hatta kanserden korunmada öne çıkan kış sebzesi beyaz lahana, zayıflamak isteyenlerin bile bir numaralı dostu.
Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan, “Toksik maddelerin vücuttan atılması için muhteşem bir sebze olan beyaz lahanayı tam da mevsiminde turşusundan dolmasına her şekilde tüketerek faydalarından mahrum kalmayın” diyor. İşte Koçan’dan beyaz lahana yemek için 10 neden…
LAHANANIN 10 FAYDASI
Güçlü antioksidan özelliğe sahip
Güçlü antioksidan özelliği sayesinde kış hastalıklarından kansere birçok faydası olan beyaz lahana serbest radikallere karşı güçlü bir savaşçı. Karaciğer yağlanması ve obeziteye karşı da fayda sağlayan beyaz lahana,zayıflama diyetlerine tok tutucu ve toksinleri arındırıcı özelliği ile destek oluyor. Bağırsak, mide ve akciğer kanserlerine karşı vücudu toksinlerden arındırarak koruyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar prostat kanserine karşı koruyuculuğunu ortaya koyuyor. Haftada iki bün beyaz lahana tüketmeye özen gösterin.
C vitamini deposu
Çiğ olarak salatasını yapıp tüketmek ya da suyunu içmek özellikle idrar söktürücü, toksin atıcı özelliğinden faydalanmayı en üst düzeye çıkarıyor. Haftada iki gün yapraklarını sıcak suda haşlayarak suyunu içmek toksin atmada faydalı. Güçlü bir C vitamini kaynağı olan beyaz lahananın bu özelliğini kaybetmemesi için çok uzun süre pişirmeyin ve taze olarak tüketin.
Bağışıklığı güçlendiriyor, hazmı kolaylaştırıyor
Kükürt içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı koruyor, iyileşme süresini hızlandırıyor. Yine içeriğindeki kükürt sayesinde gastrit ve ülsere karşı da koruyor, hazmı kolaylaştırıyor.
Bağırsak sağlığını koruyor
Zengin lif kaynağı olması sayesinde mide ve bağırsak hastalıklarına karşı koruyor, hem tok kalmayı hem de bağırsakların sağlıklı çalışmasını sağlıyor. Sağlıklı bir sindirim ve boşaltım sistemi için beyaz lahana gibi lif açısından zengin besinleri tüketmeye özen gösterin. Kabızlık şikayeti olanlar da mutlaka beslenme alışkanlıklarında yer vermeli. Çiğ tüketimi bağırsak hareketlerinde daha etkili oluyor.
Zayıflamaya yardımcı oluyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan “100 gramında 25 kalori bulunan beyaz lahana düşük kalorili sebzelerden. Bu nedenle zayıflama diyetlerinde iyi bir tercih. Salata, zeytinyağlı sebze yemeği ve çorba olarak tüketilebilir. Özellikle lahana çorbası olarak tüketimi hem sıvı atımı sağlıyor hem tok tutuyor hem de düşük kalori içeriği ile beyaz lahanayı diyetlerin vazgeçilmez tercihi yapıyor” diyor.
Göz sağlığını güçlendiriyor
İçeriğindeki beta-karoten A vitaminine dönüşerek göz sağlığına fayda sağlıyor. A Vitamini gözleri güçlendirerek özellikle gece görme fonksiyonlarını artırıyor. Kısacası gözlerin yaşlanmasını engelliyor.
Akne oluşumunu engelliyor
Kükürt içeriği sayesinde egzama ,sedef gibi cilt hastalıklarında iyileşme sürecine fayda sağlayan beyaz lahana, akne tedavisine destek oluyor, akne oluşumunu engelliyor. Toksinleri atıcı etkisiyle birlikte, vücutta biriken zehirli toksinlerin dışarı atılmasını sağlayarak cilt güzelleşmesine destek sağlıyor.
Kemikleri güçlendiriyor
Kalsiyum, potasyum ve magnezyum minerallerinden zengin olan beyaz lahana, kemik ve kas sağlığını güçlendiriyor. 30 yaşınıza kadar kemiklerde biriken kalsiyum ilerleyen yaşlarda kemik erimesi riskinizi azaltıyor. Yaşlılık döneminde de daha sağlıklı kemikler, ufak çarpma ve düşmelerde kemik kırılmalarının daha az olmasını sağlıyor. Lahana da içeriğindeki kalsiyum miktarıyla kemikleri güçlendiriyor.
Kalbi koruyor, kan basıncını düzenliyor
Potasyum içeriği sayesinde yüksek kan basıncına karşı da etkili olan beyaz lahana, yüksek tansiyonun zararlı etkilerine ve kalp damarlarının tıkanmasını engelleyerek kalp hastalıklarına karşı koruyor. Sahip olduğu mineralleri kaybetmemesi için pişirme suyunu dökmemeli, çorba olarak ya da suyunu içerek tüketmeli.
Toksinlerden arındırıyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilem İrkin Koçan “İdrar söktürücü özelliği sayesinde vücuttan toksinlerin atılmasını sağlayan beyaz lahananın selülit tedavinde bu rolü oldukça önemli. Düzenli olarak suyunu tüketmek ya da çiğ salata olarak tüketmeye önem vermek selülitlerin azalmasına yardımcı olur. Yine kadınların adet dönemlerindeki hormonal kaynaklı ödemlerinde de lahana suyu ya da çorbasının tüketimi ödemin atılmasına fayda sağlayıp bu dönemin daha rahat geçirilmesini sağlar” diyor.
Beyaz lahana turşusu kurmanın tam zamanı!
Bugünlerde çarşı pazarda bolca bulabildiğimiz, tam mevsimi olan beyaz lahanayı evde kendimiz turşu kurarak antioksidan özelliğinden de bolca faydalanabiliriz. Turşusunu kurarken tuz yerine sirke kullanın. Fermantasyon sırasında kazanacağı probiyotik özelliği ile kış aylarında hastalıklara karşı iyi bir koruyucu. Probiyotikler bağırsak florasını güçlendirerek bağışıklık sistemini kuvvetlendirip hastalıklara karşı korunmamızı sağlıyor. Eğer yemeğini ya da çiğ olarak tüketmeyi sevmiyorsanız lahana turşusu iyi bir tercih.
14 Ocak 2017 Cumartesi
Karlie Kloss'tan Chia Tohumlu Puding Tarifi
Karlie Kloss, Youtube kanalında paylaştığı pudding tarifi ile "modeller tatlı yemez" sözünü ortadan kaldırıyor.
Bir seneden beri "Klossy" adlı Youtube kanalı üzerinden hayatından anlar paylaşarak şu zamana kadar 500 binden fazla aboneye sahip olan güzel model, en son yayınladığı chia tohumlu vanilyalı ve çikolatalı puding tarifi ile takipçileriyle lezzet dolu bir video paylaştı.
Karlie Kloss'un videosunda anlattığı puding tarifi;
Vanilyalı Chia Puding (1 servis)
İçindekiler:
- 1/2 bardak chia tohumu
- 3/4 bardak badem sütü
- 1 çay kaşığı vanilya
- Bir çimdik deniz tuzu
- 1 paket stevia tozu
Yapılışı:
1. Badem sütü, vanilya, deniz tuzu ve stevia tozunu küçük bir kabın içinde karıştırın.
2. Kabın içine chia tohumunu da ekleyerek bütün malzemeleri karıştırın.
3. Karışımı buzdolabında üç saate yakın soğumaya beklettikten sonra servis yapabilirsiniz.
Çikolatalı Chia Puding (1 servis)
İçindekiler:
- 1/2 bardak chia tohumu
- 3/4 bardak badem sütü
- 1 ya da 2 yemek kaşığı kakao tozu
- Bir çimdik deniz tuzu
- 1 ya da 2 yemek kaşığı akçaağaç şurubu
Yapılışı:
1. Badem sütü, vanilya, kakao tozu, deniz tuzu ve akçaağaç şurubunu küçük bir kabın içinde karıştırın.
2. Kabın içine chia tohumunu da ekleyerek bütün malzemeleri karıştırın.
3. Karışımı buzdolabında üç saate yakın soğumaya beklettikten sonra servis yapabilirsiniz.
Bir seneden beri "Klossy" adlı Youtube kanalı üzerinden hayatından anlar paylaşarak şu zamana kadar 500 binden fazla aboneye sahip olan güzel model, en son yayınladığı chia tohumlu vanilyalı ve çikolatalı puding tarifi ile takipçileriyle lezzet dolu bir video paylaştı.
Karlie Kloss'un videosunda anlattığı puding tarifi;
Vanilyalı Chia Puding (1 servis)
İçindekiler:
- 1/2 bardak chia tohumu
- 3/4 bardak badem sütü
- 1 çay kaşığı vanilya
- Bir çimdik deniz tuzu
- 1 paket stevia tozu
Yapılışı:
1. Badem sütü, vanilya, deniz tuzu ve stevia tozunu küçük bir kabın içinde karıştırın.
2. Kabın içine chia tohumunu da ekleyerek bütün malzemeleri karıştırın.
3. Karışımı buzdolabında üç saate yakın soğumaya beklettikten sonra servis yapabilirsiniz.
Çikolatalı Chia Puding (1 servis)
İçindekiler:
- 1/2 bardak chia tohumu
- 3/4 bardak badem sütü
- 1 ya da 2 yemek kaşığı kakao tozu
- Bir çimdik deniz tuzu
- 1 ya da 2 yemek kaşığı akçaağaç şurubu
Yapılışı:
1. Badem sütü, vanilya, kakao tozu, deniz tuzu ve akçaağaç şurubunu küçük bir kabın içinde karıştırın.
2. Kabın içine chia tohumunu da ekleyerek bütün malzemeleri karıştırın.
3. Karışımı buzdolabında üç saate yakın soğumaya beklettikten sonra servis yapabilirsiniz.
Bu besinler zayıflatıyor
Yaz gelmeden fazlalıklarından kurtulmak isteyenler dikkat. Dünyaca ünlü Time Dergisi hem sağlık açısından yararlı hem de zayıflamaya yardımcı besinleri açıkladı...
Dünyaca ünlü Time Dergisi, hastalıklara karşı koruyucu etkileri olduğu gibi kilo vermeye de yardımcı olan 25 ‘süper gıda’nın listesini yaptı.
İşte düzenli tüketildiğinde kilo verdiren o besinler...
1- Beyaz peynir
2- Yulaf
3- Avokado
4- Esmer pirinç
5- Portakal
6- Badem
7- Süt
8- Çam fıstığı
9- Armut
10- Yumurta
11- Greyfurt
12- Barbunya, Kuru fasülye
13- Bitter çikolata
14- Kinoa
15- Patates
16- Öğütülmüş arpa
17- Brokoli
18- Muz
19- Somon balığı
20- Yeşil çay
21- Nohut
22- Yabanmersini
23- Siyah fasulye
24- Plantain meyvesi
25- Mercimek
Dünyaca ünlü Time Dergisi, hastalıklara karşı koruyucu etkileri olduğu gibi kilo vermeye de yardımcı olan 25 ‘süper gıda’nın listesini yaptı.
İşte düzenli tüketildiğinde kilo verdiren o besinler...
1- Beyaz peynir
2- Yulaf
3- Avokado
4- Esmer pirinç
5- Portakal
6- Badem
7- Süt
8- Çam fıstığı
9- Armut
10- Yumurta
11- Greyfurt
12- Barbunya, Kuru fasülye
13- Bitter çikolata
14- Kinoa
15- Patates
16- Öğütülmüş arpa
17- Brokoli
18- Muz
19- Somon balığı
20- Yeşil çay
21- Nohut
22- Yabanmersini
23- Siyah fasulye
24- Plantain meyvesi
25- Mercimek
Etiketler:
beslenme,
diyet,
kilo vermek,
zayıflama
13 Ocak 2017 Cuma
Genç kadın obezdi, manken oldu
Danimarka’da 21 yaşındaki üniversite öğrencisi genç kızın inanılmaz zayıflama hikayesi… Obez genç kız 'rollercoaster'a binmek isteyip de kovulmaktan beter edilince bir anda zayıflamaya karar verdi. Çay kaşığı ile yemek yiyerek yaklaşık 60 kilo veren ve şimdi mankenlik yapan Mathilde Broberg’i görenler tanıyamıyor.
Her şey arkadaşlarıyla birlikte eğlenmek için rollercoaster eğlence aracına görevlilerce alınmayınca başladı. Görevlilerin "burası için fazla şimansın" dediği Mathilde Broberg o an hayatının kararını verdi. Büyük bir azimle 126 kilodan 64 kiloya düştü.
Zayıflamak için çikolata, şeker, kek, cips, makarna ve ekmeği hayatından tamamen çıkardı.
Spora başladı ve kilo verdikten sonra sarkan derileri için operasyon geçirdi. Yaklaşık 1 yıl içinde ciddi anlamda kilo vermeye başladı ve dört yıl sonra bambaşka birine dönüşmüştü.
Kendisine 4 yıol önce obezite teşhisi konduğunusöyleyen genç kadın "Midem bir atın midesiyle aynı büyüklükteydi. Her gün çikolata ve tüketiyordum" dedi.
Zayıflamak için çay kaşığıyla yemek yemeye başladığını vurgulayan Broberg "Çay kaşığıyla yemek yiyerek bir nevi beynimi kandırıyorum. Daha çok hareket etmemi sağladığı için fazla yemişim hissiyatı veriyor" dedi.
Broberg'in porsiyonları ise kendi elinin hacminden fazla değil.
21 yaşındaki Mathilde Brobergi artık spor giyim firmaları için modellik yapıyor.
İşte genç kadının şaşırtıcı değişimini anlatan yemek tercihleri ile eski ve yeni fotoğraflarından bazıları...
Zayıflamak için çikolata, şeker, kek, cips, makarna ve ekmeği hayatından tamamen çıkardı.
Spora başladı ve kilo verdikten sonra sarkan derileri için operasyon geçirdi. Yaklaşık 1 yıl içinde ciddi anlamda kilo vermeye başladı ve dört yıl sonra bambaşka birine dönüşmüştü.
Kendisine 4 yıol önce obezite teşhisi konduğunusöyleyen genç kadın "Midem bir atın midesiyle aynı büyüklükteydi. Her gün çikolata ve tüketiyordum" dedi.
Zayıflamak için çay kaşığıyla yemek yemeye başladığını vurgulayan Broberg "Çay kaşığıyla yemek yiyerek bir nevi beynimi kandırıyorum. Daha çok hareket etmemi sağladığı için fazla yemişim hissiyatı veriyor" dedi.
Broberg'in porsiyonları ise kendi elinin hacminden fazla değil.
21 yaşındaki Mathilde Brobergi artık spor giyim firmaları için modellik yapıyor.
İşte genç kadının şaşırtıcı değişimini anlatan yemek tercihleri ile eski ve yeni fotoğraflarından bazıları...
“Yemekolizm, en tehlikeli bağımlılıktır”
“Yemek yemeği çok seviyorum” deyip sürekli bir şeyler yiyenler dikkat! Yrd. Doç. Dr. Funda Şensoy’a göre, alkolizmden bile daha tehlikeli bir bağımlılıkla, "yemekolizm" ile karşı karşıya olabilirsiniz. Üstelik sadece diyet yapmak sizi bu sorundan kurtaramayabilir.
Açlık ya da tokluğu gösteren bedensel uyarılara aldırış etmeden yemek, yemekolizm olarak nitelendiriliyor.
Yemekolizmin yarattığı bağımlılığa dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Funda Şensoy, bunun en tehlikeli bağımlılık türü olduğunu söyledi.
“Tıpkı bir madde bağımlısının kendisini iyi hissetmek için bağımlısı olduğu maddeyi kullanması gibi, bedeni ve kilosu ile barışık olmayan insan da beslenmek için değil, kendisini iyi hissetmek için yer” diyen Şensoy, “Yemekolizm, insan ruhunun hastalığıdır ve tek başına diyet ile sorun çözülemez” ifadesini kullandı.
Yemekolizm tedavisinin alkol ve diğer madde bağımlılıklarından çok daha zor olduğunu aktaran ve “Yara bandı nasıl üstünü örttüğü yarayı iyileştirmezse, diyetlerde altta yatan acıları ve incinmeleri yok edemez” diyen Şensoy, “Çünkü bağımlısı olduğunuz diğer maddeleri bırakabilirsiniz. Ama yiyecekten tümüyle vazgeçmek olası değildir ve olanaksızdır da” şeklinde konuştu.
YEMEKOLİZM ÇOK HIZLI İLERLER
Şensoy, yemekolizmin kişinin psikolojisini ve yaşam şeklini nasıl etkilediğini ise şöyle anlattı: “Yemekolik kendini güçsüz hisseder. Yiyecek ondan güçlüdür. Çünkü onu kontrol altına almıştır; çok yese de az yese de... Yemekoliklik çok acı verici ve yüzeyden bakıldığında, insanın kendi kendini mahvettiği bir etkinliktir. Yemekoliklik semptomu çok hızlı gelişir ve insanı acı verecek kadar sarar.
YEMEKOLİKLİK NEDİR?
- Fiziksel bakımdan acıkmadan yemek,
- ya diyet yapmanın ya da tıka basa yemenin gizlediği, yiyecek karşısında kontrolün kaybedildiği duygusu,
- Zamanın çoğunu yemek ve şişmanlık hakkında düşünüp, kaygılanmakla geçirmek,
- Kişinin vücuduyla ilgili kötü şeyler hissetmesi.
Bedenin hapsinden kurtulmak için düşüncelerin hapsinden kurtulmak gerekiyor. Tedavi için önce teşhis gereklidir. Kilo, sorunlarınızın bir sonucudur, sorunlarınızın nedeni değil.”
YEMEKOLİZMDEN KURTULMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
Yemekolizmi durdurmak için atılması gereken ilk adımın; kişinin kendisine gerçekten aç olup olmadığını sorması olduğunu söyleyen Şensoy, yemekolizmden kurtulmak için yapılması gerekenleri, “Kendinize sorduğunuz bu sorunun cevabı ‘hayır’ ise yapılması gereken bir bardak su içmektir. Cevap ‘evet’ ise bekleyip ne kadar aç olduğunuzu değerlendirmektir. Açlık krizlerini değerlendirmek önemlidir. Yemekolizm ile başa çıkmak için bir yemek günlüğü tutulmalı, ne zaman ve ne yenildiği ile beraber, yeme isteği sırasındaki duygu da yazılmalıdır. Duyguların ve düşüncelerin rahatça yazıya dökülebileceği bir zaman dilimi ayrılmalıdır” şeklinde özetledi. ntvmnc
Açlık ya da tokluğu gösteren bedensel uyarılara aldırış etmeden yemek, yemekolizm olarak nitelendiriliyor.
Yemekolizmin yarattığı bağımlılığa dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Funda Şensoy, bunun en tehlikeli bağımlılık türü olduğunu söyledi.
“Tıpkı bir madde bağımlısının kendisini iyi hissetmek için bağımlısı olduğu maddeyi kullanması gibi, bedeni ve kilosu ile barışık olmayan insan da beslenmek için değil, kendisini iyi hissetmek için yer” diyen Şensoy, “Yemekolizm, insan ruhunun hastalığıdır ve tek başına diyet ile sorun çözülemez” ifadesini kullandı.
Yemekolizm tedavisinin alkol ve diğer madde bağımlılıklarından çok daha zor olduğunu aktaran ve “Yara bandı nasıl üstünü örttüğü yarayı iyileştirmezse, diyetlerde altta yatan acıları ve incinmeleri yok edemez” diyen Şensoy, “Çünkü bağımlısı olduğunuz diğer maddeleri bırakabilirsiniz. Ama yiyecekten tümüyle vazgeçmek olası değildir ve olanaksızdır da” şeklinde konuştu.
YEMEKOLİZM ÇOK HIZLI İLERLER
Şensoy, yemekolizmin kişinin psikolojisini ve yaşam şeklini nasıl etkilediğini ise şöyle anlattı: “Yemekolik kendini güçsüz hisseder. Yiyecek ondan güçlüdür. Çünkü onu kontrol altına almıştır; çok yese de az yese de... Yemekoliklik çok acı verici ve yüzeyden bakıldığında, insanın kendi kendini mahvettiği bir etkinliktir. Yemekoliklik semptomu çok hızlı gelişir ve insanı acı verecek kadar sarar.
YEMEKOLİKLİK NEDİR?
- Fiziksel bakımdan acıkmadan yemek,
- ya diyet yapmanın ya da tıka basa yemenin gizlediği, yiyecek karşısında kontrolün kaybedildiği duygusu,
- Zamanın çoğunu yemek ve şişmanlık hakkında düşünüp, kaygılanmakla geçirmek,
- Kişinin vücuduyla ilgili kötü şeyler hissetmesi.
Bedenin hapsinden kurtulmak için düşüncelerin hapsinden kurtulmak gerekiyor. Tedavi için önce teşhis gereklidir. Kilo, sorunlarınızın bir sonucudur, sorunlarınızın nedeni değil.”
YEMEKOLİZMDEN KURTULMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
Yemekolizmi durdurmak için atılması gereken ilk adımın; kişinin kendisine gerçekten aç olup olmadığını sorması olduğunu söyleyen Şensoy, yemekolizmden kurtulmak için yapılması gerekenleri, “Kendinize sorduğunuz bu sorunun cevabı ‘hayır’ ise yapılması gereken bir bardak su içmektir. Cevap ‘evet’ ise bekleyip ne kadar aç olduğunuzu değerlendirmektir. Açlık krizlerini değerlendirmek önemlidir. Yemekolizm ile başa çıkmak için bir yemek günlüğü tutulmalı, ne zaman ve ne yenildiği ile beraber, yeme isteği sırasındaki duygu da yazılmalıdır. Duyguların ve düşüncelerin rahatça yazıya dökülebileceği bir zaman dilimi ayrılmalıdır” şeklinde özetledi. ntvmnc
8 Ocak 2017 Pazar
Mide küçültme ameliyatından sonra alkol bağımlılığına dikkat!
Üsküdar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, zayıflama ameliyatları sonrasında bağımlılıklarda artış görmeye başladıklarını belirterek, "Çünkü yemekle ruhsal açlıklarını doyururken, ameliyatla yemelerini ellerinden aldığınızda bu kez içki içmeye başlıyorlar" dedi.
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Antalya’da düzenlenen 10’uncu Madde Bağımlılığı Kongresi’nde yaptığı açıklamada, alkol ve madde bağımlılığının 10 kat arttığını belirterek, Sağlık Bakanlığı’na 300 bin kişinin tedavi için başvurduğunu söyledi. Bağımlılık yapıcı maddelerin ulusal güvenlik problemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dilbaz, uyuşturucu maddelerin ölüme yol açma bakımından terörden daha fazla etkili olduğunu söyledi.
HEPATİT C 10 KAT ARTTI
Hepatit C’nin kan yoluyla bulaştığını hatırlatan Prof. Dr. Dilbaz, damar içi madde kullanıcılarının yüzde 80’inin enjektör paylaştığını, birindeki virüsün diğerlerine daha kolay geçebildiğini kaydetti. Bu kişilerin hastalıkları eşleri ve çocuklarına da bulaştırabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Dilbaz, "2005 yılında 139 Hepatit C saptamıştık. Şimdi ise 10 kat daha fazla, yani 1390 kişide Hepatit C pozitif saptadık" dedi.
Bağımlılığın basit bir hastalık olmadığına işaret eden Prof. Dr. Dilbaz, bu hastalıkta üç önemli nokta olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, kişinin kendisini kontrol edememesiyle başlayan sürecin ardından beyindeki bazı mekanizmaların bağımlılık yapan maddeye bir aşerme durumu olduğunu, son aşamada ise beyinde aynı etkiyi oluşturmak için daha fazla kullanma ihtiyacı duyulduğunu söyledi. Prof. Dr. Dilbaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kişinin tedavi için mutlaka çok istekli olması gerekmiyor, çünkü niyetlendiğinden daha fazla kullanıyorsa maddeyi, niyetlendiğinden daha az bir biçimde tedavi başvurusu olabilir. Niyeti çok olmasa da biz tedavi edelim istiyoruz. Hastaların çok istekli olmasını beklemiyoruz. Hastalık zaten niyetli ve istekli olmalarını engelliyor."
'ÇOĞU GENÇ HASTALAR'
Madde bağımlığının yanında bir de davranış bağımlılığı olduğunu belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, kumar, seks ve yeme bağımlılıklarının bunlardan bazıları olduğunu söyledi. Prof. Dr. Dilbaz, şöyle devam etti:
"Kumar oynamak için eskiden siz bir yere giderdiniz, şimdi kumar oynanacak yerler sizin ayağına geliyor. Bunun için akıllı telefonunuzun olması yeterli. Ciddi anlamda kumar bağımlısı hasta tedavi için bize gelmeye başladı. Bu bağımlıların çoğu genç hastalar. Zayıflama ameliyatları sonrasında yeme bağımlıları görmeye başladık. Çünkü yemekle ruhsal açlıklarını doyururken ameliyatla yemelerini ellerinden aldığınızda bu kez içki içmeye başlıyorlar. Bunun arkasında alkol kullanımı artan hastalar görmeye başladık."
Seks bağımlılığına da dikkati çeken Prof. Dr. Dilbaz, Michael Douglas, Tiger Woods gibi isimlerin de seks bağımlılığı konusunda tedavi gördüklerini söyledi. Kumar gibi bu kişilerin de kendisini durduramadığını ve aşırı derecede cinsel ilişki isteği duyduklarını, farklı partnerlerle birlikte olduklarını kaydeden Prof. Dr. Dilbaz, "Burada önemli nokta niyetlendiğinden daha fazla birlikte olma isteği ve sonuçta bu isteği durduramama. Gittikçe partner sayısını artırma görüyoruz. Her türlü zararı bilmesine rağmen bu bağımlılığı artıyor. Bu bağımlılıkta evliliğiniz zarar görüyor, toplumsal saygınlığınız azalıyor, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığınız artıyor" diye konuştu. DHA
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, Antalya’da düzenlenen 10’uncu Madde Bağımlılığı Kongresi’nde yaptığı açıklamada, alkol ve madde bağımlılığının 10 kat arttığını belirterek, Sağlık Bakanlığı’na 300 bin kişinin tedavi için başvurduğunu söyledi. Bağımlılık yapıcı maddelerin ulusal güvenlik problemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dilbaz, uyuşturucu maddelerin ölüme yol açma bakımından terörden daha fazla etkili olduğunu söyledi.
HEPATİT C 10 KAT ARTTI
Hepatit C’nin kan yoluyla bulaştığını hatırlatan Prof. Dr. Dilbaz, damar içi madde kullanıcılarının yüzde 80’inin enjektör paylaştığını, birindeki virüsün diğerlerine daha kolay geçebildiğini kaydetti. Bu kişilerin hastalıkları eşleri ve çocuklarına da bulaştırabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Dilbaz, "2005 yılında 139 Hepatit C saptamıştık. Şimdi ise 10 kat daha fazla, yani 1390 kişide Hepatit C pozitif saptadık" dedi.
Bağımlılığın basit bir hastalık olmadığına işaret eden Prof. Dr. Dilbaz, bu hastalıkta üç önemli nokta olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, kişinin kendisini kontrol edememesiyle başlayan sürecin ardından beyindeki bazı mekanizmaların bağımlılık yapan maddeye bir aşerme durumu olduğunu, son aşamada ise beyinde aynı etkiyi oluşturmak için daha fazla kullanma ihtiyacı duyulduğunu söyledi. Prof. Dr. Dilbaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kişinin tedavi için mutlaka çok istekli olması gerekmiyor, çünkü niyetlendiğinden daha fazla kullanıyorsa maddeyi, niyetlendiğinden daha az bir biçimde tedavi başvurusu olabilir. Niyeti çok olmasa da biz tedavi edelim istiyoruz. Hastaların çok istekli olmasını beklemiyoruz. Hastalık zaten niyetli ve istekli olmalarını engelliyor."
'ÇOĞU GENÇ HASTALAR'
Madde bağımlığının yanında bir de davranış bağımlılığı olduğunu belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, kumar, seks ve yeme bağımlılıklarının bunlardan bazıları olduğunu söyledi. Prof. Dr. Dilbaz, şöyle devam etti:
"Kumar oynamak için eskiden siz bir yere giderdiniz, şimdi kumar oynanacak yerler sizin ayağına geliyor. Bunun için akıllı telefonunuzun olması yeterli. Ciddi anlamda kumar bağımlısı hasta tedavi için bize gelmeye başladı. Bu bağımlıların çoğu genç hastalar. Zayıflama ameliyatları sonrasında yeme bağımlıları görmeye başladık. Çünkü yemekle ruhsal açlıklarını doyururken ameliyatla yemelerini ellerinden aldığınızda bu kez içki içmeye başlıyorlar. Bunun arkasında alkol kullanımı artan hastalar görmeye başladık."
Seks bağımlılığına da dikkati çeken Prof. Dr. Dilbaz, Michael Douglas, Tiger Woods gibi isimlerin de seks bağımlılığı konusunda tedavi gördüklerini söyledi. Kumar gibi bu kişilerin de kendisini durduramadığını ve aşırı derecede cinsel ilişki isteği duyduklarını, farklı partnerlerle birlikte olduklarını kaydeden Prof. Dr. Dilbaz, "Burada önemli nokta niyetlendiğinden daha fazla birlikte olma isteği ve sonuçta bu isteği durduramama. Gittikçe partner sayısını artırma görüyoruz. Her türlü zararı bilmesine rağmen bu bağımlılığı artıyor. Bu bağımlılıkta evliliğiniz zarar görüyor, toplumsal saygınlığınız azalıyor, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığınız artıyor" diye konuştu. DHA
1 Ocak 2017 Pazar
Doğru detoksun 12 kuralı
Vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olan detoks, yanlış yönlendirmelerle birçok önemli bağırsak problemlerine yol açabiliyor. İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya konu ile ilgili uyarılarda bulundu: Tıp doktoru veya diyet uzmanı olmayan kişiler tarafından önerilen bu tür uygulamalardan kaçının.
İşte doğru detoksun 12 kuralı...
Günlük yaşantımızda o kadar çok toksine yani zehre maruz kalıyoruz ki bir çoğumuz bunun farkında bile olmuyoruz ne yazık ki… Yediğimiz yiyeceklerdeki katkı maddelerinden tutun da içtiğimiz sudan soluduğumuz havaya ,ruhumuzu yoran olaylardan bedensel hareketsizliğe kadar pek çok etmeni bu uzun süreli zehirleyicilerden sayabiliriz. Bu zehirlerden kurtulabilmek ya da kilo verebilmek için bir çoğumuz da son günlerde çok revaçta olan ‘detoks uygulamaları' ‘nı araştırıyoruz. İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya bu tür uygulamaları yaparken çok dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.
Tıp doktoru veya diyet uzmanı olmayan kişiler tarafından önerilen bu tür uygulamalardan kaçının. Zira detoks adı altında sağlıklı olmayan tek yönlü beslenmeler ve bazen de bağırsak boşaltıcı lavmanlar da bu tür ticari programlarda önerilebiliyor. Ancak bu tür tek yönlü diyetler ve gereksiz yapılan bağırsak lavmanlarının bağırsak tıkanmaları, bağırsak delinmesi, sıvı-elektrolit dengesizliğine bağlı kalpte ritim problemleri, kabızlık yada aşırı ishal olma, halsizlik, takatsizlik, bayılmalar gibi çok büyük yan etkileri de olabiliyor.
Dr. Ayça Kaya'nın 5 günlük arınma beslenmesi günlük olarak kişinin ihtiyacı olan karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengeli ve sağlıklı beslenmenin bir örneği aslında. Dr. Ayça Kaya, arınma beslenmesini aşağıdaki maddelerle tamamlamayı öneriyor;
*Her gün 10 bin adım atın. Mümkünse açık havada yürümeye çalışın. Değilse koşu bandı veya bisiklet gibi aletleri de kullanabilirsiniz.
*Her gün 2,5 litre su için. Suyunuzu limon, greyfurt, nane ile tatlandırabilirsiniz.
*Yiyeceklerinizi evde kendiniz hazırlamaya çalışın. Yoğurtlarınızı organik maya ile günlük sütten yapabilirsiniz mesela…
*Sigara alışkanlığınız varsa bu dönemde kesinlikle içmeyin. Hatta bırakın. Sigara içilen ortamlarda bile bulunmayın.
*Çay ve kahveden uzak durun. Günde 2-3 fincan değişik zevkinize göre bitki çayları içebilirsiniz, ( yeşil çay, zencefil, zerdeçal , limon ve taze nane karışımlarını daha çok tercih edebilirsiniz.).
*Alkollü içkilerden uzak durun.
*Paketli, uzun ömürlü yiyecek ve içecek (çikolata, bisküvi, gazlı ve şekerli içecekler) kesinlikle satın almayın, yemeyin.
*Her gün sık aralıklarla klasik müzik dinleyin.
*Akşam en geç 23'de yatın sabah en geç 08'de kalkın.
*Arınma günlerinizde televizyon, bilgisayar, cep telefonu kullanımınızı minimize edin.
*Gece yatağınıza 1 saat erken gidin ve yatmadan önce kitap okuyun.
*Sizi üzen insanlardan ve olaylardan mümkün olduğu kadar uzak durun.
DR. AYÇA KAYA'DAN 5 GÜNLÜK DETOKS LİSTESİ
PAZARTESİ:
KAHVALTI: 1 kase yoğurt, 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi, 1 dilim ananas
ÖĞLE: Izgara balık, narlı cevizli roka salatası
İKİNDİ: 1 bardak tarçınlı süt, 5-6 adet çiğ badem, 1 kırmızı elma
AKŞAM: Haşlanmış brokoli, karnabahar, havuç
1 kase yoğurt (sarımsak eklenebilir)
SALI:
KAHVALTI: 1 haşlanmış yumurta, 1 yemek kaşığı lor peyniri, bol tere , nane, maydanoz , 1 dilim tam buğday ekmeği, 1 bardak limonlu yeşil çay
ÖĞLE: 4 yemek kaşığı haşlanmış karabuğday eklenmiş rokalı salata
1 bardak kefir
İKİNDİ: 1 fincan zencefil, zerdeçal ve limonlu çay
2 adet ceviz, 3 kuru mürdüm eriği
AKŞAM: 1 kase yoğurt
2yemek kaşığı yulaf ezmesi
1 yeşil elma
ÇARŞAMBA:
KAHVALTI: Yarım avokado
2 yemek kaşığı lor peyniri
2 dilim tuzsuz ekmek
ÖĞLE: 1 kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ,BROKOLİ)
Kırmızı biberli, turplu yeşil salata
İKİNDİ: 1 kase yoğurt
2 tatlı kaşığı chia tohumu
1 küçük boy muz
AKŞAM: 1 kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ,BROKOLİ)
Kırmızı biberli, turplu yeşil salata
PERŞEMBE:
KAHVALTI: 1 su bardağı kefir
10 fındık
1 greyfurt
ÖĞLE: Izgara somon
Ispanaklı pancarlı salata
İKİNDİ: 1 ayva
2 adet ceviz
AKŞAM: Kinoalı yeşil salata
1 bardak ayran
CUMA:
KAHVALTI: 1 adet yumurta
Yarım avokado
2 dilim tuzsuz ekmek
ÖĞLEN: 1 Kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ,BROKOLİ)
Bol yeşil salata
İKİNDİ: 1 kase yoğurt, 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
1 tatlı kaşığı keten tohumu
1 tane armut
AKŞAM: 1 kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ.BROKOLİ)
Bol yeşil salata
İşte doğru detoksun 12 kuralı...
Günlük yaşantımızda o kadar çok toksine yani zehre maruz kalıyoruz ki bir çoğumuz bunun farkında bile olmuyoruz ne yazık ki… Yediğimiz yiyeceklerdeki katkı maddelerinden tutun da içtiğimiz sudan soluduğumuz havaya ,ruhumuzu yoran olaylardan bedensel hareketsizliğe kadar pek çok etmeni bu uzun süreli zehirleyicilerden sayabiliriz. Bu zehirlerden kurtulabilmek ya da kilo verebilmek için bir çoğumuz da son günlerde çok revaçta olan ‘detoks uygulamaları' ‘nı araştırıyoruz. İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya bu tür uygulamaları yaparken çok dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.
Tıp doktoru veya diyet uzmanı olmayan kişiler tarafından önerilen bu tür uygulamalardan kaçının. Zira detoks adı altında sağlıklı olmayan tek yönlü beslenmeler ve bazen de bağırsak boşaltıcı lavmanlar da bu tür ticari programlarda önerilebiliyor. Ancak bu tür tek yönlü diyetler ve gereksiz yapılan bağırsak lavmanlarının bağırsak tıkanmaları, bağırsak delinmesi, sıvı-elektrolit dengesizliğine bağlı kalpte ritim problemleri, kabızlık yada aşırı ishal olma, halsizlik, takatsizlik, bayılmalar gibi çok büyük yan etkileri de olabiliyor.
Dr. Ayça Kaya'nın 5 günlük arınma beslenmesi günlük olarak kişinin ihtiyacı olan karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengeli ve sağlıklı beslenmenin bir örneği aslında. Dr. Ayça Kaya, arınma beslenmesini aşağıdaki maddelerle tamamlamayı öneriyor;
*Her gün 10 bin adım atın. Mümkünse açık havada yürümeye çalışın. Değilse koşu bandı veya bisiklet gibi aletleri de kullanabilirsiniz.
*Her gün 2,5 litre su için. Suyunuzu limon, greyfurt, nane ile tatlandırabilirsiniz.
*Yiyeceklerinizi evde kendiniz hazırlamaya çalışın. Yoğurtlarınızı organik maya ile günlük sütten yapabilirsiniz mesela…
*Sigara alışkanlığınız varsa bu dönemde kesinlikle içmeyin. Hatta bırakın. Sigara içilen ortamlarda bile bulunmayın.
*Çay ve kahveden uzak durun. Günde 2-3 fincan değişik zevkinize göre bitki çayları içebilirsiniz, ( yeşil çay, zencefil, zerdeçal , limon ve taze nane karışımlarını daha çok tercih edebilirsiniz.).
*Alkollü içkilerden uzak durun.
*Paketli, uzun ömürlü yiyecek ve içecek (çikolata, bisküvi, gazlı ve şekerli içecekler) kesinlikle satın almayın, yemeyin.
*Her gün sık aralıklarla klasik müzik dinleyin.
*Akşam en geç 23'de yatın sabah en geç 08'de kalkın.
*Arınma günlerinizde televizyon, bilgisayar, cep telefonu kullanımınızı minimize edin.
*Gece yatağınıza 1 saat erken gidin ve yatmadan önce kitap okuyun.
*Sizi üzen insanlardan ve olaylardan mümkün olduğu kadar uzak durun.
DR. AYÇA KAYA'DAN 5 GÜNLÜK DETOKS LİSTESİ
PAZARTESİ:
KAHVALTI: 1 kase yoğurt, 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi, 1 dilim ananas
ÖĞLE: Izgara balık, narlı cevizli roka salatası
İKİNDİ: 1 bardak tarçınlı süt, 5-6 adet çiğ badem, 1 kırmızı elma
AKŞAM: Haşlanmış brokoli, karnabahar, havuç
1 kase yoğurt (sarımsak eklenebilir)
SALI:
KAHVALTI: 1 haşlanmış yumurta, 1 yemek kaşığı lor peyniri, bol tere , nane, maydanoz , 1 dilim tam buğday ekmeği, 1 bardak limonlu yeşil çay
ÖĞLE: 4 yemek kaşığı haşlanmış karabuğday eklenmiş rokalı salata
1 bardak kefir
İKİNDİ: 1 fincan zencefil, zerdeçal ve limonlu çay
2 adet ceviz, 3 kuru mürdüm eriği
AKŞAM: 1 kase yoğurt
2yemek kaşığı yulaf ezmesi
1 yeşil elma
ÇARŞAMBA:
KAHVALTI: Yarım avokado
2 yemek kaşığı lor peyniri
2 dilim tuzsuz ekmek
ÖĞLE: 1 kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ,BROKOLİ)
Kırmızı biberli, turplu yeşil salata
İKİNDİ: 1 kase yoğurt
2 tatlı kaşığı chia tohumu
1 küçük boy muz
AKŞAM: 1 kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ,BROKOLİ)
Kırmızı biberli, turplu yeşil salata
PERŞEMBE:
KAHVALTI: 1 su bardağı kefir
10 fındık
1 greyfurt
ÖĞLE: Izgara somon
Ispanaklı pancarlı salata
İKİNDİ: 1 ayva
2 adet ceviz
AKŞAM: Kinoalı yeşil salata
1 bardak ayran
CUMA:
KAHVALTI: 1 adet yumurta
Yarım avokado
2 dilim tuzsuz ekmek
ÖĞLEN: 1 Kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ,BROKOLİ)
Bol yeşil salata
İKİNDİ: 1 kase yoğurt, 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
1 tatlı kaşığı keten tohumu
1 tane armut
AKŞAM: 1 kase sebze çorbası (ISPANAK,KEREVİZ.BROKOLİ)
Bol yeşil salata
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)