31 Ocak 2016 Pazar

Çakma zeytinyağının özellikleri

Tarım Bakanlığı yetkilileri uyarıyor ama dinleyen ve basında bu konuları işleyen az... Oysa durum çok vahim. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sitesine bakarsanız hile yapan 27 firmayı ve farklı hile çeşitlerini görebilirsiniz.
Geçen haftaki yazımda Akdeniz diyetinin özü olan zeytinyağının ticaretindeki hilelerin MÖ 24’üncü yüzyıldan beri yapıldığını yazmıştım. Bir arkadaşım bana attığı mesajda“Herhalde İbrahim Peygamber’i dahi kandırmışlardır” demiş!
Zeytinyağına ucuz tohum yağları karıştırır ya da rafine edilmiş pirina yağına (zeytinyağı eldesinde, son kalan küspeden elde edilen yağ) zeytinyağı karıştırıp ‘natürel sızma’ diye satarsanız define bulmanıza gerek yok; köşeyi bir değil, bin kez dönersiniz.
ZEYTİNYAĞI EŞİTTİR GLİSERİN ARTI OLEİK ASİT

Bana inanmıyorsanız, Tarım Bakanlığı’na kulak verin. Yetkililer uyarıyor ama dinleyen ve basında bu konuları ciddi olarak işleyen az. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sitesine bakarsanız, hile yapan 27 firmayı ve farklı hile çeşitlerini görebilirsiniz.
Bir yağın doğal ya da natürel sızma olarak sınıflandırılması için üç kural var: 1. Yağ, ‘organoleptik’ (duyusal) olarak sıfır hatada olacak (yani oksidasyon, ransidite, fermantasyon olmayacak). 2. Yağ hiçbir kimyasal işlemden geçmemiş olacak. 3. Serbest yağ asitliği, oleik asit (bitkisel yağlardan elde edilen doymamış yağ asidi) cinsinden her 100 gramda maksimum 0.8 olacak. Natürel birinci zeytinyağında ölçütler aynı ama serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her 100 gramda 2.0 gramdan fazla olmayacak.

Bu arada bir parantez açayım: Bir uzmanın, bizler gibi uzman olmayan bireylerin anlayacağı dille anlattığına göre zeytinyağı eşittir gliserin artı oleik asit. Oleik asit zeytinyağının içine tam giremiyor ve bir kısmı serbest kalıyor. Bu serbest kalan miktar ne kadar azsa zeytinyağı o kadar makbul.
İki noktaya dikkat: Birincisi; sıfır asit zeytinyağı diye bir şey yok. İkincisi; rafinasyon yoluyla asidi düşürmek mümkün. İki asitten falan vazgeçtik, ülkemizin en büyük zeytin kooperatifinin üreticilere gönderdiği 04.11.2015 tarihli zeytinyağı barem alım fiyat listesinde 25 asitlik zeytinyağı var. Dünya rekoru olmalı! Çiftçiler zeytinleri kötü şartlarda topladıkları ve zeytinler yerde uzun süre kaldığı için asitler bu kadar yüksek. Zeytinin türü, ekosistem, fabrikaya gelişi ve saklama koşulları da asit derecesini etkiliyor.

Yanlış anlamayın; bahsettiğim kooperatif hile yapmıyor çünkü bu zeytinleri rafinajlık olarak kullanıyor. Ama tabii bu kadar yüksek asit olunca rafinasyon işlemi daha uzun süreli ve ortaya çıkan yağın hiçbir besin değeri ve lezzeti yok.
Rafinasyon ile yüksek asitten 0.8 altına indirip natürel sızma diye satmak hile. Başka tohum yağlarını zeytinyağına karıştırıp natürel sızma diye satmak hile. Riviera yağı natürel sızma diye satmak hile.
HER NATÜREL SIZMA DA AYNI KALİTEDE DEĞİL

Uzman olmayan birinin zeytinyağındaki minik hataları anlayıp sınıflandırmadaki yanlışları bulması mümkün değil. Ama bariz hataları anlamak kolay. Bu konuda, lokantalarımızın çoğu bize yardımcı oluyor. Nasıl mı? Cahillikleri ile! Birçok lokantada zeytinyağları açık olarak masada bırakılır. Işık altında ve sıcakta! Dünyanın en iyisi bile olsa küf ve bayat ceviz gibi kokar. Tadı da kötüdür. Bunları koklayarak en azından nasıl kokmaması ve lezzetinin nasıl olmaması gerektiğini hepimiz anlayabiliriz. Çakma olmayan doğal sızma bulmak zor ama nasıl her düzgün insan üstün zekâlı değilse bütün natürel sızma zeytinyağları da aynı kalitede değil. 
Vedat Milor / Hürriyet

30 Ocak 2016 Cumartesi

İşte zayıflatan 10 öneri

Kilolarınızdan kurtulmak için yaz aylarını beklemenize gerek yok... Bu önerilerle bünyenizi fazla yormadan ve aşırı bir enerji sarf etmeden sağlığınıza yararlı şekilde zayıflayabilirsiniz...


1. Öğün atlamayın: Kahvaltı gün içerisinde almamız gereken en önemli öğünlerden birisidir. Güne kahvaltı yapmadan başlamayın.
2. Daha fazla hareket edin: Uzmanlar obezitenin başlangıcında en büyük etkenlerden birisi olarak hareketsiz yaşamı tercih eden bireylerden şikâyetçi. Yediklerimize dikkat ederken aynı zaman da hareketli bir yaşamı da tercih edelim.
3. Hazır gıdaları kontrollü tüketin: Hazır gıdalar da kullanılan birçok ürünün ne olduğunu bilmiyoruz bile.  Bu ürünlerin fazla tüketilmesi sonucunda obezite hastalığı sık görülmektedir. Ne kadar çok doğal ürünler tüketirsek bizim için o kadar iyi olur.
4. Gazlı içecekleri tüketmeyin: Araştırmalar başta çocuklar olmak üzere bireylerde şişmanlıkla gazlı içecek tüketimi arasında kuvvetli bir bağ olduğunu gösteriyor. Gazlı içeceklerin tatlı olmaları, vücutta normalden daha fazla insülin salgılanmasına sebep olmaktadır. Bu durumda karın çevresinde yağlanmalarla sonuçlanmaktadır.
5. Glikoz/ Fruktoz şurubundan uzak durun: Araştırmalar,  glikoz/ fruktoz şurubunun kişide tokluk hissini engellediği ve devamlı yeme ihtiyacı uyandırdığını ortaya çıkarmıştır.
6. Sık sık ama az yiyin:  Uzmanlar belli saat aralıklarla az miktarda yemek yenilmesinin daha sağlıklı ve kilo vermeye yardımcı olacağını söylüyor. Günde 3 öğün yerine acıktıkça fakat tıka basa yemek yerine hafif şeyleri tercih ederek az yemek yenilmelidir.
7- Bol bol su tüketin: Su ihtiyacı kişiden kişiye değişse de uzmanlar yetişkin bireyler için ortalama iki litre suya ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Su, metabolizmayı hızlandırır, enerjinizi artırır, sindirime yardımcı olur ve tok hissetmenizi sağlar.
8- Diyet içeceklerden uzak durun:  Diyet içeceklerin sıfır kalori içerdiği iddia edilir. Araştırmalar, yapay tatlandırıcıların, normal şekere göre çok daha zararlı olduğunu göstermiştir. Bu içecekler, bedenimizin kilo alım ayarlarıyla oynuyor onların gerçek şekermiş gibi algılanmasına ve daha çok istemesine neden oluyor. Ayrıca araştırmalar bu içeceklerin bel bölgesi yağlanmalarına da neden olduğu görülmüştür.
9- Çok yemenize neden olan şeyi bulun: Yalnızlık, depresyon, stres, öfke gibi durumlar beslenme bozukluğunu ortaya çıkarmaktadır. Yemek olmadan bu duygularla başa çıkmayı bünyenizi alıştırırsanız bir adım öne geçmiş olacaksınız.
10- Uyku düzenine dikkat: Eğer düzenli bir uykunuz yok ise hemen uyku düzeninizi oturtun. Çünkü az veya düzensiz uykunuz size gün içerinde açlık hissi verir. Bu da devamlı yemenize neden olur.

Kışın kilo almamızın 7 önemli nedeni

Kış mevsiminde kilo almak hemen hemen herkesin ortak sorunudur. İçine bir türlü girilemeyen elbiseler ve pantolonlardan fışkıran göbek yağları moral bozmaya fazlasıyla yetiyor.
Soğuk havalarda kilo almanın en önemli nedeni hiç kuşkusuz, vücudun ısısını koruyabilmesi için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyması, bunun sonucunda beynimizin “acıktım” sinyali vermesidir. Ancak bu sevimsiz kiloların başka sorumluları da var elbette; örneğin güneş ışınlarından daha az yararlanmamız nedeniyle gelişen D vitamini eksikliği gibi! Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Olcay Barış, soğuk havalarda kilo almamızın 7 önemli nedenini ve çözüm yollarını anlattı.
 1- VÜCUDUN ISISININ KORUMAYA ÇALIŞMASI
Kışın kilo almamızın en önemli nedeni, kış aylarında havaların soğumasıyla beraber vücudumuzun ısısını koruyabilmesi için yemek yeme ihtiyacımızın artmasıdır. Biz üşüdükçe enerjiye olan gereksinimimiz artıyor ve vücudumuz da artan enerji ihtiyacını besinlerden karşılamaya çalışıyor. Bunun sonucunda beyin “acıktım” sinyali veriyor. Fazla yemek yemenin önüne geçebilmek için her acıktığınızda su içebilirsiniz. Su midede hacim kaplayarak tokluk hissi yaratacaktır.
 2- D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ
Güneş ışınlarından az yararlanma sonucu gelişen D vitamini eksikliği kilo almamızı tetikliyor. Normal koşullarda insan vücudunda bulunan D vitamininin yüzde 90-95'i güneş ışınlarının etkisiyle deride sentez ediliyor. Kış günlerinde 25 dakika, sıcak yaz günlerinde 15-20 dakika, güneş kremi sürmeden güneşe maruz kalmamız gerekiyor. Yağda çözünen D vitaminini en iyi içeren gıdalar ise balık, balık yağı, karaciğer, peynir, yumurta sarısı ve süt ve süt ürünleridir. 
 3- MUTSUZLUK HALİ
Kış mevsiminde güneş ışınlarının azalması kişiyi mutsuzluğa itiyor, özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde depresyonu tetikleyebiliyor. İnsanlarda kendni daha iyi hissedebilmenin çözümünü genellikle tatlı ve hamurlu gıdalarda buluyor, özellikle de akşam saatlerinde! Metabolizma hızının düştüğü akşam saatlerindeyenilen gıdalar vücutta depolandığı için de kilo artışı kaçınılmaz hale geliyor. Düşük kalorili sağlıklı ara öğünleri tercih etmek bu durumda en iyi çözüm. Yatmadan 2 saat önce tüketeceğiniz meyve, süt ürünleri ile birlikte kan şekerinizi dengeleyecektir.
 4- GECE ATIŞTIRMALARI
Akşam saatlerinde fazla yenen yemek, kan şekerinin düşmesine, bunun sonucunda da gece acıkmamıza yol açabiliyor. Gece açlığınızı bastırmak için yağlı ve kalorili besinler yerine 1 avuç sade beyaz veya sarı leblebiyi tercih edebilirsiniz.
 5- HAREKETİN AZALMASI
Soğuk havalarda; egzersiz yapma isteğimizin sıcak ortamlarda zaman geçirme ve atıştırmaya dönüşmesi, önemli bir sorun halini alıyor. Hareketsizlik nedeniyle harcadığımızdan daha fazla enerji alımı nedeniyle kilo alıyoruz. Kış mevsiminde kilonuzu korumanız için haftada  en az 2-3 gün, 30-45’er dakika egzersiz yapmaya özen gösterin.
 6- GÜNLERİN KISA OLMASI
Kış aylarında günlerin kısa olması, yeme düzenimizi bozarak öğün atlamamıza sebep oluyor, bunun sonucunda da karbonhidrat tüketme isteğimiz artıyor. Kilo almamak için pirinç pilavı, erişte, makarna, börek, hamur işleri gibi rafine karbonhidratlar yerine; bulgur pilavı ve kurubaklagiller gibi düşük glisemik indeksli besinleri tercih etmenizde fayda var.
 7- KALIN GİYSİLERİN KİLOLARI GİZLEMESİ
Havaların soğumasıyla birlikte giysilerin kalınlaşması, kilolarımızı örtmek için oldukça iyi bir etken. Buna bağlı olarak da yeme kontrolümüzü kaybedebiliyor, giysilerin koruyucu özelliğine sığınabiliyoruz. Unutmayın en değerli giysiniz vücudunuz, sağlıklı beslenerek ona iyi bakın.Hürriyet

29 Ocak 2016 Cuma

Kilo vermenizi sağlayacak 14 meyve ve sebze

Her ne kadar Prof. Dr. Canan Karatay her fırsatta meyvedeki şekerin zararına vurgu yapsa da ABD ve İngiltere'deki iki üniversitenin ortak araştırmasına göre, yüksek miktarda flavonoid içeren meyve ve sebzeleri tüketerek zayıflayabilirsiniz.

Harvard Üniversitesi ve East Anglia Üniversitesi’nin ortak yaptığı yeni bir araştırmaya göre, yüksek miktarda flavonoid içeren meyve ve sebzeleri tüketerek kilonuzu koruyabilir, hatta bir miktar zayıflayabilirsiniz. 
Araştırma, günlük sadece 80 gram flavonoid içeren besinleri tüketmenin kilo almadan sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olduğunu ortaya koydu.
Flavonoidler daha önce yapılan araştırmalardan antioksidan etkisiyle ve hücre üzerindeki tamir edici özelliğiyle biliniyordu. 
ARAŞTIRMA 24 YIL SÜRDÜ
İngiliz Medikal Dergisi’nde yayınlanan araştırma için ABD’de yaşayan 124 bin 86 kadın ve erkek ile 24 yılı aşkın süre incelendi.
Araştırmaya katılanlar 3 ana gruba ayrıldı: Yaş ortalaması 36 olan kadınlar, yaş ortalaması 48 olan kadınlar ve yaş ortalaması 47 olan erkekler.
Araştırmanın sonunda flavonidlerin kilo korumada ve hatta az da olsa kilo vermede yardımcı olduğu ortaya çıktı.
Yüksek flavonoid içeren 14 sebze ve meyve ise şöyle:
1. Ahududu
2. Yabanmersini
3. Böğürtlen
4. Çilek
5. Kuş üzümü
6. Kiraz
7. Üzüm
8. Erik
9. Turp
10. Çay
11. Kakao
12. Armut
13. Elma
14. Narenciyeler
15. Soğan
16. Biber
FLAVONOİD NEDİR
Flavonoidler vücudunuzda üretilen veya dışarıdan gelen serbest radikallerin oksitleyici yani yaşlandırıcı zararlarına engel olan güçlü birer antioksidandır. Güneş ışınları ile cildinizi bozan, sigara ile derinizdeki damarlarınıza zarar veren, egzoz gazları ile kollajeninizi erkenden yaşlandıran serbest radikal zararlarını engellemenin en etkili yolu, vücuda bol bol flavonoid kazandırmaktır.
Flavonoidler aynı zamanda yangı yani iltihap önleyici maddelerdir. Cilt yaşlanmasının önemli ölçüde cildin iltihabi reaksiyonlardan kaynaklandığı dikkate alınırsa flavonoid üzerinde neden bu kadar ısrarla durduğumuz daha kolay anlaşılır. Hayatınıza ıspanağı, pancarı, kara lahanayı, enginarı, yeşil veya kırmızı biberi daha fazla ekledikçe bu doğal mıucizelerden daha çok yararlanacaksınız.

24 Ocak 2016 Pazar

Her gün 2 bardak süt kilo verdiriyor

Süt hem kilo vermede hem de hastalıklardan korunmada yardımcı...

Kış dönemi kilo alma dönemi aynı zamanda. Ancak bunun önüne geçmenin bir yolu var. Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, her gün 2 bardak süt içmenin hem açlık hissini giderdiğini hem de kış hastalıklarını önlediğini belirtiyor.

Sağlıklı olmak için vazgeçilmez bir besin olan sütün aslında hayatın her döneminde mutlaka tüketilmesi gerektiğini vurgulayan İnanç, fazla kilolar neredeyse çağımızın temel sorunu. Kilo sorununun minimum düzeye inmesi için sağlıklı ve uzun süre tok tutan glisemik indeksi yüksek yiyecekler tüketilmesi öneriliyor. Düzenli olarak her gün içilen iki bardak süt de düzensiz ve sağlıksız beslenmeyle alınan kiloları önlemede önemli” dedi.

40′DAN FAZLA BESİN ÖĞESİ İÇERİYOR

İnanç ayrıca, kış mevsiminde görülen bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu üst solunum yolu enfeksiyonlarında artma olurken, içeriğinde 40’tan fazla besin öğesi bulunan süt tüketiminin grip, soğuk algınlığı, farenjit gibi kış hastalıklarının önlenmesinde önemli rol oynadığını da söyledi. Sağlıklı süt tüketiminin temel kuralının, ambalajlı sütleri tercih etmek olduğunu belirten İnanç, uzun ömürlü sütün tamamen kapalı ortamda ışık ve hava gibi dış etkenlerle teması önleyen aseptik ambalajlarda doldurulduğunu belirtti. Sokaktan alınan sütü mikroplardan arındırmak için, 90 ila 95 derecede 10-15 dakika kaynatmanın mikropların tamamını öldürebileceğini söyleyen İnanç, sütün kaynatıldıktan sonra içindeki vitaminler başta olmak üzere besin değerlerinin yüzde 50 ila 90 oranında azaldığını da sözlerine ekledi.

20 Ocak 2016 Çarşamba

Direncinizi artırmak için renkli beslenin

Doğru beslenme, sağlıklı ve gripsiz kışın en önemli anahtarı… Vücut direncini artırmamız gerektiğini belirten Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan, doğru beslenmenin 10 formülünü verdi.
Haftada iki gün mevsim balığı

balık2

Domuz gribine karşı balık sezonunu iyi değerlendirin ve haftada iki kez mutlaka balık tüketin. Balık hem gribe karşı koruyor hem de grip olduktan sonra iyileşmeye katkı sağlıyor. Ancak kızartma değil fırında ya da buğulama yapın.
Et ve yumurtayı yeşillikle tüketin

6.yumurta
Et ve yumurta gibi kaliteli proteinler bağışıklığı artırmak için çok önemli ama bu işlevlerini yerine getirebilmeleri için mutlaka yeşillik, yoğurt, tam tahıllı ekmek gibi besinlerle tüketilmesi gerekiyor.
Su içmek için susamayı beklemeyin

su-icmek
Kış aylarında çoğumuz sadece susadığımız zaman su içiyoruz oysa zararlı maddelerin ve bakterilerin vücuttan atılabilmesi için günde 2 litre su tüketmek çok önemli.
Yoğurt ve kefire yer açın

2-kefir
Kefir deyince pek çok kişi yüzünü ekşitiyor ama siz siz olun kefire sofranızda mutlaka yer verin. Kefir ve yoğurt içeriklerindeki  yararlı bakteriler sayesinde vücut direncini arttırıp hastalıklara karşı koruyor.
Yanınızda bir avuç kuruyemiş taşıyın

kuruyemis-tabak-sli
Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan “Omega 3’ten zengin ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler hem ara öğün için ideal hem de bağışıklığı kuvvetlendirmeye destek olur” diyor.
Soğan, sarımsaktan çekinmeyin

soğan-2
Soğan ve sarımsak başlı başına doğal birer antioksidan kaynağı. Kış aylarında gribe karşı vücudun bağışıklığının artmasında çok önemli rol üstleniyor. İş hayatı ve sosyal ortamlarda kötü kokabileceğinden çekinip soğan, sarımsak yemekten vazgeçmeyin. Haftada iki gün de kurubaklagil tüketin.
Yemeklere yarım çay bardağı bitkisel yağ

zeytinyağı
Yemekleri hazırlarken kullanılan bitkisel yağlar önemli bir antioksidan olan E vitaminini bol miktarda içeriyor. Sebze yemeklerini pişirirken bir kilo sebze için yarım çay bardağı bitkisel yağ kullanın, salatalara da en az bir tatlı kaşığı sıvı yağ ekleyin.
Renkli beslenin

saglik-beslenme-3

Her gün mutlaka mevsim sebzeleri ve meyvelerinden düzenli tüketmeye dikkat edin. Günde toplam 5 ila 7 porsiyon sebze ve meyve tüketin. Ama bundan kasıt, kocaman kocaman tabaklar hazırlamak değil! Örneğin gün içinde bir portakal, bir elma, bir salata, bir miktar pişmiş sebze, zeytinyağlı gibi besinlerle gerekli olan direnç kazanılabiliyor.
C vitamini olmazsa olmaz

cvitamin
C Vitamini son derece önemli bir antioksidan. Proteinlerin emiliminden serbest radikallerin vücuttan atılmasına kadar bağışıklık sisteminin birçok yerinde rol alıyor. Narenciyeler, kivi, taze tüketilen yeşillikler C Vitamininden oldukça zengin.
Baharatlarla hem lezzet hem sağlık katın

4-baharat-kasik
Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan, baharatların enfeksiyon hastalıklarından öksürüğe ve bağışıklığı güçlendirmeye dek pek çok faydası bulunduğunu belirterek, kış aylarında yemekleri baharatla tatlandırırken vücut direncinin de artırılabileceğini söylüyor. Özellikle taze veya kuru zencefili yemeklerinize, bitki çaylarınıza eklemeyi unutmayın. Sözcü

19 Ocak 2016 Salı

Pırasanın faydaları

Tam da pırasa mevsimindeyiz. Beslenme ve diyet için çok faydalı olan pırasa, kemik sağlığından göz sağlığına kadar etki ediyor. Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, pırasanın faydalarını anlattı ve bir tarif verdi.

pırasa-1
Sarımsak ve soğanla yakın akraba olan pırasanın “allium” ailesinden olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Pırasa, pek çok kişi için “olmasa aramam” kategorisinde bulunur. Ayrıca diyet yapıyorsanız 1 adet pırasanın (bütün) sadece 50 kalori olduğunu hatırlatmak isterim. Sindirimi düzenleyen besin lifi bakımından da oldukça zengin olan pırasa aynı zamanda A, C, K ve B6 vitaminleri için çok iyi bir kaynak. Pırasanın tek dezavantajı yüksek oranda sodyum içermesi. Tükettiğiniz sodyum oranına dikkat ediyorsanız çok fazla pırasa yememelisiniz. İster kahvaltıda isterseniz öğlen veya akşamda tercih edebilirsiniz.” dedi.

PIRASANIN FAYDALARI…

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, pırasının faydaları şöyle sıraladı;
“Damarlar: Damarları koruduğu pek çok araştırmayla belgelenen “kaempferol” adlı flavonid pırasada bol miktarda bulunur. Bu bileşen, damar astarlarını aşırı aktif oksijen moleküllerine ve tahribata yol açan diğer faktörlere karşı korur. Bazı çalışmalarda, “kaempferol”ün nitrik oksit üretimini arttırarak damaları rahatlattığı yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Pırasa bu özelliği ile yüksek tansiyonu düşürmek için tüketilebilecek sebzeler arasında yer almaktadır.

pırasanın-faydalarıFolat: Pırasa, bioaktif bir folat olan “5-methyltetrahydrofolate” içerir. Özellikle gebelik döneminde öne çıkan bir vitamin olmasının yanı sıra folat, kalp ve damar hastalıklarının önünü açan “homosistein” adlı amino asidin seviyesinin düşmesine katkıda bulunur.
Antioksidan: Pırasa, güçlü bir antioksidan olan “polifenol” içerir. Bu antioksidanlar vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan serbest radikallere karşı koruma sağlamaktadır.
Vitamin ve Mineraller: K, A, C, B6 vitamini, manganez ve demir mineralleri bakımından zengin olan pırasa vücudumuza enerji sağlamaktan, kemik ve doku gelişimine katkıda bulunmaya kadar pek çok işe yarar.
Kemik Sağlığı: Kemik sağlığı ve kan akışının düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan K vitamini pırasada bol miktarda bulunmaktadır. 100 gram pırasa neredeyse günlük K vitamini ihtiyacının yarısını karşılamaya yeter. K vitamini, kemik sağlığı için kritik bir öneme sahip olan “osteocalcin” adlı proteini aktive eder.
Göz Sağlığı: Pırasada bulunan “lutein ve zeaxanthin” adlı bileşenler göz hücrelerini oksidadif strese karşı korur. Amerikan Optometri Birliği pırasanın yanı sıra kale, ıspanak, bezelye ve brokoliyi, ilerleyen yaşa bağlı olarak görülen katarakt riskini azaltmak için tüketilmesi gereken gıdalar arasında gösteriyor.

Pırasanın Besin Değeri 100 gram çiğ pırasa; 54 kalori 18 mg sodyum 2 gr besin lifi 3 gr şeker 1484 IU A vitamini 10.7 mg C vitamini 0.8 mg E vitamini 41.8 mcg K vitamini 0.4 mg niasin 0.2 mg B6 vitamini 57 mcg folat 52.5 mg kalsiyum 1.9 mg demir 24.9 mg magnezyum 31.2 mg fosfor 160 mg potasyum 0.1 mg çinko 0.1 mg bakır 0.4 mg manganez 0.9 mcg selenyum içerir. Aynı miktarda çiğ pırasa aynı zamanda 88.1 mg omega 3, 59.6 mg omega 6 yağ asidi içermektedir.

PIRASA NASIL SEÇİLİR VE MUHAFAZA EDİLİR?

pirasa

İyi bir pırasanın koyu yeşil yaprakları ve beyaz bir alt kısmı olmalıdır. Dışını saran yapraklar veya beyaz kısmı üzerinde herhangi bir çürük, çatlak veya sarılaşma olmamalıdır. Pırasa yılın her ayı bulunabilir ancak en iyi zamanları sonbahardan, bahar aylarının başlangıcına kadar olan dönemdir. Taze pırasa buzdolabında, yıkanmadan muhafaza edilmelidir. Bu şekilde tazeliğini 1 hafta-10 gün arasında koruyabilir. Bir poşette saklamak sebzenin nemini muhafaza etmesine yardımcı olur. Pişmiş pırasa ise oldukça kolay bozulur, bu nedenle buzdolabında dahi olsa 2 günden uzun süre saklanmamalıdır.
Sonuç olarak pırasa; içerdiği önemli vitamin, mineral ve antioksidanlar ile beslenme programınızda bulunması gereken, sağlığa faydaları ile öne çıkan bir sebzedir. Ayrıca soğan veya sarımsak yemeyi sevmiyorsanız aynı aileden olan pırasayı bunlara alternatif olarak tüketebilirsiniz.

PIRASA SEVGİNİZ ARTABİLİR

pırasa-tarifi

4 dal pırasa, 4 karper kadar dil peyniri, 2 adet yumurta, 2 yemek kaşığı yulaf, Pul biber, Tuz, Karabiber.
Pırasaları ince halkalar halinde doğrayın. Sıcak, tuzlu suda hafif haşlayıp, soğutun. Soğuyunca suyunu iyice sıkıp bir kaseye alın, içerisine peyniri elinizle ufalayarak koyun.  Tuz, karabiber, yulaf ve yumurta ile iyice karıştırın. Derin bir tavaya tabanını kaplayacak kadar zeytinyağı koyun ve yağı kızdırın. Bir kaşıkla harçtan alıp, kızgın yağa bırakın. Üzerine hafifçe bastırarak iki tarafı da iyice kızarıncaya kadar pişirin.”

18 Ocak 2016 Pazartesi

Uykuda kilo almamak için bunları yapın

Geceleri hem sağlıklı bir uyku geçirmek hem de uykuda kilo almamak için gece yatmadan önce asla tüketmemeniz gereken bir takım besinler var. İşte uykunuzda kilo almamak için asla tüketmemeniz gereken besinler.
Makarna
Yüksek miktarda doyurucu gücü bulunan makarnayı gece geç saatlerde tüketmek kilo almaya neden oluyor. Özellikle yatmadan önce bir şeyler yiyenlerdenseniz, asla makarna tüketmemeniz gerekiyor.
Pizza
Gece geç saatte tüketilen 1 dilim pizzanı zarar vermeyeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İçerdiği yüksek oranda yağ ve kaloriden dolayı bir dilim pizza gece size kilo olarak geri dönüyor.
Dondurma
Masum tatlı dondurmayı gece yedikten sonra vücudunuzun yağı ve şekeri yakmasına izin vermeden uyuyorsanız, dondurma da kilo almanıza neden oluyor.
Sebze
Sebze kilo aldırmaz diye düşünenler, eğer saat dilimi olarak gece yemeği tercih ediyorsanız, içeridği lifler sindirim sistemini yavaş hareket etmesine neden oluyor.
Çikolata
Yatmadan önce ufak bir parça çikolata yemek damak zevkiniz için güzel olabilir ancak içerdiği kafein yüzünden hem sağlıksız uyumanıza hem de kalori almanıza sebep oluyor

17 Ocak 2016 Pazar

7 adımda dümdüz bir karın!

Yaz ya da kış, düz bir karına kavuşmak her daim aklımızda. Yani kusursuz bir karın hayal etmenin zamanı yok. İşte 7 adımda dümdüz bir karın için yapmanız gerekenler!
Sağlıklı yaşamı benimseyerek düzenli beslenme ve egzersiz programlarına uyarak fazlalıklara her zaman karşı koyabilmeniz mümkün! İşe dümdüz, hatta yapacağınız egzersizle biraz kaslı bir karından başlamaya ne dersiniz? Yedi maddede arzuladığınız dümdüz karın çok yakınınızda...

1.Stresten uzak durun

Tempolu iş hayatı, insan ilişkileri, maddi zorluklar derken hayat hepimizi bir şekilde yoruyor ve strese sokuyor. Ancak stres metabolizmanızın, beyninizin hatta tüm vücudunuzun en büyük düşmanı. Stres olunduğunda böbrek üstü bezinden salgılanan kortizol hormonunun salınımı arttığı için karın bölgesindeki yağlanma daha çok tetikleniyor.
Her ne kadar kişiden kişiye değişse de bazıları stresli olduğunda kendini yemeğe vererek stresini bu şekilde azaltmaya çalışıyor. Haliyle bu durum fazla kiloları da beraberinde getiriyor. Stresinizi azaltacak, kafanızı dağıtacak birtakım aktivitelerle karın bölgesi yağlanmasına karşı gelebilirsiniz. Egzersize ne dersiniz?

2.Şekerli içeceklere dikkat!

Canınız bir şeyler içmek istedi… Bizden size tavsiye eliniz sudan başka bir şeye gitmesin! Özellikle de gazlı ve şekerli içeceklerden uzak durun. Yapılan araştırmalar içilen gazlı içeceklerin bel bölgesindeki yağlanmalara sebep olduğunu gösteriyor.
Dikkatleri fazlalıklı göbeğinizle değil de düz karnınızla çekmek istiyorsanız, bu içecekleri hayatınızdan tamamen çıkartmanız en mantıklısı. “Ben genelde light olanları tercih ediyorum” diyor olabilirsiniz.
Ama onların da masum olmadıklarını belirtelim. Yapay tatlandırıcı içerdikleri için düşündüğünüz gibi bir yarar sağlamıyorlar. Hatta light ürünleri tercih edenler kaloriden tasarruf ettiklerini düşünerek, yemeği daha fazla yiyor. Sonuç, değişen pek bir şey yok… Farkı görmek için gazlı, şekerli hatta alkollü içeceklerden olabildiğince uzak durmanız gerekiyor. İçmeniz gereken tek şey ise tabii ki doğal meyve suları ve su!

3.Bu besinleri tüketin!

-Badem
-Elma
-Avokado
-Muz
-Yumurta
-Ispanak
-Fıstık ezmesi
-Soya fasulyesi
-Yoğurt
-Yulaf kepeği
-Kaju
-Baklagiller
-Zeytinyağı
-Ahududu

4.Gece seansına son

Akşam saatlerinde hatta yatmadan önce televizyon karşısında canınızın sürekli bir şeyler yemek istediği bir gerçek. Yapılan araştırmalar gece atıştırmalarının en çok karın ve bel bölgesinde boy gösterdiğini söylüyor.
Akşam saatlerinde hatta yatmadan önce televizyon karşısında canınızın sürekli bir şeyler yemek istediği bir gerçek. Yapılan araştırmalar gece atıştırmalarının en çok karın ve bel bölgesinde boy gösterdiğini söylüyor. Çünkü akşam saatleri itibarıyla metabolizma hızı yavaşlamaya başlıyor. Böylece yediğiniz yiyecekleri sindirememiş, kilolara davetiye çıkarmış ve yağ depolamış oluyorsunuz. Düz bir karın istiyorsanız kesinlikle yatmadan önce yemek yememelisiniz.

5.İyi uyku şart!

Düzenli ve kaliteli bir uyku rutininizin olmaması metabolizmanızda kortizol seviyesinin artmasına izin verdiğiniz anlamına geliyor. Kortizol seviyesinin artması tıpkı stres faktöründe olduğu gibi karın ve bel bölgesinde fazlalıklara neden oluyor.

Zaten gece yavaşlayan metabolizma yüzünden karın ve bel bölgeniz bu durumdan daha da etkileniyor. Yapmanız gereken şey ise en az altı-sekiz saat uyumak. Uyku problemi çekenlerdenseniz yatmadan önce melisa çayı içerek rahatlıkla uykuya dalabilir, kaliteli bir uyku çekebilirsiniz.

''Güzelliklere kavuşmak zaman alır” sözünü bilirsiniz… Hayalinize kavuşmanız hemen o anda gerçekleşmeyebiliyor. Çünkü ilk başta hayalinize kavuşmak için uğraşmanız, çaba vermeniz gerekiyor. Düz bir karına durduğunuz yerde kavuşmayacaksınız. Yememeniz ya da yapmamanız gereken şeylere karşı durabilmeniz ilk kural… İnanıyoruz, yapabilirsiniz!

6.Tuzu unutun

Günlük önerilen tuz miktarı 2.300 mg… Ama çoğu kişi bu rakamı ister istemez aşıyor ve şişlik, ödem, baş dönmesi gibi problemlerle karşılaşıyor. Sağlıklı bir bünyeye sahip olmak için de ekstra tuzu hayatınızdan çıkarmanız gerektiğini hatırlatmak isteriz.

Yemeğin tadına bakmadan, yemek pişirirken dolu tutamlarla tuz atmak düz bir karnı geri plana atacağı gibi kalp ve tansiyon hastalıkları için zemin hazırlar. Bu nedenle yemeklerinize işlenmiş tuz eklemek yerine az sodyum içeren doğal kaya veya deniz tuzu ya da taze baharatlara yer vermenizi öneriyoruz.

7.Doğru egzersiz

Karın bölgenizi düzleştirmek için beslenmenizde tüm söylediklerimize dikkat ettiğinizi varsayıyoruz. Peki ya işin egzersiz tarafında neyi ne kadar doğru yaptığınızı biliyor musunuz? Bir saate yakın tempolu koşu, kardiyo yapmanız kilo vermenizi sağlayabilir evet ama karın için de bölgesel olarak farklı egzersizler yapmadan istediğiniz görünüme kavuşmanız biraz zor.

Karın kaslarınızı harekete geçirecek mekik, şınav gibi bilindik egzersizlerin dışında yüzme, bisiklet gibi aktiviteleri de deneyebilirsiniz. Bir uzmana danışarak, kendi vücut yapınıza uygun karın hareketlerini öğrenip uygulayabilirsiniz. Mahmure