Dukan dendiğinde benim aklıma protein ve tabii et geliyor. Ama siz bugün beni Mısır Çarşısı’na çağırdınız... Baharatlar ne alaka anlayamadım?
- Bu kafandaki protein algısından kurtul. Dukan diyetinde sebzelere de yer veriyorum. Benim baz aldığım şey, doğal insan. Yüzyıllar içinde insanoğlunun beslenme şekline baktım; yüzde 40 protein, yüzde 60 sebze var. Bu yüzdeler , bizim vücudumuzun nasıl şekillendiğini anlatıyor.
Ama baharatları yine es geçtik. Çok bekletmeden kilo vermek için baharatları nasıl kullanacağımızı anlatın da cümleten rahatlayalım?
- Çok acelecisin ama tamam! Baharatların sihirli bir yapısı var. Beyin algısında önemli yer tutuyorlar. Açlık hissimizi kesiyorlar. Hatta bazıları yağın yerini bile alıyor ve yemeğe fazla yağ koymaktan bizi kurtarıyor.
Mösyö Dukan hâlâ bir reçete vermediniz. Nasıl gidecek bu göbek? Siz onu söyleyin.
- Bak bunu ilk kez sana söylüyorum. Baharatlardan yapılmış bir koku kutusu hazırlayacaksın kendine. Evdeki ilaç kutularından birinin içine karanfil, tarçın ve vanilya çubuğu kesip koy. Yoğun kokusu olduğu için biraz da Türk kahvesi ekle. Hepsini karıştırıp kutunun içinde bir gün beklet. Eğer canın aniden bir şeyler yemek-içmek isterse o kutuyu aç ve bir-iki kere kokla. Bu, açlık hissini alacak, aynı zamanda da iyi hissettirecek.
Bir kola içirmediniz. Sabahtan nar kurusu koklatıyorsunuz, nar yediriyorsunuz, nar çayı içiriyorsunuz bana. Nedir bu narın kerameti?
- Nar, antioksidan bir besin ve beyin üzerinde büyük etkisi var. Fast food ve bunun gibi bütün bağımlılıklardan kurtulmana yardımcı olacak. Pudra şeklinde yoğurda falan koy, yemeklere ekle... Sonucu göreceksin!
Tamam fast food’u çözdük. Açlık krizini de bastırdık. Ama şu tatlı yok mu tatlı...
- Galiba sen iyi birisin. Sevdim seni! O yüzden bir sır daha vereceğim. Rusya seyahatimde 10 sene ABD’de yaşamış bir profesörle karşılaştım. Bağımlılıklar konusunda araştırmalar yapıyordu. Şimdi onunla kalorisi çok düşük bir çikolata üzerinde çalışıyoruz. Çikolatada yüzde 40 şeker, yüzde 40 yağ var. Yüzde 10 da protein. Kalan yüzde 10 çikolatanın sırrı. O yüzde 10’un içindeki malzemeler de bize mutluluk veren şey. İnsanı canlandırıp rahatlatıyor. İşte biz de yağ ve şeker kullanmadan aynı mutluluğu verecek çikolata üzerinde çalışıyoruz.
Bir de şu yulaf kepeği meselesi var. Şimdi bu nedir? Un mu? Kepek mi? Nasıl kullanılacak?
- Bir sabah kızım okula giderken benden yiyecek bir şeyler istedi. Evde un yoktu. Yumurta ve yulaf kepeğiyle gözleme yaptım. Yedi, okula gitti. Öğlen aradı: “Lokantada arkadaşlarımlayım ama bugün hiç acıkmadım, senin sabah verdiğin yemekten olmasın?” Sonra ofisime gelen insanlara yulaf kepeği vermeye başladım. Gerçekten iştahı kesiyordu. Bunun üzerine gitmeye karar verdim. Şimdi Dukan markasıyla kraker, gevrek, bar ve bisküviler üretiyoruz. İngiliz kraliyet ailesine bile yulafı ben veriyorum.
Diyeti uygulayıp bunları yaparsam karnımda baklavalar olur mu?
- Tabii. Pazartesiden itibaren rejime başla. Her gece bana mail yolla. Ama tatlı yeme. Alkole de veda etmen gerek. Çok canın çekerse unun yerine yulaf kepeği, saf kakao ve tatlandırıcıyla istediğin çılgınlığı yapmakta özgürsün.
Çantanızdan asla eksik etmediğiniz şeyler var mı? Veya şöyle sorayım: Bir adaya düşseniz yanınıza neler alırsınız?
- Somon, yoğurt, domates, patlıcan ve yulaf kepeği. Ha bir de karımı!
YEDİ GÜN UYGULAYIN KİLOLARDAN KURTULUN
Yedi günlük Dukan ekspres diyeti zaman ve kolaylık açısından rahatlık arayanlar için. Etkisi yedi günde görülüyor: İki-beş kilo!
1. gün saf proteinler: Sınırsız olarak saf protein (kırmızı ve beyaz et) tüketebilirsiniz, bunun yanı sıra; en az bir buçuk litre su, bir buçuk yemek kaşığı yulaf kepeği tüketmek gerekiyor ve 10 dakika tempolu bir yürüyüş.
2. gün sebzeler: Saf proteine ek olarak sebze de tüketilmesi gerek. Bunun yanı sıra bir buçuk yemek kaşığı yulaf kepeği, bir buçuk litre su. Ama bu sefer 12 dakika tempolu yürüyüş!
3. gün meyveler: Diyetin üçüncü gününde işin içine meyveler giriyor. Saf protein ve sebzelere ek olarak günde iki adet (üzüm, muz ve kiraz hariç) meyve tüketilecek. Yine bir buçuk yemek kaşığı yulaf kepeği ve bir buçuk litre su. Tempolu yürüyüş bu kez 14 dakika!
4. gün ekmek: Saf protein, sebze ve meyveye ek olarak günde iki dilim tam buğday ekmeği tüketilecek. İlave olarak her zamanki gibi bir buçuk yemek kaşığı yulaf kepeği ve bir buçuk litre su. Tempolu yürüyüş mü? Bildiniz: 16 dakika.
5. gün peynir: Saf protein, sebze, meyve, tam buğday ekmeğine ilave olarak 40 gram kadar yağlı peynir tüketmeye izin var. Tabii ki bir buçuk yemek kaşığı yulaf kepeği ve bir buçuk litre suyla birlikte. Ve 18 dakika tempolu yürüyüş.
6. gün karbonhidratlar ve nişastalı gıdalar: Saf protein, sebze, meyve, ekmek ve peynire ek olarak 200 gram kadar pişmiş bakliyat, makarna, bulgur, esmer pirinç yiyebilirsiniz. Bir buçuk yemek kaşığı yulaf kepeği ve en az bir buçuk litre suya karşılık 20 dakika tempolu yürüyüş.
7. gün ödül öğünü: Saf protein, sebze, meyve, ekmek, peynir, karbonhidrata ek olarak bir ödül öğünü yapılabiliyor. Bu öğünde bir atıştırmalık mönü, bir ana yemek ve bir tatlı yenilebiliyor. Hatta isterseniz bir kadeh kırmızı şaraba bile izin var.
KALORİSİZ MAKARNANIN SIRRI
Japonya seyahatimde Japonların shirataki diye bir makarna yediklerini gördüm. Tadını çok beğendim ve araştırdım. Patates benzeri bir bitki olan ‘konja’dan elde edildiğini öğrendim. Yerin altında büyüyor ve üzerinden bir bitki uzuyor. O patates enerjisini kaybedince de üstteki bitki ölüyor. Japonlar bu konjayı alıp pudra haline getiriyor. Bundan pilav ve makarna yapıyorlar. Kalorisi yok. Bu buluşu Japonya’dan İtalya’ya götürdüğümde İtalyanlar “Biz makarnayı çoktan yarattık” dediler ama şimdi en çok tüketilen şey shirataki. Yakında Türkiye’ye de getireceğim.
(Hakan Gence / Hürriyet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder