20 Aralık 2015 Pazar

Diyeti, kilo vermeyi unutun!

Dünya’nın geldiği şu duruma hem diyetisyen olarak, hem de bir insan olarak çok üzülüyorum. Şişmanlık, bir hastalık olmaktan çıktı. Mesele aslında şişmanlıkta değil. Herkesin, bedeniyle ilgili bir şikayeti var. Kendini beğenmiyor. Bedeninden memnun değil. Beslenmeyi takıntı haline getirmiş o kadar çok insanla karşılaşıyorum ki! Kafede, davette duyuyorum konuşmaları ya da girdiğim ortamlarda bana soruluyor. Herkes yediklerinden korkuyor. Geçenlerde bir davetteydim. Yeni tanıştığım birine diyetisyen olduğumu söyledikten sonra bana sorduğu ilk soru ‘şarap içebilir miyim?’ oldu. Daha sonra çiğ köfte ikram edildi. Bu kez de ‘Yiyebilir miyiz?’ diye sordular. Bulunduğum ortamlarda neden bana hep ‘yiyebilir miyim’ diye sorarlar? Onay alma ihtiyacı mı? İçlerinde hep yediklerinden ötürü bir korku var insanların. Benden onay alarak vicdan rahatlatmak ister gibiler…
 Önce kendinizi tanıyın
Bu nedenle ben beslenmenin sadece bir şişmanlık sorunu olduğunu düşünmüyorum. şişmanlık, buzdağının sadece görünen kısmı. Bir de görünmeyen kısmı var. Şişman olmayıp ama bilgi mağduru insanların sayısı da çok. Bize hayat boyu her şeyin eğitimi verildi. Ya beslenme eğitimi? Yaşamsal olarak en önemli şey beslenmek ama hiç kimse bize bunu anlatmıyor?

 
Genelde insanlar beslenmeyi bildiklerini sanıyorlar ama özünü bilmiyorlar. Bebekken hepimiz bilsek de büyürken bedenimizle bağlantımızı kopardığımız için bu bilgiyi unutuyoruz. Tekrar kendimize dönüp beslenmenin matematiğini öğrenmeliyiz. Ancak Bir şeyi hayatınıza katmak için, onu bilmek yetmez. Davranışlarınızın farkına varıp,  yeni bir farkındalık düzeyinde yaşamaya başlamak gerekir. Bu da bir yandan beslenmenin matematiğini öğrenmek diğer yandan kendinizi tanımakla olacaktır. Hep bize nasıl olmamız, ne yapmamız gerektiği ile ilgili hedefler veriliyor. Ve bizde bunları yapmanın peşinde, neyi neden yaptığımızı bilmeden, sorgulamadan bizim için biçilmiş hayatları yaşamaya çalışıyoruz…
 
Bakış açınızı değiştirin
Gittikçe kendi doğamızdan, kendi özgünlüğümüzden, kendi kararlarımızı almaktan uzaklaşıyoruz. Yaşayan robotlara dönüşüyoruz. Bilim dünyasının robot yaratmasına gerek kalmadı. Biz robot insanlara dönüştürüldük..
Nasıl yaşayacağımıza, nerede yaşayacağımıza, ne yiyeceğimize, ne kadar yiyeceğimize artık biz karar vermiyoruz. Kolayımıza geliyor. Sistemin bizim için aldığı kararları uygulamak… Böylece hata yapma olasılığımızı ve hata yaparsak almamız gereken sorumluluğu almıyoruz. Biz de böylece kendimizden uzaklaşıyoruz. Şişmanlığı, vermeniz gereken kiloları, zayıflığı bir kenara bırakın. Konumuz artık; şişmanlık değil. iyi yaşamak… Bedenimizi iyi beslemek… Mutlu olmak… Biz şişmanlıkla uğraştıkça konu daha da büyüyor sanki.. O yüzden zayıflamayı bir kenara bırakın. İyi yaşamak, iyi beslenmek hepimiz için geçerli olan tek konu. Bebeklerde, çocuklarda, yetişkinlerde, yaşlılarda, şişmanlarda, zayıflarda iyi beslenmekle yükümlü.. Bakış açınızı değiştirin ki, bedeninizin de size bakış açısı değişsin. Bakış açınız değiştiğinde, zaten göreceksiniz ki, zayıflamaya başlamışsınız. Ama siz, iyi beslenmeyi beklentisiz olarak yapmaya devam edin.
 
İyi beslenme hareketi başlatın
Bugüne kadar olan sistem, istersen yemeyebilirsin diyor, hep seni suçluyor. Herkes yapabilirsin diyor, ama yapamıyorsun! Diyet listelerini uygulamak zor gerçekten ve programı yapamadığında daha da suçluyor sistem. İyi beslenme hareketi başlatmalıyız! Cinayetten ölmekten korkuyoruz ama; beslenmeye bağlı ölümler dünyada daha yüksek bir oranda.

Yeni akım, bilinçli ye!
1- Bedenini dinle
2- Basit ye
3- İyi beslen
4- Her şeyden, çeşitli ye
5- Mevsiminde ye
6- Doğal ye
7- Aç olduğunda ye
8- Sevdiğini ye
9- Egzersiz yap
10- Bilinçli ol ve yaşa!

HAZIRLAYAN: UZM. DİYETİSYEN SİMGE ÇITAK / SÖZCÜ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder