Orta düzeyde kahve tüketiminin eşit hacimde suya kıyasla etkilerini doğrudan değerlendiren ilk çalışma olduğu belirtilen araştırmanın başyazarı olan ve konuyla ilgili doktora araştırması yürüten Sophie Killer ulaştıkları sonuçları şöyle yorumluyor:
“Bilimsel kanıtların eksikliğine rağmen kahve tüketiminin dehidrasyona yol açabileceği ve sağlıklı bir sıvı dengesi için kaçınılması veya azaltılması gerektiğine dair yaygın bir inanış var. Araştırmamızın amacı düzenli kahve tüketiminin, normal yaşam koşullarında, içen kişinin hidrasyon durumuna zarar verip vermediğini belirlemekti. Yaptığımız araştırma sonucunda orta düzeyde kahve tüketiminin, düzenli olarak kahve içen erkeklerde, eşit miktarlarda su tüketimine kıyasla, çeşitli hidrasyon göstergelerinde önemli farka yol açmadığını bulduk.”
Araştırma nasıl yürütüldü?
Düzenli kahve içen kişilerden oluşan örneklerde, Killer ve çalışma arkadaşları orta düzeyde sade kahve tüketiminin eşit hacimde su tüketimine kıyasla sıvı dengesi ve hidrasyon durumu üzerindeki etkisini ölçtüler. Elli erkek katılımcı iki aşamada test edildi: Üç gün boyunca, günde dört fincan (200 ml) sade kahve ya da su içmeleri gerekiyordu. İkinci aşamada, başlangıçta kahve içenler su içmeye geçtiler ve başlangıçta su içenlerse kahve içmeye. Bu iki aşama on günlük bir “arınma” dönemi ile birbirinden ayrıldı.
Hidrasyon durumunu değerlendirmek için, araştırmacılar vücut kütlesi ve toplam vücut suyunun yanı sıra kan ve idrar analizlerini de içeren çeşitli hidrasyon ölçütleri kullandılar. Araştırmacılar kahve içenler ve su içenler arasında, toplam vücut suyu veya hidrasyon durumunun kanla herhangi bir ölçümünde önemli hiçbir fark bulmadılar. Ayrıca iki grup arasında 24 saatlik idrar hacmi veya idrar konsantrasyonunda da hiçbir fark gözlemlenmedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder